Tabip Odası'ndan korkutan İzmir rakamları!

EGEPOSTASI - Türkiye Mart ayından bu yana koronavirüs salgınının etkisi altında. Salgınla dört koldan mücadele devam ederken bu mücadelenin en ön saflarında ise sağlık çalışanları yer alıyor. Yaklaşık altı aydır olağanüstü koşullarda çalışan sağlıkçılar, birçok özlük haklarından faydalanamadıkları gibi hakları olan ücretleri de alamadıklarını dile getiriyorlar.

İzmir Tabip Odası, salgınla mücadelenin en önemli figürlerinden sağlık çalışanlarının koronavirüsle mücadelede yaşadıkları tükenmişliği gözler önüne sermek için basın açıklaması düzenledi. Oda adına açıklamayı yapan İzmir Tabip Odası Başkanı Op. Dr. M. Lürfi Çamlı, hekimlerin haklarının korunmasının salgınla mücadelede en önemli unsurlardan biri olduğunu söyleyerek sağlık çalışanlarının iyiliğinin vatandaşların iyiliği olduğunu ifade etti.

Pandemi koşullarının var olan sorunların üzerine ek bir yük yarattığını belirten Dr. Çamlı, “İzmir Tabip Odası olarak COVID-19 pandemisinin zayıflatılamadığı ve yaygınlaşma eğiliminin arttığı bu dönemde öncelikli ve ısrarlı talebimiz; hekimlerin ve sağlık çalışanlarının içinde bulunduğu boğucu ortamın görülmesi ve artık nefes alamayacak hale gelip tükendiklerinin farkına varılmasıdır” diyerek sağlık çalışanları adına öncelikli taleplerini iletti.

“ALKIŞLARIN YERİNİ HÜZÜN ALDI”
Yetkililerin, sağlık çalışanlarının mücadelesini görmezden geldiğinin altını çizen Dr. Çamlı, “COVID-19 pandemisi ile mücadele her şeyin normal, olağan kabul edildiği ve Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere ülkeyi yönetenlerin hekimleri ve sağlık çalışanlarını görmezden geldiği bir anlayışla sürdürülemez. Hekimler için alkışların yerini uzun süredir hüzün almıştır. Hemen her gün onlarca meslektaşımızın hastalık haberini alıyoruz, birileri televizyonlardan, twitter mesajlarından başarı hikayeleri anlatırken bizler ölüyoruz! Koşulların pandemiye uygun olarak iyileştirilmediği; eşitlik, adalet anlayışından uzak görevlendirmelerle mağduriyetlerin yaratıldığı; hekimlerin yakın geleceğe dair kaygılarının arttığı bu günlerde, sesini duyuramayan, umudunu yitiren hekimlerin emeklilik ya da istifa sayısındaki artış ciddiye alınmalı ve önemsenmelidir. Kötü yönetim ve her şeyi ben bilirim anlayışının ürünü olan bu tabloların sorumluluğu Sağlık Bakanlığı'ndadır. Aylardır özveriyle çalışan hekimleri emeklilik ya da istifa noktasına getiren, yöneticilerin beceriksiz ve empatiden yoksun, çözüm üretmeyen dayatmaları ve vurdumduymazlıklarıdır” ifadelerini kullandı.

YETKİLİLERE ÇAĞRI VE UYARI
Dr. Çamlı, yetkilileri hekimlerdeki tükenmişliğin farkına varmaya davet ederek şunları söyledi; “İzmir Tabip Odası meslektaşlarımızı görevlerinden uzaklaşmamaya, Sağlık Bakanlığı’nı ve ülkeyi yönetenleri ise yasaklama, kısıtlama ya da cezalandırmayı aklına bile getirmeden hekimlerdeki bu sıkışmışlığın ve tükenmişliğin farkına varmaya davet ediyoruz. Pandemiye karşı en ön saflarında mücadeleyi yürüten bizler, güven veren, geleceğe dair kaygıları azaltan, her hekimi ve sağlık çalışanını değerli gören, çalışma ortamının, çalışma koşullarının iyileştirilmesini, kişisel koruyucu donanımların eksiksiz ve zamanında temin edilmesini, maddi ve manevi desteği sözlerde, vaatlerde değil fiilen, hemen ve sürekliliği sağlayarak gösteren bir sağlık yönetimi istiyoruz. COVID-19 pandemisi sürecinin toplumsal ayağını yönetemeyen, toplumda günlük hayata yansıyan bir pandemi bilinci oluşturamayan, “başarı öyküsü” yaratma çabasından kaynaklı gerçekler yerine sanal rakam ve beklentiler ile pandemide kontrolü kaybettiği anlaşılan yöneticilerin, hastanelerin salgınla kuşatıldığı bu günlerde, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının sesine, haykırışına kulak vermelerini istiyoruz. Hekimler ve sağlık çalışanlarında manevi olarak yaşanmakta olan çöküş ve tükenmişliğin, düşük temel maaşlar, komik rakamlardaki performans ödemeleri ile iç içe geçerek pandemi sürecinde yaratabileceği moralsizlik ve zaaflar konusunda yetkilileri uyarıyoruz.”

“SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MAAŞLARINDA ARTIK YAPILSIN”
Dr. Çamlı, salık çalışanlarının ödemelerinde iyileştirmelerin yapılması gerektiğini belirterek, “Bütün çalışanların ekonomik kriz ve pandemi dikkate alınarak maaşlarında artış yapılması talebiyle beraber, ama öncelikle hekimlerin ve sağlık çalışanlarının performans dahil hiçbir ön koşul ve sınırlamaya tabi kılınmadan, emekliliğe yansıyan, örgütümüzün talepleri doğrultusunda temel maaş alabilmelerinin sağlanmasını; bu gerçekleşinceye kadar mevcut döner sermaye ödemelerinin salgın bitinceye kadar tavandan ödenmesini, Aile Sağlığı Merkezi ve İlçe Sağlık Müdürlüklerinde çalışan hekimlere de yansıtılmasını istiyoruz. İzmir Tabip Odası olarak pandeminin ilk günlerinde yaptığımız uyarıyı bir kez daha tekrarlıyoruz: Hekimleri ve sağlık çalışanlarını korumayı başaramaz, maddi ve manevi desteği sağlayamazsanız, toplumu hiç koruyamazsınız” dedi.

KORKUTAN İZMİR RAKAMLARI!
İzmir’deki günlük vaka sayılarında çok büyük bir artış olduğunu söyleyen Dr. Çamlı, “İzmir’de bugün yapılan COVİD tarama testlerinde yaklaşık günlük 312 pozitif insan var. Önceki dönemde 40’larda pozitif vaka olduğunu düşünürsek bu çok ciddi bir artıştır. Burada vurgulanması gereken şu: Pandemi sürecinde başarı ancak ve ancak şeffaflıkla mümkün olabilir. Bütün verilerin meslek örgütleriyle paylaşılası gerekir ki bu veriler kapsamında yeni tedbirler alınır” ifadelerini kullanarak İl Sağlık Müdürlüğü’ne çağrıda bulundu.

“O MÜJDELER ÇOK VERİLDİ”
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın sağlık çalışanlarına müjdelediği 3 aylık ek ödemelerin de yapılmadığını söyleyen Dr. Çamlı, “Bu müjdeler daha önce de verildi ama pratikte hiç öyle olmadı. Bugün Tepecikten gelen bilgiyi ileteyim. Sabit ücret dışında hiçbir ödeme yok. COVİD hastalarına bakanlara tavandan yapılacağı söylenen ödemeler de yapılmadı. Yapılanlarda da düş kırıklığı yaşandı. Bu insanların emeklerinin karşılığı verilmeli ve emekleri değersizleştirilmemesi gerekiyor” dedi.

OTOBÜS İDDİALARINA YANIT
İzmir’de bir COVİD hatasını otobüsle eve gönderildiği iddialarına da değinen Çamlı, “Evde takip ve izolasyonda artış var. Yaklaşık 2 bin 800 kişi evde izleniyor. Geçen gün medyaya yansıdı. COVİD pozitif olan birinin aracı olmadığı için toplu taşımayla gönderilmesi söylenmiş. Kişilerin bu şekilde eve gönderilmesi uygun değil. Araçların kapasitesi de yetmeyebilir doğrudur. Bu gibi durumlarda iş birliği yapılıp kişilerin evlerine güvenle gitmeleri sağlanması gerekiyor” diye konuştu.

Dr. Çamlı, sağlık çalışanlarına düzineli olarak COVİD tarama testi yapılmadığının altını çizerek, “Bizler sağlık çalışanlarının riskli grupta olduğunu ve düzenli yapılması gerektiğini algının başından bu yana söylüyoruz. Futbolculara ya da yolculuk yapanlara bu testler yapılıyor ama her gün COVD hastalarıyla birebir muhatap olan sağlık çalışanlarına yapılmıyor. Sağlık çalışanlarına düzenli tarama testi yapılması için daha önce başvurularımız olmuştu ve bu konudaki girişimlerimiz devam edecek” dedi.