Tiyatronun koca çınarı devrildi
Tiyatro ve sinemanın büyük ustası Erol Günaydın, yaşama veda etti.
- Ege Postası
- 15.10.2012 - 15:38
Günaydın'ın kızı Günfer Günaydın, babasının bir süre önce Bodrum'dan İstanbul'a sevk edildiğini, babasının vefat haberini aldıktan sonra hastaneye gittiğini çok üzgün olduğunu ifade etti.
Erol Günaydın, Bodrum'da 6 Eylül'de KOAH alevlenmesine bağlı gelişen solunum ve dolaşım ve böbrek yetmezliği rahatsızlığı nedeniyle tedavi altına alınmış, 22 Eylül'de İstanbul'a sevk edilmişti.
Günaydın'ın ölümünün ardından tiyatrocu dostları NTV'ye konuştu:
Ali Poyrazoğlu:
''Dostluk ettiğim, birlikte çalıştığım, tiyatromda yıllarca çalışmış bir meslektaşım. Çok farklı biçimde Türk tiyatrosuna imza atmış, hem oyuncu hem yazar olarak fark yaratmış, kendi sesini kendi rengini Türk tiyatrosunun ruhuna ilave etmiş büyük bir yazar ve oyuncuydu. Çok üzgünüm.
Yeni nesillerin pek ilgilendiklerini sanmıyorum. İlgilenenler zaten takip ederler, sorarlar, öğrenirler. 'Onun değerini keşfedin' filan öldükten sonra böyle bir şeyleri önermenin tatsız ve gereksiz olduğunu düşünüyorum. İlgilenen ilgilenmiştir zaten bugüne kadar. Ama hiçbir şeyle ilgilenmeyen bir nesil de var karşımızda. Onlara ben şimdi bir şeyler söylesem ne olacak, hava gazı olacak. Birileri Erol’un önemi unutulmasın gitmesin diye onun yaptığı çalışmalarla ilgili kitaplar yaparlar, ses bantları yaparlar. Çok çok emeği var Türk tiyatrosuna. Ailemizden birisini kaybettik, acımız çok büyük.''
'BİR DEVİR KAPANDI'
Can Gürzap: ''Öncelikle Ali’nin söylediklerinin son kısmına katılıyorum ama ben öyle bir şeylerin yapılacağına inanmıyorum. Maalesef şikayetlerine de katılıyorum. Türkiye'nin en büyük tiyatrocularından biriydi, çok büyük bir oyuncuydu. Hayatını bu işe vakfetmiş bir kişiydi. Haldun Dormen tiyatrosunun en parlak, en ışıltılı yıllarında en önemli oyunculardan biriydi. Hem dram hem komedi oynardı. İnsan olarak çok iyi bir insandı. Maalesef benim gördüğüm kadarıyla yerine konacak kimseyi düşünemiyorum önemli bir devir kapandı. Çok üzgünüm ben de hepimizin başı sağolsun.''
'ÖLDÜ' DEMEYELİM'
Bülent Kayabaş:
'Değerini bilmeme'' meselesinin dünyada da böyle olduğunu zannediyorum ama bu kadar büyük boyutlarda değildir. Öldü demeyelim de, Erol Baba hiçbir zaman ölmez, ''kaybettik'' diyelim. Evet kaybettikten sonra akla gelen şeyler bunlar. Hala Altan Erbulak’ların Erol Günaydın’ların bir sürü insanın isimlerini bile bilmeyenler var. Hala bu meslekte bilmeyenler de var. Erol Baba'mız yok işte. Biz bu akşam turnedeyiz Ali Poyrazoğlu ile Manisa’da onun için oynayacağız. Başımız sağolsun.''
'NEŞE, MUTLULUK, TATLILIK DEMEKTİ'
Gencay Gürün:
''Türk tiyatrosunun en büyük komedi üstatlarından birini kaybettiğini düşünüyorum. Onun ismi insana devamlı iyimserlik, neşe, mutluluk, tatlılık hatırlatan bir isimdi. Tiyatro artık yavaş yavaş geriliyor hatta süratle geriliyor. Onun için de bu ustaları yetiştirecek ortam azalıyor. Komedyenin yetişmesi için epey bir süre lazım ve bu dizilerle olmaz. Onun içinde Erol Günaydın, Türk tiyatro komedisinin önemli en büyük oyuncularından biriydi. Çok çok üzgünüm.''
SAHNEDE BİR ÖMÜR
1933'te Trabzon Akçaabat'a dünyaya gelen Günaydın, tiyatroya Galatasaray Lisesi bünyesinde başladı. Günaydın, 1955'te Haldun Dormen Cep Tiyatrosu'nda ''Papaz Kaçtı'' adlı oyun ile profesyonel aktörlük hayatına giriş yaptı.
1960'da 'Yeşil kurbağalar' ile ilk sinema filminde oynayan Erol Günaydın, elli yıllık bir süre içinde çok sayıda filmin ve tiyatro oyununun yanı sıra dizilerde de oynadı.
Nasreddin Hoca tiplemesi, meddah gösterileri, seslendirmeleri ve canlandırdığı diğer pek çok karakter ile tiyatronun büyük ustalarından kabul edilen Günaydın'ın nehir-söyleşisi 2007 yılında 'İki Kalas Bir Heves' adında kitaplaştırılmıştı.
Günaydın, 1967 yılında Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde 'Güzel Bir Gün İçin' filmiyle , En İyi Senaryo ve En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödüllerini kazandı.
Yorum Yazın