Yıldırım, ESİAD’ın konuğu oldu, rakibine yüklendi
AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, rakibi Aziz Kocaoğlu’nun, “Basmane-Kadifakele arasına teleferik yapacağım. İzmir’i projelerimizle uçuracağız” sözlerini değerlendirerek,“Basmane’den Kadifekale’ye teleferik olmaz. Basmane’deki i teleferiğin direği 100 metreyi geçer. İnsanları oraya nasıl çıkaracaksını? O projeyi gözden geçirsin. Kendisi uçabilir. Ama İzmir uçmaz” dedi. Yıldırım, Kocaoğlu’ndan daha iyi belediye başkanlığı yapacağını iddia etti.
- Ege Postası
- 24.03.2014 - 15:10
"İZMİR'E ZARAR VEREN KOCAOĞLU'DUR"HABER İÇİN TIKLAYINIZ
TWITTERIN NEDEN ENGELLENDİĞİNİ SÖYLEDİ
Yıldırım konuşmasının başında, twitter’ın neden engellediğini anlatarak şunları söyledi:
“2002 yılını hep beraber düşünelim. İnternetin ne halde olduğunu bir düşünelim. 3. Nesil mobil haberleşme diye bir şey de yoktu. Normal sabit telefon hatlarından internet hizmeti alabiliyordunuz. Geçen 10 yılda, iletişimde Türkiye Afrika seviyelerinden Avrupa’nın en iyi haline geldi. Türkiye’de artık nüfus yüzde 65’i internet ya da bilgisayar okur yazar konumuna geldi. Geniş bant abone sayısı 40 milyon üzerine çıktı. Ülkenin her tarafı alt yapı ile güçlendirildi. Bizim hükümetimiz iletişimi, erişimi, interneti geliştiren, bir hükümettir. Çok ciddi yatırımlar yaptık. Bizim bölme bir alt yapıyı, kısıtlayan, yasaklayan bir anlayışla beraber zikredilmesi kabul edilebilir bir şey değil. Böyle bir niyet olmuş olsa bu alana yatırım yapmazdık. Demokrasi insan ve hak özgürlükleri iletişim çok önemli. Demokrasiyi geliştirirken insanların hak ve hukukun korumak mecburiyetindeyiz. İkisi bir arada olabilir. Türkiye sosyal medya kullanıcı açısından Avrupa’da birinci gelir. Ama sosyal medya sorumsuz medya asla değildir. Gerçek hayatta ne suç ise sanal alemde de aynı şeyler suçtur. Kullanıcıların iletişimlerini kullanırken başkalarının hayatlarının karartmak gibi bir imkanları olamaz. Bu kabul edilemez.
SANAL DÜNYA YALAN DÜNYA DEĞİLDİR
“Üstelik de sanal dünya yalan dünya da değildir. Twitter’la ilgili 600’ün üzerinde şikayet geldi. Sanal hesaplar açılarak suçlamalar içerene mesajlar var. Bunların kaldırılması ile ilgili ABD’deki merkeze mesaj gönderildi ama hiçbir cevap alınamadı. Bunlarla ilgili mahkeme kararları da var. İdarenin bütün girişimlerine rağmen aldığı cevap çok ilginiz, ‘bizim Türkiye’de faaliyetimiz’ yok. Bu ülkeyi ciddiye almamaları anlamına geliyor. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Son mahkeme kararıyla birlikte işin şekli de değiştirmiştir. 18 Mart’ta yaşanan olay benim şahsım ve alimle ilgili. 