Tarım Bakanı’ndan rekor katılımlı telekonferans
Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli, İzmir Ticaret Odası (İZTO), Ege Bölgesi Sanayi Odası ve İzmir Ticaret Borsası işbirliğinde gerçekleştirilen rekor katılımlı telekonferansta sektör temsilcileriyle buluştu.
- Ege Postası
- 23.04.2020 - 13:50
540 sektör temsilcisinin yer aldığı telekonfrensa, çiftçi, üretici, besi ve parekende sektörü, il ve ilçe oda ve birlik başkanları, siyasetçiler ve mülki idare amirleri katıldı. İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener’in moderatörlüğünde gerçekleşen ve 3.5 saat süren sektör buluşmasında tarımsal, bitkisel, hayvansal üretim, gıda arz güvenliği ve tedariki konusundaki sorun ve çözüm önerileri tek tek ele alındı. Bakan Pakdemirli tarafından açıklanan küresel pandemi ve Ramazan Bayramı öncesi tarım alanında alınan tedbirler, sektör temsilcileri tarafından olumlu karşılandı. Tüm dünyayı etkileyen COVID-19 salgını nedeniyle tarım, gıda ve hayvancılık sektörünün karşı karşıya kaldığı sorunları, çözüm önerilerini ve önümüzdeki süreçte yapılacakları anlatan Bakan Pakdemirli “Covid-19 pandemi süreci bittiğinde, muhakkak ki süreci iyi yönetenler, aklını, zekasını, sermayesini, toprağını iyi kullananlar, üretmekten korkmayanlar başarılı olacaklardır” dedi.
Tarım ve Orman Bakanı Bakan Dr. Bekir Pakdemirli’nin katılımıyla online olarak gerçekleştirilen “Söz Sizde İzmir: Tarım Orman Sektör Buluşmaları Toplantısı”nda Önceki Dönem TBMM Başkan ve Başbakan Binali Yıldırım, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ, Geçmiş Dönem Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, İzmir Valisi Erol Ayyıldız, İzmir Ziraat Odası Başkanı İbrahim Erdallı, İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ve İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli birer konuşma yaptı. Toplantıya, dijital platform üzerinden İl ve İlçe Oda ve Borsa Başkanları ile üyeleri, Kooperatif Başkanları ve üreticiler de katıldı.
HAZİNE ARAZİLERİ BEDELSİZ TARIMA AYRILACAK
Covid-19 pandemisi nedeniyle bir süredir toplantılarını “Söz Sizde” video konferans dizisiyle devam ettirdiğini belirten Tarım ve Orman Bakanı Dr.Bekir Pakdemirli, Covid-19 salgını sürecinde İzmir’in üreticileriyle elini taşın altına koyan bir şehir olduğunu ve bu bakımdan, “Söz Sizde” toplantıları listesine İzmir’i özellikle aldığını söyledi. Bu süreçte tarımın kritik önem sahip olduğunu ve bu nedenle üreticilerle, yetiştiricilerle, çiftçilerle eskisinden çok daha yoğun olarak çalışmaya devam ettiklerini ifade eden Pakdemirli, marketlerin stoklarının iyi ve raflarının dolu olduğunun altını çizdi. Aldığı tedbirlerle salgın sürecini en az hasarla atlatan ülkelerden birinin Türkiye olacağını belirten Bakan Pakdemirli şunları söyledi:
“Şu an itibariyle gıda tedarikimiz yeterli düzeydedir. Tahıl stoklarımız da şu an için iyi seviyededir. 2020 üretim sezonunda, ürün rekolte tahminlerimize baktığımızda, başta buğday olmak üzere, başlıca temel gıda ürünlerimizin görünümleri de iyi durumda. Gıda arz güvenliğimiz garanti altına almamız için ülkemizde ekilmedik yer bırakmamamız gerekiyor. Bunun için hazineye ait tarıma elverişli atıl arazileri de, çiftçilerimize bedelsiz olarak tahsis ederek üretime kazandıracağız. Bu dönemde çiftçilikle ilgilenen, şehirden kırsala yerleşmek isteyen bir kesim var. Onlara da bir fırsat olsun diye bu projeyi başlattık. Hazine arazileriyle ilgili başvuruları, il ve ilçe tarım müdürlüklerimiz aracılığıyla alacağız. Başvurularda gençler, kadınlar ve arazinin bulunduğu köylerde yaşayanlar ile arazisi küçük olanlara pozitif ayrımcılık tanıyacağız. Pilot olarak başlattığımız proje için Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız, 14 milyon metrekare hazine arazisi verdi ve bunun devamı da gelecek. Tahsis edilen bu arazilerde hububat, baklagiller, yağlı tohumlu bitkiler ve yem bitkileri gibi stratejik öneme sahip ürünlerin ekilmesini de sağlamış olacağız".
