TÜRK-İŞ'ten asgari ücret açıklaması
TÜRK-İŞ Genel Sekreteri Pevrul Kavlak, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’ndan beklentilerini karşılayacak bir rakam çıkmaması halinde karara imza atmayacaklarını belirterek, “TÜRK-İŞ’in imza atmamanın dışında bir eylem yapma şansı yok. Çünkü asgari ücret ile örgütlü değil. Üçlü mutabakat sağlanmazsa imza atmayacağız. Bunun ilerisinde bizim yapabileceğimiz bir şey yok” dedi. Kavlak, asgari ücretin 500-600 dolar olması durumunda rekabet güçlerini kaybedeceklerini söyleyen Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe’ye, “Herkes kendini, yerini bilecek. Eğer onlar bugün ihracat şampiyonu oldularsa bu işletmelerde çalışan emekçiler sayesinde olmuştur” diye yanıt verdi.
- Ege Postası
- 08.12.2022 - 10:53
İlk toplantısını dün yapan Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na İşçi Grubu Başkanı olarak katılan TÜRK-İŞ Genel Sekreteri ve Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak, asgari ücret görüşmelerindeki son durumu ve TÜRK-İŞ’in görüşlerini aktarmak için bugün basın toplantısı düzenledi. Kavlak, TÜRK-İŞ Genel Merkezi’ndeki toplantıda şunları söyledi:
“İMZALANAN TUTANAĞIN DAHA MÜREKKEBİ KURUMADAN ASGARİ ÜCRET ERİMEYE BAŞLADI”
“Hatırlayacağınız gibi, geçtiğimiz yıl bugünlerde, 2022 yılında geçerli olacak asgari ücreti belirlemek üzere toplanmıştık. Komisyonun toplandığı dönemde, 11 aylık enflasyon henüz yüzde 21 civarındaydı. Bu enflasyon rakamı dikkate alındığında, o günün şartlarında net asgari ücret önemli oranda artırıldı. İşçi sınıfının yıllardır ortak talebi olan asgari ücretin ‘vergi dışı bırakılması’ da bu toplantılar sonucunda sağlandı. Damga vergisi de kesilmemeye başlandı. Böylece, asgari ücrette brüt yüzde 39,87 oranında artış sağlandı. Vergi dışı bırakılmasıyla da bu artış, net olarak yüzde 50,51 oranına ulaştı. Karar, tüm tarafların ortak katılımıyla alındı. Toplumun tüm kesimlerince de olumlu olarak karşılandı.
Ancak ne yazık ki asgari ücret, daha yürürlüğe girmeden fiyat artışlarının gölgesinde kaldı. Yani imzalanan tutanağın daha mürekkebi kurumadan asgari ücret erimeye başladı. Başta temel gıda maddeleri olmak üzere, zorunlu harcama giderlerindeki artışlar nedeniyle asgari ücretin satın alma gücü geriledi. Aynı dönemde, ülkemizde ekonomik büyüme sağlanmasına rağmen ücretlerin milli gelirden aldığı pay gerilemeye devam etti. Giderek artan hayat pahalılığı, geçim şartlarındaki bozulma, başta ücretli çalışanlar olmak üzere, dar ve sabit gelirli kesimlerin yaşantısını zorlaştırdı.
Bu gelişmeler üzerine, Asgari Ücret Tespit Komisyonu yeniden toplanmak zorunda kaldı. Artan enflasyon karşısında satın alma gücü gerileyen asgari ücrete yüzde 30 zam yapıldı. Böylece, geçici de olsa geçim şartları nispeten iyileşti. Ancak devam eden fiyat artışları, asgari ücretteki aşınmayı engelleyemedi.
