Dolar 34,6346
%0.23
Euro 36,4661
%0.45
Altın 2.928,330
%0.36
Bist-100 9.662,00
%0.02

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Uğurlu 15 Temmuz'u ve sonrasını Ege Postası'na anlattı

Uğurlu 15 Temmuz'u ve sonrasını Ege Postası'na anlattı

Darbe girişimi ve sonrasındaki süreçte duruşu ve yaptıklarıyla dikkat çeken Kemalpaşa Belediye Başkanı AK Partili Arif Uğurlu, Ege Postası'na 15 Temmuz'u anlattı. İzmir'de sürecin en dikkat çeken belediye başkanıydı

  • Ege Postası
  • 05.08.2016 - 09:15

EGE POSTASI - 15 Temmuz'daki darbe girişimine İzmir'de sosyal medyadan ilk tepkiyi veren belediye başkanıydı.

Hızlı refleksle  Valiliğe gidip kriz masasına destek olan ilk belediye başkanıydı.

Konak Meydanı'na gelen vatandaşların ihtiyaçlarını karşılamak için seferber oldu, ilk günden beri demokrasi nöbetinden ayrılmadı.

CHP'nin düzenlediği Cumnhuriyet ve Demokrasi Mitingi'nin davet görsellerini sosyal medyadan paylaşarak fark yarattı.

Kemalpaşa Belediyesi'nin AK Partili Başkanı Arif Uğurlu, 15 Temmuz gecesini, yaşadıklarını ve süreci Ege Postası Genel Yayın Yönetmeni Sercan Avcı ve Köşe Yazarı Mithat Umutoğulları'na anlattı.

15 Temmuz’u ve sonrasını nasıl okuyorsunu? Darbe girişimi, yaşananlar ve süreç nasıl okunmalı'

"Ben şuna inanıyorum, siyaseten kavga edeceksek yumruk yumruğa kavga edeceksek önce vatan lazım. Kavga için dahi önce vatan lazım bu kadar net. 15 Temmuz sürecini sadece bir FETÖ’den ibaret görürsek bu yapının geri planını algılamazsak, önümüzü göremeyiz. Sadece 40 yıllık sürece fren tutmuş oluruz. Önemli olan 40 yıl değil, 40 yıllık projeyi başlatan akılın 200 yıldır bu coğrafyada uygulamış olduğu plan... 15 Temmuz sürecini sadece FETÖ olarak addedersek, 1980’i algılamazsak, 1960’ı algılamazsak, Cumhuriyetin kuruluşundaki mantığı algılamazsak, sultan Abdülhamid Han dönemini algılayamaz isek Türkiye’yi algılayamayız: Türkiye’yi algılamak istiyorsanız bir defa Osmanlının son 50 yılını 60 yılını kesinlikle algılamamız lazım.  Devlet kaç yaşında 90 küsur yaşında... Polis teşkilatı kaç yaşında, postahane teşkilatı kaç yaşında. 150 yıllıklar. Yardım kuruluşu Kızılay’ın kuruluş tarihi 1900'lardan önce...Kurumların tarihi devletin iki katı olur m? Demek ki biz 90 yıllık bir devlet değiliz. Biz büyük bir medeniyet imparatorluğunun isim değiştirmiş haliyiz.Ceddimiz Selçukludan, atamız Osmanlı’dan bugünkü Türkiye Cumhuriyeti’ne kadar bu toprağın çocukları Türküyle, Kürdüyle,  Arab’ıyla, Çerkez’iyle bu topraklarda olmanın hep bedelini ödemiştir. Birilerinin de bizimle hiç hesabı bitmemiştir. 60’da Menderes bu ülkede harikulade işler yaptı ama canıyla ödedi. 80 darbesi, 28 Şubat ha keza. 60’la birlikte bu coğrafyayı dizayn edebilecek, bu coğrafyada İslam ümmetinin lideri olabilecek, imamesi olabilecek tek bir ülke var. O da Türkiye çünkü 600 yıllık geçmişiz bize bunu gösteriyor. Türkiye’yi de kontrolü altına almak isteyen akıl ne zaman bu ülkenin çocukları milli refleksle hareket ettiyse yine kimliği bu ülkeye ait olan ama ruhu devşirilmişler tarafından operasyona maruz kalmıştır. 60 darbesi yapıldığı zaman darbeyi yapan İngiliz veya Amerikalılar değildi. Yine bu ülkenin çocukları görünüyordu. 80 darbesinde yine bu ülkenin çocukları darbeyi yaptı ama sonradan Amerikalılar ne dedi "darbeyi bizim çocuklar yaptı". Ruhları devşirilmişler. Bugüne geldiğimizde de meclisi bombalayan uçak bizim uçağımızdı, pilot bizim pilotumuzdu külliyeyi bombalayan uçak bizim uçağımızdı pilot yine devletimizin yetiştirdiği pilottu. Ama ruhları devşirilmişti.Cumhurbaşkanımız son 6 yıldır sürekli  ‘üst akıl’ dediği bir yapı var. Bu aklın kim olduğunu biz biliyoruz. Son 15 günlük süreçte de üst akıl iyice ete kemiğe bürünmeye başladı. Hiçbir devletlerarası münasebette bu kadar açık ve şeffaf adres gösterilmez. Diplomatik bir dil vardır. Biz 10-15 gündür bu diplomatik dilinde üstüne çıkarak bu ‘üst aklı’ işaret ediyoruz. İşte FETÖ örgütünü 40 yıldır bu devletin içerisine sızdırtan akıl, onu bir maşa olarak kullanan o akıl ve o aklın plan ve projesini anlayamazsak biz daha çok 15 Temmuzlar yaşarız."

