TMMOB’dan CHP’li belediyelere çağrı : “Çeşme projesi İzmir’in Kanal İstanbul’udur

EGEPOSTASI- İzmir Kent Konseyleri Birliği’nin çağrısıyla, TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu ve sivil toplum işbirliği ile düzenlenen “Yarımada’ya Sahip Çık” çalıştayının sonuç bildirisi ve raporu kamuoyu ile paylaşıldı ve CHP’li belediye başkanlarına çağrıda bulunuldu.

İzmir Mimarlık Merkezi’nde yapılan basın toplantısında, konuşan İzmir Kent Konseyleri Birliği Dönem Sözcüsü Özlem Duvan Temizel, “Türkiye’nin her köşesinde yürütülen ekolojik talan projelerinin en büyüklerinden birisi Çeşme Projesi olarak karşımıza çıkmaktadır” ifadelerini kullandı.

“ÇEŞME PROJESİNE DUR DİYECEĞİZ”

İzmir Kent Konseyleri Birliği Dönem Sözcüsü Özlem Duvan Temizel, “Çeşme Turizm Planı olarak sunulan proje bilimsel dayanaktan yoksun, kamu ve doğa yararına aykırıdır. Kalkınma ve turizmin gelişmesi adı altında bize sunulan proje, İzmir halkını yoksullaştıracak, nefes alma alanlarını elinden alacak, sermaye sahiplerinin elinde köleleştirecektir. Bu sadece bir doğa yıkımı değil aynı zamanda kentimizin ve tüm ülkenin doğal zenginliklerini bir avuç sermaye sahibine kurban eden; sosyal adalet, çevresel adalet gibi temel yaşam ilkelerine aykırı bir turizm planı olarak, kamunun alanlarını ve kaynaklarını kısa vadeli rant politikalarının hizmetine sunmaktır. Çeşme Projesi’nin ekolojik talan projesidir, “Çeşme Projesi İzmir’in Kanal İstanbul’udur. Türkiye’nin her köşesinde yürütülen ekolojik talan projelerinin en büyüklerinden birisi Çeşme Projesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Çeşme Projesi İzmir’in Kanal İstanbul’udur. İzmir İçin, yaşam hakkımız, geleceğimiz, yaşam alanlarımız için, Çeşme Projesine dur diyeceğiz” dedi.

“EKOLOJİK TALAN PROJESİ”

TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Aykut Akdemir, 20 yıldır ekolojik talanın devam ettiğini ifade etti ve “Talan siyasetine karşı dik duracağız. Bu sadece Çeşme Projesi için değil kentin her alanına geçerlidir. İnciraltı, Kültürpark süreci de var. Her kim ki onurlu bir şekilde talana karşı durursa onun yanındayız. Yarım konuşmak bizim işimiz değil. Çeşmeye dair yıllar önce hazırlanmış olan stratejik plan var. İKK olarak hazırladığımız rapor var. Bunun dışında ne büyükşehir, ne ilçe belediye ne de bakanlık tarafından hazırlanmış belge yok. Yasa üzerinde yürümek gerekiyor.