634 davadan biri de benimki. Bir adresten 12 milyona diyor ki, bunların yolsuzluklarını. Hırsızlıklarını açıklayacağım. Twitter’dan link alıyor. Buraya özel bir link tahsis ediliyor orada da çok geniş ağır suçlamalar var. Oraya ziyaret yapın ve buradan bakın diyor. Bizimle ilgili değil seçimlere girecek bütün AK Parti adayları ile ilgili. Başka parti adayları da yok. Böyle akla hayale gelmeyen suçlamalar var. Bunları görünce şaşkına döndük. Seçime girerken böyle suçlamalarla nasıl muhatap oluruz. Bu suçlamaları kim yapıyo? Belli değil. Birisi ağzına geleni söylüyor. Biz hakkımız arayalım dedik. Mahkeme başvurduk başımıza gelmeyen kalmadı. Twitterı kapatan adam olduk. Hakkının aradığını linç edildiği ama asılsız suçlamaların yapıldığı korunduğu, avukatlığının yapıldığı ülke olmaz”
GEREĞİNİ YAPSALARDA BUGÜN BUNLARI YAŞAMAZDIK
“Eğer bu paylaşım sitesi bu kararın gereğini yapsaydı bugün bunları yaşamazdık. Şimdi muhatap olmaya başladı. Hindistan’da bir olay olacak anından düzelteceksiniz, içerik kaldırma, bilgi isteme değer taleplerin yüzde 80’i ABD’den. Mahkeme kararı da yok. Türkiye’ye gelince muhatap almıyorlar. Kimsenin derdi twitterı kapatmak değil. 3 aydır zaten her türlü hakaret yapılıyor. Bunları şahsi mesele yapmadık. Ama bu iş çok önemli. Ülkelerin istikrarı güveni bu mecralar kullanarak bozuluyor. Sini planların kullanılmasına asla ve asla hiçbir devlet rıza gösteremez. Biz hakkımızı aradık. Gezi olaylarında 10’larca insan aradı. ‘benim adıma suç işleniyor’ dediler. Müracaat ettik, sonuç alamadık. Başınıza gelmeyince anlamazsınız. Haberleşme hürriyeti hepsine evet ama başkalarını mahkum etmek yargısız infaza tabi tutmak toplum içinde onları suçlu gibi göstermek kabul edilebilir bir şey değil. Aksi halde devletimize olan güven sorgulanır hale gelir”
YEREL KONULAR YOĞUN OLARAK TARTIŞILMADI
Pazar günü vatandaşların sandık başına gideceğini belirten Yıldırım, seçim kampanyası sürecinde yerel konuların yoğun olarak konuşulmadığını söyledi. AK Partili Yıldırım, “Yerel konuların yoğun olarak konuşulduğu bir kampanya göremedik. Bu seçimin akılda kalacak en önemli noktalarından bir tanesi olacaktır. 17 Aralık’ta başlayan süreç bu sezimin ana gündemini işgal etti. Genel siyasetteki partiler arasındaki keskin ve dinamik tartışma ne yazık ki yerelde de aynı şekilde yansıdı. Yerel konuları konuşmak istediğimiz şekilde olmadı. Biz yerelde kalmayı tercih ettik. İzmirlilerle bir araya geldik. Onların sorunlarını dinlemeyi, çözüm önerilerimizi kendileri ile paylaşmayı her zaman birinci öncelik olarak kabul ettik. İsterdik ki İzmirli ile ilgili düşüncelerimiz çok daha konuşulması, fikir üretilmesi tam anlamıyla mümkün olmadı. Tüm imkanları kullanarak hayat İzmir 1414 projemizi dilimizin döndüğünce herkese anlatmaya çalıştık. Bir ölçüde başarılı olduk. Bundan sonrası İzmirlilerin vereceği karardır. Kararı siz vereceksiniz, İzmir’imiz için en isabetli karar olur. Kim seçilirse seçilsin işin sonunda kazanan İzmir olsun. İzmir geçirdiği 10 yıllı sürenin önümüzdeki 5 yılda aynı şekilde olmaması gerekiyor” dedi.
İZMİRLİLER MEMNUN DEĞİL!
