Dolar 34,6140
%0.17
Euro 36,3390
%0.1
Altın 2.920,030
%0.07
Bist-100 9.660,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
TMMOB’dan İnciraltı resti: Hesabını verecekler

TMMOB’dan İnciraltı resti: Hesabını verecekler

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İzmir Şubesi ve İl Koordinasyon Kurulu (İKK), İnciraltı Planları ve Kültürpark için ortak basın toplantısı düzenledi. Açıklamada, İl Toprak Koruma Kurulu’nun İnciraltı için rant yanlısı ve hukuki dayanağı olmayan bir karar verdiğinin altı çizilirken, “Hukuka ayrı kararların altına imza atanlar buna hesap verecektir” denildi.

  • Ege Postası
  • 08.10.2020 - 13:41

TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İzmir Şubesi ve İKK, İnciraltı Planları ve Kültürpark için ortak basın toplantısı düzenledi.

İnciraltı ile ilgili basın açıklamasını yapan Ziraat Odası İzmiş Şubesi Başkanı Tevfik Türk, arazinin tarımsal yapısının üzerinde durarak, hayata geçirilecek herhangi bir imar planını bölgenin tarımsal özelliklerine zarar vereceğini belirtti ve bu alanda tarım faaliyetleri yürütülmesi gerektiğini ve imar için alternatif alanlar bakılması gerektiğini söyledi.

TMMOB adına basın açıklamasını yapan Tevfik Türk, İnciraltı’nın İzmir’in en önemli değerlerinden ve yeşil alanlarından biri olduğunu söyledi ve “Betonlaşma sorunu yaşıyoruz. Biz bu sözü ilk defa bugün söylemiyoruz. Hukukun işlemediği bir ülkede her iki alan için hukuki dayanağımız olmadığı için sözlerimizi tekrar etmek zorunda kalıyoruz. Her iki alan için de koruma amaçlı imar planlarının yapılması gerekiyor. Koruma kanunun tekrar hatırlatmak istiyoruz. TMMOB halkı ve kamu haklarını korur. Doğa ve yeşil merkezli bir koruma planı hazırlar. Ancak şu anda İnciraltı’nda rant yanlısı bir plan var. Bu konudaki görüşümüz oldukça nettir. Ne İnciraltı sonradan üretilmiş bir alandır ne de Kültürpark son 7 yıllık bir geçmişe sahiptir. Kültürpark’ın 94 yıllık bir geçmişi vardır. Bugüne kadar gelen yönetimler betonlaşmayı ön plana koymuşlardır. Eğer şu anki yönetim kalkınmayı hedefliyorlarsa doğanın yeşilin ve kamu yararının yanında olmalılar. Karşı çıkıyoruz. Bunun dışında süreçte özellikle vurgulamak istediğimiz 2 konu var. Kültürpark la ilgi İzmir Büyükşehir Belediyesi ile yürüttüğümüz süreç devam ediyor. İnciraltı için önceki hafta alınan ve yalnızca Mimarlar Odası’nın itiraz ettiği bir karar var. Ancak İl Toprak Koruma Kurulu, bu alanın imara açılması yönelik bir karara imza attı. İl Toprak Koruma Kurulunda bu karar imza atan arkadaşlar görevlerini kötü kullanıyorlar. Hukuka ayrı kararların altına imza atanlar buna hesap verecektir.  İncir altı için Balçova belediyesi burayla uğraşmak yerine İncrialtı'nda yapılmış kaçak yapılara müdahile etmelidir" ifadelerini kullandı.

“UMUT TACİRLİĞİ YAPILDI”

Türk, açıklamada TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu olarak; bir süredir bölgenin imara açılması sürecini takip etiklerini belirtirken, “Bu Bölge 2006 yılından beri politikacılar tarafından yöre insanına umut tacirliği yapılarak, arazilerinizi imara açacağız sözleri verilerek, oy simsarlığının sonucu olarak bu günlere gelmiştir. Bu bölge son yıllarda arazi sahibi olup ben buraları imara açtırırım diyerek yöre halkını inandıranların yüzünden bugünlere gelmiştir” ifadelerini kullandı.

