Dolar 34,5424
%0.18
Euro 36,0063
%-0.62
Altın 3.005,890
%1.48
Bist-100 9.550,00
%1.94

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Umutoğulları’ndan Kafalı’nın ‘hakaret’ iddialarına yanıt: Bütün bunların hesabını soracağım

Umutoğulları’ndan Kafalı’nın ‘hakaret’ iddialarına yanıt: Bütün bunların hesabını soracağım

Bayraklı Belediyesi tarafından hazırlanan ‘İzmir’in kalbi Bayraklı’ tanıtım görseline 8 milyon lira harcandığı iddialarıyla Can Radyo sahibi Gökhan Kafalı’nın kardeşi Deniz Kafalı ile Gazeteci Mithat Umutoğulları arasında başlayan tartışma devam ediyor. Umutoğulları, Kafalı’nın “kendisine yönelik hakaret” iddialarının gerçeği yansıtmadığını ifade ederken “Bütün bunların hesabını soracağım” dedi.

  • Ege Postası
  • 21.01.2022 - 18:47

EGEPOSTASI- Geçtiğimiz günlerde, Bayraklı Belediyesi tarafından hazırlanan ‘İzmir’in kalbi Bayraklı’ tanıtım görseline 8 milyon lira harcandığı iddiaları gündeme gelmiş ve kamuoyunda büyük tartışma yaratmıştı.

İddiaların çıkış noktası ise Bayraklı Belediyesi CHP’li meclis üyesi Gökhan Kafalı’nın imtiyaz sahibi olduğu Can Radyo/Can Haber olmuştu. Radyoda yapılan yayında aynı zamanda CHP’li meclis üyesi Gökhan Kafalı’nın da kardeşi olan Deniz Kafalı’nın ortaya attığı  “8 milyon” iddiaları gündeme getirilirken Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal da eleştirilerin hedefi olmuştu.

Yaşanan krizi değerlendiren Gazeteci Mithat Umutoğulları ise; Kafalı’nın tutumunun, parti içi suç olduğuna dikkat çekmiş ve ve CHP’nin yetkili isimlerini bu konuda sessiz kalmasını da eleştirmişti.

Umutoğulları’nın eleştirilerinin ardından Deniz Kafalı sosyal medya hesabı üzerinden Umutoğulları hakkında bir paylaşım yapmış ve gelen yanıt üzerine konu Kafalı tarafndan yargıya taşınmıştı. 

Deniz Kafalı, Umutoğulları’nı itibarsızlaştırma ve küçük düşürme gibi iddialarla suçlarken Umuoğulları, Büyük İzmir’de yayınlanan 8. Gün programında, Refik Pak’a yaşananlarla ilgili konuştu. 

"BENİM HABERLE İLGLİ YORUMUM YOK"

Olay hakkında bilgi veren Umutoğulları, eleştirilerinin yapılan habere olmadığının altını çizdi ve “‘Gasteci’ miyiz değil miyiz bilmiyoruz, demek ki 20 yılda ispatlayamamışız kendimizi. Hikaye şu: Bayraklı Belediyesi’nin billboardlardaki görselleri eleştiriliyor. Bizi eleştiri ya da yapılan haberler sorunumuz yok. Bizim sorguladığımız şey şu: Bugün Türkiye’de birçok kesime baktığınızda siyasi partilerin parti içi bir disiplin mekanizması var. Bir meclis üyesi sahibi olduğu haber sitesi üzerinden partilisi olan bir belediye başkanının eleştiriyor. Bizim takıldığımız konu orası. Biz bu etik değil dedik. Bir meclis üyesi kendi partilisi olan belediye başkanını eleştiriyor. Biz de bu doğru olmadığını ve bir disiplin sürecin başlatılması gerektiğini ifade ettim. Ertesi gün sabah, bana ir yazı geldi. Yazıda benim şahsımla alakalı isim vermeden ‘Serdar Sandal’ın avukatlığına savunan bir kısım internet yayıncılarına gasteci diyorum gazeteci diyemiyorum’ diyor. Ben öncelikle kimsenin avukatlığını yapmıyorum Serdar Sandal ve Can radyo arasındaki kavga beni bağlamıyor. Can Radyo bir iddia ortaya atıyor ve ertesi gün başkan bir açıklama yaparak ‘2 boyoz ve bir yumurtaya hazırlattığımız…’ diyerek yanıt veriyor. Ben haberi eleştirsem haklı olurlar çünkü o zaman bir taraf olmuş olurum. Benim haberle ilgili yorumum yok. Ben sadece bir siyasi partide göre alan birinin kendi yayın organından mensup olduğu atinin belediye başkanını eleştirmesini eleştirdim” dedi.

