Dolar 34,6538
%0.03
Euro 36,3333
%-0.13
Altın 2.935,830
%0.14
Bist-100 9.636,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Vural’dan eleştiri bombardımanı

Vural’dan eleştiri bombardımanı

Ankara Garı’nda meydana gelen bombalı terör saldırısıyla ilgili soruşturma tamamlanıncaya kadar uygulanmak üzere getirilen yayın yasağını masasında bulunan 3 maymun heykeliyle eleştiren TBMM Grup Başkanvekili ve MHP İzmir Milletvekili Oktay Vural, “Görürsen, duyarsan, konuşursan taşlaşırsınız diyorlar” dedi. Vural öte yandan çözüm süreciyle ilgili meclis soruşturması açılmak üzere verdiği önergenin işleme alınmadığını söyledi. MHP'li Vural yayın yasağına 3 maymun heykeli ile sert çıktı

  • Ege Postası
  • 15.10.2015 - 15:56
EDA EBRU NANECİ / HABER SERVİSİ - TBMM Grup Başkanvekili, MHP İzmir Milletvekili Oktay Vural gündeme ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. 3 Maymun heykelini açıklama yaptığı masanın üzerine koyan Vural, alınan kararlarla topluma ve medyaya ‘3 maymunu onayın’ mesajı verildiğini söyledi. Vural, dijital platformlardan bazı yayınların çıkarılmasıyla ilgili de açıklamada bulundu.

ÜÇ MAYMUN HİKAYESİ…
Ankara’da yaşanan bombalı saldırı sonrasında getirilen yayın yasağı hakkında konuşan Vural, “Yayın yasağı getiriyor haber, görüntü, röportaj eleştiri ve benzeri bütün her alanda bu konuyla ilgili yayın yasağı getirildi. Neredeyse Ankara Tren Garın’ın resimlerinin yasaklanacağı ortam var. Böyle bir olay olmuş ve Türkiye’de hükümetin uyguladığı dış politikada zafiyetlerden bahsediliyor. Emniyet müdürü görevden alınıyor. Şüpheli olanlar takip edilemiyor. Bu doğrudan üç maymun hikayesi görme, duyma ve konuşma. Yayın yasağı ile kimler korunuyor, neden sorgulanıyo? Üstünün örtülmesi gereken konular mı va? Soruşturma dosyasının ve aydınlatılması konusundaki girişimlere nasıl etkilidir. Soruşturmada medyası, susan basını, susan ülkede vatandaş nasıl bu konuda bilgi sahibi olacak'” şeklinde konuştu.



ZAFİYETLERİ SORGULAYAMAYACAK MIYIZ'
Medyaya yönelik baskıların giderek arttığını söyleyen Vural, “Eleştiri yasağı diye bir yasak nasıl olabilir” dedi. Vural, “Haber, röportaj, eleştiri ve benzeri yasak. Yakında düşünmeyeceksin diye yasak getirilse bizimle ilgili işlem yapsa nasıl olabilir, sorunların üzerini örtebilecek m? Üç maymunu oynayın denilen bir ülkede hangi vakanın çözülmesini bekleyebilirsiniz. Başbakan olayla ilgili konuşuyor. Gerçekten bu süreçle ilgili bundan önce birden bire PKK terör örgütünün bu olayı kullanarak masumlaştırılması, ölen insanların arkasına saklanarak, ön plana çıkartarak kendine paye biçmesi… PKK’ya bölücü demeyin diye medyayı susturanlar, kim yapmış, ne yapmış, neden bu noktalara geldik. Bütün bunlarla ilgili politikaların eleştirerek bir yere gelmesi lazım. Zafiyetleri sorgulayamayacak mıyı? Bu menfur olayın sorumlularını nasıl değerlendireceği? Her olayda istifa mekanizma doğru değil diyor hangi olayda istifa mekanizması çalıştı ki.  Görürsen duyarsan konuşursan taşlaşırsınız diyorlar. Önemli ölçüde medyaya baskılar arttı” ifadelerini kullandı.