Alanda “yoğun tarımsal faaliyetin yapıldığının” altını çizen Türk, “İnciraltı, kentimizin en önemli açık ve yeşil alan olma özelliğine sahip bölgesi konumundadır. Dolayısıyla adı Koruma Amaçlı olup yapılaşmaya ve betonlaşmaya onay veren plan kararlarının değil; bugün ve gelecekte İnciraltı’nın özelliklerini ve geçmiş ile ilişkisini koruyan ve süreklilik gösteren planlama kararlarının yaşama geçirilmesi önemlidir.  

EXPO GÖNDERMESİ

İlk defa 9-12 Kasım 2006 tarihlerinde İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ve Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi'nde yapılan ''İnciraltı’nın Geleceğini Birlikte Kuralım'' toplantısı ile gündeme taşınmış, ardından 2007 yılında başlayan EXPO-2015 adaylığı sürecinde bölge sağlık turizmi amaçlı planlanmak istenmiştir. Hâlbuki alan özellikle “sağlık” temasının işleneceği Expo 2015 organizasyonunun, insan ve çevre sağlığını gözeten ve bunun gereğini yerine getirebilecek nitelikte bir alan olması gerekirken, İnciraltı’nın aday gösterilmesi temanın kendisiyle ters düşmüştür.

2020 yılında geldiğimiz noktada ise yine bölgenin sağlık turizmi amaçlı planlanmak istendiği önce kamuoyuna ısıtılarak getirilmiş, bölgenin çözümsüz ve atıl bir alan olduğu, tarımsal aktivitelerin yapılamadığı, tarımsal özelliğinin yitirildiği, hatta bölgede binlerce yıldır var olan jeotermalin tarımı bitirdiği, kaçak yapılaşmaya açıldığı gibi hiçbir bilimsel temele dayanmayan gerekçeler ile kamuoyu yaratılmaya çalışılmış, bunun içinde kamu kurumlarının görüşleri olduğu öne sürülerek siyasi bir ortam oluşturulmuş ve en sonunda Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından Koruma Amaçlı İmar Planı yapılması amacıyla planlama süreci başlatılmıştır” dedi.

 

Koruma Amaçlı İmar Planı ile ortaya getirilen süreç bölgenin tarımsal ve doğal özelliklerinin korunmasına yönelik bir planlama yapılacağı anlamına gelmediğini belirten Türk,  İncialtı sorununu şu şekilde açıkladı;

“KAMU YARARI YOKTUR”