Büyükşehir Belediyesi’nin 10 yıllık performansından İzmirlilerin memnun olmadığını öne süren Yıldırım, şunları söyledi:
“İzmir günü birlik işlerle uğraşan bir şehir olmamalıydı. Geleceği planlayan bir şehir olmalıydı. İzmir’in 50 yılık vizyonu olup bunun etrafında projeler olmalıydı. İzmir şehir olma özelliğini kaybetti. Palansız yapılaşma önümüzde duruyor. Bu da kentin diğer sorunlarını artırıyor. Şehir ileri gitmiyor geri gidiyor. Şehirde toplu ulaşım zayıf. Turist sayısı yetersiz. Yatırımcılar artmıyor azalıyor. Şehir zenginleşmiyor. Fakirleşiyor. Şehir rant üretemiyor. Bunu dediğiniz zaman, ‘siz rantiyecisiniz’ deniyor. Rant üretemeyen şehir, şehir değildir. Planlamasını en iyi şekilde yaparsınız şehrin borsa değeri artar. Bu olursa bu şehirde yaşayanlar bundan yararlanır. Şehrin 7-24 canlı olması lazım. Ürettiği katma değer 10 milyar dolar. İzmir’de siyaset, ideoloji yerel yönetimlerde hep hizmetin önünde gidiyor. Bu şehrin yönetenler bu kentin sorunu yok diyor. O zaman biz neden uğraşıyoruz. İzmir halinden memnun musunu? Bana göre İzmir’in tek bir sorunu var bu vizyondaki belediye başkanı. 200 bin kişi topluyoruz. Midyeyi kabuğu ile yiyenler diyor. Bundan ağır hakaret olur m? Böyle bir şey denir m? Odunu koysak şunu koymazdık dedik, şımarık bir bakış açısı doğru esefle karşılıyorum. Kabul edilebilir bir şey değil. İzmir’de siyasi rekabet yok. Bu seçimde ilk defa İzmir’de siyasi rekabetin yaşandığı seçimler olacak. Bu da İzmir’e fayda sağlayacak. Rekabetin olduğu yerde kalite olur hizmet çok daha fazla gelir. İzmir’i ben seçtim. İzmir’in yerel kalkınmayı ihtiyacı olduğu için İzmir’i seçtim. Daha kolayı, rahat olanı seçebilirdim. Ben hep zor işleri yaparak bugünlere geldim. Şimdi sıra İzmirliler’de. Beni seçerseniz emrinize amadeyim seçmezseniz başım gözüm üzeride yeriniz var. Milletvekili olarak hizmet etmeye devam ederim”
SORU CEVAP BÖLÜMÜ
İLK PROJE HASAR TESBİTİ
Soru cevap bölümünde Yıldırım, iş adamlarının sorularını yanıtladı. Yıldırım, “İlk projeniz ne olacak” sorusuna, “İlk proje hasar tespiti olacak. ikinci şehrin anayasası. Bu şehrin palanı yok. Keyfi kararlarla bir şehir marka şehir olamaz” dedi.