KİMSE KENDİNİ GÜVENDE HİSSETMEZ
Dijital platformlardan bazı yayınların çıkarılmasıyla ilgili RTÜK’ün verdiği karar hakkında konuşan Vural, “Çeşitli medya kurumları platformlardan çıkartılacak noktaya geldi. 1 Kasım seçimlerinden önce vatandaşlarının gözünün kapatılmasını, kulağının sağır edilmesini, gözünün kör olmasını istemek demokratik bir toplumdan uzaklaşmak demektir. RTÜK dijital platformlardan bazı yayınların çıkartılmasıyla ilgili bir karar verdi. Suçu varsa mahkeme kararıyla yerine getirilmeli ama dijital platformun siyasi sahiplerle hareket etmesi problem teşkil eder. RTÜK verdiği kararla bu platformda çıkartma kararının doğrudan doğruya RTÜK kanunun 29. Maddesi uyarınca iradesini ortaya koymuştur. Ne yaptığı önemli değil ama idarenin yürütmenin etkisiyle ben şu yayını çıkartın dediğiniz zaman hiç kimse kendini güvende hissedemez” dedi.

TAM BİR SİVİL DİKTA ANLAYIŞI
RTÜK kararını eleştiren Yalçın Akdoğan’ın, "RTÜK'ün CHP, HDP ve MHP'li üyeleri birlikte hareket ederek böyle bir karar almıştır” sözlerini hedef alan Vural, “Bununla ilgili kararı Yalçın Akdoğan eleştirmiş milli güvenlikle ilgilidir. Milli meselidir diyor. Anayasamızda da kanunlarımızla da eğer bir suç teşkil ediyorsa bununla ilgili mahkemeler var. Bununla ilgili kararı kim verece? Tam bir sivil dikta arayışıdır. Kanun olmadan, hukuk olmadan yayınları kesmektir. Eğer suç teşkil ediyorsa mahkeme kararı alın çatır çatır kapatın, lisansını iptal edin. Bunları yapmıyorsunuz avukatı mısınız, Dijitürk’ün sizin m? Bu konuda herhalde AKP’nin malı gibi davranılıyor. Bu kanun çerçevesinde RTÜK ve üyeler verdi. Sıkılmadan AKP dışında 3 parti hareket etti.  Beyefendi, RTÜK’e üye gönderebiliriz ama kanuna göre çalışır. Parti talimatına göre değil, bu davranış bile siyasi bir organ olarak gördüğünü bu sözlerle ifade ediyor. Objektif bir şekilde ifade etmemesini siyasi bir konumlama yapıyor” şeklinde konuştu.

BU NE PERHİZ BU NE LAHANA TURŞUSU
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan tarafından yapılan açıklamaları eleştirmeyi sürdüren Vural, “Bir taraftan Yalçın Akdoğan girişim özgürlüğünü ilgilendiriyor diyor, RTÜK neden karışıyor diyor. Girişim özgürlüğünü ilgilendiriyorsa sen niye müdahale ediyorsu? Bu irade demokrasiden ve medya özgürlüğünden uzaktır. Alınan kararla ilgili olarak bizim YSK’ya müracaatımız var. Platformlardan çıkartılma kararının kendi görüşlerini kısıtlaması açısından YSK’ya müracaatımız var. 19 Mart 2014’de. D-smart bir televizyon kanalını çıkartmış bunun için yapılmış. Bizim üyemizin de katılmadığı bir toplantıda AKP üyeleri hizmetin verilmesinde ayrımcılık yapılmaması hususunda diye uyarı veryor.  Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” ifadelerini kullandı.



MAHKEME KARARI VARSA KAPATIN BUNLARI
AK Partili üyelerin siyasi sahiplerle hareket ettiğini savunan Vural, “Digitürkle ilgili bir konuda bu AKP’li üyeler bu sefer aleyhinde karar veriyor. Politize edilmiş RTÜK budur. Bir yıl önce bir platformdan çıkartılmasını, ayrımcılık yaptığına dair değerlendirip uyaranlar, bu sefer niye karışıyoruz diyebilmektedir. RTÜK karar verdi ayrımcılık yapmaktadır diye uyarıyorlarsa eğer hepimizi yayından indirilirlerse tek AK TRT yayında olursa ne olacak böyle bir keyfiliğe izin verilmesi doğru değildir. Bu karar AKP üyelerinin siyasi sahiplerle hareket ettiği açık ve nettir. Hukuk varsa mahkeme kararı getirin kapatın bunları” dedi.

