Dolar 34,5424
%0.18
Euro 36,0063
%-0.62
Altın 3.005,890
%1.48
Bist-100 9.550,00
%1.94

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
TMMOB’dan ölüm gemilerine tepki: İsimler değişiyor zararları büyüyor!

TMMOB’dan ölüm gemilerine tepki: İsimler değişiyor zararları büyüyor!

TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, İtalyan donanmasına ait 7 geminin söküm için Aliağa’ya getirilmesine tepki gösterdi. Yetkili kurumlara sorular yönelten TMMOB İzmir IKK Sekreteri Aykut Akdemir, “Aliağa’da söküm için gelen gemilerin isimleri değişse de gemilerin ülkeye giriş ve söküm süreçlerindeki usulsüzlükler, izin ve raporlardaki eksiklikler, uygunsuz çalışma şartları, yetersiz denetim ve alınmayan çevresel önlemler ile birlikte sorun büyümeye devam ediyor” dedi.

  • Ege Postası
  • 16.04.2024 - 13:02
  • Güncelleme: 16.04.2024 - 15:00

EGEPOSTASI- İtalyan donanmasına ait üç denizaltı, Carlo Fecia di Cossato, Leonardo da Vinci ve Guglielmo Marconi 9 Nisan günü İtalya’nın Tino Adası’nda bir taşıyıcı gemiye yüklenerek Türkiye’ye doğru yola çıktı. İtalyan Deniz Kuvvetleri'ne 1979 ve 1981 yılları arasında teslim edilen üç muharip denizaltının yanı sıra dört askeri gemi de aynı kapsamda Türkiye kıyılarına getirildi. Yedi gemiyi kapsayan ihaleyi Ege Çelik şirketi 1,7 milyon avroluk teklifiyle kazanmıştı. Ege Çelik İzmir Aliağa’daki tersanesinde asbest yüklü bu gemilerin sökümüne girişecek.

TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu (İKK) konuya ilişkin bugün Mimarlık Merkezi’nde basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasına, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ve Karabağlar Belediye Başkanı Helil İnay Kınay, DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı da katılım sağladı. Açıklamayı Gemi Söküm Koordinasyonu adına TMMOB İzmir IKK Sekreteri Aykut Akdemir okudu.

İSİMLER DEĞİŞİYOR ZARARLAR AYNI!

Nae Sao Paulo gemisini hatırlarak sözlerine başlayan Aykut Akdemir, “Aliağa’da söküm için gelen gemilerin isimleri değişse de gemilerin ülkeye giriş ve söküm süreçlerindeki usulsüzlükler, izin ve raporlardaki eksiklikler, uygunsuz çalışma şartları, yetersiz denetim ve alınmayan çevresel önlemler ile birlikte sorun büyümeye devam ediyor. Nae Sao Paulo gemisi ile ilgili Gemi Koordinasyon Grubu olarak uluslararası platformlarla birlikte verilen ortak mücadele sonucunda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından verilen izinler kaldırılmış, gemi Brezilya Çevre Bakanlığı tarafından geri çağrılmıştı. Ancak içerdiği asbest, tehlikeli ve radyoaktif atıklar ile bütünü ile bir tehlikeli atık olan gemi; Gemi Brezilya hükümetinin kabul etmemesi sonuca okyanusta batırılmıştır. Uluslararası ölçekte ses getiren, tüm bileşenler ve katkı koyanlar ile yürüttüğümüz toplumsal mücadele sonucu ülkemize giremeyen gemi okyanusta batırılmak ekolojik yıkıma neden olan kara bir leke olarak hatırımızdadır. Mücadelenin başarıya ulaşmaması halinde geminin Aliağa’da sessiz sedasız sökülmüş olacağı gerçeğini unutmamak gerekmektedir” ifadelerine yer verdi.

“KANUN ÜSTÜNDE BÖLGE” VURGUSU

Aliağa Gemi Söküm Bölgesi’nde mevcut koşullarda gemi sökümü devam ettiğine dikkat çeken Akdemir, “ Tehlikeli atık envanter raporları olmaksızın ya da gemilerin gerçek atık envanterini yansıtmayan şaibeli raporlarla sökümü gerçekleştirilen gemilere ilişkin haberler basında yer aldı. Geçtiğimiz aralık ayında Avrupa Komisyonu tarafından iş sağlığı güvenliği önlemlerinin alınmaması ve çevreye zarar verme gerekçesi ile İzmir Aliağa’da faaliyet gösteren iki tersaneyi, Onaylı Gemi Geri Dönüşüm Listesi'nden çıkardığı basında da paylaşıldı.   Gemi Geri Dönüşüm Tesislerinin tabi olduğu Avrupa Birliği Yasal Mevzuatı ile Türkiye’de uygulanan yasal mevzuat karşılaştırıldığı zaman Türkiye’deki yasal mevzuatın yetersiz kaldığı adeta gemi geri dönüşüm tesislerinin çevreyi ve doğayı katletmesinde bir sakınca olmadığı ve denetimlerin şeklen yapıldığı “kanun üstünde” bir bölge statüsü kazandığı görülmektedir” diye konuştu.

