Tuncer Bakırhan: Barışa giden yolu dinamitliyorsunuz

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin haftalık Meclis grup toplantısında açıklamalarda bulundu.

Suriye'de öldürülen gazetecilere ilişkin konuşmasına başlayan Tuncer Bakırhan, "Bu insanlık suçunu kınıyorum. Yaşamını yitiren gazetecileri saygıyla anıyorum. Bu katliamlarla gerçeklerin üzerini kimse örtemez. Yetmiyor bu insanlık suçuna karşı vicdanıyla duran herkese gözdağı veriyorlar. Türkiye'nin 'SİHA'larıyla katledildi' diyenlere soruşturma açıldı. Gazetecilerin katledilmesi insanlık suçudur. Nazımların, Cihanların yoldaşları kalemlerini bırakmayacaktır" dedi.

'HALEP'TE ÇALDIĞINIZ MEHTER MARŞI DURDUYSA...'

Baas rejiminin çöküşünün sadece Suriye için değil, tüm bölge için bir dönüm noktası olduğunu belirten Bakırhan, "Afrika Boynuzu'ndan Lübnan'a, Irak'a ve Afganistan'a kadar jeopolitik manzarayı yeniden şekillendirecek bir süreçle karşı karşıyayız...Suriye'de barışın yolu Şam'dan, Kobani'den, Halep'ten, Lazkiye'den ve Süveyda'dan geçiyor. Çözümün adresi dışardan müdahale değil, Suriye'nin kendi halkıdır. Suriye Suriyelilerindir. Bir Arap atasözü var. Diyor ki sevinciniz bittiyse hemen ardından tefekkür etme zamanıdır. İçeriyi konsolide etmek için bu ekonomik krizi örtmek için Kürt düşmanlığında yeni bir zemin yaratmak için Halep'te çaldığınız mehter marşı durduysa iktidarı Ortadoğu'da gerçekler üzerine tefekkür etmeye çağırıyoruz" ifadelerini kullandı.

'BARIŞA GİDEN YOLU DİNAMİTLİYORSUNUZ'

"Biz iç barışımızı tesis etmek istedikçe, siz barışa giden yolu dinamitliyorsunuz" diyen bakırhan, şöyle devam etti:

"MİT Başkanı Suriye'ye gitti. Ardından 5 saat yolculukla Bakan gitti. Demek ki orada bir güvenlik sorunu yok. Buradan Van'a giderken dahi 10 defa çevirme var. Demek ki Suriye buradan daha güvenliymiş. Buyrun Suruç'un yani başında Kobani var. Nusaybin'in karşısında Kamışlı var. Buyrun gidin konuşun... Sayın Kalın, Sayın Fidan, Kobani’ye SİHA'dan bakmak yerine gidip, diyalog kurun. Suriye sizin ameliyat masanız değil, vazgeçin artık inkar ve savaştan." (DUVAR)