LİDER ÜLKELER ARASINA GİRDİK
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin sağladığı imkanlarla tarım ve orman sektörünün, 2019'a yüzde 3,4 büyüyerek girdiğine işaret eden Pakdemirli, Türkiye’nin son 17 yılda yıllık ortalama yüzde 2,8’lik büyüme ile Hollanda, İspanya, Fransa gibi Avrupa ülkelerini geride bıraktığına dikkat çekti. Tarım alanında Türkiye’nin Avrupa'da lider ülkeler arasına girdiğini ifade eden Pakdemirli, yaşanan salgın sürecinde de, çiftçileri ‘Ürünüm tarlada kalacak’ korkusu olmadan ekim yapmaya davet etti. Bakan Pakdemirli "Hasat zamanından önce fiyatları açıklayacağız. Kimse merak etmesin, tedirgin olmasın, siz ekmeye, biçmeye, güvenle üretmeye devam edin. Ürününüz tarlada, etiniz, sütünüz ise elinizde kalmayacak. Gerekirse devlet olarak biz girer alım yaparız” dedi.
İZMİR’E SON 17 YILDA 16,3 MİLYAR LİRA TARIMSAL DESTEK
İzmir’in tarım ve hayvancılıkta Türkiye ekonomisi için önemli bir yere sahip olduğunu da vurgulayan Bakan Pakdemirli, örnek şehir olan İzmir’in bu süreçte üretim kapasitesini daha da arttırması gerektiğini söyledi. İzmir’in bunun gereğini yerine getirmek için elini taşın altına koyduğunu ve bunu yapmaya devam edeceğini de ifade eden Pakdemirli “İzmir, tarımsal ve hayvancılık üretiminde öncü kentlerimizden biri olarak ‘Ege’nin incisi’ ünvanına layık olduğunu göstermiş, Ege Bölgemizin tarımsal üretim ve ticaret üssü olmuştur. Bizler için her zaman olduğu gibi yine bir gurur vesilesi olmuştur. Bunda, son 17 yılda verilen destekler ve yapılan yatırımların da payı büyük. İzmir’e son 17 yılda 16,3 milyar Lira tarımsal destek verdik ve yatırım yaptık. Kırsal Kalkınma desteklerimiz kapsamında 444 proje için yaklaşık 200 Milyon Lira hibe desteği ödedik. Ödediğimiz hibeler ile yapılan yatırımlar neticesinde 4.757 kişiye istihdam sağlandı” dedi.
BAKAN PAKDEMİRLİ’DEN İZMİR’E MÜJDELER
Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri (TDİOSB) projesi konusunda da İzmir’de önemli yatırımlar gerçekleştirdiklerini belirten Bakan Pakdemirli, İzmir’in 7 ilçesinde kurulacak olan TDİOSB’lerle ilgili çalışmaların tüm hızıyla devam ettiğini söyledi. Dikili TDİOSB’nin tüzel kişiliğinin kurulduğunu hatırlatan Pakdemirli, “Bayındır ve Menderes’te bu yıl sonunda; Aliağa, Bergama, Kınık ve Kiraz OSB’ler için de tüzel kişilik çalışmalarını önümüzdeki yıl içerisinde tamamlamış olacağız” dedi.
