Yıldırım'ın İzmir'deki belediyecilik esasları
AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, Memur-Sen İzmir Şubesi tarafından düzenlenen “Medeniyet ve Şehirler” paneline katıldı. Yıldırım belediyecilik anlayışlarının 4 ana unsurunu saydı, “Bir tanesi katılımcılık, diğeri kültürel belediyeciliğin geliştirilmesi, sosyal belediyecilik anlayışının geliştirilmesi ve çevre dostu projelere önem verilmesi” dedi.
- Ege Postası
- 01.03.2014 - 16:52
Belediyecilik anlayışımızda 4 ana unsur var
Geleceğe yönelik 100 yıllık vizyon planladıklarını ve bunları projelendirdiklerini sözlerine ekleyen Yıldırım, şunları kaydetti; “Bizim belediyecilik anlayışımızda insan şehir tabiat arasında bir tercih değil bu değerler arasında bir birliktelik vardır. İzmir’i günübirlik kararlarla değil 10 yıllık, 30 yıllık, hatta 100 yıllık vizyon ile planlayarak yaşanan imar tahribatının şehrimize verdiği görüntü çirkinliğini yok etmeyi amaçlıyoruz. Şehri güzelleştirmek şehrin ve içinde yaşayanların daha mutlu hale gelmesi en öncelikli hedeflerimiz arasında. Büyük değişimin gerçekleşeceği büyük projelerin birkaç içerisinde önce paylaştık. Hayat İzmir, yüzyılın şehircilik hareketi, tam da bahsettiğimiz bu İzmir hayalimizi tamamlayan projelerdir. Belediyecilik anlayışımızda 4 ana unsura çok önem vereceğiz. Bir tanesi katılımcılık, diğeri kültürel belediyeciliğin geliştirilmesi, sosyal belediyecilik anlayışının geliştirilmesi ve çevre dostu projelere önem verilmesi.Bu bağlamda şehrin bugün bir/ 100 binlik planı yok. 1/25 binlik planı yok, 1/5 binlik planı yok. Bir tane 1/25 binlik plan var o da hali hazırda plan üzerinde alınan günübirlik kararlarla yönetilmeye çalışılıyor. 1/25 binlik plan bir uygulama planı değildir. Uzmanlar buradadır. Eğer sizin 1/100, 1/5 bin planınız yoksa şehrin gelecek 10 yılını 50 yılını 100 yılını nasıl hayal edebilirsiniz. Bu şehir bugünlere böyle geldi. Bu İzmir’in kaderi değildir. İzmir’de yapılacak iş çok ama İzmir’de herşeyi yapmakta aynı zamanda çok kolay. Yeter ki bir küresel marka şehir vizyonunuz olsun. Günübirlik taleplere isteklere göre değil uzun vadeli marka şehir gelecek nesillere medeniyet vaat eden bir şehir anlayışıyla İzmir’imizi o eski günlerdeki şanlı dönemine tekrar geri getireceğiz. Biz bunun kararlılığındayız.’
Keşke hayalleri olsaydı
Herşeyin hayal etmekle başladığına dikkat çeken Binali Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü; “Bizim projelerimize ‘hayal ürünü’ diyen ve bizim projelerimize ‘biz de düşünmüştük’ diyenlere buradan sesleniyorum. Herşey hayalle başlar keşke sürekli hayal dünyasında yaşamayıp küçük bir kısmını da olsa gerçeğe dönüştürseydiniz. Marmaray’ı da Sultan Abdülmecit hayal etti, gerçeğe dönüştürmek de bize nasip oldu. Hızlı treni de 50 yıldır birçok siyasetçi vaat etti. Hepimiz hayal ettik ama o hayali de gerçekleştirmek yine bize nasip oldu. Önemli olan hayalden bir adım ötesine hayalleri gerçeğe dönüştürme aşamasına geçmektir. Bizim projelerimizi biz de düşündük demek bugün ‘geçmiş olsun. Çok geç kaldınız’ demekten başka yapacak hiçbirşey yok. Siz de düşündüyseniz bugüne kadar hiç değilse yüzde 10’unu uygulasaydınız 141 proje bu güzel şehre armağan ederdiniz. 141 eser armağan ederdiniz o zaman İzmir bugünkü görünümünden biraz daha güzel bir görünüme kavuşurdu diye düşünüyorum”.
