Yıldırım: ‘Milli duruşumuz en büyük gücümüz’

AK Parti Konak İlçe Başkanlığı tarafından Yerli Malı Haftası kapsamında düzenlenen sempozyumda Türkiye’nin sanayileşme hamleleri ve yerli üretimin önemi masaya yatırıldı. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Ak Parti Konak İlçe Başkanı Temel Yıldırım, yerlilik ve millilik kavramlarına dikkat çekerek, ‘Bugün en önemli gücümüz milli duruşumuz ve yerli politik tavrımızdır’ dedi. Sempozyumun konuşmacısı YÖK eski Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Muhittin Şimşek ise, Türkiye’nin sanayileşme ve yüksek teknolojiye ulaşmada 60-70 yılını heba ettiğini vurguladı.

Ege Postası
14.12.2015 - 14:56

İZMİR - Ak Parti Konak İlçe Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkanlığı, Yerli Malı Haftası’nda ‘Bir Babayiğit Nuri Demirağ’ konulu sempozyum gerçekleştirdi. Türkiye’nin sanayileşme süreçlerine ilk yerli uçağı yapan Nuri Demirağ’ın perspektifinden, Devrim Otomobilleri süreci ve yerli otomobil projesinde kapsamından bakılan sempozuma konuşmacı olarak YÖK eski Yönetim Kurulu Üyesi, Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyeti üyesi Prof. Dr. Muhittin Şimşek katıldı.

Milli Sanayi için Milli Siyaset Şart
Hisar Kız İmam Hatip Lisesi’ndeki sempozyumun açılış konuşmaını Ak Parti Konak İlçe Başkanı Temel Yıldırım yaptı. Konuşmasında yerli ve milliliğin önemine değinen Yıldırım, AK Parti iktidarlarıyla Türkiye’de milli üretimin yeni bir döneme girdiğini, yeniden ivme kazandığını söyledi. Düne kadar iğneden ipliğe dışa bağımlı olan ülkemizin bugün tarımdan hayvancılığa ilaç sektöründen savunma sanayine kadar pek çok alanda dünyayla rekabet edebilir üretim teknolojisine ulaştığına dikkat çeken Yıldırım, Türkiye’nin tarımsal üretimde Avrupa’da birinci, dünyada 7. büyük ülke olduğunu anlattı. Türkiye’nin tohumda dışa bağımlılıktan Ak Parti döneminde kurtulduğunu ifade eden Yıldırım, ‘Tohum üretimi 13 yılda 5'e 6'ya katlandı. 12 yıl önce yıllık 145 bin ton olan yerli tohum üretimi bugün 800 bin tonlara ulaştı. İlaç sanayi yatırımları için Ar-Ge çalışmaları sürüyor. Milli aşı üretimine başlıyoruz. TÜBİTAK Araştırma Destek Programları ile araştırmacılara son 8 yılda, 40 yılda verilen toplam destekten daha fazla destek sağlandı. Son 7 yılda yaklaşık 10 bin proje için yaklaşık 3 milyar lira destek verildi. Som Füzesi, Atak Helikopteri, Bora-12 keskin nişancı tüfeği, Türkiye’nin ürettiği ilk topçu sistemi T-155 Fırtına Obüsü, milli tankımız Altay, milli torpido füzemiz Akya, deniz kuvvetlerimizin envanterine ve hizmetine girmiştir. Kundağı Motorlu Hava Savunma Sistemi ‘KORKUT’ (Hava Savunma Ateş İdare Cihazı) projesinin bir süredir devam eden testleri başarıyla sonuçlandı’ dedi.

Milli Duruş Milli Savunma Sistemi ile Olur
Savunma Sanayimizin hızla güçlendirildiğini vurgulayan Yıldırım; şöyle devam etti: “Milli savaş gemimiz Milgem, Türk mühendisleri tarafından yapılarak deniz kuvvetlerimize teslim edilmiştir. İlk milli gemisavar Atmaca, Aselsan’ın sorumluluğunda üretiliyor. İnsasız deniz aracı İda, ilk milli eğitim uçağı Hürkuş, zırhlı muhabere aracımız Arma, mayına karşı korumalı Kirpi, Kobra zırhlı aracımız yine yerli üretim. Kasırga TR 300 füzesi, MPT modern piyade tüfeği TÜBİTAK’ın geliştirdiği akıllı bombalar ve benzeri silah teknolojisiyle Türkiye Milli Savunma Sanayi’nde çağı yakaladı.”

Tarihten bugüne yerli sanayinin geliştirilmesi, önündeki engeller ve Nuri Demirağ’ın bu alandaki çabaları konusunda ciddi araştırmaları ve kitapları bulunan Prof. Dr. Muhittin Şimşek ise, Dünya lideri olmak için yerli sanayinin ve milli teknolojinin önemine dikkat çekti. Cumhuriyet Dönemi Türkiyesi’nde sanayileşme hamlesinde Nuri Demirağ’ın çok önemli bir yer işgal ettiğini anlatan Prof. Dr. Şimşek, ‘Yoksul bir Anadolu köylüsü olan Nuri Demirağ, tam bir müteşebbis ruha sahipti. 1922’de ilk yerli sigara kağıdını üreterek çalışmalarına başladı. İlk boğaz köprüsü projesini 1931-1933 yıllarında yaptı ancak hayata geçirmek için izin alamdı. 1936’da ilk yerli uçağı yaptı. İlk pilot yetiştime okulunu kurdu. Binin üzerinde pilot yetiştirdi. Fakat dönemin Hükümeti uçakları çürümeye terk etti. Sümerbank Merinos Fabrikası, Karabük Demir Çelik Fabrikası Demirağ tarafından kuruldu. Daha pekçok çalışması, projesi dönemin yöneticileri tarafından engellendi. Bu engellemeler, milli sanayinin gelişimine büyük darbe vurmuştur’ dedi.

‘Geçmişte yerli malı denilince akla fındık fıstık gelirdi’ diyen Prof. Dr. Muhittin Şimşek, “Dünya değişiyor, ülkeler değişiyor. Değişmeyen tek şey değişim diyorlar bu yanlış. Sadece ölüler ve deliler değişmez. Değişkenlik ile değişimi ayırt etmemiz lazım. Bir konuda iddialıysak değişimi yönetmekten başka şansımız yok. Bugün Türkiye’nin başına gelen olaylar bundan kaynaklanıyor. Çünkü bugüne kadar değişimleri hep biz takip ettik. Hiç değişimi yönetmeye çalışmadık. Ne zaman kendi üretimimizi yapmaya başladık, hemen üzerimize geldiler. Değişimi yönetmeye çalışmamızı engellemeye çalıştılar’ şeklinde konuştu.

Yerli otomobil üretiminin de Türkiye’nin milli sanayisinin oluşmasında büyük önem taşıdığını vurgulayan Prof. Dr. Şimşek, ‘Devrim otomobilleri yapılsaydı, o proje engellenmeseydi bugün Türkiye’nin kişi başına düşen milli geliri 30 bin Dolar seviyelerinde olurdu. Güney Kore, bir marka ile bu serüveni başardı. Ancak, Türkiye’yi hedef alan, pazar olarak gören iç ve dış çıkar odakları Devrim ototmobilleri projesini engelledi. Aynı engel, karalama kampanyası bugün üretim, planlanan yerli otomobile yapılıyor. Buna izin vermemeliyiz’ dedi.

Programın sonunda, İzmir’in önemli narenciye ihracatçılarından Uçak Kardeşler firmasının hediyesi olan portakal ve mandalinalar katılımcılara dağıtıldı.