TIR'lara izin veren AKP ilaca geçit vermedi!
Ankara, Suriye'ye silah taşıyan TIR'lara, "insani yardım malzemesi" adı altında izin verirken, Rojava'ya giden çocuk felci aşılarına, "biyolojik silah" dedi ve sınırda el koydu.
- Ege Postası
- 26.01.2014 - 10:03
İSTANBUL – Taraf’tan Müjgan :Halis’in haberine göre Suriye'ye gönderilen ve içinde mühimmat olduğu iddiasıyla durdurulan TIR'ların "MİT'e ait olduğu" gerekçesiyle aranmasına müsaade etmeyen Türkiye'nin, yardım aşılarını "biyolojik silah" olarak kabul ettiği ortaya çıktı. Yardım aşılarının, Suriye'nin kuzeyindeki Kürt bölgesi olan Rojava'ya gönderilmemesi nedeniyle çok sayıda ölüm yaşanıyor.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi'nin, Rojava'da yaptığı araştırmada ilginç sonuçlar ortaya çıktı. Buna göre; Türkiye, Rojava'ya gönderilen aşıları "biyolojik silah" olarak kabul ediyor ve geçişlerine izin vermiyor. Bu nedenle de çocuklarda beslenme bozuklukları ve açlığa bağlı ölümler yaşanıyor. Araştırmaya göre, Suriye'nin diğer kesimlerinde yaşanan çatışma ortamı Rojava'ya iç göçe neden oldu ve nüfus 3 milyona yükseldi.
ÜÇ HASTANE VAR
Rojava'da üç özel hastane ve yeni açılan bir hastane bulunduğunu tespit eden TTB; hastanelerde araç-gereç ve sağlık personeli başta olmak üzere kısıtlı koşullarda hizmet verildiğini dile getirdi. Rapor, şu tespitlerle devam etti: "Rojova'da en çok dile getirilen sorun sınır kapılarının kapalı olması, yardımlara el konulmasıdır. 800 kilometrelik sınır olmasına karşın kapıların 2011 Aralık ayından beri kapalı olduğu ve bunun yardım toplanmasını da engellediği ifade edilmiştir. Kriz masası kurulmadığı, Türkiye'ye yaralı ve hasta geçişi sadece Nusaybin'den olduğu, bu bölgede de geçişle ilgili sorunlar yaşandığı belirtilmiştir. Sınır geçişlerinde mayın patlamalarına bağlı ölüme tanıklık, yaralılara yardım edememe, ilaç, tıbbi ve gıda yardımlarını eriştirememe, aşılara biyolojik silah, anestezik ilaçlar uyuşturucu diye sınırdan geçişine izin verilmemesi bir insanlık dramıdır."
Raporda; aşı, çevre sağlığı hizmetleri, beslenme bozukluğu, toplu yaşam vb. nedenlerle bulaşıcı hastalıklarda artış gerçekleştiği, sıtma, şark çıbanı, tifo, kolera, dizanteri, brusella, kızamık, su çiçeği, hepatit B, polio (çocuk felci), kuduz, olgularında artış olduğu ifade edildi. Bölgede 1963-1965 yıllarından bu yana sıtma ve şark çıbanı hastalıklarının hiç görülmediği, 1999'dan bu yana polio olgusu görülmediği özellikle vurgulandı. Kuduz şüpheli ısırıklarda artış olmasına karşın aşı ile ilgili ciddi sıkıntılar yaşandığı sıklıkla dile getirildi.
Yorum Yazın