Türkiye'nin yörüngesi değiştirilmek isteniyor
Güler: İnsan hakları sistemi AKP için bir lokomotiftir. Binerler giderler ve uygun durakta olduklarını düşündüklerinde de inerler!
- Ege Postası
- 20.01.2013 - 13:13
Anayasal vatandaşlık tanımının farklı gruplar tarafından farklı farklı yorumlandığını dile getiren ve AKP’nin Anayasal vatandaşlık tanımına açıklık getiren Güler; “AKP şöyle diyor; eğer biz kendimizi etnik kimliğimizle tanımlarsak Türk ile Kürt gerçek kardeşliğini hissedemez ama asli kimliğini müslüman olarak görürlerse hangi milliyetten hangi dilden, hangi coğrafyadan, hangi sosyal sınıftan olursa olsun bütün müminleri bu kimliğin içine koyabiliriz. Nurcu – Gülenci anlayışa göre milli devlet, dini devleti öldürmüştür. Müslüman dünyası milli devletler tarafından parçalanmıştır. Biz müslümanlık ortak paydasında büyük ümmeti istiyoruz diyorlar” dedi.
Bugün bunu kimseye anlatmayacaklarını ve destek bulamayacaklarını düşündükleri için AKP’nin ve Nurcu – Gülenci çevrelerin evrensel insan hakları kavramını amaçları uğruna kılıf olarak kullandıklarını belirten Güler, “ Bizim işimize yarayan bir kavramı evrensel insan haklarını ortaya atalım ve buradan başlayarak vuralım. Belli bir noktaya geldiğimizde evrensel insan haklarını bir noktaya koyarız ve kendi istediğimiz şeyi söyleriz diye düşünüyorlar. Dinci çevrelerinin neden insan hakçısı haline geldiklerinin özü budur. AKP için bir lokomotif olan demokrasi gibi insan hakları sistemi de onlar için bir lokomotiftir. Binerler giderler ve uygun durakta olduklarını düşündüklerinde de inecekler” dedi.
İstenen her etnik kimliğin tüzel kişilik kazanması!
BDP’nin talebi olan demokratik özerkliği ve Anayasal taleplerini de topluma dayalı bir özerklik talebi olarak tanımlayan Güler; “BDP toprağa göre federasyondan söz etmiyor, topluma göre federasyondan söz ediyor. BDP Türkiye’de tek bir ulus yoktur, birden fazla ulus vardır diyor. Kürt ulusunun bireyi ister İstanbul’da ister Van’da ister Muğla’da yaşasın, tüm Türkiye genelinde kültürel özerkliğe sahip olmalıdır; Türkiye’nin sosyal, siyasal yaşamında Kürt kimliği itibariyle hukuki ve siyasi olarak tanınarak kendine yer bulmalıdır talebinde bulunuyor. İstenen şudur; her bir etnik kimliğin hukuki kimlik, tüzel kişilik kazanması. Kimliği ile politika yapmak, inancı ile politika yapmak önemli olan budur diye söylüyorlar. Bunun adı Türkiye’de bir resmi dil değil ne kadar etnik grup varsa o kadar resmi dil demektir. Anayasal vatandaşlık bireylerin vatandaşlıkları üzerinden değil toplulukların vatandaşlığı üzerinden kurulacak olan bir yapıdır” dedi.
Türk lafını kaldır yapıverelim bitsin, bu kavga dinsin!
Anayasal vatandaşlık ile çok kültürlü bir toplum yaratmak ve bu toplumun toplulukları itibariyle haklandırlımasının amaçladığını belirten Güler, “Anayasal vatandaşlığın hem nurcuların hem de BDP’li kürtçülerin ağzındaki geri plan budur. Anayasa’da Türk yazıyor da bak geldiğimiz hale iş çözülüyor m? Anayasa ‘da yazı verelim be kardeşim Anayasa’da yazdık diye öyle bir şey yok ki bazılarımız kendilerini Türk hissetmiyor. Kavga buradan çıkıyor, Anayasa’ya bir şey koy demiyorlar. Zaten ama Türk lafını kaldır yapıverelim bitsin, bu kavga dinsin. Bak Türkiye’nin önü açık biz büyük ülkeyiz büyüyeceğiz, yükseleceğiz. Uğur Mumcu’dan öğrendiğimiz şey doğru, bilgi sahibi değiller fikir sahibi olarak ortada dolaşıyorlar ya da taraflarını belli etmekten korkup Eşit Anayasal denilen çöküşe yeşil ışık yakıyorlar” dedi.
Anayasal Vatandaşlık, Türk Vatandaşlığı’ndan vazgeçmektir!
Anayasal vatandaşlığın, Türk vatandaşlığından vazgeçmek olduğunun altını çizen Güler, “AKP’nin Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na önerisini bu şekilde iletmiştir: Türk Vatandaşı değil Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı, kendi resmi teklifi budur. BDP’nin teklifi de böyledir. Bu öneriyi AKP bırakın üyesine ve seçmenine kendi milletvekillerine dahi duyurmamak için olağanüstü çaba sarf etmektedir. Bizim tercihimiz belli Türk vatandaşlığı ile yürünebileceğini, önerilen değişikliğin yapıldığında kavganın bitmeyeceğini aksine Türkiye’nin kavgalar içerisinde yok edileceğini görüyor ve düşünüyoruz. Bu doğrultuda Türk vatandaşlığı çatısı altında etnik kimlikleri her zaman şeref saydığımızı söyleyerek, hiç kimsenin ana babasının kökeni nedeniyle hiç kimsenin içinde doğduğu inancı nedeniyle ne yüceltilebileceğine ne de aşağılanabileceğine olanak olmadığına inanıyoruz. Etnik kimliklerimiz şereftir ama en büyük kimlik Türk vatandaşlığı kimliğidir” dedi.
Yorum Yazın