Dolar 34,6904
%0.26
Euro 36,7503
%0.37
Altın 2.961,830
%0.92
Bist-100 9.652,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Sümer: Trabzonspor Enerjisini Şike Olayinda Tümüyle Tüketti

Sümer: Trabzonspor Enerjisini Şike Olayinda Tümüyle Tüketti

– TRABZONSPOR'un eski başkanı Özkan Sümer, 3 Temmuz sürecini değerlendirdi, "Trabzonspor bu büyük haksızlıktan çok güçlenerek çıkabilirdi. Ama enerjisini tümüyle bu şike olayında tüketti" dedi. Trabzon Gazeteciler...

  • Ege Postası
  • 12.02.2014 - 17:03
– TRABZONSPOR'un eski başkanı Özkan Sümer, 3 Temmuz sürecini değerlendirdi, "Trabzonspor bu büyük haksızlıktan çok güçlenerek çıkabilirdi. Ama enerjisini tümüyle bu şike olayında tüketti" dedi.
Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nde sohbet toplantısı düzenleyen Özkan Sümer, bir süredir derneklerle, kurumlarla, kişilerle Trabzonspor’la ilgili çalışma yaptıklarını belirtirken şunları söyledi:
"Buradaki hedef herhangi bir yönetim kurulu oluşturma çabası değil. Yalnızca Trabzonspor’un bütünlüğünün gerekliliğine inandığımız için, parçalarını toplama doğrultusunda ilişkiler geliştirmeye çalıştığım için, artık hesaplaşma değil hesap yapma dönemini başlatmak istediğimiz için, barışın savaşını camiada vermek için düşünülen çabalardır."
Bir büyük kulübün bağışıklık sistemini oluşturan noktanın bütünlük olduğunu vurgulayan Sümer, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Trabzonspor’un bağışıklık sistemi, ne yazık ki bozuldu. Trabzonspor bir hamle yapacaksa doğru bilgiden ve bütünlükten yola çıkması gerekir. Trabzonspor parçalarının tamamına muhtaçtır. Farklılıklarımız, aşırılıklarımız olacak ama Trabzonspor’un ihtiyaç duyduğu duygu ve düşüncede bütünlüğe gerek var. Her şey sportif başarıya bağlıdır. Maddi gücün, prestijin, saygınlığın, kaynak yaratma kabiliyetin sportif başarıya bağlı."
"BAŞKAN OLDUM, AHTRENÖRLÜĞÜ SONLANDIRDIM"
Trabzonspor Başkanlığı sürecinde 2 mantık hatası yaptığını da vurgulayan Özkan Sümer, şöyle konuştu:
"Başkanlığı kabul etmekle, kendi antrenörlük hayatımı sonlandırdım. Benim başkaları gibi başka bir işim yok. Bildiğim, yaptığım tek iş antrenörlüktü. Başkanlıktan sonra da antrenörlüğü dönemezdim. İkinci mantık hatam ise Trabzonspor’dan istifa ederek verdiğim zarardır. Düşündüğüm bir takım rahatsızlıkları içeride kalarak tedavi edebilirdim. Böyle yansımasını, hiç hesap etmedim. Ne yazık ki kulüplerimiz kurumsal yapı kazanmış değil. Yöneticilerimiz genelde amatör. Bu kadar zor bir sektörü bilgi sahibi olmadan yönetmeye kalkmak yanlış. Bu sektör planlı bir yönetime ihtiyaç duyar. Kulüplerin en büyük rahatsızlığı bana göre bilgisizliktir. Transfer en teknik olay ama bu kadar teknik bir olayı yöneticiler halletmeye çalışıyor. Doktor olmadan reçete yazmak gibi bir şey. Bu durumda bedel ödenmesi de kaçınılmazdır. Bu bedeli de Trabzonspor ödüyor. Hep aynı yoldan giderek farklı şeyler bekliyoruz. Trabzonspor’un yol değiştirmesi çok zorunludur. Ama bilinçli bir yol değiştirme gerekiyor."
TRABZONSPOR’UN 3 VAZGEÇİLMEZİ
Özkan Sümer, Türkiye’deki futbol ortamını değerlendirirken de şöyle dedi:
"Futbol için barış, sevgi, dostluk, hak, adalet dendiğine bakmayın. Futbol dünyası inanılmaz bir kin, nefret, zalimlik, haksızlık taşıyan ve büyük bir açgözlülüğü barındıran bir dünya olmuş. Böyle bir dünyada ayakta kalabilmek kolay değil. Vahşi rekabete uyum sağlayabilmek için bütünlük, doğru bilgi ve kurumsallaşma gerekir. Trabzonspor’un ise üç tane vazgeçilmezi var; yarışmak, kurumsallaşmak ve üretmek zorunluluğu."