BUGÜNKÜ YÖNETİMİN BAŞARISIZ OLMASININ NEDENİ EKİP ANLAYIŞININ OLMAMASINDAN KAYNAKLANIYOR
“Başkan seçilirseniz hangi ekiple projeleri yapaksını? Projeleri ne kadar sürede tamamlayacaksını? Odaların projelerinizi engellemelerine karşı durabilecek misiniz'” sorularını Yıldırım, şöyle yanıtladı:
“Türkiye hukuk devleti. Sivil Toplum Kuruluşlarının itirazlarının İzmir’de özel bir yeri var. Buradaki duruş, teknik ve akılcı olmaktan ziyade ideolojik. Bunu birçok olayda yaşadım, gördüm. Herkesi ikna etme. Katılımcı olma yönünde gayretlerimizi göstereceğim. Bununla ilgili direnç olursa üstesinden geliriz. Dirençleri kıra kıra 11 yılda işler yaptım. Pes etseydim, bu işler olmazdı. 17 bin kilometre yol. Havalimanları, iletişim yolları projelerinde karşılaştığımız zorlukları yazsam 10 cilt kitap olur. ‘Vatandaş ben sana yetki verdim. Ne yaptın, ne yapmadın’ diyor. Bugün bunu soruyor. Bu sandıkta da ümit ediyorum bini soracak. Beklenen budur. Mücadele edeceğiz. İkna etmeye çalışacağız. Doğru işse vazgeçmeyeceğiz. Ekibim olmasaydı bu işleri nasıl yapacaktı? Oradan getireceğimi düşünmeyin. İzmir’de iş yapacak çok. Her türlü insanla çalışabiliyorsanız başarılısınız. İnsan sevk ve idaresi önemli bir kabiliyettir. Bugünkü yönetimin başarısızlığının arkasında ekip anlayışıyla çalışma olmamasıdır. Ekip, güven yok. Güven kaybolmuş. Yetkiler tek elde toplanmış. İşler yürümüyor. İzmirlilerin işi çok geç görülüyor. Ya da hiç görülmüyor. 1414 proje 10 yıl için planlandı”
BUNLARDAN DAHA İYİ YAPARIM
“Kazanamazsanız bu şehir için çalışmaya devam edecek misin'” sorusuna ise Yıldırım, “Beni seçmediler bırakalım ne halleri varsa görsünler’ diyecek değilim. Bu şehir bana oy verdi, destek verdi. Asla bunu duyarsızlığı içerisinde olmam. Bundan emin olabilirsiniz. Kazanırsak da fena olmaz. Niye olumsuz düşünüyorsunu? Bunlardan iyi yaparım. Haberiniz olsun. İş dünyası ile birlikte çalışacağız. Anlaşamazsanız ben bildiğimi yaparım. Anlaşırsanız dediğinizi yaparım. Böyle bir çalışma tarzım var. Anlaşarak geleceksiniz. 6 bin 700 sivil toplum kuruluşu var. Hepsini gönlünü yapmaya çalışsak iş yapamayız”
KOCAOĞLU’NUN KENDİSİNİ UÇURABİLİR
Yıldırım, “İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Basmane-Kadifekale arasına teleferik yapacağını ve İzmir’i uçuracak projelerin altına imza attı. İzmir’i siz nasıl uçuracaksınız” sorusuna ise esprili bir yanıt verdi. Yıldırım, “Basmane’den Kadifekale’ye teleferik olmaz. Basmane’deki i teleferiğin direği 100 metreyi geçer. İnsanları oraya nasıl çıkaracaksını? O projeyi gözden geçirsin. Kendisi uçabilir. Ama İzmir uçmaz” dedi.
TÜRKÇE OLİMPİYATLARI
“Belediye Başkanı seçilirseniz Türkçe Olimpiyatlarının düzenlenmesine izin verecek misiniz” sorusuna Yıldırım, “Türkçe Olimpiyatları organizasyonu sivil bir organizasyondur. Yapılmayacak diye bir şey yok. Şehrin belediye başkanı, ‘yapmayacaksınız’ deme konumunda değil. Bu şehri tanıtan faydalı olan hangi faaliyet varsa bu faaliyetin arkasında oluruz. Kimsenin endişesi olmasın” dedi.
3 YIL İÇİRİSİNDE SÜPER LİGDE TAKIMIMIZ OLACAK. SÖZ VERİYORUM
Yıldırım, İzmir’in süper ligde bir takımı olacağının sözünü vererek, “3 yıl içinde İzmir’in süper ligde takımı olacak. Söz veriyorum hem şehir hem takımı süper ligde olacak. Şehirler insanlarını benzer. İlk 5 yılda yapılanları İzmirliler fark eder. Ciddi anlamda fark eder. Çünkü yatırım ve hizmete aç bir şehirden bahsediyoruz. Ne yaparsanız gözükür. 5 yıl iyi bir süre” dedi.
Yorum Yazın