TCMB yıl sonu enflasyon tahminini yükseltti
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, yılın ilk enflasyon raporunu sundu. TCMB, 2022 yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 11.8'den yüzde 23.2'ye çıkardı. TCMB'nin yıl sonu gıda enflasyonu tahmini ise yüzde 13.9'dan yüzde 24.2'ye yükseltildi. Kavcıoğlu, kura endeksli fiyatlama davranışının enflasyonu yükselten en önemli etken olduğunu söyledi. Kavcıoğlu, kur korumalı mevduat hesabının duyurulduğu gün TCMB'nin tek kuruş döviz satmadığını açıkladı. Kavcıoğlu 20 Aralık'ta bireyseller ve kurumsalların 22.5 milyar dolar sattığını, TCMB'nin rezervlerindeki azalışta BOTAŞ'a yapılan satışın etkisi olduğunu söyledi. Kavcıoğlu, bir iki ülke ile swap anlaşması görüşmelerinin sürdüğünü de sözlerine ekledi. Kavcıoğlu soru cevap bölümünde "Yüzde 14 ile bankaları fonluyoruz. Bankaların daha düşük oranlarla yatırımları finanse etmesi gerekiyor. TCMB olarak bu maliyetlerle yüksek faizli kredi verilmesine razı değiliz" ifadelerini kullanırken iç borçlanmada dövizle borçlanma diye bir şey söz konusu olmayacağını söyledi.
- Ege Postası
- 27.01.2022 - 11:09
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, yılın ilk enflasyon raporunu sundu. Kavcıoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
- Varyantlara ilişkin risklerin canlı kalması bazı ülkelerde büyümeyi olumsuz etkiledi. Türkiye'nin ana ticaret ortaklarında büyüme öngörüleri 2021 yılı için ekim dönemine göre daha çok yukarı yönlü güncellenirken 2022 için büyüme öngörüleri bir miktar aşağı yönlü güncellendi.
- Türkiye'nin dış talep görünümü olumlu seyrini korumakta. Emtia fiyatları yüksek seyrini sürdürüyor. Enerji fiyatları gerilerken doğalgaz fiyatlarındaki düşüş etkili oldu. Enerji dışı emtia fiyatları ekim rapor dönemine göre artışını sürdürdü. Küresel enflasyonda dikkat çeken artışlar gözleniyor.
- Salgının etkilerinin zayıflamasıyla ortadan kalkması beklenen arz ve tedarik sorunlarının henüz düzelme eğilimine girmediği ve enflasyonu artırıcı yönde etki etmeye devam ettiğini değerlendiriyoruz. Varlık alımları azalarak devam ederken mevcut durumda destekleyici görünüm korunuyor.
- Gelişmekte olan ülkelerin bir çoğunda da güncel enflasyon gerçekleşmeleri ve beklentiler hedeflerin üzerinde seyrediyor. Gelişmekte olan ülkelere son dönemde portföy girişleri olduğunu gözlemliyoruz. Portföy akımları hâlâ salgın öncesi seviyelere ulaşamadı.
- Çin dışındaki hisse senedi piyasalarına girişler oldu. Türkiye'ye yönelik sermaye girişleri kasım ayında hisse senedi piyasalarında devam ederken aralık ayında hem DİBS hem de hisse senedi piyasalarında sermaye çıkışları gözlemlendi.
- 2021 yılı 3. çeyreğinde milli gelir çeyreklik bazda yüzde 2.7, yıllık bazda yüzde 7.4 oranında arttı. İktisadi faaliyet söz konusu dönemde kuvvetli seyrini sürdürdü. Kapasite kullanım seviyeleri ve diğer öncü göstergeler iktisadi faaliyetin hem dış hem iç talebin desteğiyle yılın son çeyreğinde güçlü seyrettiğini göstermekte. Sanayi üretimi dördüncü çeyrekte yükseliş eğilimini sürdürdü.
- Aşılanın hızlanması küresel toparlanmayı destekliyor. Virüsün yeni varyantlarının ortaya çıkmasına bağlı olarak aşılamanın yardımıyla izolasyon tedbirleri küresel ölçekte daha gevşek tutuluyor. Perakende satış hacmi ve hizmet ciro endeksleri özellikle turizm bağlantılı kalemlerin desteğiyle artışını sürdürüyor. Kartla yapılan harcamalara ilişkin verilere göre salgından daha çok etkilenen hizmet sektörlerinde artış oranlarının daha yüksek olduğunu görüyoruz.
