Şov yapmadım sonuç aldım!
CHP Parti Meclisi Üyesi, İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam, Ege Postası İle Gündem programına konuk oldu. Susam, “Bu konuda mütevazi olamayacağım. 8 yıllık milletvekilliği dönemim şova dayalı medyada yer almaya dayalı değil. Yaşamım tüm alanında olduğu gibi somut sonuç almaya dayalı ve olabilirliği olan, arkasında durulabilecek, savunulabilecek önergeler veririm. Söylediği ve yapmış olduğu boş olmayan bir anlayışla muhalefet ediyorum. Sorumlu bir milletvekiliyim” dedi.
- Ege Postası
- 19.01.2015 - 13:39
2015 genel seçimlerinin önemine değinen Susam, şunları söyledi;
“Her seçimin kendine göre bir değeri, kendi içinde bir önemi vardır. Konjonktürün getirdiği durumlar nedeniyle. Bulunduğumuz coğrafyaya baktığımızda çok bir süreçten geçiyoruz ve çok ciddi sorunlarla karşı karşıyayız. Suriye krizi, Irak'ın durumu ortada çevremiz yangın yeri. Rusya-Ukrayna krizi, Yunanistan'la Kıbrıs konusundaki gerginlik, Rum ve İsrail doğal gaz arama faaaliyetleri, Kuzuey Afrika'daki gelişmeler ve buna paralel olarak Avrupa Birliği süreci, Avrupa'da hareketlenen ırkçı söylemlerin kuvvetlenmesi, Avrupa'daki ekonomik durgunluklar bi yandan tüm bunlara baktığımızda çok ciddi sorunlar aynı zamanda Türkiye'nin önemini, bölgedeki gücünü gösterecek, doğru politikalarla Türkiye'ye fırsatlar sunacak gelişmelerdir. Bu iktidarın 13 yıldır uyguladığı yanlış politikalara rağmen. Ben Türkiye'den umutluyum ve gücüne inanıyorum. İslam coğrafyası ve batının gözü üzerimizde Amerika, Rusya, Çin bulunduğumuz coğrafyayı çok önemli görüyor ve önemsiyorlar. Bulunduğumuz coğrafya itibariyle çok önemseniyoruz. Tüm bu süreci iyi yönetebilirsek, Türkiye iyi bir iktidarla bölgenin ekonomik ve siyasi olarak parlayan yıldızı olur. Dünya barışınada önemli katkı koyar.1 buçuk milyar islam coğrafyası içinde tek laik devletiz. 90 yıldır bu işi alabildiğine iyi yapıyoruz eksiklere rağmen. Saygın bir ülkeyiz, çok önemli bir ülkeyiz gücünü iyi kavramak ve yönetmek gerek. Bu nalamıyla bu seçimde iyi bir iktidar Türkiye'yi yönettiği zaman Türkiye bölgedeki gerginliği bitirecek konumdadır. Çünkü Türkiye islam coğrafyası içerisinde örnek alınabilecek noktadır. Dünya da şunu görmüştür. Türkiye'yi laik rejimden uzaklaştırmak değil bu sorunlara karşı iyi yönetilen iktidar ve islam coğrafyası üzerinde laik rejimi güçlendirmek konusunda dünya içinde gerçek bir çıkıştır. Radikal akımların arttığı bir islam coğrafyasında istenmiyorsa laik rejimlerin daha etkin olduğu ülkeler gerekmektedir. Otadoğu ve Arap dünyası halkı Türk dizilerini izleyerek hem müslüman ülke hem de demokratik yaşam tarzının, nimetlerinin ne demek olduğunu gören insan Türkiye'yi takip ediyor. Bu dizilerden müthiş bir şekilde etkilenip ülkemize geliyor.92 yıl önce ülkemizde devrimi gerçekleştiren ve ulusal kurtuluş savaşını vererek cumhuriyeti kuran kadrolar CHP kadrolarıdır. Bunlar çok önemli bir devrimi gerçekleştirmişlerdir. O dönem içinde rejim değişikliğiyle karşılaşıp ayakta kalan tek ülkedir. Cumhuriyeti kuran partinin ve kadrolarının 2015'te tekrar iktidar olması hem Türkiye hem de Dünya için çok iyi bir çıkış olacaktır ayrıca ihtiyaç ve gerekliliktir. CHP'de bunun için seçimlere hazırlanıyor. Çevremize barışın gelmesi, dünya ile ılıman bir iklimin egemen olması somut bir adım olarak istiyoruz. Bu iktidarın başarısızlığı çok net olarak ortaya çıkmıştır. 