MECLİS SORUŞTUMASI İÇİN ÖNERGE VERDİK
Çözüm süreciyle ilgili verdikleri önergeyi de hatırlatan İsmet Yılmaz tarafından işleme alınmadığını vurguladı. Vural şunları söyledi: “MHP olarak çözüm süreciyle ilgili olarak sorumlular hakkında suç duyurusun bulunmuştuk. Savcılık takipsizlik kararı verdi. Önerge verdik. Meclis soruşturması açılmak üzere verilen bu önergemiz, maalesef İsmet Yılmaz tarafından Recep Tayyip Erdoğan’nın konu edilmesi söylenerek işleme alınmadığı söylenmektedir. Bu kadar olaylar oluyor kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunuruz savcılık takipsizlik verdi. Siyasiler hakkında meclis soruşturması isteriz. Meclis başkanı tarafında iade edilir. Hiç kimse istifa etmez vatandaş mı suçludur. Meclis başkanına tekrar bir önerge verdik. Cumhurbaşkanının yaptığı görevle ilgili yargılanmasını değil ama silah stoklatanlar, valilere operasyon yapmayın talimatı veren kim varsa meclis soruşturması ile açığa çıkmasını istiyoruz. Bu olaylar kimlerin zamanında old? Bu konuları hukuk devleti ekseninde takip edemezsek hukuk tıkanmış demektir.”

TÜRKİYE’DE YANLIŞ YAPANLAR HESAP VERMELİ
“Üç maymun gibi görmeyen, duymayan ve konuşmayan bir toplum oluşturulmak isteniyor. Hukuk devletinde yanlış yapanlar hesap vermelidir. Bugün ki tarih itibariyle bu konuyla ilgili müracaatımızı yapmış bulunmaktayız. Bu süre içerisinde sorumlu olanların soruşturma komisyonun da hesap vermesini istiyoruz” diyen Vural sözlerini şöyle sürdürdü: “Cumhurbaşkanı ancak vatana ihanetten sorgulanabilir ama 148. madde de göreviyle ilgili suçtan dolayı anayasa mahkemesinde yargılanabileceği söyleniyor. Cumhurbaşkanı kendi görevindeyken kaynaklanmayan, daha önceki göreviyle ilgili yargılama yapılıp yapılmayacağı konusu da çok net açık değildir.  Meclis başkanlığında, meclis başkanlığının değil, meclis soruşturma komisyonun kimlerin sorumsuz olduğunu ancak onların ortaya koyabileceğini belirttik. Kimlerin sorumlu olduğunu idari işlemle işleme alınması için müracaatımızı yaptık. Türkiye’de yanlış yapan hukuk nezdinde hesap vermelidir. Vicdani muhasebe yapmıyorlar. Kamu görevlilerinin yargılanmasına dahi izin vermediler. Siyasiler sorumludur, istifa etmezler. Meclis soruşturma yapmamız engellenir. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devleti olmaktan çıkmıştır. Her şeyin üstünü örter.”

ALİ KIRAN BAŞ KESEN MİSİNİZ'
Mersin'in Erdemli İlçesi'nde seçim çalışması yürüten MHP konvoyunun jandarma tarafından önünün kesilmesini sert ifadelerle eleştiren Vural, “Mersin’de MHP’li milletvekillerinin olduğu bir konvoy jandarma tarafından durduruldu. Kavgaya karıştığı iddia edilen iki kişiyi verin diyorlar. Eşkâlini soruyorlar, kim talimat verdi. Talimat yok, suçlama yok eşkal yok ama MHP’ye yönelik bir baskı var. Kadın kollarının toplantısında MHP Mersin’de gözaltına alıyorlar. Cumhurbaşkanına hakaretten. Ali kıran baş kesen misini? Milletvekillerinin önünü hangi irade ile kesiyorsunu? Korkuları Babil kulesi yıkıldı. 7 Haziran da 1 Kasım’da tamamı yıkılacak. Böyle bir korku devleti milletin devleti değildir. Bu güçlü olan haklı olan değildir haklı olanı güçlü kılmak bizim görevimizdir” dedi. Uşak’ta makul şüpheyle gözaltına alınanlar için ise “Türkiye zorba bir devlet değildir. İnsanları sindirmek kabul edilemez bir devlet kendi vatandaşını sindirmez. Gücünü bunun için kullanmaz” diye konuştu.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.