- Kasım ayı itibari ile dış ticaret ve üretim endeksleri yılın son çeyreğinde sabit sermaye malları talebinin güçlü seyrettiğini teyit ediyor. İlave kapasite ihtiyacının önümüzdeki dönemde de yatırım talebini destekleyecek bir unsur olduğunu destekliyoruz.
- İstihdam, turizm sektöründeki olumlu seyrin etkisiyle hizmetler sektörünün öncülüğünde artış eğilimini korurken iş gücüne katılımın da sınırlı bir yükseliş olduğunu görüyoruz.
- Anketler imalat sanayinde istihdam beklentilerinin yüksek seviyede seyrettiğini gösteriyor. Önümüzdeki dönemde istihdam artışının devam edeceğini öngörüyoruz. İhracat artış trendini sürdürdü. İthalat yükseldi. Küresel talepteki toparlanma ve reel kurun seviyesine bağlı olarak ihracat miktarı artış eğilimini korudu. İthalat miktarı ise yatay seyretti ve reel dengelenme süreci devam etti.
- 12 aylık birikimli cari dengedeki iyileşme kasım ayında devam etmekle birlikte bir miktar ivme kaybetti. Altın ve enerji hariç bakıldığında yıllık cari dengedeki iyileşmenin sürmekte olduğunu görüyoruz.
- Cari işlemler dengesindeki iyileşmenin güçlenerek devam etmesinin önümüzdeki dönemde dış finansman ihtiyacını azaltarak ülke risk primini olumlu etkilemesini beklenmektedir. Cari işlemler dengesinin 2022 yılında fazla vereceğini öngörüyoruz
- Yıllık kredi büyümesi yüzde 13.8 seviyesine gerilerken ılımlı bir seyir izlemiştir. Dördüncü çeyrekte kredi büyüme hızı tarihsel ortalamalara yakınsadı. 2021 yıl sonu itibariyle kur etkisinden arındırılmış ticari ve tüketici büyüme hızları sırayla yüzde 10.9 ve yüzde 20.2 düzeyinde gerçekleşti
- İhtiyaç kredi büyümesi yatay seyretmeye devam etti. Ticari kredilerdeki gelişmeleri önemsiyoruz.
ENFLASYON GÖRÜNÜMÜ
- Tüketici enflasyonu 2021 sonunda yüzde 36.8 olarak gerçekleşti. Ve yıllık enflasyonda tüm alt gruplarda artış gözlemlendi. Döviz kuru gelişmeleri enflasyondaki yükselişin en önemli belirleyicilerinden biri oldu. Enflasyondaki yükselişte temel mal, gıda ve enerji grupları öne çıktı.
- Çıktı açığı göstergeleri yılın son çeyreğinde potansiyelin üzerinde bir ekonomik aktiviteye işaret ediyor. Büyümenin daha dengeli bir kompozisyonda gerçekleştiğini değerlendiriyoruz. Döviz kurlarına endeksli fiyatlama davranışları enflasyondaki yükselişin en önemli belirleyicisi oldu.
- Tarımsal ürün fiyatları 3. çeyrekte ılımlı bir seyir izledikten sonra yeniden yükseldi. Tedarik zincirlerinde yeniden belirginleşen aksamalar da üretici fiyatlarının yükselmesine neden oluyor. Türkiye PMI verileri kapsamında yayınlanan tedarikçi teslim sürelerine baktığımızda süregelen iyileşme yanı sıra son aylarında tersine döndüğünü ve teslim sürelerinin yeniden uzadığını görüyoruz. Navlun fiyatları bir miktar geri çekilse de yüksek seviyedeki seyrini koruyarak arz yönlü sorunların sürdüğünü teyit ediyor
- Politika faizinde eylül- aralık döneminde toplam 500 baz puan indirim yaptık. Ocak ayına geldiğimizde bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 14 düzeyinde sabit tutulmasına karar verdik. Bu dönemde fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde şekillenmesi amacıyla MB politika araçlarında TL'yi öncelikleyen geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci yürütüyoruz
- Vadeli fiyat eğrileri ham petrol fiyatlarının önümüzdeki dönemde ekim enflasyon raporu varsayımlarının sınırlı bir miktar üzerinde kalacağını işaret ediyor. Ham petrol fiyatlarına ilişkin varsayımlarımız 2022 yılında ortalama 80.4 dolara, 2023 yılında ise ortalama 74.3 dolara güncellendi.