76 milyonun kardeşçe bir arada yaşaması için iktidarı hedefliyoruz. 2015 CHP'ye iktidar getirecektir. Sadece doğru anlatmalıyız algı politikasını aşmalıyız.İktidar algı operasyonuyla kendi kaynaklarını kullanarak farklı şekilde anlatıyor. Her şey güllük gülistanlık gibi gösteriliyor. Değişen, gelişen yollarıyla kalkınan tünelleriyle havaalanlarıyla, refahın uçtuğu bir ülke olarak gösteriyor. Bunları tekrarlaya tekrarlaya sanki millet refah ve huzur içinde yaşaması için çalışıyormuş gibi bu iktidarın devam etmesi istikrar olarak adlandırılan bu iktidarın insanların önüne koyuyor. Bunları bir kenara bırakıp tarım ve hayvancılık yapan kesim mutlu m? esnaf mutlu m? Sosyal kesimler mutlu m? Sanayiciler üretmek cazip değil diyor. Uygulanan politikalarla sanayicinin üretim yapması engelleniyor. 12 milyon emeklinin durumu ortada verilen zam ortada. Kadınların sosyal durumları köreltilmeye çalışılıyor. Önce bunlara bakmak gerek. Yarattıkları gelir adaletsizliğine bakmak gerek. Algı operasyonuyla topluma ekonomiyi büyütüyoruz algısı yansıtıyorlar. Toplumun gerçekleri bu. Biz şu algıyı vermeliyiz halka Türkiye büyük bir ülke ve tekrar kalkınır, bunun olmaması için bir sebep yok. Biz Türkiye'yi üreten, büyüten herkese hakettiğini veren bir ülke yapacağız. Huzuru ve refahı adil paylaşacak bir iktidar için hazırız. Gerçek büyümeyi CHP kadroları yapacaktır. Bunu bildikleri içinde dönüp başka bir algı ortaya atıyorlar CHP kendi içinde kavga ediyor. Bu da algı operasyonun bir parçası. Onların yaptığı yolsuzluklara bir kişi ses çıkarabiliyor m? Onların içinde kavga yok m? AK Parti Buca'da 2 aday çıktı, ikinci aday çıktı diye kongreyi iptal etmediler m? Yine ikinci aday çıktı diye Muğla'da il kongresini iptal ettirmediler m? İkinci aday sanki vatan haini gibi nitelendirmediler m? Bunlar görünmez iktidar olduğu için ama CHP kendi içinde parti içi demokrasiyi işletti için sanki kavga varmış gibi gösterilir. 'Bunlar kendi içinde kavga eder ülkeyi yönetemez bırakın biz yönetelim' algısı yaratılıyor. Böyle bir şey söz konusu bile olmaz bugün CHP'nin kadroları ülkeyi ve ülke ekonomisini en iyi yönetecek kadrolardır.Cumhuriyet çok önemlidir kazanımları bu ülke için çok önemlidir. Hani bazı milletvekilleri konuşuyor ya 'cumhuriyete reklam arası' diyor ya o kendisi reklam yapıyor. Ben onu hiç kaale almıyorum. Bizler cumhuriyet kazanımları ile büyümüş insanlarız. Bu dönemde cumhuriyetin nimetlerinden uzaklaşılıyor. Cumhuriyeti tanımıyorlar sadece birilerine yaranmaya çalışıyorlar. Onun için cumhuriyet güçlüdür ve cumhuriyeti kuran bir iradenin partisi olarak CHP Türkiye'yi yönetmeye taliptir. Parti içi sorunlar küçük sorunlardır. İktidara çatamayanlar muhalefetin en küçük olayını gündeme taşıyor.