“UMUYORUZ Kİ ALACAĞIMIZ KARAR BEKLENTİLERİ KARŞILAR”
Mevzuatımızda asgari ücret, ‘işçilere normal bir çalışma günü karşılığı ödenen; işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücret’ olarak tanımlanmaktadır. Bugün itibariyle günlük net asgari ücret, sadece 183 TL seviyesindedir. Bu tutarla işçinin ailesiyle birlikte temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi mümkün değildir. İşçiler olarak talebimiz, yaşanabilir bir ücretin hep birlikte belirlenmesidir. Öncelikle yapılması gereken, günün fiyatları üzerinden geçim şartlarının belirlenmesidir. Anayasa’mızın 55. maddesi de buna işaret etmektedir.
Milyonlarca çalışan ve ailelerinin yanı sıra toplumun geniş bir kesimi, yapılacak bu çalışmaların sonucunu umutla beklemektedir. Umuyoruz ki alacağımız karar, beklentileri karşılar, hayal kırıklığına yol açmaz. Geleceğe umutla bakılmasını sağlar. Çalışma barışı ve toplumsal huzur getirir. Toplum olarak ve çalışanlar olarak buna her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var.”
“KENDİLERİNE İŞÇİ DEĞİL, KÖLE ARIYORLAR”
Asgari ücretin 500-600 dolar olması durumunda rekabet güçlerini kaybedeceklerini söyleyen Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe’yi eleştiren Kavlak, şöyle konuştu:
“Biz, çalışma hayatını bileşenleri olarak işçileri elmanın bir yarısı, işverenleri de bir yarısı olarak görüyoruz. Eğer bugün Türkiye ihracat rakamlarında bu rakamlara ulaştıysa burada emekçinin, çalışanların büyük payı var. Asgari ücretle ilgili herhalde konuşmayan bir tek biziz. İhracatçılar Birliği ayrı konuşuyor, TOBB’u ayrı konuşuyor, öbürü başka türlü konuşuyor. Herkes kendini, yerini bilecek. Eğer onlar bugün ihracat şampiyonu oldularsa bu işletmelerde çalışan emekçiler sayesinde olmuştur. Bugün ‘Asgari ücret 400-500 dolar olursa biz ihracat yapamayız’ diye bir tehdit savuruyorsa o, kendine işçi değil, köle arıyor demektir.”
“BU VERGİ YÜKÜ SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİLDİR”
Kavlak, bir gazetecinin vergi dilimi düzenlemelerine ilişkin sorusuna şu yanıtı verdi:
“Vergide yapılan düzenleme, 14 milyonu ilgilendiriyor. Biz, geçen sene asgari ücreti vergi dışı bıraktık. Bu, çalışanın cebine 9 bin 200 lira para bıraktı. Hissedebildiniz mi bu sene? Hissedemediniz. Niye? Vergi birinci matrahı kadar yükselmediği için hissedilmedi. İnsanlar yüzde 50’ye yakın vergi ödüyor. Geri kalan parası ile çarşıya pazara gidiyor ve KDV ödüyor. Bunun mutlaka düzenlenmesi gerekir. Bu vergi yükü sürdürülebilir değildir.”
“MUTABAKAT SAĞLANMAZSA İMZA ATMAYACAĞIZ. BUNUN İLERİSİNDE BİZİM YAPABİLECEĞİMİZ BİR ŞEY YOK”
Kavlak, başka bir gazetecinin “Üçlü mutabakat bu sene sağlanacak mı? İstenilen rakam olmazsa TÜRK-İŞ ne yapacak” sorusunu da şöyle yanıtladı:
“Asgari ücret 40 yıldır toplanıyor, TÜRK-İŞ’in imza atmamanın dışında bir eylem yapma şansı yok. Çünkü asgari ücret ile örgütlü değil. Üçlü mutabakat sağlanmazsa imza atmayacağız. Bunun ilerisinde bizim yapabileceğimiz bir şey yok. 15 kişilik komisyonda biz sadece beş kişiyiz. Oyçokluğu ile alınıyor kararlar. Geçmişte nasıl oyçokluğu ile karar alınmışsa yine o şekilde alınacak.”
Yorum Yazın