Cumhurbaşkanının 15 Temmuz'daki darbe girişiminin püskürtülmesindeki rolü ne'

"15 Temmuz’da müthiş bir felaketin eşiğinden döndük bitti mi bitmedi bitmeyecek de. Ama 15 Temmuz öncesine oranla Türkiye çok daha güçlü. Boynundaki boyunduruğu çıkarmış, artık mücadeleye boyunduruksuz hazır bir Türkiye var.Başkomutanımız ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, biz Türkiye’de ki oyunu bozduk diyorsa, Suriye’de Libya’da Irak’ta ki oyunları da bozacağız. Meselenin sadece 780 bin kilometrekarelik Türkiye’den ibaret olmadığını, bir ayağının Balkanlar, bir ayağının Kafkasya, bir ayağının Ortadoğu, bir ayağının Kuzey Afrika olduğu 19 milyon kilometre karenin de dışına çıkan bizim medeniyetimizin temelini de oluşturan bir İslam Ümmeti davasını da olduğunu çok net bir şekilde bu ortaya koyuyor. AK Parti siyasi hareketi asla sadece kendisine oy verenler adına mücadele eden bir hareket değildir. AK Parti siyasi hareketi onu yok edecek kadar nefret eden ama bu ülkenin hasbi ve samimi çocukları olan milli ve yerli olan kendisinden nefret eden yapılar adına da onların haklarını korumak adına da mücadele ediyor. 15 Temmuz darbesi bir önceki genelkurmay başkanımızın ifadesiyle Recep Tayyip Erdoğan’ın haricinde hiç kimsenin durduracağı bir hareket değildi. O hareket olmuş olsaydı, bu ülke CHP’lisiyle, MHP’lisiyle, bütün marjinal siyasi unsurlarıyla en ağır bedellerin öderdi. Tüm komutanları dinliyoruz asla darbe değildi, işgal projesiydi bu söze kesinlikle katılıyorum. Recep Tayyip Erdoğan etten ve kemikten bir varlıktır. İnsandır hataları da olacaktır. Biz O’nun etten ve kemikten var olan karizmatik cürmüne değil O’nun davasına sevdalandık, davasına karşı duruşuna sevdalandık. Bazı insanların davası vardır ama davasına karşı duruşu yoktur. "

Darbe girişiminin haberini aldıktan sonra ne hissettni? İlk tepki tweetini atanlardansınız.Vatandaşa alana gelmeleri yönünde çağrınızda vardı.

"Darbe haberini aldığım zaman gayr-i ihtiyarı refleksim bir an önce bunun herkesin duyması lazımdı. Çünkü aklıma ilk gelen şeydi darbeyi yapan iletişimi sıfırlayacak. Abdülhamid Han’da bunu yaptılar. 60 darbesinde zaten her şey ellerindeydi. O refleksle o mesajı attım. Ve direk Kerem Ali Sürekli vekilimizle Valiliğe geçelim kararı aldık. Bir insan psikolojik olarak ne kadar güçlü olursa olsun, olağanüstü dönemlerde bir psikolojik destek ister. Benim aklıma gelen şuydu, bir Valiliğe gidelim kimler var, kimler varsa siyasi olarak yanlarında psikolojik destek olalım. Ve Valiliğe gittiğimizde de Vali Bey, Emniyet Müdürü, Kerem Ali Sürekli Bey, Atilla Kaya ve ben vardım. Birkaç telefon görüşmesinden sonrasında Vali Bey dedi ki; Kemalpaşa’dan insanlar buraya gelecek m? Ben mesaj attığımı söyledim. Onları toplamak için tekrar Kemalpaşa’ya yola çıktım. Yolda sadece aklıma şu geldi; Ben sokağa çıktım, davette ettim insanları. Acaba benim davetimden dolayı birilerinin burnu kanarsa onlar adına bir vebal yaşar mıyı? Onun da sorumluluğu bana ait. Kemalpaşa’ya girişte Cumhurbaşkanı’nın da sokağa çıkın çağrısını da duyunca, Allah’a çok şükür dedim. Demek ki biz Reis’i doğru hissetmişiz, doğru algılamışız, doğru sindirmişiz ve o refleksle de biz halkı sokağa çağırabilmişiz. Cumhurbaşkanımızın davası neyse onu biz dava bilmişiz."