HÜKÜMETİN İZMİR'LE İLGİLİ HİÇ BİR VİZYONU YOK
Hükümetin İzmir’e vizyon yatırımları yapmadığını öne süren Susam, “ İzmir Kocaeli'ni de geçerek vergisini en düzenli ve en çok ödeyen ikinci il. İzmir kendi ayakları üzerinde kalkınan bir kent. Türkiye'de kentlerin büyümeleri iktidarın çizdiği stratejilerle ilerler zaten kalkınma planları bunun için yapılır. Hükümet bunları belirli bölgelere dağıtır. Bakınız bu iktidar döneminde özellikle söylüyorum bir vizyon kent için yeterli ve gerekli önem verilmemiştir. İzmir'in dışında büyüyen kentlere baktığımızda İstanbul,Kocaeli,Bursa, İzmir, Ankara ihracat sırlamasında İstanbul'a ne verilmiştir. İstanbul dünya kenti yapılma noktasında ticaret kenti olmuştur. Turizmin, sanayinin en büyük kenti olmuştur, hatta finans merkezleri Ankara'da İstanbul'a götürülmüş büyük bir mega kenti olması noktasında projelerle almış başını gidiyor. Kocaeli'nin büyümesinin altında yatan neden ise hükümet yatırımlarıyla orası petrokimya işleme merkezi olmuştur. Bursa bir otomotiv şehri olmuş. Yine merkezi hükümetin yatırımlar konusunda verdiği teşvikler.İzmir'e geliyorsunuz hükümetin İzmir'le ilgili hiç bir vizyonu yok. İzmir'i şöyle bir kent yapacağım, sağlık kenti, turizm kenti, bilişim kenti, sanayi kenti, tarım kenti tarıma dayalı yüksek teknoloji kenti yapacağım dediği bir vizyonu var m? Vizyonsuz olan bu hükümet İzmir'in elini kolunu bağlayarak kendi haline bırakmıştır. İzmir kendi halinde kalkınıyor.Artı yanında Manisa-İzmir arası yarım saat bile yok. ama sanayi de tam bir ayrıcalık yaratmış organize desteklerinde Manisa üçüncü desteğini almış İzmir bir destek almış. Tabi İzmir'e yatırım yapacak İzmir'in gönderdiği vergileri tabi ki yatırıma dönüştürecek. İzmir'in hükümetten istedikleri şudur bir adaletsizlikleri kaldır. Manisa ve İzmir arasındaki adaletsizliği kaldır. İzmir'i bir vizyon kenti yap. İzmir'de çok ciddi bir insan kaynağı var. İzmir Ege Bölgesi'nin metropolü bunun için hem tarım, hem sanayi, hem turizm hem de sağlık turizmi potansiyeli olan bir kent aynı zamanda bilişim ve üniversite kenti olarak ta bu alanda da yatırımlar yapabilecekken, İzmir'e bir yatırım konusunda bir vizyon koymamıştır. Diğer kentlere vizyon koyuyorlar ama İzmir'e yok. İktidara gelmenin yolu bir vizyon koyarsın, anlatırsın, ama tabi ekonomik vizyon yetmez İzmir için yanında siyasal ve sosyal vizyon koyarsın. İzmir'in Atatürkçülüğünü koyarsın, demokrasi özlemini koyarsın. Çağdaş yaşam tarzını koyarsın. İktidar olursun neden olmayasın. Koysunlar olsunlar. Ama yapmadan bana oy verirsen ben daha sonra başlarım. Buna İzmirli inanmaz. İktidarlar, vatandaşa iktidar kaynaklarını kullanırken, bana oy verirsen sana seni abad ederim, bana oy vermezsen seni berbat ederim' anlayışından kurtulmaları lazım. Bu yaklaşım doğru değildir. İzmirli bu yaklaşımı kabul etmez. İzmir dürüst ve çalışkan kenttir. İzmirli kendi ayakları üzerinde duran doğru insanlardır. Vergisini düzenli öder. Kayıt dışının en az olduğu kentlerden bir tanesi İzmir'dir”