İzmir’e yine müjdeleri olduğunu belirten Bakan Pakdemirli, “İzmir ve ilçelerinde bu yıl içerisinde toplam 46 adet Tarım Kredi Kooperatif Marketini hizmete açacağız. 26 milyon fidanı toprakla buluşturacağız. 4 milyon adet fidan üreteceğiz. Kemalpaşa Nazarköy’de ormanlık alanda, 20 km yürüyüş parkuru olan ve 3000 yıllık Hitit Anıtını ön plana çıkaran Ekoturizm Alanı oluşturacağız. İzmir’imizde 1 şehir ormanı, 8 mesire yeri ve 3 bal ormanı tesis edeceğiz. ORKÖY çalışmaları kapsamında, orman mahallelerinde yaşayan 240 ailemize, 8 Milyon TL ferdi kredi ve hibe desteği sağlayacağız. Dünyanın en eski kültürel yerleşim yerlerinden olan, Bergama ilçemizin içerisinden geçen Selinos Deresi’ni ıslah ederek turizme kazandıracağız. Kırsal Kalkınma Destekleri 13. Etap Kapsamında; İzmir’den 38 projeye toplam 23 Milyon TL hibe ödemesi gerçekleştireceğiz. 200 Milyon Lira maliyetli Kapıkaya Barajı’nı yatırım programımıza aldık. 32.530 dekar araziyi sulayacak olan Kınık Kapıkaya Barajı ile çiftçilerimize 30 Milyon Lira zirai gelir artışı sağlayacağız. Bütün bu müjdelerimizin İzmir’imize tekrar hayırlı uğurlu olmasını diliyorum” dedi.
Selçuk Efes Havalimanı’na Otomatik Meteoroloji Gözlem İstasyonu kurma çalışmalarının devam ettiğini, 3 ilçede toplam 26 bin dekar alanda mera ıslah çalışması yapacaklarını da dile getiren Pakdemirli hayvancılıkta da soy kütüğü kaydı tutulan işletmelere hayvan başına destekleme primi vereceklerini ifade etti. Pakdemirli “Tire’de, 14 Mart 2019 tarihinde temelini attığımız, 10 milyon dolar yatırım bedelli Tarım Kredi Yem Fabrikasını da inşallah Temmuz ayı itibariyle hizmete almayı planlıyoruz. Bu büyük yatırım sayesinde, regülasyon görevimizi daha iyi şekilde yerine getirecek, çiftçimize daha ucuz ve kaliteli yem temini sağlayacağız” dedi.
BİNALİ YILDIRIM: “BU SÜREÇTEN GÜÇLENEREK ÇIKACAĞIZ”
Dünyayı kasıp kavuran Covid-19 nedeniyle bu toplantıyı yüz yüze gerçekleştiremediklerini belirten Önceki Dönem TBMM Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım konuşmasında, “Bu toplantıyı dijital platform üzerinden de olsa gerçekleştiriyor olmak çok önemli. İktidarlarımız döneminde alt yapıya yaptığımız yatırımların ne kadar önemli olduğu, ne kadar zamanlı olduğu küresel pandemi sürecinde daha iyi anlaşılmıştır” dedi. Birçok ülkenin salgın sürecinde sağlık alt yapılarının çöktüğünü, Türkiye’nin ise bu konuda farkını ortaya koyduğunu ifade eden Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ben, tüm sağlık çalışanlarına, güvenlik kuvvetlerimize, mutfaklarımızı boş bırakmayan tüm çiftçi kardeşlerimize, hayvancılıkla uğraşanlara şükranlarımı sunuyorum. Tarım ve hayvancılık stratejik sektördür. Türkiye’nin mukayeseli üstünlük olarak en fazla katma değer üreteceği alanlardan biri gıda sektörüdür, tarımdır, hayvancılık sektörüdür. 18 yılda tarımdaki destekleri 1.8 milyar liradan 22 milyar liraya çıkarmanın hiç de boşuna gitmediğini bugün gördük. Tüm kısıtlamalara rağmen gıda zincirinin devam etmesini başarıyla sağladık. İnsanlar evde kaldıkları halde ihtiyaçlarını görebilir hale geldi. Sayın Bakanımızın İzmirli olması, bu süreci önceden görüp okuması, ekibiyle birlikte hazırlıklarını yapmış olması takdir edilmesi gereken bir konu. Şüphesiz, Sayın Bekir Pakdemirli bizim için bir şanstır. O bir İzmirlidir, İzmir sevdalısıdır. Tüm Türkiye’ye hizmet ederken doğduğu büyüdüğü topraklara da vefa borcunu ihmal etmiyor. Kendisine de bu güzel sunumdan ve bu güzel çalışmadan dolayı teşekkür ediyorum”.
