Sivil toplum kuruluşlarından siyasilere çağrı
İzmir’de binlerce üyesi bulunan meslek örgütleri 24 Haziran seçimleri öncesi ortak basın açıklaması yaptı. Seçim bildirgesini kamuoyuna açıklayan meslek odaları ‘Yağma düzenine TAMAM diyelim’ dedi. Dört konfederasyon seçim bildirgesini açıkladı
- Ege Postası
- 07.06.2018 - 13:57
GÜLSEN CANDEMİR/EGEPOSTASI-İzmir’deki dört konfederasyondan Kamu Emekçileri Sendikası (KESK), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları birliği (TMMOB) ve İzmir Tabip Odası (İTO), yaptığı ortak açıklama ile seçim bildirgesini açıkladı. İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Lütfü Çamlı’nın yaptığı basın açıklaması öncesi konuşan Makine Mühendisleri Odası temsilcisi Melih Yalçın, her seçim öncesi detaylı broşür hazırladıklarını ancak bu seçim baskın olduğu için buna fırsat bulamadıklarını ifade etti. Bu seçimde öne çıkan en önemli taleplerin başında demokrasi geldiğini ifade eden Yalçın, ikinci talebin ise ekonomi olduğunu ifade etti.
‘Önemli bir kavşaktayız’
Dört konfederasyonun sözcülüğünü yapan İTO Genel Sekreteri Lütfü Çamlı, “Ülkemiz, 24 Haziran 2018 tarihinde gerçekleşecek olan ve Türkiye demokrasisi adına önemli bir kavşak olarak nitelendirilebilecek milletvekili genel seçimlerine ve Cumhurbaşkanlığı seçimine hazırlanıyor.” Dedi.
“Baskın seçime doğru ilerlerken, ülke gündeminde yıllardır var olan birçok sorunun yanında demokrasi alanındaki geriye gidiş ve tek adam otoriterliği, 15 Temmuz sonrasında ivme kazanmıştır. Yeni bir dönem, yeni bir gelecek tayin etmek şimdi Türkiye’de yaşayan insanların oylarına bağlıdır.” Diyen Çamlı açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bugün önümüzde duran tablo özetle şu şekildedir: Son 16 yıl tek başına iktidar olan AKP, uyguladığı politikalarla Türkiye’yi uçurumun kenarına getirmiştir. 15 Temmuz darbe girişimi bahanesiyle OHAL ilan edilmiş, parlamenter demokrasi rafa kaldırılmıştır. OHAL gerekçe gösterilerek çıkarılan KHK’larla yüz binden fazla kamu görevlisi ihraç edilmiş, yurt dışına çıkışları, başka bir işte çalışmaları engellenerek açlığa mahkûm edilmişlerdir.
‘Ne kadar fabrika varsa özelleştirildi’
Ülke içerisinde IŞİD’li katillere göz yumulmuş, yüzlerce insanın ölümüne sebep olunmuş, oluşan kaos ortamı oya tahvil edilmeye çalışılmıştır. Tek başına iktidar olabilmek adına yurt içinde ve dışında savaş kışkırtıcılığı yapılmış, barış isteyen akademisyenler, meslek odası temsilcileri cezalandırılmak istenmiştir. Yaratılan korku imparatorluğu ve devlet içinde kadrolaşma politikaları ile yargı, bağımsızlığını tamamen yitirmiş, tek adamın yönetimine geçmiştir. Cumhuriyet’in kurulduğu günden bu yana büyük emeklerle yaratılan ne kadar fabrika, işletme, kurum varsa özelleştirilmiş, yağma ettirilmiştir. Ülkemizde üretime dayalı bir ekonomi yerine, inşaat sektörüne dayalı rant ekonomisi yaratılmıştır. Uygulanan ekonomi politikaları ile yoksullar daha yoksullaşmış, zenginler daha da zengin olmuştur. Uygulanan tarım politikaları ile ithalat hızla artmış, çiftçiler yüksek girdi maliyetleri nedeniyle üretimden kopmuş, kırdan kente göç artmış ve yeni kent yoksulları olarak çiftçiler kent nüfusuna ucuz işgücü olarak katılmış ve emek sömürüsü derinleşmiştir.
‘Artık yeter!’
Kentlerimizin büyük bölümünde yaşam alanları plansız yapılaşma ile yok edilmiştir. Ormanlarımız, kıyılarımız, doğal yaşam alanlarımız, tarım alanlarımız, zeytinliklerimiz yapılaşmaya açılmıştır. Eğitim gericileştirilmiş, çocuklarımız imam hatip okullarına zorlanmış, eğitim sistemi kullanılarak dinci ve kinci bir nesil yaratılmaya çalışılmıştır. Sağlık ticarileştirilmiş, halkın ücretsiz, nitelikli sağlık hizmetine erişimi güçleşmiştir. İş cinayetleri nedeniyle her yıl binlerce emekçi daha fazla kâr hırsının kurbanı olmaktadır. Uygulanan yağma politikalarıyla ülkemiz ekonomik, siyasi ve sosyal olarak uçurumun kenarına kadar gelmiştir. Biz emek ve meslek örgütleri olarak diyoruz ki; ARTIK YETER! Yağma düzenine son… Bu düzeni değiştirin! Üstümüze düşen en önemli görev 24 Haziran’da ve ikinci tur olursa 8 Temmuz’da sandığa gidip oy vermektir. Sandığa gidip oy vermek yetmez. Mutlaka oylarımıza sahip çıkmalı, sandıklarda sandık kurulu görevlisi veya müşahit olarak görev almalıyız. Bu doğrultuda oyumuzu, parlamenter demokrasiden, toplumcu, sosyal devlet anlayışından yana adaylar ve partiler için kullanalım. Yaşanabilir bir ülke için ilk adımları hep birlikte atalım."
‘Vaatlerin takipçisiyiz’
Dört konfederasyon temsilcisi, şimdiye kadar CHP ve HDP adaylarının kendilerini ziyarete geldiğini, onlara da düşüncelerini aktarıp, beklentilerini paylaştıklarını söylediler. TMMOB temsilcisi Melih Yalçın ise, “Muhalefet, bizlere de kamuoyuna da iktidar partisinin yaptıklarının tersini yapmayı vaat ediyor. Ancak seçim döneminde vaatler her zaman olur. Bizler seçimden sonra bu sözlerin takipçisi olacağız. Bakalım muhalefet özellikle ekonomik sorunları, üretenlere daha yük bindirerek mi çözecek sermayenin yakasına yapışarak mı, bunu hep birlikte göreceğiz.” Diye konuştu.
Yorum Yazın