Dolar 34,5697
%0.04
Euro 36,3178
%0.05
Altın 2.918,890
%-2.88
Bist-100 9.660,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Soma davasında işçiler anlatıyor: Baskı vardı!

Soma davasında işçiler anlatıyor: Baskı vardı!

MANİSA'nın Soma İlçesi'nde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 8'i tutuklu 46 sanıklı davanın görüldüğü Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde, tanıkların ifadelerinin alınmasına devam edildi.

  • Ege Postası
  • 21.10.2015 - 16:04
Soma'da geçen yıl 13 Mayıs'ta meydana gelen faciada, 301 madencinin yaşamını yitirmesi ardından başlatılan adli soruşturmada, haklarında, 'Olası kastla öldürme', 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma', 'Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama' suçlarından 301 kez, 2 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan toplam 46 sanığın yargılanmasına, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi.

Duruşmada, tutuklu sanıklar Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru, İşletme Müdürü Akın Çelik, Maden Mühendisi, İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı, maden mühendisleri Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık, Ertan Ersoy, emniyet teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik'in yanı sıra tutuksuz sanıkların bir bölümü hazır bulundu. Ölen madencilerin aileleri de, polisin arama noktasından geçtikten sonra duruşmayı takip etmek için mahkeme salonuna geldi.

YANGIN BANTTAN ÇIKMAMIŞTIR
Duruşmada ilk olarak, bant ustası olan Erkan Kılıç, tanık olarak dinlendi. 2003 yılından beri facianın yaşandığı ocakta çalıştığını anlatan Erhan Kılıç, “Olay günü anayol 3'üncü bandın kuyruğunda çalışıyorduk. Saat 14.00 gibi dinamit patlatıldı. Yaklaşık beş dakika sonra aynı yerde çalışmaya başladık. Saat 14.30'da da o bölgeden ayrıldık. Bu sırada da dinamit patladığı anda sensörle gaz ölçümü yapan emniyetçiyi de görmedim" dedi. Buradaki temizlik çalışmasının sona ermesiyle insan nakil bandına bindiklerini de söyleyen Erkan Kılıç, “Yaklaşık 15 - 20 metre ilerledik bir koku geldi. Lastik kokusuna benziyordu. Bantta mı sorun var deyip gidip baktık. Dumanı gördük ardından temiz hava bölgesine çıktık. Duman önce zayıftı, sonra tüm ocağı kapladı" dedi. 

Olay günü ve öncesindeki üç aylık dönemde, 4'üncü bantta elektrik arızası olduğunu, bantın o gün de 3 - 4 kez çekmemezlik yaptığını anlatan Kılıç, yangının banttan çıkmış olabileceğini sanmadığını savundu. 

OCAĞA GELİP SİZ DE GÖRDÜNÜZ
Halen facianın yaşandığı ocakta çalıştığını ifade eden Erkan Kılıç, sanık Akın Çelik'in avukatı Yusuf Koçyiğit'in bantlarla ilgisi sorularına ise, "Bandın tahriklerden yanmadığını ocağa gelip siz de gördünüz. Bir kaç ay önce ocağa gelmiştiniz. Tahriklerden yangın çıksa orada lastik kalmazdı. Lastikleri olaydan sonra biz kestik" yanıtını verdi. 

ÜRETİM BASKISI VARDI
Tanık işçilerden kaynak ustası Serkan Aslan da, olay günü, 3'üncü bant bölgesinde bulundukları sırada saat 14.40 - 14.50 arasında elektriğin kesildiğini söyledi. Yaşananları da anlatan Serkan Aslan, “Bir yerlere ulaşmak istedim ama telefon çalışmıyordu. Yaklaşık 5 dakika sonra amirler geldi. Bir patlama sesi duymadım. Olaydan önce 15 - 20 gündür ocak genelinde sıcaklık vardı" dedi. Yangın tüplerinin bazıları boş olduğunu da ileri süren Aslan, “Ben boş tüple kaynak yapmazdım, boş tüp bulunca yukarı çıkarırdım, değiştirildi. Yangın tüpü olmadan emniyetçi kaynak yaptırmazdı. 6 yıllık gaz maskeme de hiç bakım yapılmadı" dedi. Üretim baskısından dolayı 1 - 2 saatte tamir edilecek arızaların erken bitirilmesi için uyarıldıklarını da söyleyen Serkan Aslan, “Ancak iş erken bitmediği için herhangi bir ceza almadım" dedi. Madene müfettiş geleceğinden 1 hafta - 10 gün önce haberlerinin olduğunu da öne süren Şerkan Aslan, “Müfettişten önce yapılmayan işler, onlar geleceği zaman yapılırdı. Müfettişler, ana yolda ilerleyip geri dönerdi" dedi. 