Türkiye’nin 2023 hedefleri arsında ilk 10 büyük ekonomiye girmek olduğunu ve tarım başta olmak üzere birçok alanda bunu başardığını belirten Yıldırım, “Türkiye, bu süreci iyi okuyacak ve bu süreçten güçlenerek çıkacaktır. Ülkemizin potansiyeli ve insanımızın kabiliyeti bunu yapabilecek güçtedir. Tabiri caizse her alanda deliler gibi üretmemiz lazım. Dünyada pandemi dolayısıyla her şey çöktü. Üretim, hizmet sektörü çöktü, ticaret çöktü. Bu süreç elbette geçecek. Her kriz içinde fırsatlarını da beraberinde taşır. Dolayısıyla, STK’ların, küçük esnafın, sanayicinin, tarım çalışanlarının ve girişimcilerinin bu sürenin bitmesini beklemeden 2020 için hasar tespitini yaparak, 2020 ve 2021 yıllarına yönelik önerilerini mutlaka ortaya koymaları gerekiyor. Devlet, STK ve vatandaş işbirliğiyle özelde İzmir ve Ege Bölgesi, genelde ise tüm Türkiye için Covid-19 bir milattır” dedi.
ZEYBEKCİ:”İZMİR’E TARIM SERBEST BÖLGESİ PROJESİ”
Geçmiş Dönem Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci yaptığı konuşmasında İzmir’de Tarım Serbest Bölgesi kurulması önerileri olduğunu hatırlatarak şunları söyledi:
“Coğrafi alandaki avantajını kendi ürün zenginliğiyle dünyadaki ürünleri de bir araya getirerek işleme, yani bütün ürünlerin birleştiği, bunların ambalajlama ve paketleme ile teknoloji kullanarak tüm dünyaya pazarlandığı Gıda Projeleri Şehri İzmir’de, bir Gıda ve Tarım Serbest Bölgesi kurulması önerimiz var. Bu kadar zengin topraklarımızda katma değeri yüksek başka ürünlere nasıl geçebiliriz diye düşünerek böyle bir çalışmada bulunmuştuk. Ödemiş, Torbalı, Menderes, Tire, Kiraz’a kadar uzanan havza, gıda ve tarım ile ilgili tarım ve tarım teknolojileri ile en üst seviyede teşvik edilmiş bölge. Proje bazlı teşvik edilen bir havza alanı oluşturulmasını düşünüyoruz. İzmir’de nasıl katma değer yaratabiliriz düşüncesiyle hareket ederek İzmir’i tarım ve gıda ile ilgili bilim merkezi haline dönüştürebiliriz. Karaburun’daki Yüksek Teknoloji Enstitüsü bu alana kaydırılabilir. İzmir’imizi çok başka noktaya götüreceksek bu T’leri çoğaltabiliriz” dedi.
