Soyer'den İktisat Kongresi'nde iktidara sert eleştiriler: Bir avuç zengin dışında...
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlerde evleri yıkılan vatandaşlar için TOKİ’nin Adıyaman’da bulunan tarım arazileri üzerine konut inşa etmek için harekete geçmesine tepki gösterdi. Soyer açıklamasında, "Hiçbir şey olmamış gibi, ezberlerimizdeki şehirleri yeniden kurmaya devam edemeyiz. Yine tarım alanlarına ve yine jeolojik etüdü tamamlanmamış noktalara binalar kuramayız" dedi.
- Ege Postası
- 15.03.2023 - 16:38
- Güncelleme: 15.03.2023 - 18:00
BERİVAN KAYA/EGEPOSTASI- İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi bugün Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde kapılarını açtı.
Kongreye İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir eski Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, İYİ Parti İzmir İl Başkanı Sinan Bezircilioğlu, İlçe Belediye Başkanları, İzmir Büyükşehir Belediyesi bürokratları, İzmir iş dünyası katılım sağladı.
“BİZİM CANIMIZ TÜRKİYE”
Kongrenin açılış konuşmasını gerçekleştiren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, ‘’Biz bu buluşmayı ilk İktisat Kongresi’nden tam yüzyıl sonra, 15-21 Şubat tarihleri arasında düzenlemeyi arzulamış ve tüm hazırlıklarımızı tamamlamıştık. Fakat planladığımız gibi olmadı. 6 Şubat sabahı, çok büyük bir felaket yaşadık. Yetmezmiş gibi bölge dünden beri de sel felaketi ile başa çıkmaya çalışıyor. Acımız ve yasımız çok büyük. Çok iyi biliyoruz ki artık hiçbir şey o günün öncesindeki gibi olmayacak. Acılarımız asla dinmeyecek. Bizim bundan sonra asli yaşama nedenimiz, gençlerimiz, çocuklarımız, torunlarımız ve onlara güvenli bir gelecek bırakmak. Depremden hemen sonra yürekli bir maden işçisinin söylediği gibi… Bizim artık canımız yok. Bizim canımız, Türkiye. Ve bizler bugün burada, Türkiye’mize yeniden can vermek için bir araya geldik’’ dedi.
SOYER’DEN VİCDANLARA ÇAĞRI
Planlanandan bir ay sonra gerçekleşebilen kongrenin vicdana yapılan bir çağrı olduğunu aktaran Soyer, ‘’Diliyorum ki kırılan o fay, geçmişte yapılan büyük hatalarla gelecek arasına kalın bir çizgi çeksin. Bu deprem, bu enkaz, bu ülkede yeni kuralları, yeni kurumları ve doğasıyla uyumlu, güvenli şehirleri doğursun. Bugün ülkemiz bir kere daha yüz yıl öncesine benzer koşullardan geçiyor. Bir enkazın, bir yıkımın ortasındayız. Bu yıkımın içinde sivil bir girişimle, sivil bir kongre düzenliyoruz. Haklı ve güçlü sivil girişimler, siyasilerin kararlarını belirler. Hatta bazen sivil inisiyatifler o kadar güçlü olur ki siyasilerin başka türlü bir irade ortaya koyması mümkün olmaz. İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi, tam da böyle bir çalışma. Halkın düşüncesini, özlemlerini, kılcallardan gelen tüm önerileri birleştiriyor ve bu ülkenin misakı iktisadisini dünyaya ilan ediyoruz’’ ifadelerine yer verdi.
8 ay süren kongre hazırlıklarına değinen Başkan Soyer, toplamda gerçekleştirilen 21 buluşma sonrasında bir içerik inşasının gerçekleştirildiğini belirtti. Soyer açıklamasında, ‘’Buna aynı zamanda ortak aklın ve vicdanın inşası diyebiliriz. Geleceği inşa ediyoruz diye yola çıkmıştık. Bunun için önce ortak aklı ve vicdanı, yani demokrasiyi inşa ettik. Herkesin kendini özgürce ifade ettiği bir meydan açtık. Hazırlık çalışmalarımız o yüzden böylesine uzun bir zamana yayıldı. Böylelikle kongremiz, çokluğa ve birliğe yapılan bir çağrıya dönüştü. Biliyorum ki geleceğin Türkiyesi, artık gücünü çeşitlilikten alan bu köklerin üzerinde yükselecek. Böylelikle bu topraklar yeniden canlanacak. Nasıl ki 100 sene önce güneş ve rüzgarın enerji üretim kapasitesi bir bilinmez idiyse, bugün de bilinmez olan birçok kaynağın keşfiyle hergün doğanın sırları biraz daha ortaya çıkıyor ve sınırları genişliyor. İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin ortak akıl ve vicdan terazisi gösterdi ki, çizgisel ve parçalı düşünen bir bilim kültüründe ısrar edersek içinde insanın da yer aldığı yeni bir uygarlığı bundan sonra inşa edemeyeceğiz’’ dedi.