“Tarım, doğa, planlama, mühendislik bilimi görmezden gelinerek turizm odaklı rant hedefi ile İzmir için eşsiz bir değer olan İnciraltı’nın tahribine izin verilemez. Bir alanın tarım dışına çıkarılması kanunlarda belirtilmiştir. Sadece bölgede alternatif bir alanın olmaması ve kamu yararı olması gerekçeleri ile tarım dışına çıkarılabilir. Yapılan iş ve işlemler yürürlükteki yasalara göre hiçbir şekilde uygunluk göstermemektedir. Bölgede yapılmak istenen Koruma Amaçlı İmar Planı için alternatif alan çalışması yapılmamıştır. Yapıldığı takdirde bölgenin güneyinde bu tür tesislerin varlığı ve genişleyebileceği potansiyel alanlar olduğu görülecektir. Bölge için tarım dışı kullanıma dönük henüz alınmış bir “Kamu Yararı Kararı” yoktur. Buna karşın belli bir kesimin faydalanmasına yönelik turizmin kamu yararı sayılması bölgenin tarihsel geçmişine, bilimsel ve sosyolojik kriterlerine de aykırıdır. Planlama yapılmak istenen alan “Mutlak Tarım Arazisi” ve “Dikili Tarım Arazisi”dir. Bu yüzden tarımsal amaç dışında ne çeşit bir uygulama olursa olsun kullanımı yasalara uygun değildir. Alan yine kuzeyindeki doğal sit alanı ile güneyindeki kentsel alan arasında tampon görevi görmekte, kentsel kullanımların sulak alan üzerindeki etkilerini düşürmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında ve Toprak Koruma Kanunda mevcut tarımsal alanların üretim özelliklerini korumak ve iyileştirmek devletin ve kurumlarının sorumluluğu olarak tanımlanmaktadır. 2006 yılından bu yana tarımsal bir alan olan bölgede tarımı etkileyecek uygulamaların yapılmasına izin verenler ve bölgenin toprak özelliklerinin iyileştirilmesi için görevlerini yerine getirmeyenler için de sürecin özel olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Alanın olası bir toprak veya su kalitesindeki bozunumunda, Toprak ve Su Islah projeleri ile rahatlıkla bunun önüne geçilebilir. İklim Değişikliği dahil olmak üzere tarımsal arazilerin korunması ve iyileştirilmesi devletin ilgili kurumlarının sorumluluğu altındadır. Bu bölgede yapılması gereken 2006 yılından beri vurguladığımız gibi bölgenin doğal niteliklerini ve ekolojik hassasiyetlerini dikkate alarak, yapılaşmayı düşünmeden düzenlenmesi temel ilke olmalıdır. Bölge geneli jeolojik açıdan yoğun fay kırıklarına sahip yapılaşma için uygun olmayan bir alt yapıya sahiptir. Bu sebeple bölgeyi, yoğun ya da seyrek olsun bir şekilde yapılaşmayı hedefleyen gizli rant hesaplaşması için manivela olarak kullanmak isteyenlere izin verilmemelidir.  Siyasilerden beklenen kendi istekleri doğrultusunda kamu kurum ve kuruluşlarının görüşlerini yorumlamamaları ve halka beyanat verirken de çarpıtmadan sunmalarıdır. Tarım İl Müdürlüğü’nün bölgedeki tarımsal faaliyetler ile yaptığı çalışmalar sürekli olarak kurumun kendi haber ve paylaşımlarında görülmektedir. Marjinal Tarım Arazisi olarak sınıflandırılan bölge uluslararası anlaşmalarla koruma altına alınmış sulak alan olan Doğal Sit Alanıdır. Bu çalışmalar varken “Tarım İl Müdürlüğü’de yarısını Marjinal Tarım Arazisi olarak tanımlamış” gibi hatalı beyanatlar vermek kurumların güvenilirliğini sarsmaktadır. Öte yandan bir talebin İl Toprak Koruma Kurulu tarafından gündeme alınabilmesi için arazinin ya Büyük Ova sınırları içerisinde olması ya da Mutlak-Dikili-Özel Ürün Arazisi olması gerekmektedir. Büyük Ova dışındaki Marjinal Tarım Arazileri zaten gündeme alınmadan ilgili bakanlık tarafından doğrudan uygun görüş verilmektedir. İnciraltı Türkiye’nin 3. büyük kenti olan ve yeşil alan bakımından sıkıntılı olan İzmir için vazgeçilmez bir yeşil alandır. Alanda yapılacak her müdahale bölgenin bütünsel koruma anlayışından uzaklaşılarak bitişiğinde bulunan İnciraltı Kent Ormanı ve İnciraltı lagünü için bir tehdit oluşturacaktır. Bölgedeki sulak alanlar (lagünler) su dengesini koruyan birer tampon niteliği taşımaktadır. Bu hassas dengenin yapılaşma ile daha çok bozulacağı bir gerçektir. Bu durumda olası baskınlar bölge için ciddi tehdit oluşturacak noktaya gelecektir.”

 

TMMOB’un kurulduğu günden bu yana halk yararı için çalıştığını ifade eden Türk, sözlerini, “İnciraltı’nın tarımsal potansiyeli dikkate alınarak, bölgedeki hak sahiplerinin sürdürülebilir bir şekilde arazilerinden gelir elde edebilecekleri bir uygulama kararında TMMOB’a bağlı odalar olarak tüm desteği vereceğimizi, ancak bölgede yapılacak ranta yönelik tüm uygulamaların da karşısında mücadeleyi kamu yararı, kent ve İzmirli yurttaşlarımız için büyüteceğimizi kamuoyu ile bir kez daha paylaşıyoruz” diyerek sonlandırdı.