DAĞ:”TARIMA DAHA ÇOK YOĞUNLAŞMALIYIZ”
Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ, pandemi salgınının ardından dünyanın farklı bir noktaya gideceğini, tarım, gıda ve hayvancılığın stratejik sektör haline geldiğini ifade etti. Dağ, “Pandemi sürecinde şunun altını çizmek istiyorum. Sağlık sisteminde uygulanan süreçleri takip ediyoruz. En olumsuz durumda bile gıda sektöründe hem üretimin hem tedarik zincirinin sekteye uğramaması, bugüne kadar izlenen politikaların çok önemli olduğunu ve kendi kendine yeterli olduğumuzu gösteriyor. İzmir’e baktığımızda Nihat Zeybekci’nin de ifade ettiği gibi Ege Bölgesinin tamamını düşünmekte fayda var. Limanın değerlendirilmesi ile birlikte tarımın katma değerli olması ve liman sayesinde İzmir’in Avrupa pazarına ulaşabilmesi İzmir’in avantajı olmuştur. İzmir ve Ege Bölgesi tarım sektöründeki gayri safi katma değeri katma değeri % 20’ye yakındır. Aynı zamanda, tarım ve hayvancılıkta Türkiye’nin ihracatındaki %15’ini karşılayan bir potansiyele sahiptir. İyi bir durum ama daha iyiye nasıl getirebiliri? Bakırçay ve Küçük Menderes Havzamızda atıl durumda arazilerin hızla harekete geçirilmesi gerekiyor. Bakanlığımızın bu konuda çalışmaları bulunuyor. Hayvancılığı da kenara koymamak gerekir. İzmir İstanbul arası otoyolun tamamlanması ile iki kente seyahat süresinin 3.5 saate düşmesi büyük avantaj oldu. Şehrimiz adına ticareti kolaylaştırıcı önemli bir süreç olarak değerlendiriyorum. Şimdi kentimizi daha ileri taşımak için daha katma değerli hale nasıl getiririz, mevcut arazileri nasıl değerlendirebiliriz bu konulara yoğunlaşmalıyız. Bu süreç tarıma daha çok yoğunlaşmak gerekliliğini ortaya çıkardı” dedi.
VALİ AYYILDIZ: “TARIM İŞÇİLERİ SİRKÜLASYONU ÖNEMLİ”
İzmir Valisi Erol Ayyıldız da pandemi dolayısıyla yaşanan olağanüstü süreçte, tarım işçilerinin dinamiğinin uygun şekilde düzenlenmesinin önem taşıdığına dikkat çekti. Tarım işçilerinin tarlalara gitmek durumunda olduğunu, ancak bu hareketliliğin uygun koşullarda oluşması gerektiğini vurgulayan Ayyıldız “Tarımda yeterince kullanılmayan hazine arazilerinin, aile işletmeleri ve mülk sahiplerinin kullanılmayan arazilerinin, bir hayli gelir getirebileceği, bu alanların devletimizce yeterli tedbirler alınarak tarımsal kullanıma açılıyor olması üzerinde durulması gereken bir diğer önemli husus. Sayın Bakanımız ve başkanlarımıza teşekkür etmek istiyorum” dedi.
ÖZGENER: “ÇALIŞMA GRUBU KURUYORUZ”
Virüs salgınının tüm dünya ekonomilerini etkilediğini ve yeni bir dünya düzeninin artık bizi beklediğini belirten İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, yarınlar için bu tür senaryolara hazırlıklı olmak gerektiğini ifade etti. İzmir Ticaret Odası olarak kriz sonrası sürecin yönetilmesi, sektörlerin aldığı hasarın belirlenmesi ve KOBİ’ler başta olmak üzere hızlı iyileşme için alınması gereken politika önlemlerinin belirlenmesi amacıyla hem Türkiye hem İzmir boyutunda çalışma grubu kurulmasını planladıklarını aktaran Özgener, bununla ilgili hazırlıklara devam edildiğini söyledi.
Özgener, “Salgın bittiğinde ekonomik olarak sektörlere nasıl yardımcı olunacağı, çarkların yeniden nasıl hızla döndürüleceği konularında sektör temsilcileri, bürokratlar ve bilim insanlarından oluşacak çalışma grubu karar vericilere bir strateji dokümanı hazırlayacak. Kurul, kriz sonrasındaki süreçlerin yönetimi, ekonomik ve sosyal rehabilitasyon konularında çalışacak. Özellikle KOBİ’lerin benzer krizlerle baş edebilmeleri için kurumsal yönetim stratejileri, mali dayanıklılıklarının arttırılmasına yönelik finans teknikleri, verimlilik ve inovasyon konularında yol haritaları belirlenecek. Devletimizin, iş dünyasının ve çalışanlarımızın kenetlenmesi bu dönemi en az hasarla atlatmamızı sağlayacak. İzmirliler olarak çok şanslıyız, Sayın Valimizle omuz omuza çalışıyoruz. Kendisinin ve değerli ekibinin, bu süreçte bizlere verdiği destek sayesinde önemli sorunlara çok hızlı çözümler ürettik. Sayın Valimize iş dünyası adına teşekkür ederiz” dedi.
