Soma maden faciası iddianamesi tamam
MANİSA'nın Soma İlçesi'nde 301 kişinin yaşamını yitirdiği maden faciasıyla ilgili daha önce hazırlanan ancak eksiklikler olduğu gerekçesiyle iade edilen iddianame tamamlanarak yeniden Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. 301 canın hesabını soracak iddianame tamam
- Ege Postası
- 26.02.2015 - 11:08
Manisa Barosu eski Başkanı ve MHP Milletvekili aday adayı avukat Zeynel Balkız, Soma faciası iddianamesinin teslim edilmesiyle ilgili Manisa Adliye Sarayı önünde açıklama yaptı. Avukat Balkız, daha önce hazırlanan iddianame ile eksiklikleri giderilen iddianame arasındaki farklara değindi.
İTİRAZLAR GİDERİLDİ
Daha önce Soma Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan gelen fezlekenin Akhisar Cumhuriyet Savcıları tarafından iddianameye dönüştürüldüğüne dikkati çeken Balkız, şunları söyledi:
"Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı'nın kararı ile bu iddianame iade olmuştu. Şu an eksiklikleri tamamlanan yeni iddianame dün Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'ne verildi. İddianamenin kabulü ile ilgili henüz Ağır Ceza Mahkemesi bir karar vermemiştir. Hem önceki iddianame, hem de yeni hazırlanan iddianame ile birlikte değerlendirildiğinde Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nin itiraz nedenlerinin sebeplerinin bu iddianamede karşılandığını görüyoruz ve bizim de beklentimiz ve görüşümüz iddianamenin kabulü noktasında olacaktır" dedi.
İDDİANAMELERİ KARŞILAŞTIRDI
İki iddianame arasındaki farkla ilgili olarak Balkız şunları söyledi:
"İddianame, kapsam itibari ile 100 sayfalık ihtarnameyken, 230 sayfalık yeni ihtarname haline geldi. İddianamenin iade sebebi önceki iddianame de belirtildiği gibi her bir sanığın şirketteki ya da maden ocağındaki görevlerini ayrı ayrı belirtilmesi ve bu görevler nedeniyle hangi sebeplerle suçlandıklarının iddianamede yer alması için olaylar, raporlar daha teknik ve daha geniş anlamda irdelenmiş ve bunların iddianamede müzakeresi yapılmıştır. Yine ayrıca diğer bir farklılık, yaralı olan 162 madencilerimizin yaralılık dereceleri ile ilgili kati raporlar alınmış ve bu kapsamda da iddianamede ceza bakımından bir değişikliğe gidilmiştir.
42 MADENCİ DE RAPOR ALINMIŞ GİBİ DEĞERLENDİRİLDİ
Şu an itibariyle alınan raporlarda 120 yaralımızın hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandıkları adli rapor ile sabittir. Ancak 42 madenci yaralımız ise o telaşla o gün raporları alınmadığı için sonradan da alınan adli tıp raporlarında kaza anında hangi derecede yaralandıkları tespit edilememiş. Ancak savcılarımızın iddianamesinde bu 42 maden çalışanımızı da diğer, hayati tehlike geçirecek şekilde ağır yaralanan madencilerimiz gibi yaralanmış oldukları ve aynı statüye sahip olduklarını değerlendirmiştir. Toplam 162 madencimizin bu kazadan dolayı sağ kurtulmasına rağmen hayati tehlike geçirecek şekilde ağır yaralandıkları ve bu suçluların bu görüş üzerinden cezalandırılacakları ortadadır."
SUÇLULAR İKİ KATEGORİYE AYRILDI
Mahkemeye teslim edilen yenilenen ikinci iddianamenin ilkinden en önemli farkının suçluların üç yerine iki farklı kategoriye ayrılmış olması olduğunu vurgulayan Balkız, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Birinci derecedeki şirket sorumluları olası kast nedeniyle önce müebbet hapis sonra 20 yıldan 25 yıla kadar ağır ceza ile cezalandırılmaları isteniyordu, ama bu şirketin üst düzey 8 yöneticisinin her bir ölüm vakası için 301 kez aynı ceza ile cezalandırılması gerekiyordu. Bu iddianamede aynı ceza istemi korunmuş. Ancak önceki iddianamede bir ikinci grup daha vardı ki 9'dan 16'ncı sıraya kadar şirketin ikinci derece yöneticileri 'bilinçli taksir' ile suçlanıyorlardı ve artırımlı olarak 32 aya kadar hapisle cezalandırılmaları isteniyordu. Üçüncü grup da vardı ki 45 şüphelinden 17 numaradan 45 numaraya kadar olan 26 şirket çalışanı kontrol mühendisi ise sadece kusurlu ve ihmali davranışları nedeniyle 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmaları talep ediliyordu. Şimdi 8 şirket yöneticisinin dışındaki 9 numaradan 45 numaraya kadar olan şüphelilerin hepsi için 'bilinçli taksir' suçundan cezalandırılmaları isteniyor. Yani bu iddianamede şüpheliler sorumlulukları bakımından iki temel ayrıma tabi tutulmuşlar. 8 kişinin müebbet hapis yerine 20 yıl hapis cezası ile cezalandırılmaları isteniyor. Geri kalan 37 kişi ise bilinçli taksir ile çok kişinin ölümüne sebep olduklarından dolayı 24 ay temel cezaya üçte bir artırım getiren 32 ay ceza ile cezalandırılmaları isteniyor."