MUSTAFA KÖSE İLE YÜZLEŞTİ
Olay günü Serkan Arslan ile yan yana çalışan Mustafa Köse arasında ifade farklılığı çıktı. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı, Mustafa Köse'yi tekrar çağırdı. Bu kez ilk ifadesinde, “Şiddetli bir ses duydum" diye olay anını anlatan Mustafa Köse'ye, Serkan Arslan'ın “patlama duymadım" dediği anlatıldı. Mustafa Köse, soru üzerine, “Şiddetli patlama yoktu ama kulağımda basınç hissettim. Serkan abi, beni yukarı gönderdi, kendisi de aşağıya indi, bir yakını mı vardı yoksa başka bir şey için mi indi hatırlamıyorum" yanıtını verdi.

Bu arada ikinci kez söz alan Serkan Arslan da “Bir patlama olsaydı benim duymamam imkansızdı. Ben ona 'sen dışarı çık' dedim. Beni de amirim çağırdığı içini aşağı indim. Yoksa niye aşağı ineyim'" dedi.

Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı, duruşmaya öğle arası verdi. 

O ZAMAN FARELER ÖLMÜŞTÜ 
Manisa'nın Soma İlçesi'nde, 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 8'i tutuklu 46 sanıklı davanın görüldüğü Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde, tanıkların ifadelerinin alınmasına öğleden sonra da devam edildi. Duruşmada ilk olarak, geçen haftaki duruşma sırasında fenalaştığı için ifade veremeyen Yusuf Koçan dinlendi. Faciada kardeşi Rıdvan Koçan'ı da kaybeden, bu nedenle de davaya müdahil olan Yusuf Koçan, tanık sıfatıyla ifade verdi. Facianın yaşandığı ocakta tamir tarama ekibinde çalıştığını, olay günü 3'üncü bantta dinamit atılan bölgede görev yaptığını anlatan Koçan, patlatmadan yaklaşık 5 - 6 dakika sonra yoğun bir dumanın geldiğini söyledi. Dumanın çok sıcak olmasından dolayı, olayın yaşandığı bölgede yangın çıktığını da savunan Yusuf Koçan, havanın daha erken ters çevrilmesi durumunda ölü sayısının daha da az olacağını öne sürdü. 

Olay zamanı, ocağa tahliyeci malzemeleriyle girecek bir kişinin kapıları kapatmasının da ölü sayısının az olmasında etkili olacağını anlatan Yusuf Koçan, "O zaman S panosuna duman gitmeyecekti. Olay anında sadece kardeşimi düşünüyordum. Ben şuna cevap bulamıyorum. Niye İmbat maden ocağından gelip de havayı ters çevirtiyorlar da, bunun öncesinde bizimkiler ters çevirmiyorlar, niye bekliyorlar'" dedi. 

Ocağın A panosunda daha önce meydana gelen göçüğün de iyi kapatılmadığını ileri süren Yusuf Koçan, olay günü yapılan dinamit atımının, o göçüğün tekrar yaşanması için tetikleyici özellikte olabileceğini ifade etti. İfadesini sonunda Yusuf Koçan, Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı'ya, "Hakim bey bir sorum var, şu Akın Çelik, S panosunda niye emniyeti almadı'" sorusunu yöneltti. Ardından da yerine geçti.  

