Sındır: 30 Ağustos'u kimse unutturamaz

30 Ağustos Zafer Bayramının 95. Yılını coşkuyla kutladıklarını ifade ederek sözlerine başlayan Sındır, “30 Ağustos 1922 tarihi iki asırdan beri süregiden gerileme sürecinin noktalandığı çok önemli bir zaferdir. 30 Ağustos Türkiye´yi parçalamak, bölmek, yok etmek isteyen emperyalist güçlerin mutlak mağlubiyete uğradığı tarihtir. 30 Ağustos dış güçlerle bir olarak, milletini satan, yüzüstü bırakan işbirlikçilere karşı kazanılan zaferdir.  30 Ağustos milletimizin Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde verdiği bağımsızlık ve var olma mücadelesi tüm dünyanın mazlum milletlerine örnek olmuştur. Bu zafer yurtta sulh, cihanda sulh diyen tüm ezilen, sömürülen halkların bağımsızlık meşalesidir” dedi.

“MİLLİ BAYRAMLARIMIZI UNUTTURMAYA MİLLETİMİZ İZİN VERMEZ”

Cumhuriyet değerlerinin, kazanımlarının açık açık hedef alındığı söyleyerek sözlerine devam eden Sındır, “Bugün ne yazık ki Cumhuriyet devrimi ve kazanımları açık açık hedef alınıyor. Ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk heykellerine yapılan saldırılara sessiz kalan, kurtuluş savaşını, milli bayramlarımızı unutturmak ve itibarsızlaştırmak isteyen, ülkemizin kuruluş belgesi olan Lozan’ı bir hezimet gibi gösteren ve müfredattan Mustafa Kemal Atatürk ve İnönü’yü sistematik bir şekilde çıkarmak isteyen bir iktidar ile karşı karşıyayız. Bugün ülkemizin huzuru için 30 Ağustos 1922’de yakaladığımız birlik ve beraberlik duygusunu yeniden sağlamak zorundayız. Ve asla unutulmamalı milli bayramlarımızı unutturmaya kimsenin gücü yetmez. Buna milletimiz izin vermez. Bugün kuruluş ve kurtuluş değerlerine her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Bizler aydınlık ve bağımsız Türkiye´nin savunucusu olmaktan, ulusumuzu daha yaşanılabilir bir ülke yapmaya çalışmaktan asla vazgeçmeyeceğiz” dedi.

“SİYASİ PARTİ MESELESİ DEĞİL MEMLEKET MESELESİDİR”

Türkiye Cumhuriyeti’nin acıyla kanla gözyaşıyla kurulduğunu söyleyerek sözlerine son veren CHP’li Sındır konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Bugün siyasal iktidar görüşü, kimliği ne olursa olsun bütün insanlarımızı, yurttaşlarımızı kucaklamalı ayrım yapmamalı. Fakat ülkemizde ayrım her geçen gün daha da derinleşiyor. Dil, din, renk, mezhep fark etmeksizin tüm yurttaşlarımızı kucaklayan bir siyasal iktidar ile ancak ülkemizde huzur yeniden inşa edilebilir. Bugün milletimiz barış içerisinde, huzur içerisinde, refah içerisinde yaşamak istiyor. Bu değerlere de adaletli bir Türkiye ile ulaşılabilir. Milyonlarca vatandaşımızın verdiği adalet mücadelesini bir siyasi parti meselesi olarak görenler şunu unutmamalı bu haklı mücadele bir siyasi parti meselesi değil memleket meselesidir. Bugün Türkiye’de Adaletsizliğin iktidarda olduğunu gören vatandaşlar meşru bir zeminde hak, hukuk ve adalet mücadelesi veriyor.”