- Dış talebe ilişkin varsayımlarımızı sınırlı bir miktar aşağı revize ettik. Küresel enflasyondaki artışa bağlı olarak 2022 yılında finansal koşulların bir önceki rapor döneminde öngörülenden daha sıkı olacağını varsaydık. Makro ekonomik politikaların orta vadeli bir perspektifle enflasyonu düşürmeye odaklı koordineli bir şekilde belirlendiği bir görünümü esas aldık
- Temel varsayımlarımız ve kısa vadeli öngörülerimiz çerçevesinde para politikası duruşunun sürdürülebilir fiyat istikrarı hedefi doğrultusunda belirleneceği bir görünüm altında baz etkilerinin de ortadan kalkmasıyla enflasyonun kademeli olarak hedeflere yakınsayacağını öngörüyoruz.
- Enflasyon tahmin aralığımızın orta noktaları 2022 yılı sonunda 23.2, 2023 yıl sonunda yüzde 8.2 ve 2024 yıl sonunda ise yüzde 5 seviyelerine tekabül etmektedir. 2022 yıl sonu enflasyon tahminini 14.1 puanlık güncellemeyle yüzde 11.8'den yüzde 23.2'ye yükselttik.
- TL cinsinden ithalat fiyatlarına bağlı güncelleme enflasyon tahminini 4.2 puan arttırırken gıda fiyatları varsayımındaki artıştan 2 buçuk puan katkı geldi.
- Yönetilen yönlendirilen fiyatlar büyük ölçüde alkol, tütün fiyatları ile elektrik ve doğalgaz fiyatlarındaki artış kaynaklı olarak yıl sonu enflasyon tahminini 3 puan yukarı çekti. Çıktı açığındaki güncelleme tahminleri 0.3 puan aşağı çekti. 2023 yılı sonu enflasyon tahmininde yüzde 7'den yüzde 8.2'ye yükselttik. Başlangıç koşullarındaki güncellemenin enflasyonun ana eğiliminde etkileri 2023 enflasyon tahminini 0.8 puan artırdı. Diğer yandan gıda enflasyonu varsayımındaki güncelleme tahmini 0.1 puan arttı.
- TL cinsinden ithalat tahmini 0.5 puan yükseltici yönden katkıda bulunurken çıktı açığındaki güncelleme 0.2 puan düşürücü yönde etkiledi.
- 2021 yılı aralık ayında TL mevduat tercihinin güçlenmesi yönünde bir adım atıldı. Döviz kurlarında oluşan sağlıksız fiyat oluşumlarının önü alınmıştır. Bir yandan hedefli kredilerle ihracat ve cari dengeyi yatırımları ve istihdamı destekleyerek diğer yandan kredi büyümesini dengeli bir bileşimle istikrarı kılacak adımları atarak fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde tesis edilmesine katkı sunacağız.
'REZEVLERİMİZİN AZALMASIYLA İLGİLİ DEĞERLENDİRMELER YANLIŞ'
-Bizim bilançomuz dünyada en şeffaf günlük haftalık aylık yıllık farklı yapılarda açıklanan nadir merkez bankalarından bir tanesi. Bütün yaptığımız işlemleri bilançodan takip edilebiliyor. Cumhurbaşkanımızın konuşmasıyla beraber vatandaşlarımızın gösterdiği büyük bir teveccüh var. O gün Merkez Bankası tek kuruş satmamıştır. Yaklaşık bireyseller ve kurumsallar, yurt dışı 2 milyar 250 milyon dolar civarında satış gerçekleştirerek kuru o gün oldukça düşük bir seviyeye getirmiştir. Bu konudaki spekülasyonları doğru bulmuyorum. Bizim rezevlerimizin azalmasıyla ilgili değerlendirmeler de yanlıştır.