“BİR AVUÇ ZENGİN DIŞINDA…”
Bir başka iktisat felsefesi ve bilimle değiştirmek zorunda olduğumuza dikkat çeken Soyer, ‘’Bugün, doğayı sınırlı bir kaynak olarak gören iktisat anlayışını, doğadaki sonsuzluktan öğrenen bir başka iktisat felsefesi ve bilimle değiştirmek zorundayız. Bu, iktisadı yeniden tanımlarken atmamız gereken ilk adım. İkinci önemli adım ise kendimizle, yani insanla ilgili. Milyarlarca canlı türünden biri olarak insanlığın ihtiyaçlarının sınırsız olduğu, türümüzün bugüne kadar içine düştüğü en büyük yanılgı. Basit gibi görünen bu yanılgı yazık ki gezegenimizi bir avuç zengin dışındaki insanlar ve diğer tüm canlılar için yaşanmaz hale getirdi. Sonucunda, yerküremizin kusursuz uyumu ve sonsuz döngüleri yok olma noktasına geldi. İklim krizi de bunun sonuçlarından biridir. Doğanın ekolojik döngüleri ve insan türünün ekonomik düzeni arasındaki bu mütekabiliyet dışı koşullar, bizatihi insan da dahil tüm canlıların geleceğini tehdit etmektedir.
“ÜLKEMİZDEKİ FAZLALIKLARDAN KURTULACAĞIZ, ÇOĞALACAĞIZ”
Refahın adil dağılımı ve yoksullukla mücadelenin kapılarını aralandığını aktaran Soyer, ‘’ İnanın bana, İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nden doğan bu öneri, teknolojiden yoksun yaşamak, yoksullaşmak, durmak veya geçmişe dönmek anlamına gelmiyor. Tersine, refahın adil dağılımı ve yoksullukla mücadelenin kapılarını aralıyor. Üzerimizdeki fazlalıklardan kurtulduğumuzda eksilmeyeceğiz. Çoğalacağız. Büyüklük ve hız üzerine oturan sınırsız hırs ve ihtiraslarımızla yüzleşebilirsek, hayatın anlamının ve derinliğinin sonsuzluğuyla buluşacağız. Bencilliğimizin yerini dayanışma, bireysel zenginliğin yerini bereket, ihtiyaç fazlası tüketimin yerini ise sanat, felsefe ve yaşamın bizatihi kendisi alacak. Bu kongre, tüm sokakları yeniliğe açılan bir davettir. Bu yenilik; ortak akılla şekillenen ortak bir yaşamı, yani adaleti, dayanışmayı ve refahı çoğaltacak’’ dedi.
DEPREMİN ÜLKE EKONOMİSİNE FATUURASI 150 MİLYAR DOLAR
İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin doğaya uyuma yapılan bir davet olduğunu belirten Başkan Soyer, “Üstelik bu uyum yalnızca ekonomik gelişme değil, can güvenliğimiz için de önemli. 6 Şubat depremi, on binlerce canımızı bizlerden ayırdı. Ve biz daha acılarımız dinmemiş, yüreğimiz sızlarken, bu büyük afetin bir de ekonomik enkazıyla yüzleştik. Depremin ülke ekonomisine faturasının 150 milyar Dolar olduğu tahmin ediliyor. Yani, geçmişte yapılan hataların bedelini gelecek nesillere ödeteceğiz. Bu hiç adil değil. Yaşadıklarımızdan ders çıkarmak ve değişmek zorundayız’’ dedi.