DİNAMİTİ PATLATAN İŞÇİ KONUŞTU 
Yusuf Koçan'ın ardından faciadan hemen önce ocakta dinamit patlatan işçi Sezai Gezgin, tanık olarak dinlendi. Madenciliğe 2008 yılından sonra facianın yaşandığı ocakta devam ettiğini anlatan Sezai Gezgin, "Bana 3'üncü bandın altına delik delindiği haberi verildi ve patlatma yapmam istedi. Bende bant altındaki deliğe 3'te 1 oranında dinamit lokumu koydum. Gerekli önlemleri aldıktan sonra patlamayı yaptım. Patlatmadan sonra her şey normaldi. Bandı kontrol ettik, hasar yoktu. Bantlar çalışır vaziyette oradan ayrıldım. 15 - 20 dakika sonra patlatma yaptığım yönden duman geldiği söylendi. Ben, yanımda dinamit malzemeleri olduğu için onları alıp yukarı çıktım" dedi. 

Dinamit atımı öncesinde gaz ölçümü yapıldığını, sonrasında ise yapılması gerektiği halde olmadığını söyleyen Gezgin, "Orada hava muazzamdı, 3 taraftan hava geliyordu. Tecrübemize göre gerek yoktu" dedi. Bu sırada Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı'nın, 'Her patlatmada emniyetçi bulunması gerekmiyor mu'' sorusuna, Gezgin, "Her patlatmada emniyetçi bulmak mümkün değil" yanıtını verdi. 

Müfettişlerin da ocağa geleceğinin önceden bilindiğini söyleyen Sezai Gezgin, "Onlar gelirken, Cumhurbaşkanı ilçeye gelse ne hazırlık yapılırsa o şekilde hazırlık yapılırdı" dedi. 

İfadesinde, olay sırasında gerekli organizasyonunu da yapılamadığını ifade eden Sezai Gezgin şunları söyledi: "Olay sırasında acil eylem planı uygulanmadı. Organizasyon yapılamadı. Çalıştığım süre içinde gaz maskem kontrol edilmedi. Üretim için, amirlerin söylediği 'hadi, hadi' sözü 301 kişinin ölmesiyle bıçak gibi kesilecek bir şey değil. Adı değişti, şimdi de 'çabuk çabuk' oldu." 

2007 yılında da, ocakta kor halinde yanan kömürün tavandan çökmesiyle bandın yandığını anlatan Sezai Gezgin, "O zamana işçiler ölmemişti, ocak dışına çıktı. Sadece fareler ölmüştü" dedi. 

DEĞERLENDİRME İÇİN BİR GÜNLÜK ARA VERDİ  
Duruşmada son olarak işçi Yusuf Arslan, tanık olarak dinlerdi. Taban ekibinde külcü olarak çalıştığını, olay günü de U3 bölgesindeki 3'üncü bandın kuyruğunda görev yaptığını anlatan Yusuf Aslan, soru üzerine ocakta yangın tüpü gördüğünü, gaz maskesinin ise, 4 yılda üç kez kontrol edildiğini söyledi. Aslan, olaydan önce ocakta kısa süreli elektrik kesintileri olduğunu, ancak ocakta bir sıcaklık artışlarını hissetmediğini söyledi. Yusuf Aslan, Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı'nın, savcılık ifadesindeki 'müfettişler geleceğinde normal zamanda alınmayan emniyet tedbirleri alınıyordu' ifadesini sorması üzerine ise, "Ani müfettiş baskını olmazdı. Geleceğinden haberdar oluyorduk. Müfettiş gelirken ne yapıldığını şimdi hatırlamıyorum. 'Normal zamanda alınmayan emniyet tedbirler alınıyordu' ifadesini neden söylemişim bilmiyorum" diye konuştu. 

Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı, çok sayıda ifade aldıklarını bunları değerlendirmeleri gerektiği söyleyip bir günlük ara verip, duruşmayı 23 Ekim Cuma gününe erteledi. Cuma günü de sanık ve mağdur avukatlarının taleplerini alacak olan Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı, ardından da ara kararını açıklayacağı söyledi. (DHA)

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.