İlk günden beri Konak Meydanı’ndasınız. Nasıldı demokrasi nöbetler? Belediye olarak ne yaptınız' 
"Ben Kemalpaşa’ya döndüm geldiğimde 15 bine yakın insan vardı. Biz darbeyi hemen duyduğumuzda çevre ilçelerde belki olmayabilir bizim ilçemizde anons sistemi var.  Belediyeden anonslar yaptırmaya başladık. Ben kendi özel mesaj sistemimden mesaj atıyorum. Bir yandan da belediye atıyor. Tabi bu süreçte bir şeyin daha hakkını verelim. Sayın Cumhurbaşkanımız 14 yılda Başbakanken, Cumhurbaşkanıyken dünyanın içinden geçtiği siyasi hengâmede aslında psikolojikmen bizi bu sürece hazır hale getirmiş. Cumhurbaşkanımızın net duruşu bizim psikolojikman aslında bir gün bize sıra gelirse biz de günlerini gösteririz psikolojisindeydik. Öyle ya Mısır halloldu, Suriye bitti, Irak bitti, Libya bitti bize geliyordu. Biz de gelsinler de günlerini gösterelim psikolojisindeyiz.  Ve ben Kemalpaşa’ya geldiğimde o 15 bin kişiyi araçlarımızla Konak Meydanı’na taşıdık. Valiliğin balkonuna çıktığımızda salalar okunmaya başladı.  15 Temmuz gecesinde şunu gördüm. Kemalpaşa belediye başkanı olarak demek ki bizim de imtihanımız buydu. İnsanları sokağa döktük, Konak Meydan’a taşıdık. Başka bir şeylerin yapılması lazımdı hatta ekiplerime döndüm dedim ki; bizim bütün iş makinelerimizi çıkarttın lazım olur. Başka ne yapabilirim diye sordum kendime. Sonra bizim ekiplerimize dedim ki ilk gün ikram aracımız da yok. Ama kendi çabalarımızla çay, su gibi dağıtımla yaptık. Hatta birkaç arkadaş dedi ki; süreç tersine dönerse ilk sen gidersin. Ya dedim ki öyle nasip, kısmet biraz zor olur.  Sonra öyle bir bereket oldu ki, kim meydanda ki vatandaşlara bir şeyler dağıtmak istese ya biz size bağış yapalım siz dağıtsanız diye baya teklif aldık. Bana göre ilk iki gün önemliydi. Şu an biz çekilsek de biliyorum ki orda ikram devam edecek. Önemli olan zorluklara ilk anda göğüs gerebilmektir. Sıkıntılı anında istersin ki birisi yanında olsun, rahatladığında zaten herkes yanında. Dedim ki Rabbim benim de belediye başkanı olarak imtihanım buydu hamdolsun hakkıyla verdik."


Kemalpaşa’da 15 Temmuz’a özel bir alan, meydan düşünüyor musunuz'

"Park Orman Kemalpaşa’yı tamamlamak üzereyiz orayı düşündük. Adını değiştirip 15 Temmuz Demokrasi Ormanı adını koyalım diye... Acaba meydana mı verelim kültür merkezine mi verelim diye düşünüyoruz. Ama derdimiz şu herkesin aklında kalacağı bir alan olmalı. Park ormandan şöyle vazgeçer gibi olduk. Sadece isim vermek değil, resimleriyle, mesela bir tank yapıp koymalı veya şehit olan insanlarla temalı bir alan yapacağız.Şöyle 10 dönümlük bir alanda, bombalanmış bir meclisin maketi, vurulmuş bir külliye, köprü üzerinde tanklara geçit vermeyen insanları sembolize olduğu ve oranın hikâyesi. Ve kazansalardı ne olacağını anlatan bir Türkiye. Çocukları gezdirerek siyasi görüşü ne olursa olsun, demokrasiye sahip çıkmanın bedeli buydu, sahip çıkılmasaydı ödenecek bedel buydu deyip hafızaları taze tutmak. Bizim milletçe en büyük eksikliğimiz bu. Hani hep hikâyesini dinlemişizdir, Japonlar alır çocuklarını Hiroşima’ya, Nagazaki’ye götürür. Biz Çanakkale’yi keşfedeli 15 sene oldu. Dönüp tarihimize sahip çıkmalıyız."