“KÖTÜ BİR ANTRENÖRE DENK GELMİŞ”

Aşağılayıcı tanımlarla şahsının küçük düşürülmeye çalışıldığını ifade eden Umutoğulları, Deniz Kafalı’nın kendisine iftira ettiğini söyledi ve “Bizim 20 yıllık emeğimizi görmezden gelip aşağılayıcı bir tavırlar tepki göstermesi hoş olmadı. Ben de yine sosyal medya hesabımdan yaptığım paylaşımla yanıt verdim. Can Radyo’nun sahibinin kardeşi yapmış bana o eleştirileri. Nasıl o hanımefendi Serdar Sandal’ı eleştirime hakkını kullanıyorsa ben de gazeteci olarak eleştirme hakkımı kullandım. 20 yıl bu mesleğe gönül vermiş, bir ulusla televizyonu kurmuş bir adama siz bu lafları söylüyorsunuz. Gazeteciliği bırakın en azından medya sektörüne yaptığım hizmet ortada. Peki siz ne yaptınız? Babanız 30 yıl önce bu radyoyu almış. Hala aynı frekanstan aynı cihazlarla aynı yayını yapan bir radyo istasyonu. Babanı kurmuş olduğu şeyde gelip milleti eleştiriyorsun. Ben İzmir’e çok gazeteci kazandırdım. Ama siz insanların verdiği emeği yok sayar, sadece kendi abinizi eleştiriyor diye ona karşı hakarete varacak ithamınız olursa biz de size aynı dil ve üslupla cevap veririm. Buraya kadar her şey normal. Karşılıklı cevap verdik. Sonra ne oldu? Bu hanımefendi bana dava açtığını kendi sosyal medya hesaplarından duyurmuş. Bunda da hiçbir anormallik yok. Ama yalan, iftira, itibarsızlaştırmak… Bunlara girerseniz işin rengi değişir. Ben kimsenin hakkını yemem kimseye de hakkımı yedirtmem. Biz yıllardır bu mesleği yapıyoruz. Hiçbir zaman bu tip belgelerde özel bilgileri göstermeyiz. Ama kendisi kendi sosyal medya hesabında benim kişisel bilgilerimi yayıyor. Kişisel verilerimi yayınlaması bir yana bir de soruşturma gizliliğini de ihlal ediyor. Orada kendisinin alevi olduğunu ve bu nedenle onu hedef gösterdiğimi söylüyor. Sen benim adresimi hangi hakla açık bir şekilde verirsin? Hanımefendiyi birileri aramış sahte bir numarayla. ‘Biz Mithat’ın bir lafıyla kelle keseriz’ demişler. Bu iftiranın daniskası. Öyle çamur atarak bu işler olmaz. HTS kayıtlarında hepsi ortaya çıkar. Ben mafya mıyım? Koskoca bir medya kuruluşunun sahibiyim. Bugüne kadar polemik yaşadığımız kimi tehdit etmişiz? Ben seni ne için tehdit edeyim? Ben sana zaten cevabını vermişim. Ben seni tanımam sıfatını bilmem. Ben sadece gazetecilik onurunu kurtarmak için ona cevap verdim. Bu mesleği icra eden ve gazeteciliğe aşık olan biriyle ilgili bu cümleyi kuramaz. Benim tavrım bu. Ben okurken utandım, insan bunları yazarken biraz utanır. Gökhan Kafalı, benim 10 yıllık arkadaşım. Ben arkadaşımı bile yanlış gördüğüm bir durumda eleştirebiliyorum. Ben kimseye şakşakçılık yapmıyorum. Dolayısıyla benim şahsımla ilgili yapmış olduğu iddialar iftiradır. Ona bu aklı kim veriyorsa yanlış. Bu kişi kötü bir antrenöre denk gelmiş. Bir yalan daha var. Ben yazıyı yazmışım, enim sosyal medyamı okumuş ve arka arkaya reklam iptalleri gelmiş. Demek ki ben bu radyo istasyonunu çökertebilirim. RTÜK’ten o radyo istasyonunun benim o yazıyı yazdığım tarihe kadar olan reklam anlaşmalarını ve o yazıyı yazdıktan sonraki 3 gündeki reklamları isteyeceğim. Bu yalanı ispatlayacağım. Kimsenin ekmeğiyle, haysiyetiyle, şerefiyle oynayamazsın. Ben RTÜK’ten bu bilgileri mahkeme kararıyla isteyeceğim. Eğer benim yüzümden reklam kaybı varsa parasını ben ödeyeceğim. Şeref ve namus sözü veriyorum. Ama yalan söylüyor. İşi büyütüyor” diye konuştu.