ELİMİZDEN GELEN DESTEĞİ VERİYORUZ
Yaşadığımız bu salgının 3 şeyin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlattığını vurgulayan Özgener “Birincisi Sağlık, ikincisi Tarım ve üçüncüsü de Özgürlüğümüz. Ne üretiyorsak üretelim artık daha verimli ve çevreye daha duyarlı bir üretim modeli arayışında olmalıyız. Krizden çıkar çıkmaz tarımda verimliliği arttırmak için teknolojik yenilikleri sürdürülebilir bir biçimde tarım ve gıda sektörüne entegre etmeyi başarmalıyız. Bir yandan küçük aile işletmelerinin kooperatif sistemiyle örgütlenmelerini sağlayarak ölçek ekonomisi avantajlarından yararlanmanın yolunu açarken diğer yandan da özellikle bitkisel ve hayvansal üretimde büyük ölçekli yatırımları destekleyerek üretim, fiyat, arz ve talep dengesini kalıcı biçimde kurmalıyız. Tarım ve hayvancılık sektöründe ürün ve üretim planlaması sistemini her ürün grubunda yaygınlaştırmalıyız. Üreticinin de emeğinin karşılığını alarak kazandığı sağlıklı bir tarımsal değer zincirini mutlaka kurmalıyız. Bu konuda kooperatif ve üretici birliklerine de önemli bir rol düşüyor. Biz de iş dünyası olarak teknoloji kullanımının yaygınlaşmasına elimizden gelen desteği veriyoruz” dedi.
Özgener, ayrıca İZTO üyelerinden gelen talepleri Tarım ve Orman Bakanlığı’na ilettikleri andan itibaren değerlendirmeye alındığını belirterek, hızlı ve sonuç odaklı çalışmaları nedeniyle Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli’ye teşekkürlerini sundu. Bakan Pakdemirli’nin, tarımsal üretimin devam ettirilerek üreticilerin korunması konusunda gösterdiği çabaların da büyük olduğunu vurgulayan Özgener, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şu an tüm sektörlerde üretim, toptan ve perakende ticaret ayrımı olmaksızın tüm işletmelerin mücbir sebep halinden faydalanması elzemdir. Tüm sektörlerin mevcut ve hazırlanacak destek paketlerinden, mali avantajlardan ve SGK prim ödemesi ertelemelerinden yararlanmalarının sağlanmasını talep ediyoruz. Bu husus tek başına Tarım ve Orman Bakanlığı’nın konusu olmasa da üyelerimizden gelen yoğun talep doğrultusunda İzmir milletvekili olması sebebiyle Sayın Bakanımızın bize destek olacağınızdan eminiz. Sayın Başbakanımız Binali Yıldırım’ın da desteğiyle konunun kısa zamanda çözüleceğine inanıyoruz. Tarım ve gıda ürünlerinde toptan ve perakende satışlarda KDV oranının %1’e düşürülmesi sektörün uzun zamandır beklediği diğer önemli bir talep”.
YORGANCILAR: “SAĞLIKLI ÜRÜN YETİŞTİRME DESTEĞİ”
Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar da, yaptığı konuşmada çiftçilere sağlıklı ürün yetiştirme konusunda destek verilmesinin önemine değindi. Yorgancılar “Tarımdan geçinen çiftçiler Türkiye ortalamasının üzerinde yaşa sahiptir. Dolayısıyla çiftçiler virüsün etkileyebileceği kesimlerin başında gelmektedir. Çiftçilerin eğitim düzeyi ülke ortalamasının altındadır. Bu nedenle doğru girdi kullanımı ve sağlıklı ürün yetiştirme konusunda yönlendirme ve desteğe ihtiyaçları vardır. Türkiye tarımında hala küçük işletmelerin yoğunlukta olması, işler iyi gitmediğinde üretimden vazgeçmeleri anlamına gelmektedir ki, çok risklidir. Ekim/dikim, yetiştirme ve hasat dönemlerinde geçici işçilerin kullanılıyor olması ve bu sene yaşanacak sorunlardan dolayı, daha az işçi kullanımına ihtiyaç duyulan farklı ürün üretimine geçme tercihini çiftçiler kullanabilir. Yaşanan gelişmeler; kendine yeterlilik (gıda güvenliği), tarımsal üretimde istikrar ve üretim planlaması, tarımsal destekler, üretim-tüketim zincirinin korunması ve denetlenmesi, yoksul ve işsiz kalmış ailelerin temel gıda ihtiyaçlarının karşılanmasına destek sağlanması konularında ihtiyaçları ve farkındalığı artırmıştır” dedi.
