Terörle mücadelede 'akademi' dönemi
Terörle mücadele için bir araya gelen eski Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensupları, emniyet görevlileri, özel harekatçılar ve mevcut görevini sürdüren bazı akademisyenler, 'Terörle Mücadele Akademisi' projesini hazırlayarak mücadelede yeni bir dönemin fitilini ateşledi.
- Ege Postası
- 14.02.2017 - 12:48
Akademi üyeleri tecrübelerini asker, polis ve vatandaşlara aktarmak için çeşitli girişimlerde bulunarak, topyekun mücadeleye katkı sağlamayı hedefliyor.
Terörle mücadelede her gün yeni yeni projeler ortaya çıkarken, mücadelenin kalitesinin arttırılması, bilimsel yöntemlerle etkinliğinin geliştirilmesini isteyen Adli Bilimciler Derneği Başkanı ve Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Hamit Hancı ve arkadaşları, sıra dışı bir proje hazırladı. Terörle Mücadele Akademisi adı altında bir proje üzerinde çalışan Hancı ve arkadaşları, eski MİT mensupları, emniyet görevlileri, asker ve aralarında akademisyenlerinde olduğu farklı meslek gruplarından kişileri bir araya getirdi. Terörle mücadele konusunda farklı bir konseptin çalışmasını hazırlayan kişilerin, özelikle görevdeki asker ve polislere eğitimler vererek, mücadelenin her alanda sağlanması için çalışmalar yürüteceği belirtildi.
Terörle topyekun mücadele temel amaç
Farklı meslek gruplarının bir araya gelmesiyle oluşturulan Terörle Mücadele Akademisinin üyeleri, Türkiye’nin çeşitli illerinde de konferanslar ve eğitimler vererek, vatandaşların da bilgi sahibi olmasını sağlayacak. İç ve dış politikaların oluşturulmasında ülke menfaatlerinin korunmasını temel hedef olarak seçen Hancı ve arkadaşları, terörle her alanda topyekun mücadele ederek terör örgütlerine karşı yeni stratejiler de belirleyecek.
Eski MİT’çi terörle mücadelede yeni dönemi anlattı
Emekli MİT mensubu olan ve şu anda Dünya Dedektifler Birliği Türkiye Temsilciliğini (WAD) yürüten Mesut Öztürk, sıra dışı projeyi İhlas Haber Ajansı (İHA) ile paylaştı. Öztürk, terörle mücadele konusunda akademinin önemine dikkat çekerek, eğitimlere değindi. Öztürk, “Bizim vereceğimiz eğitim, bu insanların göreve başladıktan sonra dünya üzerinde gelişmiş teknolojik yazılım, tasarım her neyse terörle mücadeleye karşı koyulacak veya terörle ilgili uğraştıkları grupların yeni bir strateji geliştirmesi gibi bütün konular anlatılacak. Örneğin; uyuşturucuyla terörün bağımlılığını bizim çocukların arasında hala bilmeyenler var. Uyuşturucuyla terörü ayrı ayrı değerlendirmeye çalışan insanlar var. Aslında uyuşturucuyla terör birbirlerine bağlıdır. Bugün bir oto hırsızlığından bahsediyoruz, Lice’de çıkıyor arabalar. Terörizm devletin karşısında, bizim gibi azimli bir Türk milletini karşısında yol arıyor, çıkış yolu arıyor; kaçacak yer arıyor. Bunun haricinde bize nasıl zarar vereceğini araştırıyor. O yüzden taktik değiştiriyor” dedi.
Öztürk, Terörle Mücadele Akademisinde farklı meslek gruplardan kişiler olduğunu, bu insanların yıllarca terörle mücadele ettiğini dile getirerek, “Bizim gibi MİT’te, milli istihbaratın içinde görev yapmış kişiler olsun, gerek özel harekatta, gerek siyasi terörle mücadele şube müdürlüklerinde görev yapmış; kaçakçılık ve narkotik şube müdürlüklerinde görev yapmış bir sürü usta arkadaşlarımız var. Yeri geliyor ağabeylerimiz var, yeri geliyor arkadaşlarımız, kardeşlerimiz var. Jandarmadan da ele alın kara kuvvetleri, Özel Harp Dairesinden de ele alın, bir sürü beraber alanlarda çalıştığımız bu insanların tecrübelerini de terörle mücadele akademisi içerisinde bilhassa muhataplarına anlatabilmek istiyoruz” şeklinde konuştu.
“Bombanın üstüne benim çevik kuvvetteki arkadaşım koşmayacak”
Mesleğe yeni başlayan güvenlik güçlerinin deneyim ve tecrübelerinin artırılması hususuna dikkat çeken eski MİT mensubu Öztürk, “Bir çevirme yerine geliyoruz üç kişi görev yaparken, elbette dinlenme hakları var dinleniyorlar; ama bir bakıyorsunuz ki çoğu 10-15 kişilik grup bir arada. Allah göstermesin bir terörist bunların üstüne saldırabilir. O zaman zayiatımız daha çok olur. Mesela İstanbul Beşiktaş'taki o parkta olan hadisede görüyorsunuz, 7-8 tane çevik kuvvet arkadaşımızı, kardeşimizi toprağa verdik bir deneyimsizliğin yüzünden. İşte bu tür deneyimlerimizi arttırdığımız da canlı bombanın üstüne benim çevik kuvvetteki arkadaşım koşmayacak” ifadelerinde bulundu.
"İstihbarat zafiyeti yok"
Vatandaşlara yönelikte eğitimlerin verileceğini anlatan Mesut Öztürk, şöyle devam etti:
“Vatandaşlara dönük olarak da projelerimiz var. Bu tür konularda çocuklarının uyuşturucu kullanmasından tutun, aile içi şiddete karşı bir takım konferanslarımız olacak. Uzman kişiler tarafından verilecek. Neler yapması gerektiğini öğrenecek. Örneğin; bir şüpheli paketle karşılaştığında ne tür davranışta bulunacak, şüpheli bir şahıs gördüğünde nasıl davranacak, veya şüpheli bir araç bomba yüklü, ihbar ettiğimiz bir araç olduğu zaman nerelere başvuracağını bilecek. Türkiye'de bazılarının bahsettiği gibi bir istihbarat zafiyeti yok. Sadece kanun ve kararname yolunda eksiğimiz var bizim. Bugün bu insanı canlı bomba diye, canlı bomba şüphelisi diye arananlar listesine koymaya kalkarsanız savcılık diyor ki bana delil getirin. Delil getirmeniz için bu adamın bu tür bir işi yapması gerekir; yani üzerinde bombayla yakalamanız lazım, üzerinde bombayla yakaladıktan sonra arama emrine gerek yok. Bu tür kararnameleri de işte bu terörle mücadele akademisi kapsamında değerlendirip hukuka uygun mu, değil mi veya insan haklarına uygun mu değil mi bu ortaya çıkar ve gerekli kanun çıkarıcı mercilere de bir danışmanlık hizmeti gibi bir hizmetimiz olacak.” (İHA)
Yorum Yazın