"AKÇAY YANLIŞ MEKANİZMANIN PARÇASIYDI"
Özkan Sümer, sohbet sırasında Mustafa Akçay’ın Trazonspor'dan istifasıyla ilgili bir soruya da şu cevabı verdi:
"Temel dert şurada; belirtilere bakıyoruz, nedenlerden hareket etmiyoruz. Akçay’ın istifası, Trabzonspor için çare ve çözüm değil. Çünkü o yanlış mekanizmanın bir parçası. Esas olan o doğrultudaki işleyişin nasıl olması gerektiği yönündeki ihtiyaca el atmak. Bunu sağlamadığımız sürece kişiler gelir gider ama rahatsızlık değişmez. Trabzonspor yarışırken gelişmek zorundadır. Bir kısım doğruları bir araya getirsen de o doğruları iyi yönetmeyi bildiğin takdirde Trabzonspor her zaman yarışır konuma ulaşır. Bunun yakın örneği de var. Sadri Şener’in ilk dönemlerinde bir kısım doğru oyuncuyu bir araya getirdiler ve yarış sağlandı. Ancak bilinçli bir oluşum olmadığı için oyuncuların devamlılığını sağlayamadılar ve gerekli rantı elde edemediler. Oyuncuyu, yerine neyi koymak gerektiğini bildiğin zaman verebilirsin. Bu yöndeki aksaklıklar Trabzonspor’u daha sonraki çaresizliğe taşıdı diyebiliriz."
"KATİL DÜŞÜNCE, BEN BİLİRİM"
Transferde işin teknik yönünü de bilen uzman kişilerden görüş alınmamasını eleştiren Özkan Sümer, şöyle devam etti:
"Bir yöneticinin yetkisi olup da yetkinliği olmaması tam bir felakettir. İşin kaynağı da bu. Katil düşünce, (Ben bilirim) düşüncesidir. Bütün bedelleri de buradan ödüyoruz. İşleyiş, öteden beri öyle gelmiş. 95 yabancı oyuncu aldık bugüne kadar. Kaç tanesinden memnun kaldı? 5 tanesi bile değil. Demek ki 90 tane yanılgımız var. Maliyetlerini güncellersek, bir oyuncu 3 milyon euroysa toplam 270 milyon euro ediyor. Bu işin mali tablosu. Bunların bize kaybettirdiği sportif başarıların değerini de katarsak maliyet artar. Demek ki bu sektör artık heves ve heyecan işi değildir. Tam bir plan program ve uzmanlarla iş birliği yapma işidir. Trabzonspor’un rakibi 3 büyük takımdan önce, plansız transfer, parçalanma ve iç çatışmalardır."
3 TEMMUZ SÜRECİ
Özkan Sümer, Trabzonspor’un siyaset ilişkisi ve 3 Temmuz süreciyle ilgili soruları da şöyle yanıtladı:
"Trabzonspor veya büyük kulüp, siyasetten yararlanacak ama siyasetin içinde olmayacak. Çünkü her kesimden insanı barındırıyorsun. Bir tarafa yanaştın mı diğer tarafı kaybedersin. Bütün insanları kazanmaya çalışmalısınız. 3 Temmuz sürecinde ise, Trabzonspor bu büyük haksızlıktan çok güçlenerek çıkabilirdi. Enerjisini tümüyle bu şike olayında tüketti. Şike olayında vereceği mücadeleyi ihmal etmeden bir kenarda devam ettirmeli, ama futbolun doğal yapısında olan ihtiyaçlara dönük de bir çabası, heyecanı ve enerjisi olmalıydı. Bunları ihmal edip de, her şeyi şike olayı olarak gördüğümüz zaman, Trabzonspor bu noktada çok büyük zarara uğramıştır. Zaman zaman (Temiz futbol) falan söylemleriyle karşılaşıyoruz. Futbolun kirlenmesi bir yana asıl tehlike futbol kinlendi. Onu temizlemek oldukça zor. Bugün geldiğimiz noktada kendimizi yeniden gözden geçirmemiz gerekir. Neleri daha iyi yapabiliriz, nelerden yararlanabiliriz noktasında düşünmeliyiz. Ama her şeyi bütünlük içinde değerlendirmeliyiz."    

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.