SOYER’DEN TOKİ’YE TEPKİ: EZBERLEDİĞİMİZ ŞEHİRLERİ YENİDEN KURAMAYIZ
Adıyaman’da TOKİ’nin tarım arazileri üzerine yapmayı planladığı konutlara ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulunan Soyer, ‘’Hiçbir şey olmamış gibi, ezberlerimizdeki şehirleri yeniden kurmaya devam edemeyiz. Yine tarım alanlarına ve yine jeolojik etüdü tamamlanmamış noktalara binalar kuramayız. Üstelik biliyoruz ki geleceğin dünyası, şehirlerin dünyası olacak. Öyleyse, güvenli, afetlere dirençli ve doğayla uyumlu şehirler kurmayı başarmak zorundayız. Doğayı hızla tüketen ve karşılığında sadece çöp, karbondioksit ve kirli ayak izi üreten beton şehirler döneminin artık sonuna geldik. İnsanlığın ufku, birikimi ve sahip olduğu teknolojiler bundan çok daha iyisini yapmaya muktedir. Bugün, uygarlığımızın en büyük sınavı yeryüzündeki yaşamın bir parçası olarak nefes alıp veren ve içinde güvenle yaşanan şehirler inşa edebilmektir. İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nde işte bu değişim için bir yol açmaya gayret edeceğiz’’ ifadelerini kullandı.
RENGARENK BİR İMECE
İzmir’in bir kere daha toplumun her kesiminin buluştuğu bir meydana dönüştüğünü aktaran Soyer, ‘’Biz aslında bir yürüyüş başlattık. Sekiz aylık yürüyüşümüzde kadın erkek, genç, yetişkin ve çocuk, hep beraberdik. Türkiye’nin yedi bölgesinden gelen çiftçiler, işçiler, sanayici, tüccar ve esnaflar katıldı. Sokak emekçileri katıldı. Sanatçılar katıldı. Türkiye’den ve dünyanın birçok ülkesinden düşünür, uzman ve akademisyen bu çalışmamıza dahil oldu. Her bir paydaşımız bu yürüyüşe kendi enerjisini, coşkusunu ve düşüncelerini kattı. Böyle böyle büyüdük ve rengarenk bir imeceye dönüştük. Biliyoruz ki bu kongre, başlayıp bitecek bir süreç değil. İnsanların yeni hayalleri oldukça ve bizler nefes alıp verdikçe yürüyüşümüz çoğalarak devam edecek’’ dedi.
“BAŞARDIK, YENİDEN BAŞARACAĞIZ”
Yeni bir Türkiye’nin kurulacağını ileri süren Soyer, ‘’Biliyoruz ki, yeni bir Türkiye kuruluyor. Adil, özgür, müreffeh ve demokratik bir Türkiye. Yüz yıl önce atalarımızın yıllarca işgal altında kalmış, yanmış yıkılmış, yoksul bir ülkeden Cumhuriyet mucizesini yaratmaları gibi, bu enkazın altından kalkarak yine o muhteşem ülkeyi kuracağız. Bilim ve aklın rehberliğinde, vicdanla ve cesaretle… Binlerce yıllık kadim kültürlerin kökleri üzerinde boy veren pırıl pırıl filizlerimiz, gençlerimizle birlikte… Başardık, çok çalışacağız, yeniden başaracağız’’ dedi.
BÖKE’DEN İKTİDARA ‘DEPREM’ SALVOSU
CHP Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke, AK Parti iktidarına deprem üzerinden ağır eleştirilerde bulunarak, “ 6 Şubat’ta meydana gelen depremin yarattığı yıkımın acısı hepimizin için hala çok taze. Bugün aynı acıyı yaşayanlar bu kez sel felaketiyle baş başa bırakıldı. Ülkemize geçmiş olsun. Yaralarımızı hep birlikte dayanışmayla saracağız, birlikte iyileşeceğiz, başka yolu yok. Hep birlikte ülkemizi ayağa kaldıracağız. Bugün ne yazık ki 100 yıl sonra yine büyük bir yıkımla karşı karşıyayız. Depremin yarattığı fiziki ve can kaybına yol açmış olan yıkım ekonomik ve sosyal buhran derinleşen ve devlette yaşanan büyük bir yıkım hepsi birbirinin içine geçti. 100 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk’ün İzmir İktisat Kongresi’nde yaptığı konuşmada kıyasıya eleştirdiği saltanat ve hanedanlık düzeni gibi bugünde saray düzeni son çırpınışlarıyla ülkemizi yıkıma mahkum ederek kendisini ayakta tutmak için elinden geleni yapıyor. Hiç kuşku yok. Nasıl ki 100 yıl önce güçlü bir halk iradesiyle, bilimin ışığıyla uçurumun kenarında bir ülkeden genç bir cumhuriyet olduysa bugünde katılımcılıkla, parlamenter demokrasiyle, bilimle, liyakatle, tek adam rejiminin yıkımından cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını hep birlikte el ele var edeceğiz” dedi.