“BÜTÜN BUNLARIN HESABINI SORACAĞIM”

Yargı sürecinde Kafalı’nın iddialarının gerçeği yansıtmadığının ortaya çıkacağını belirten Umutoğulları, “karalama kampanyası” iddialarına da yanıt verdi ve şunları söyledi; “Türkiye’nin gittiği yer elli. Ülkede pahalılık, yoksulluk almış başını gidiyor. Hanımefendi almış bir CHP’li belediyeyi, ‘8 milyonluk’ diyor. Öyle olmaz. Belgeyi koyacaksın. Bununla ilgili savcılığa gidip belediye benden aldığı parayı çar çur ediyor deyip suç duyurusunda bulunabilir. Siz bugün A Haber’in sürekli hükümetle ilgili haber yaptığını düşünebiliyor musunuz? Kimse bizim gazeteciliğimizi sorgulamasın. Kimse yalanla iftirayla mahkemeleri oyalamasın. Benimle ilgili tüm yalanları ortaya çıkacak. Affedemeyeceğim bir nokta şu: 2 çocuğunu da bu işlere bulaştırmış. O hanımefendi bilmez, abisi ve babası çok iyi bilir. Benim Yamanlar’da çocuklarla ilgilendiğimi, uyuşturucudan uzak tuttuğumu bilen bilir. Ben bir insanı çocuklarıyla tehdit edecek kadar alçak biri değilim. Bu bir iftira. Yalanla iftirayla beni susturamazsın. Herkesin onuru ve haysiyeti var. Ben kimsenin kul hakkını yemedim. Ama kimin kul hakkı yediğini biliyorum. Bütün bunların da hesabını soracağım. Benim bilgilerimi çarşaf çarşaf sosyal medyada yayıp beni Alevi düşmanı gibi göstermekle olmaz bu iş. İzmir medyasında beni herkes tanır. Bu işleri yapmayacağımı herkes bilir. Beni suçladığı her şeyi kendisi yapmış aslında. Kendisi tarafsız gazetecilik ilkeleri geri Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal’ı eleştirdiğini söylemiş. Ben de tarafsız gazetecilik ilkeleri gereği abisini eleştirdim. Olan bu. Ben neden belediye başkanının eleştiriyorsun demiyorum. Ben etik değil diyorum. Abin bütün görevlerinden istifa etsin. Sabahtan akşama eleştirsin. Kim ne diyebilir. Ben sosyal medyada iki yazı yazdım diye beni katil, ırz düşmanı kimliğine sokamazsın. Buna kimsenin hakkı yok. Ben zaten bu iftiralara karşı gerekeni yapacağım”  

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.