CHP iktidarlığındaki başta İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer olmak üzere ilçe belediye başkanlarına çağrı yapan Akdemir, “İzmir’in 20 yıldır yürüyen bir iktidarı var. Yüzde 50’lerle iktidar olan bir partiye rağmen İzmir’de farklı bir parti yerelde iktidar. Bunun nedenini yerelde iktidar olan partinin de anlaması gerekiyor. Bunun tek nedeni; bu kentin kendi yaşam alanlarını, kendi yaşam biçimini savunmasıydı. Bugün gecenin 12’sinde müziğin kesilmesin ilk tepki koyan yer İzmir ise bu kentin demokratik yapısıyla, bu kente göçle gelen, kentteki tüm insanların bu alanlara sahip çıkmasıyla gerçekleşmiştir. İktidardaki partide bunu iyi anlaması gerek, bu İzmirlilerin kendi yaşama alanını savunmasıdır. Bugün bu proje ile talan edilmek istenen alanlar her hafta sonu emekçilerin tatillerini geçirdiği alanlardır. İzmir’deki emekçilerden çalınan alanlardır buralar. İzmirlilerden çalınan bir projedir bu proje. Kentte iktidar olan partinin de anlaması gerekiyor. Oy aldığı kitlenin kim olduğunu bilmesi gerekiyor. İzmir’de zenginler kenti gibi algı yaratılmıştı ama bu alan İzmir’deki emekçilerin kullandığı alandır. Çeşme, Urla, Seferihisar, Selçuk bu kentlerde iktidara olanlar da oy aldığı kitlenin kim olduğunu bilerek hareket etmesi gerekiyor. Emekten halktan yana duruşlarını bekliyoruz. Seçilirken verdikleri sözlerini unutmadık. Tunç Soyer’in ve diğer ilçe başkanlarının sözlerini biliyoruz. Hem iktidaron, hem Soyer’in sözlerinin takipçisiyiz. ‘Çeşme’de bir proje yok niye itiraz edeceğiz demişti’ ama çalıştaya elinde bir rapor ile gelmişti. Elindeki rapor yarımada ile yapılan ilk rapordu. İKK ile bizim hazırladığımız raporda bu rapordu. Bu kentte siyaset yapanlar bu doğruyu göremeyecek noktalardaysa bir çalıştay daha yapmamız gerekiyor. Kentin tüm siyasetçilerin, karar verecilerinin net bir duruşuna ihtiyacı var. Bu projeler hırstan çıldırmış olanların projesidir.” Bu ülkede 20 yıldır bir rant ve talan süreci devam ediyor. Şu anda da hırstan çıldırmış olanların projeleriyle karşı karşıyayız. Biz TMMOB olarak o çıldırmışlara karşı durmaya devam edeceğiz. Her türlü talan siyasetine karşı dik durmaya, her kim dik duruyorsa yanında olmaya devam edeceğiz. Her kim ki bu politikalara direnirse onunla yol yürürüz. Kamudan halktan yana her türlü politikayı desteklemek, bunun aksine olan tüm politikalara karşı durmak gibi bir görevimiz var. Her kim ki onurlu durur, her kim ki hırsızlara hırsız der katillere katil der onun yanında dururuz. Biz raporlarla konuşuyoruz. Çeşme’ye dair yıllar önce hazırlanmış olan bir stratejik plan var, bizim TMMOB İKK olarak hazırladığımız bir rapor var, bir de bugün bu çalıştayın sonuç raporu var. Bunun dışında bu alana dair, bu duruşa dair ne Büyükşehir Belediyesi ne İlçe Belediyesi ne de Bakanlık tarafından hazırlanmış bir belge yok. Belge üretmek siyasetin birinci koşulu. Belge üretmek dirayetin birinci koşulu. Yasa üzerinden yürümek gerekiyor, bunun hukuki süreci de devam ediyor. Bilimsel anlamda, Yarımadanın İzmir halkı için ne kadar değerli olduğu çalıştayda da sonuçlandı. İzmir’de 20 yıldır yürüyen bir iktidar süreci var ama İzmir farklı bir kent. Yüzde 50’lerle iktidar olan bir partiye rağmen İzmir’de farklı bir parti yerelde iktidar. Bunun nedenini yerelde iktidar olan partinin de anlaması gerekiyor. Bunun tek nedeni; bu kentin kendi yaşam alanlarını, kendi yaşam biçimini savunmasıydı. Bugün gecenin 12’sinde müziğin kesilmesin ilk tepki koyan yer İzmir ise bu kentin demokratik yapısıyla, bu kente göçle gelen, kentteki tüm insanların bu alanlara sahip çıkmasıyla gerçekleşmiştir. Bugün bu projeyle talan etmek istenen bu alanlar emekçilerin hafta sonlarını tatil günlerini geçirdiği alanlardır. Bu proje gerçekleşirse eğer İzmir’de hafta sonu günü birlik piknik yapılan alanların çalındığı bir projedir. O yüzden TMMOB, bu projeye kim itiraz ediyorsa onunla yan yana durur. Bunu bu kentte iktidar olan partinin de anlaması gerekiyor. Oy aldığını kitlenin kim olduğunu bilerek ona göre söz söylemesi gerekiyor.

Bu kentte iktidar olan belediye başkanlarına sesleniyoruz, Karaburun, Çeşme, Urla, Seferihisar, Selçuk, Yarımadanın bileşeni olan ilçelerin belediye başkanlarına sesleniyoruz; kentlerinde ve bölgede her türlü imara açılması muhtemel olan alanlarda emekten ve halktan yana duruşlarını bekliyoruz. Seçilirken sözlerini unutmadık, hepsini kaydettik. Tunç başkanın da diğer belediye başkanlarının da sözlerini hatırlıyoruz. Yarımadayı korumak adına iktidarın da Tunç başkanın da takipçisiyiz. Yarımadanın sonuç bildirgesi bizim açımızdan siyaset belgesidir. Sayını Büyükşehir Belediye Başkanı da şimdiye kadar ‘Çeşme’de bir proje yok, neye itiraz edeceğiz?’ demişti. Ama çalıştaya gelirken elinde raporla geldi, elindeki rapor Yarımadayla ilgili yapılmış ilk resmi çalışmaydı, İZKA’nın hazırladığı stratejik plandı. Elinde o raporla geldi, hafızasını tazelediğini söyledi. Birinci nokta İZKA’nın hazırladığı stratejik plan, ikinci nokta İKK’nın hazırladığı rapor, üçüncü noktada bu çalıştayın sonuç bildirgesi. Şimdi

bu kentte siyaset yapanlar, bu doğruyu göremeyecek bu noktada tavır koyamayacak durumdalarsa eğer demek ki başka bir konuda bir çalıştay daha yapmamız gerekiyor. Beklediğimiz net duruş budur. Bu kentin tüm siyasetçilerine net duruşuna ihtiyacımız var. Bu projeler çılgın projeler değil, hırstan çıldırmış olanların projeleri. Çıldırmış insanların projelerine karşı dik durmanın tek yöntemi de birlikte dayanışma içinde olmaktır” dedi.