KESTELLİ: “GELECEK STRATEJİLERİNİ PLANLAMALIYIZ”
İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli de yaptığı konuşmada Covid-19 ile mücadelede bir eylem planına ihtiyaç olduğunu belirterek “Kısa vadeli sorunları bir an önce çözerek uzun vadeli konuları düşünmeye başlamamız gereken bir dönemdeyiz. Bu kriz bize; üretimin gücünün, kendi kendine yetmenin, güçlü tedarik zincirinin, dayanışmanın, hızlı ve esnek olmanın, yaşamsal gerekliliğini bir kez daha gösterdi. Covid-19 salgınının gösterdiği çok önemli bir gerçek de, insanlığın temel değerlerine dönmesi için tarım ve hayvancılığın önemi oldu. Krize karşı ilk önlemleri hükümetimizin de gayretiyle başarıyla aldık. Ülkemizin kamu borcunun Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya oranı yüzde 30 düzeyinde ve bu da her türlü parasal genişleme önlemi için “el rahatlığı” yaratıyor. Bugün alınacak ek önlemlerle ülkeyi dengede tutmak ve eş zamanlı olarak da gelecek stratejilerini planlamak zorundayız. Covid-19 ile mücadelede krizin üç aşamasını da -önlem-denge-gelecek stratejisi- dikkate alan bütüncül bir Eylem Planı’na ihtiyaç vardır. Söz konusu Eylem Planı’nın en önemli bileşeni Sürdürülebilir Üretim Paketi çalışması olmalıdır” dedi. Pandemi sürecindeki belirsizliklerle olumluyu görmenin belki zor olabileceğini de ifade eden Kestelli “Ancak inanıyorum ki kriz yönetiminin başarıyla uygulanması orta vadede iyileşmeyi getirecek. İyileşme de ülkemizin önünde fırsatlarla büyüme penceresini açacaktır. İzmir Ticaret Borsası; akıllı tarım, yeni tedarik zinciri ve tarımda ve gıdada yeni eğitim modelleri konularına çokça kafa yoran bir kurum. Borsamızın, salgın sonrası strateji çalışmaları için bütün kaynaklarıyla hizmetinizde ve emrinizde olduğunu tüm üyelerim adına söylemek isterim” dedi.
ERDALLI: “ÇİFTÇİMİZİN MORALİ YÜKSEK”
Tarım işçilerinin moralinin yüksek olduğunu, ancak ürettikleri ürünü önümüzdeki süreçte nasıl satacaklarına dair endişeleri bulunduğunu dile getiren İzmir Ziraat Odası Başkanı İbrahim Erdallı, bu konuda devletin alım garantisi vermesinin sevindirici olduğunu söyledi. Tarım sektörünün yaşadığı sorunları aktaran Erdallı, tarım işçilerinin büyük bölümünün çevre illerden geldiğini ve araçlardaki koltuklar arasındaki sosyal mesafe sınırı nedeniyle maliyetlerin çok arttığını belirten Erdallı, ikinci olarak da pamuk ekim dönemine girildiğini ve pamuk üreticilerinin Bakanlık’tan destek beklediğini ifade etti. Erdallı, “Bunun dışında üretimimiz çok iyi, gerçekten çok bereketli topraklardayız. İzmirli Bakanımızın her zaman arkamızda olmasına güveniyoruz” dedi.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızın 100. Yıldönümüne de vurgu yapan tüm konuşmacılar, millet egemenliğine dayalı yüce Meclisi’mizin kuruluşunun 100. Yaşını ve Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği bu güzel bayramı kutladı.
Toplantı, konuşmaların ardından Bakan Pakdemirli’nin video konferansı takip eden katılımcıların sorularını yanıtlamasıyla sona erdi.
Yorum Yazın