-Enerji fiyatlarının yükselişiyle BOTAŞ'ın bu anlamadaki ödemelerini Merkez Bankası olarak rezervlerden karşıladığımızı söylemiştik. Rezervleri güçlendirme noktasında reeskont kredilerinde yaptığımız değişikliklerle MB rezervlerinin artırılması noktasında hem reeskont kredilerinde, hem cevherden altın alımlarında hem swap anlaşmalarıyla önemli bir ivme kazanmıştır. 130 milyar dolarla yakın bir rezerv artışını gerçekleştirdik. Kurdaki sağlıksız oynaklıklar hem BOTAŞ'ın ihtiyaçları hem kamu kurumları ihtiyaçları noktasında rezervlerimizde bir azalış söz konusu oldu. Rezervlerimizin yükseltilmesindeki çalışmalarımız daha yoğun devam ediyor. Birleşik Arap Emirlikleri ile 5 milyar dolar swap anlaşması yaptık. Bir iki ülke ile daha görüşmelerimiz devam ediyor.
-Hem Kore gem Çinle swap anlaşmaları imzalamıştık. Biz dünya merkez bankaları içerisinde bu konuda başarılı merkez bankalarından bir tanesiyiz. Özellikle yerel parayla yaygınlaşması noktasında da swap anlaşmalarımızın çok önemli katkılarının olduğunu yaşıyoruz ve daha da göreceksiniz.
'LİRALAŞMA STRATEJİSİ'
Merkez Bankası'nın para politikası araçlarını enflasyonda fiyat istikrarı sağlama noktasında güçlü bir şekilde kullanacağını ifade ederken özellikle cari açığın ve cari dengenin sağlanmasıyla uzun dönemde sürdürülebilir bir fiyat istikrarının sağlanacağına inanıyoruz ve bu yönde politikalarımızı oluşturacağımızı ve oluşturduğumuzu daha önceki toplantıda söylemiştim. Bunun en önemli bacağından bir tanesi 'Liralaşma stratejisi'... Cumhurbaşkanımızın açıkladığı Türkiye Ekonomi modeli temelinde bunu sağlıyor.
-Üretim, yatırım, ihracat ve istihdam. Bu bizim de fiyat istikrarını sağlama noktasında engel olmayacak politikalarla hükümetin üretim, yatırı, ve yatırım noktasındaki bu politikaları desteklemek önceliğimiz kanunla bize verilmiş bir yetki. Bu politikaları destekleyerek gerçekleşmesi noktasında Liralaşma Stratejisi bunun temelini üç sac ayağından oluştuğunu söyleyebiliriz. Biz Merkez Bankası olarak üretim, yatırım, ihracat ve istihdamın desteklenmesi noktasında öncelikle 20 Aralık'ta sayın cumburbaşkanımızın açıkladığı Merkez Bankası'nın kur korumalı ürünü özellikle dolarizasyonun bitirilmesi noktasında uygulamaya aldığımız ve enflasyonun düşürülmesi noktasında çok önemli bir katkı sağlayacak.
'İNANCIMIZ TAM'
-Enflasyonla ilgili kurun özellikle baskısıyla oluşan fiyat davranış bozuklukları. Cumhurbaşkanımız da ifade etti. Biz de metinde baz etkisi köpük dediğimiz, bunların hızlı şekilde giderilmesiyle enflasyonda dezenflasyon sürecinin hızlı şekilde başlayacağını özellikle kurun etkisini azaltıp bitirdikten sonra ki bunun gerçekleşme şansız ve hızı daha fazla. Bakanlıklar ve biz bu konularda yoğun çalışma yapıyoruz enflasyon Türkiye'nin gündeminde ve enflasyondaki bu köpüğün hızlı bir şekilde alındıktan sonra ve dezenflasyon sürecine gireceğiz ve hızlı bir şekilde enflasyonu isteğimiz noktalara getireceğimiz noktasında inancımız tam. Bununla ilgili karraları alıyoruz ve uyguluyoruz. En önemli adım 20 Aralık'ta alınan kurun üzerndeki baskının giderilmiş olması. MB olarak bu liralaşma stratejisi ile birlikte hedeflediğimiz gibi tek habeli rakamlara inecek ve Türkiye gündeminden enflasyon kalkacak. TL'ye, ülkemize güveniyoruz. Vatandaşlarımızın desteğine güveniyoruz.
-Dünyadaki bütün ülkelerde ÜFE VE TÜFE arasında ülkenin yapısına değişmekle beraber çok büyük bir fark var. ÜFE'nin yükselmesi demek aynı oranda TÜFE'ye de o geçişkenliğin olacağı doğru değil. Böyle bir yaklaşım ve uygulama da yok. TV'lerde bu işi bilen arkadaşlar tarafından konuşulması çok üzücü.