“ATIK ÇÖPLÜĞÜ GERÇEĞİ”

Aliağa’nın bir kere daha asbest ve kanserojen maddelerle karşı karşıya kaldığını vurgulayan Aykut Akdemir, “Bugün yine söküm için Aliağa’ya gelen İtalyan donanmasına ait hurdaya çıkarılan “Carlo Fecia di Casatto”, “Guglielmo Marconi”,” Leonardo da Vinci” isimli denizaltılar; “Bersagliere”, “Artigliere” isimli devriye gemileri ve “Maestrale”, “Scirocco” isimli fırkateynler ile ilgili benzer iddialarla karşı karşıyayız. Gemilerin yapım yılı, teknolojisi ve kullanım alanları göz önünde bulundurulduğunda asbest ve radyoaktivite dahil olmak üzere önemli miktarda tehlikeli ve zararlı atık içerme ihtimali bulunuyor. Biz bu süreci, bu gemiyi, bu iddiaları ilk kez yaşamıyoruz. Daha önce de Otopan, Kuıto, Ethan, Sao Paulo ve nicelerinde olduğu gibi yine bir atık gemi ve ülkemizin atık çöplüğü olduğu gerçeği ile mücadele ediyoruz” dedi.

TMMOB’DAN SORU YAĞMURU

Yetkili kurumlara sorular yönelten Akdemir, “ Gemi ile ilgili Tehlikeli Madde Envanter Raporu bulunmakta mıdır?  Geminin notifikasyon onayı var mıdır? Gemi Aliağa’ya gelmeden önce gas free belgesi sunulmuş mudur? Gemiye ilişkin söküm izni verilmiş midir?  Radyasyon ölçümü yapılmış mıdır? Sonuçları nelerdir? Geri dönüşüm ve atık bertaraf süreçlerine ilişkin planlar sunulmuş mudur? Gemide boyaların potansiyel olarak asbest içerdiği hakkında söküm tesisi bilgilendirilmiş midir? Bakanlık ve ilgili kurumlar tarafından atık içeriği ve miktarı ile ilgili değerlendirme ve denetim yapılmış mıdır Söküm işlemleri safhasında alınacak çevresel önlemler nelerdir? İşçi sağlığı ve güvenliğine ilişkin önlemler nelerdir?” dedi.

"ALİAĞA KURBAN OLARAK GÖRÜLMÜŞ" 

Aliağa’da geçmişte aynı sorundan ötürü yaşanan sorunları hatırlatan ve yeniden Aliağa için bir araya geldiklerini ifade eden CHP İzBB Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Bir kez daha Aliağa’daki gemi sökümü ve çevresel etkiler nedeniyle bir araya gelmek zorunda kaldık. Yakın zamanda sadece basında çıkan haberlerle öğrendik ki Aliağa’da bir gemi söküm tesisine 7 tane araç söküm için getirilmiş. Bunlarla ilgili tehlikeli madde envanter raporunun olup olmadığı bilinmiyor çünkü paylaşılan bir rapor yok. Bu da bizlerde bir tedirginlik yaratıyor, bu gemilerde yüksek miktarda asbest olma olasılığı görülüyor. Greenpeace İtalya’nın değerlendirmesinde gemilerin söküm için geldiği tesisin güvenli bir tesis olduğu da doğrulanamıyor. Pek çok gemi sökümünde yaşadığımız gibi bu gemilerin de söküm için başka bir yere gönderilmemiş ve Aliağa’nın kurban olarak görülmüş olma ihtimali yüksek görülüyor. Oluşan çevre sorunlarının denetlenemediği ortaya konuyor” dedi.

"TESİSLER DENETLENMELİ"

Aliağa’daki gemi söküm tesislerinin bir an önce denetlenmesi gerektiğini belirten Tugay, “Ege Üniversitesi ve TÜBİTAK’la birlikte belediyemizin hazırladığı rapor bunu gösteriyor. Bu rapordan sonra bölgedeki kirlilik sorunun sürdürülemez boyuta ulaştığı görülüyor. Yıllardır yürürlüğe konmayan gemi söküm yönetmeliğinin de çevre ve insan sağlığı gözetilerek yürürlüğe konması gözetilmiştir. Çevre ve Şehircilik İklim Değişikliği Bakanlığı’na iş birliği başvurusunda bulunulmuş ancak bugüne kadar bir geri dönüş gerçekleştirilmemiştir. ÇED incelemesine tabi olmadan ruhsatlandırıldığından gerek sektörün devamlılığı gerek çevre temizliği için denetlenebilir kurumlar kurulması ve mevcut ÇED yönetmeliğine uygun yapılması gerekli hale gelmiştir. Kuru Havuz sistemi en uygun yöntem olarak değerlendiriliyor. Bugün hepimiz için her yeni gemi sökümünde yeni bir çevre felaketine yol açan bu denetimsiz alanın bir an önce denetlenebilir sorunsuz hale gelmesi için öncelikle bakanlığı göreve davet ediyorum, İzBB olarak incelemelerimiz ve çalışmalarımız devam edecek” diye konuştu.

 

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.