“DEPREMDEN KAÇIP SELE YAKALANAN VATANDAŞLARA KARŞI SORUMLULUK”
Ortak bir hedefin olduğuna dikkat çeken CHP’li Böke, “Ülkemizi içinde bulunduğu ağır yıkım koşullarından çıkarmak, elbirliğiyle ayağa kaldırmak. Deprem bölgelerini yeniden ayağa kaldırmak ve bir daha aynı acıları yaşamamak için hepimizin ortak sorumluluğu var. Bu sorumluluk resmi açıklamalarına göre 50 bin insanın ailesine karşı sorumluluğumuzdur. Bu sorumluluk plansızlık nedeniyle depremden kaçmış ama konteynerlere mahkum edildiği yerde sele kapılarak hayatını kaybetmiş olan yurttaşlarımıza karşı sorumluluğumuzdur. Ekonomik ve sosyal buhranın ağır etkilerini kalıcı bir şekilde ortadan kaldırmak sürdürülebilir bir kalkınma hepimizin sorumluluğu. Bu sorumluluk 3 milyon işsiz insana karşı sorumluluk. Bu sorumluluk iş bulsa dahi asgari ücrete, açlık sınırına mahkum edilen insanlara karşı sorumluluğumuz. Bu sorumluluk ölümle baş başa bırakılan kadınlara karşı sorumluluğumuzdur. Bu sorumluluk rant uğruna katledilen doğaya ve canlılara karşı sorumluluğumuz” ifadelerine yer verdi.
4 TEMELDEN OLUŞAN YENİ ANLAYIŞ
4 temelden oluşan yeni bir anlayıştan söz eden Böke, ‘’Sorumluluklarımızı yerine getirecek siyasi irade bizde mevcut. Bugün yaşadıklarımız bu düzen kuran iktidarın siyasi ve ekonomik tercihleridir, bir kader değil. Biz bu tercihleri değiştireceğiz. Yeni ilkeler ve anlayışla yeni bir düzen kuracağız. 59 gün sonra Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde bunun ilk adımlarını hep birlikte atacağız. İşte o günden başlayarak depremin yaralarını sarmak ve ülkemizin içinde bulunduğu ağır ekonomik buhrandan çıkarmak için 4 temelden oluşan yeni bir anlayışla yönetmeye başlayacağız. 15 Mayıs’ta itibaren liyakate dayalı kurumları ve yönetim anlayışını inşa edeceğiz. Yeni bir kamucu anlayışla kamu yararını merkeze alan bir yönetim kuracağız. Hak temelli güçlü ve sosyal bir devlet kuracağız. Bilime ve planlamaya dayalı hep birlikte zenginleşeceğiz, hep birlikte kalkınacağımız bir üretim düzenini hep birlikte kuracağız. O zaman kentlerimiz de ekonominiz de kapsayıcı ve dirençli olacak en önemlisi yaşanabilir olacak. İşte o zaman hep birlikte kalkınacağız’’ dedi.
“ŞAFAĞA ÇOK YAKINIZ”
Depremzedelerin evlerinin bedelsiz yapılacağını ileri süren Böke, ‘’Halk koordinasyonsuzluk nedeniyle enkaz altında kalmayacak. Aileler enkaz başında sevdiklerine ulaşmak için betonları kazmak zorunda kalmayacak. Kızılay çadır satan bir holding olmayacak, afetler esnasında halkı koruyacak. Yurttaşlarımıza borç karşılığında konut pazarlanmayacak. Fay hatları üzerine binalar inşa edilmeyecek. Depremzedeler için inşa edilen konutlar bedelsiz verilecek. Yani tek adam rejimi borçlandıracak bir ekonomi dayatırken cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, depremzedelere anahtarı bedelsiz teslim edecek. Elimizde detaylı bir reçete ile hazırız. Bu reçete kongre ile birlikte büyüdü ve siyasi iradenin parçası oldu. Biz Türkiye’yi yeni düzen ile hem ayağa kaldıracağız hem de kalıcı bir şekilde yıkıma son vereceğiz. Bunların hepsini yapacak güç hepimizde var. Atatürk’ün 100 yıl önce yaptığı konuşma halkımızın refaha erişmesi için yeni bir yüzyılın başlangıcını temsil ediyordu. Biz İzmir’de yine aynı dönüm noktasındayız. Zor günlerden geçiyoruz ama biliyoruz ki gecenin en karanlık anı şafağa en yakınıdır. Şafağa çok yakınız. Çalarak değil çalışkanlıkta. Yeni bir dönem başlıyor, halkın dönemi başlıyor, biz başlıyoruz” dedi.
Yorum Yazın