-Türkiye'de yükek bir enflasyon olduğunu zaten söyledik. Bu baz etkisinin giderilmesiyle enflasyonun ve alınan bu kararlarla hızlı bir şekilde dezenflason sürecine gireceğimizi ve enflasyonun planladığımız gibi tek haneli rakamlara ineceğini, liralaşmayla beraber Türkiye Ekonomi Modeli'nin temelini oluşturan dinamikleri gerçekleştirdiğimizde Türkiye'de enflasyonun artık sorun olmaktan çıktığı dönemi hep beraber göreceğiz ve yaşayacağız.
'BANKALAR GEREKLİ ADIMI ATACAKTIR'
-Piyasadaki fazilerle ilgili Aralık ayında yaşanan olayları bundan sonra bu baz alarak konuşmak çok doğru değil. Bankalarla biz de görüşüyoruz. Bankalar da gerekli adımı atacaktır. TCMB olarak fazizi yüzde 14'e indirdik. Bu noktada herkes reel sektör de bankalar da bunu çok iyi anlasın ve bu yönde adım atsın. Bankacılık sektörünün 2 trilyon TL mevduatı var. Bir trilyon ben Merkez Bankası olarak günlük yüzde 14'le bankaları fonluyorum. Olumlu olumsuz yanları başka. Sağladığım fon kaynağı olarak maliyeti yüzde 14. Bu ortalama vadesi bunun yarısı 3 ay ve üzeri. Swaplarla verdiğim paranın yarısından fazlası 3 ay. Bankaların toplam mevduat olarak topladığı vadeden daha uzun bir süreçte ben bankaları fonluyorum.
-Bankalar kendi kaynaklarında vadesiz mevduatları 500 milyar civarında bu da önemli derecede maliyetleri düşürüyor. Kur korumalı uygulamayla rakam 209 milyara ulaştı. Türkiyedeki mevduatların ortalama süresi 45 gün ve altıdır, üzeri değil. Bugün 209 milyarın yüzde 50'den fazlası 3 ay, yüzde 20-25 civarında iki ay, 6 ay, 1 yıla uzanan bir vadeye doğru şu an gidiyoruz. Sektörde hem maliyetler düşüyor hem de vadeler uzuyor. Kur korumasında yavaş davranan bankalarımız var buradan onlara da seslenelim. Herkes bu işe çok gönülde çok sıkı şekilde sarıldığında hem vartandaşlarımızn tasarruflarını enflasyon karşısınd akorumuş olacağız, hem bankaların yapısını maliyet anlamında korumuş olacağız, hem Türkiye'nin yıllardır muzdarip olduğu vade konusundaki mevduatı daha uzun vadeye yayarak tüzel kişilerde 6 ve üzeri.
'HEM VADELER HEM MALİYET DÜŞECEK'
-TL kullandırılan kredilerde Merkez Bankası'nın reeskont kredileri çok daha düşük maliyetli olduğu halde bunun çok üzerinde kredi kullandırmanız doğru değil. Strateji ve maliyetler bellidir. Yeni dönemdeki dolarizasyon ve kur koruma ürünüyle beraber hem vadeler hem maliyetler hızlı bir şekilde düşmeye devam edecektir. Bütün bankacılık sektörü ve finansal sektör kendini bu gidişe enflasyonda da düşüşe göre bunu satın alarak bütün çalışmalarını yapmaları gerekiyor. Biz de destekleyici adımlar atmaya devam ediyoruz.
Türkiye ekonomi modeli Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ortaya konan bir model. Biz paydaşlardan bir tanesi olarak Hazine bu işn en önemli paydaşı ve uygulayıcısı olarak aynı noktada gerekli tedbirleri alacaktır. Desteğimizi sonuna kadar vereceğiz. İç borçlanmada dövizle borçlanma diye bir şey söz konusu olmayacak.
'TÜFE'YE GEÇİŞ AYNI ORANDA DEĞİL'
-Ekonomistlerin ve bu konuyla ilgilenen bir çoğunun iddia ettiği gibi enflasyon da ÜFE'yle eşdeğer yükseleceği noktasında doğru değil. Dünyada da böyle. Tabi ÜFE'den TÜFE'ye bir geçişkenlik var. Onu da zaten Türkiye'de büyük bir kısmı geçmiş durumda, yaşanmış durumda. ÜFE'den TÜFE'ye aynı oranla ya da çok yakın bir oranda geçiş söz konusu değil.
Yorum Yazın