6,5 şiddetinde bir depremde 300 bin kişinin hayatına mal olabilir
Kentsel dönüşüm konusunun da rantsal dönüşüm gibi anlatıldığını, bunun doğruyu yansıtmadığını sözlerine ekleyen Yıldırım, İzmir’de kentsel dönüşümü yanlış anlıyorlar. Yağmur yağdığında kentin sele dönüşmesi olarak biliniyor. Bizim anladığımızdaki kentsel dönüşüm kentin değerlerini geleceğe taşıyan kentin marka değerini arttıran ve kenti yaşanabilir bir şehir huzurlu bir şehir haline getiren bir yenileme hareketidir. Bu yenilemede zorlama yok, bu yenilemede dayatma yok. Bu yenilemede örnekleri yapıp hemşehrilerimizin önüne koymak var ve onların kabulüne göre de devam etmek var. Bunu yapmaya mecburuz. Bunun ötelenmesi demek bu şehirde yaşayan insanların yarıdan fazlasının geleceğini tehlikeye atmak demektir. Boğaziçi Üniversitesiyle yapılan bir çalışma var. Orada çıkan sonuçlar çok ürkütücü. 6,5 şiddetinde bir depremde şehrimizdeki 300 bin civarında yapının tamamen yıkılacağından bahsediyor. Bir o kadar hasarlı hale geleceğinden ve binlerce insanımızın can kaybıyla karşı karşıya olacağı gerçeğinden bahsediliyor. Bu bile tek başına burada siyasi bir takım mülahazalarla şehrin imar sorununu ötelemenin artık imkansız hale geldiğini ortaya koyuyor.
Projelerle gençlerimiz iş sahibi olacak
Projelerle kentin gençlerine iş sahaları açılacağına vurgu yapan Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı; “Bizim projelerimiz sadece şehri yenileme projesi değil aynı zamanda şehrin ortak mekanlarını ortak değerlerini oluşturmak şehrin turizmini geliştirme ticaretini geliştirme yerel kalkınmasını oluşturma projeleridir. 35 İzmir 35 projeyle İzmir’in diğer şehirlerle erişimini ulaşımını güçlendiriyoruz. İzmir hayat yüzyılın şehircilik hareketiyle de bir başka şeyi daha gerçekleştiriyoruz o da İzmir’in geleceğe hazırlanmasıdır. Her iki projeyi dikkate aldığımızda 35 projenin tamamlandığında ekonomiye katkısı tam 105 milyar dolar olacak. İstihdama katkısı ise 140 bin kişi olacak. 1414 projesinin de istihdama katkısı 170 bin, ve toplam yatırım tutarı da 65 milyar liradır. İşte bu birşeyi ortaya koydu hem şehrin nesillerimize övünebilecekleri hale getirmek aynı zamanda İzmir’de yaşanan ekonomik durgunluk ve işsizlikteki artışının önüne geçmek. İnsan bütün çalışmalarımızda işin merkezindedir. İnsan yoksa yapacağınız hiçbir işin anlamı yok. İnsanın mutluluğu eğer göz önüne alınmıyorsa onların rızası göz önüne alınmıyorsa o iş varsın olmasın. Kime lazım. Onun için katılımcı belediyecilik diyoruz ve onun için sosyal belediyecilik diyoruz. Onun için hizmet belediyeciliği diyoruz ve bu ilkeler çerçevesinde İzmirli hemşehrilerimizin bize gösterecekleri güven ve destek için şimdiden teşekkür ediyoruz”.
Yorum Yazın