SORUMLU BİR MİLLETVEKİLİYİM
Meclis çalışmalarının şova dönük olmadığını ve sonuca dayalı çalışmalar yaptığını ifade eden Susam, “ 8 yıllık milletvekilliği dönemim şova dayalı medyada yer almaya dayalı değil. Yaşamım tüm alanında olduğu gibi somut sonuç almaya dayalı ve olabilirliği olan, arkasında durulabilecek, savunulabilecek önergeler veririm. İşte bu hafta 'Hipermarket Yasasını' çıkardım geldim. Bu yasada hiç mütevazi olmayacağım. Çıkmasında emeğim, katkım büyüktür. İktidarı da bu işe zorlayan ve ikna edende benim. Yasa çıktıktan sonra beni kutladılar. Yani ben kavga etmek için parlamentoya, birine laf çakayım diye gitmedim. Ben topluma hizmet edeyim diye gittim. İşte yine en son Maden Yasasını görüştüm geldim orada CHP olarak ne kadar yapıcı ve şekillendirici muhalefet ettiğimizi herkes biliyor. Ben olabilecekler teklifler veririm. Yoksa oturur gazetede hangi haber çıkmışsa ona bakar danışmanınıza o haberlerle ilgili teklif hazırlatırsınız. Yaz, soru önergesi yaz dersiniz. Ne olacak peki, bunun bir anlamı var mı. Hiçbiri gündeme alınmadığı, sadece medya da kaç tane önerge vermiş diye geçen bir anlayışa sahip değilim sonuç aldığınız kaç tane teklif var ben ona bakarım. Küçük esnafların vergiden muaf olması benim önerimdir. Esnaf, Bağ-kur primini 1 ay ödemediği zaman hastaneye gidemiyordu, ilaçlarını alamıyordu. Yetmez dedik çünkü 'sağlık hizmeti almak anayasal bir haktır' dedik. Söylediği ve yapmış olduğu boş olmayan bir anlayışla muhalefet ediyorum. Sorumlu bir milletvekiliyim” dedi.
İKTİDAR OLMAK İÇİN GREKLİ KOŞULLAR VAR
Türkiye’de CHP’nin iktidar olması için koşullar olduğunu ifade eden Susam, “ Türkiye’de şuan yeni bir iktidarın oluşması için çok net koşullar var. Ekonomik sıkıntılar, işsizliğin geldiği boyut dış politikadaki durum, demokrasideki eksiklik bir çok örnek sayabiliriz. Ülkeyi iyi yönetemeyen bir iktidar var. İktidar olmaya talip kim CHP…İktidar olma noktasında eksiklikler var. Seçim stratejimiz bu temel üzerine oturtulmalı. CHP halka dönük uzun olmayan bir programla ‘geldiğimde bunları bunları yapacağım’ demeli. Partililerimize bize düşen görev AK Parti’ye oy veren tabanla ülkenin içinde bulunduğu durumu konuşmak. Örgütlerimiz gitmeli, partililerimiz gitmeli ve anlatmalı. ‘Ülke iyi gidiyorsa devam et ama şunlar şunlar var, ülke ayrışma noktasında, biz kardeş değimliyiz. Aynı sokakta oturmuyor muyuz, aynı tarlada çalışmıyor muyuz’ denmeli. İyi bir kadroyla iyi bir programla iyi bir çalışmayla topluma ‘Ben iktidara hazırım’ mesajı verilmeli’ dedi.