“KORUMA PLANINA MÜDAHALEDE BULUNULMAMALI”

İzmir Kültürpark ile ilgili açıklamayı yapan Peyzaj Mimarları Odası Başkanı Elvin Sönmez Güler, Kültürpark’ın İzmir kentinin tarih, ekonomi, kültürel ve sosyal yapısı üzerinde son derece önemli izler bıraktığını belirtti ve şunları söyledi; “Sayın Tunç Soyer’in İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak göreve başladığı çalışma sürecinde; ilgili Meslek Odalarımız ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Bürokratlarından oluşan çalışma gurubu her hangi bir ön koşul olmaksızın çalışmalarına başlamıştır. Bu çalışmalar kapsamında  Kültürpark’ın korunabilmesi için en önemli bileşen olan ‘Koruma Amaçlı İmar Planı’nın hayata geçirilmesi çalışmaları halen yürütülmektedir. Çalışma kapsamında eksik görülen bilimsel veri ve analizlerin tamamlanması konusunda çalışma grubu tarafından ortak karar alınmış ve bugün gelinen aşamada söz konusu çalışmaların tamamlanması beklenmektedir. Bilimsel veri ve çalışmaların tamamlanmasının ardından ‘ekolojik hassas bir bölge’ olan Kültürpark’ın ‘Koruma Amaçlı İmar Planı’nın yapılması çalışması yine ilgili Meslek Odalarımızın içerisinde yer aldığı bir süreçte yürütülecektir. Kültürpark’a Koruma Amaçlı İmar Planı tamamlanana kadar da hiçbir müdahalede bulunulmamalı, bu süreçte alanın zarar görmeden korunması sağlanmalıdır.

Bunun aksi bir durum Kurulumuzca kabul edilmeyecektir.

Bu görüşlerle birlikte 2014 yılında İzmir İl Koordinasyon Kurulu olarak yapmış olduğumuz basın toplantısında dile getirdiğimiz aşağıdaki hassasiyetlerimizin aynı şekilde devam ettiğini ve hassasiyetlerimizin giderilmediği bir çözümün paydaşı olmayacağımızı bir kez daha vurguluyoruz;

Kültürpark’a yapılacak aşırı yüklemeler doğal ve tarihi yapısının çökmesine neden olacağından bu yaklaşımlardan vazgeçilmelidir.

İzmir’in kongre ihtiyacı, daha önceden, Yeni Kent Merkezi olan Bayraklı’da öngörüldüğü şekliyle karşılanmalıdır. Kültürpark içerisinde yeni bir kongre merkezi alternatifinin oluşturulmak istenilmesi İzmir’in planlı gelişiminin önünde engel oluşturacağı bilinmelidir.

Kültürpark alanının tarihi süreç içerisinde edinmiş olduğu fuar, yeşil alan, rekreasyon, kültür ve tarihi işlevlerine sadık kalınmalıdır. Ayrıca, kurulduğu günden bu yana gelişen açık hava müzesi niteliği ve dolayısıyla kazandığı eğitim işlevi mutlaka desteklenmelidir.

Kültürpark alanının kültürel değerlerini taşıyan mevcut işlevlerinin sürdürülmesinin devamlılığı sağlanmalıdır.

Kültürparkta, kesinlikle yoğunluk artırıcı her türlü müdahaleden kaçınılması gerekmektedir.

Kültürpark’a kapalı otopark haricinde zorunlu durumların dışındaki resmi veya sivil araçların girişi ve belediyelere veya diğer kurumlara ait araçların bu alanı otopark olarak kullanması engellenmelidir. Hatta mümkünse yeraltı otoparkının araç giriş-çıkışları da yaya sirkülasyonunu kesmeyecek şekilde revize edilmelidir.

Kültürpark’ın hassas ekolojik yapısı mutlak korunmalıdır.

Kentimizdeki tüm doğal ve açık yeşil alanlarda olduğu gibi;  Kültürpark Alanı’nın da yapılaşma odaklı değil, günümüz kentlerinin daha da belirginleşen açık ve yeşil alan ihtiyacı gözetilerek doğa ve toplum yararı öncelikli ele alınması ve kent belleğinde yer etmemiş fonksiyonların (üretici pazarı vb.) alana entegre edilmemesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz.”

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.