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu 15 Temmuz’da ve sonrasında alanda bulunan vatandaşlara destek oldu/olmadı yönünde speküslasyonları vardı. Kocaoğlu meydana destek verdi mi'

"Milletimiz müthiş feraset sahibi. Şahsım olarak ifade edeyim. Sözle çok iktifa eden bir insan değilim. Ben eyleme bakarım. Önce kendi eylemime bakarım. Süreç başladı  Aziz Başkan destek vermiş mi vermemiş m? Onu millet takdir edecek. Arif Uğurlu sen ne yapıyorsun sorusunu ben kendime sorarım. Sahanın tüm ihtiyaçları noktasında ben bütün imkânlarımı seferber ettim. Kimseye o ana kadar da, şu ana kadar da muhtaç olmadık. Ha benimle beraber bazıları yola çıksaydı güzel olur muydu olurdu. Çıkmadılar niye çıkmadılar bu soruyu çıkmayanlara sordular onlar cevap verdi. Verdikleri cevapların karşılığını millet takdir edecektir. Ben eleştirebilir miyi? Evet, eleştirebilirim fakat şu dönem birler etrafında dolanma dönemi. Onun için ben CHP'nin düzenlediği mitingin davetini retweetledim. Şu an karanlık günlerin aydınlığa çıkması lazım. Ondan sonra vakti zamanı geldiğinde demokrasi nöbetindekilere su verdi Kemalpaşa, su vermedi Büyükşehir millet emin olun, en iyi şekilde ayırt edecektir. Belki Aziz Bey’in gerekçeleri de kendince doğrudur. Onu şu gün eleştirip, tenkit etmeyi bugünün hassasiyetine istinaden doğru bulmuyorum. Cumhurbaşkanımız bile davaları geri çekmişken, sağcısıyla solcusuyla bütün vatan kenetlenmişken eleştirilerin çok bir fayda sağlayacağına inanmıyorum. Aziz Bey destek verdi mi vermedi mi. Sen verdin mi verdin yetti mi yetti. O zaman tamam."

Ülke genelinde FETÖ'ye yönelik temizlik var. Partide kuruluşundan beri yer alıyorsunuz. Parti’de bir FETÖ operasyonu olacak m? Olursa nasıl olur. Sancılı mı geçer'


"17-25 Aralık süreciyle birlikte AK Parti içerisinde görev almış, milletvekilliği yapmış yapan, bakanlık yapmış yapan insanlarla bir kopuş süreci bir ayrışma süreci başlamıştı zaten. Her geçen gün bu durumun tonajı artmaya başladı. Parti üyelerinde ha keza aynı yerel seçimlerde zaten aleyhte çalışmaya başladılar. Milletvekilleri vardı partide onlar da ayrışmaya başladılar. Bu yapıyla geçmişte birlikte olan birçok arkadaş var. Fakat 17 Aralık’tan sonra kopan arkadaşlar var. Zaten bu FETÖ örgütüne gönül vermiş insanlar öyle bir inandırılmışlardı ki yerel seçimlerde bizi devireceklerini düşünüyorlardı, 7 Haziran’da bizi devireceklerine inanıyorlardı, 1 Kasım’da bizi devireceklerine inanıyorlardı. Zaten blok olarak gitti çalıştılar. Ama içerde tedbiren birilerini bırakmış olabilirler m? İhtimaldir bırakmış olabilirler, fakat bizler şunu çok iyi biliyoruz ki siyasetin içerisinde mahalle başkanlığından, ilçe yönetim kurulu üyeliğinden, il yönetim kurulu üyeliğinden, devletin milletvekili, bakan makamlarına gelmek ciddi bir zaman ciddi bir emek ister. Hele ki devlet bundan sonra çok daha ince eleyip sık dokuyacağı bir süreç başlıyor. Açıkçası teşkilatların içerisinde kalayım, vekil olalım, bakan olalım kendi örgütümüze hizmet ederiz diyen yapıların çok güçlü bir şekilde kalacağına ihtimal vermiyorum. Varsa da genel merkez bu saatten sonra çok keskin bir ayıklamaya gitmeyecektir diye düşünüyorum. Kimin FETÖ’cü kimin AK Partili olduğunu bilemeyiz. Bir FETÖ ölçer yok ki. İki insanın beyanıyla böyle bir vebale girilmemelidir. Belki de adam samimi bir şekilde partiye hizmet ediyordur. Bunu küstürmeye vebale girmeye gerek yoktur. Ama şüphelendiğin bir partili varsa bunu dillendirip fitne çıkarmak yerine dosyalandırarak hemen ilçe başkanlıklarına, il başkanlıklarına ileterek bu ayıklama yoluna gidilmelidir."

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.