KONGRELERİ YAPIP ARDINDAN ÖNSEÇİM YAPMAK MÜMKÜ DEĞİLDİ
Olağan kongre takviminin ertelenmesinin süreç içinde bir handikap yaratmayacağını söyleyen Susam, “ Bu erteleme MYK’da ve PM’de tartışıldı. Olabilseydi olurdu ama CHP’nin şöyle bir durumu vardı.Tüzüğümüzde önseçim şartı var. Aday olmak isteyen herkesin ayrılmasının ardından yeni bir örgüt yapısı kurup önseçim noktasında parti içi dinamizmi böyle sağlayalım yönünde tercih oldu.Kongre takvimini yetiştirmek ve kongreleri yapıp ondan sonra önseçim yapmak mümkün değildi.Erken seçim ihtimali de vardı. Böyle bir noktada parti bir süreci tamamlamadan işin içine girmek istemedi. Parti örgütünün kendi içinde yeni bir seçim yapmak yerine önseçim süreciyle yeni bir yapılanmaya gidildi. Bir çok yerde süreçte zaten değişim yaşandı” dedi.
ÖNSEÇİM OLACAK
Önseçim noktasında partililerin kafasında soru işaretleri olmaması gerektiğine dikkat çeken Susam, “ Tüzüğümüzde yazıyor önseçim…Yüzde 85 oranına yakın bir önseçim yapılacak. Tüzüğü değiştirmeden bunu değiştiremezsiniz. Partideki güvensizliğin kaynaklandığı nokta hakim huzurunda mı olacak yoksa eğilim yoklaması şeklinde mi olacak. Ben bir çok yerde hakim huzurunda olacağını bazı yerlerde de eğilim yoklaması şeklinde olacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
MYK ÜYESİ GİBİ ÇALIŞIYORUM
MYK’da İzmir’den hiçbir ismin olmamasını parti içi dinamiklere bağlayan Susam, “ İzmir gibi bir kentin yıllardır CHP’yi iktidar yapmış bir kentin MYK’da temsilcisi olması gerekiyordu. Parti içi dinamikler gereği İzmir’den kimse yer almadı. Biz MYK üyesi gibi davranıp aktif görev yapmaya gayret ediyoruz.Ben MYK üyesi kadar kendimi yetkili görüp İzmir’in sorunlarını genel merkezde anlatılmasına gayret sarf ediyorum.İlle bir unvan almadan da MYK üyesi gibi çalışmaya gayret sarf ediyorum” dedi.
YÖNTEM TÜZÜK GEREĞİ İŞLEDİ
İl Başkanı olarak Bedri Serter’in atanması sürecini ve Serter’i değerlendiren Susam, şunları söyledi; “ Yöntem tüzüğümüzün gereği işledi. Genel Merkez daha önce işlerin iyi yapılması için genelge yolladı. Genel Merkezle istişare yapılmasını istedi boşalan koltuklara gelecek isimler için. Genel Başkanımız ve Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız İzmir’e yönelik çalışma yaptı. Genel Başkanımız İzmir’i çok iyi biliyor. MYK’dan Bedri Serter çıktı. MYK’dan çıkan ismin arkasında durulmalı. Kim çıkarsa çıksın. Genel Merkez’in bir tercihi ve kararı. Saygı duyulmalı.Bedri Serter CHP’ye uzun yıllardır hizmet eden bir çok görev yapmış isim. İş yaşamında ve sosyal hayatındaki konumuyla da bu görevi iyi şekilde yapacak bir isim. Böylesine önemli bir süreçte görev alma isteği ve tavrı nedeniyle teşekkür ediyorum”
Yorum Yazın