Yorgancılar: İşveren EYT mağduru olmasın
EBSO Başkanı Ender Yorgancılar, kamuoyunda “Emeklilikte Yaşa Takılanlar” olarak bilinen EYT düzenlemesinin hem kamudaki ve özel sektördeki kurum ve işletmelerin mali yapısı ile personel dengesini, hem de merkezi yönetim bütçesini büyük ölçüde bozacak etkiye sahip olduğunu belirterek, söz konusu uygulamanın çok dikkatli bir şekilde hayata geçirilmesini gerektiğini söyledi.
- Ege Postası
- 11.11.2022 - 14:52
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Düzenlemenin küresel resesyonun yaşandığı, iç talepte ve büyümede yavaşlamanın beklendiği bir döneme denk gelmesi, bu uygulamanın çok dikkatli bir şekilde hayata geçirilmesini gerektirmektedir. EYT yasalaştığında firmalara göre değişmekle birlikte işgücü kaybı ortalama yüzde 30 civarında olabilecektir. Bu grup, 45-55 arası yaş ortalamasında, hem kurum kültürü hem de tecrübe açısından önemli bir kazanıma sahiptir. Bu da firmalarımızı farklı açılardan olumsuz etkileyecektir” dedi.
Söz konusu etkileri sıralayan Yorgancılar, “Birincisi bir anda yüklü bir kıdem tazminatını ödemekle yükümlü kalacaklardır. İkincisi, en verimli yaşlardaki tecrübeli, nitelikli elemanlarını kaybedecekler ve bu da verim ve üretim kaybına sebep olabilecektir” diye konuştu.
Yorgancılar, işverenin düzenleme nedeniyle mağdur olmaması için atılması gereken adımları ise şöyle sıraladı:
“Bu süreçte taleplerimiz; Emekli olacak çalışan sayısına göre firmalara uygun faizli ve uzun vadeli hazine kaynaklı bir KGF kredisi verilmesidir.
Kamu bankalarının, TCMB politika faizinin belli oranı üzerinden, bir-iki yıl geri ödemesiz dönemi içerecek şekilde, başta kıdem tazminatı ödemeleri olmak üzere doğacak kaynak ihtiyacı için, işletmelere orta ve uzun vadeli ‘EYT finansman kredisi’ verebilmelidir.
İşsizlik Fonu’ndaki kaynakların kıdem tazminatlarının ödenmesinde kullanılabilmesi imkanının sağlanması, bu çerçevede de öncelikle işverenlere bu Fon’dan kaynak aktarılarak kıdem tazminatlarının ödenmesi, daha sonra ise işverenlerin kullandıkları miktarı 12-24 ay taksitle geri ödemesinin sağlanması.
Nitelikli istihdam kaybındaki olumsuzluğu en aza indirgemek için yaş ve çalışma süreleri dikkate alınarak kademeli bir ayrılış planlanmasıdır. Örneğin 1995 girişliler EYT’nin yasalaştığı tarihte verecekleri dilekçe tarihinden itibaren 6 ay sonra, 1996 girişliler, 8 ay sonra 97-10, 98- 11, 99 girişliler ise 12 ay sonra ayrılabilirler gibi. Bu durum, şirketlerin işgücü açısından en az zarar görmelerini ve planlama yapabilmelerini sağlayacaktır.
EYT’nin 2023 yılında yasalaşması ve asgari ücrete yaklaşık yüzde 40 gibi bir zam yapılması ile kıdem tazminatı hesabına katılan ücretlerde aynı oranlarda artış olması durumu, sanayicilerimiz için çok ciddi bir yük anlamına gelmektedir. Bu maliyet yükü doğrultusunda kararlar alınmalıdır.
İşletmelerin emekli olanların yerine işsiz konumdaki yeni elemanları almaları durumunda işlevsel istihdam teşvikleri (vergi indirimi, işsizlik sigortası işveren primi muafiyeti, SGK işveren priminin düşürülmesi vb.) ile desteklenmesi uygun olacaktır.”
Yorum Yazın