"KASTEN ÖLDÜRMEKLE SUÇLANMALILAR"
Zeynel Balkız, yeni iddianamede bir kısım şüpheliler için istenen cezanın arttırılmış gibi göründüğünü belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim bu iddianameye bakışımızı savunma makamı olarak sorarsanız işte bu 8 kişinin dışındaki şüpheliler için istenilen ceza miktarı azdır. Bunlar 'bilinçli taksir suçundan suçlanmamalılar. Bunlar Türk Ceza Kanunumuzun 83'üncü maddesinin 3'üncü fıkrasında adlandırılan tehlikeyi, eksiliği ve kusurlu davranışları bildikleri ve gördükleri halde bu davranışlarını sürdürerek ölüme sebep olduğu bu madde gereğince 'kasten öldürmenin' gerçekleşmesi sebebiyle 15 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası ile yargılanmaları istenmeliydi. Bu nedenle ihtarnamenin ilk 8 kişi dışındaki suçlamasını yetersiz bulduğumuzu ifade ediyoruz. Sizlere mevcut iddianamenin önceki iddianame ile farkını kısaca açıklamış olduk. Bu iddianamede sanıkların ayrı ayrı kusur dereceleri bildirilmekle beraber biz savunma makamı olarak eksik buluyoruz. Ayrıca şu ayrıma da dikkatinizi çekelim. İlk 8 kişi 301 maden şehidimizin şahadetinden dolayı 301 kez ayrı ayrı cezalandırılmaları istenirken, bu 8 kişinin dışındakiler sadece bir kez hata ve kusurları ile bilinçli taksir ile birden fazla kişinin ölümüne sebep olduğu gerekçesi ile 1 kez cezalandırılmaları isteniyor. Bunun adil bir yargılama olacağına inanmıyoruz. Bugün belki vatandaşlarımız bunun farkında olmayabilir, ancak iddianamenin bu şekilde karara dönüşmesinde bile bu istenilen ceza 3 yıllık erteleme cezası sınırları dahilinde kaldığından bugün tutuklu bulunan 8 kişi dışında hiçbirinin kamu vicdanını rahatlatacak şekilde cezalandırılmayacağını bile söyleyebiliriz. İstediğim Türk Ceza Kanunu'nun 83 / 3 fıkrasının mahkeme safhasında bu şüphelilerden ek savunma alarak iddianamedeki ceza isteminin değiştirilmesi ve ağırlaştırılmasını mahkemenin huzuruna sunuyorum. Bunu kamuoyu önünde açıklıyorum. Bu dava bizim gözetimimizdedir. Asla bir oldu bittiye getirilmemelidir."
"MÜFETTİŞLER İDDİANAME'DE YOK"
Yeni iddianamede Soma maden faciasının yaşandığı madenleri denetleyen müfettişlerin yer almadığının altını çizen Zeynel Balkız, "Bu iddianamenin eksik kalan kısmı burada kamu görevli sıfatı bulunan müfettişlerin iddianamede yer almadığı hususudur. Kamu görevlisi olup da burada denetleme yapan 2010 yılından beri bu kurumu denetleyen ve olumlu raporu veren müfettişler aleyhine suç duyurusunda bulunmuştuk" dedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın bu kamu görevlileri hakkında soruşturma izni vermediğini, bunun üzerine Danıştay'da dava açıldığını kaydeden Balkız, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Danıştay'daki dava maalesef o kadar ağır yürüyor ki gecikmiş adalet, adalet değildir. Bugün öğrendiğime göre daha 20 Şubat tarihi itibari Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın savunması istenmiş ve bu da sanki kamu görevlilerin yargılanmak istenmiyor gibi hem idarede, hem de yargıda böyle bir algı olduğunu açıkça gösteriyor. Bu bakımdan burada Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na çok açık bir çağrıda bulunuyorum 301 şehidin ve 162 yaralanın kim sebep olmuşsa suçluların kabahatlilerin cezalandırılması için bunlarla ilgili derhal soruşturma izni verilmeli ve onlar da bu iddianameye dahil olarak kamuoyu vicdanını rahatlatacak şekilde adil bir yargılama Türkiye'de başlatılmalı" diye konuştu.(DHA)
Yorum Yazın