Yücel'den TV35'te çarpıcı açıklamalar: Görevde olan her zaman potansiyel adaydır
CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, TV35 ekranlarında yayınlanan Beyaz Masa programına konuk oldu. Yeniden aday olup olmayacağı merak edilen CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, il kongresine az bir zaman kaldığını, henüz açıklama yapmayacağını söyledi ancak görevde olan il başkanının ‘potansiyel aday’ olduğunu belirtti.
- Ege Postası
- 27.01.2020 - 11:12
EGEPOSTASI- TV35 ekranlarında yayınlanan Beyaz Masa programında Kutluhan Nesil'in sorularını yanıtlayan, başta yaklaşan il kongresinde aday olup olmayacağı olmak üzere merak edilen konular hakkında önemli değerlendirmelerde bulunan CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, CHP’nin ülkede toplumsal barış ve huzuru sağlayacak tek parti olduğunu söyledi.
Görevde olan her zaman potansiyel adaydır
Şubat ayı başındaki il kongresinde yeniden aday olup olmamaya henüz karar vermediğini ancak görevi başında olan her il başkanının aynı zamanda potansiyel aday olduğunu belirten CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, “Açıkçası biz il kongremizin İzmir’e ve partiye yakışır şekilde gerçekleşmesine odaklanmış durumdayız. Aday olup olmamak, daha iki hafta süre var önümüzde, görevde olan her zaman potansiyel adaydır. Adayım ya da değilim demeyi gerekli görmüyorum. İşimize gücümüze odaklanmış durumdayız. İlçe ziyaretlerimizden sonra oturup konuşur ve değerlendirme yaparız. Bir hafta kadar zamanımız var” dedi.
Benim de kulağıma geliyor ancak…
CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, partisinin genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da kendisini uzlaşı adayı olarak gördüğü şeklinde zaman zaman yapılan açıklamaları da değerlendirdi. İl Başkanı Yücel, “Arkadaşlar bu yönde konuşuyorlar. Bizim de kulağımıza geliyor. Bu bizim adımıza benim adıma mutluluk verici, güzel bir şey. Genel başkanımızın bu yönde bir paylaşımı olmadı benimle. Bunları konuşmayı doğru bulmam. İşine odaklanan, görevini hakkıyla yapmaya odaklanan bir anlayışım var. Siz işinizi doğru ve layıkıyla yaparsanız zaten takdir görür diye düşünüyorum. Görevime ve işime odaklanıyorum” diye konuştu.
Rüzgar gibi geçti
İki yıllık görev süresi hakkında, “Rüzgar gibi geçti diyebilirim” ifadesini kullanan CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, yeniden il başkanı olması durumunda hayata geçirmek istediği projeler olduğunu söyledi. Yücel, “İl başkanlığım döneminde herkesi kucakladığımı düşünüyorum. Çok samimiyim bu konuda. Bu görevler kişisel hareket etmeyi kabul etmez. Bu görevler herkesi kucaklamayı gerektiren görevlerdir. Geçmişte birtakım şeyler yaşanabilir, belli dönemlerde karşı karşıya gelirsiniz belli dönemlerde bir araya gelirsiniz. Ama bir il, ilçe başkanı, belediye başkanı, genel başkan, yardımcıları bunların herkesi kucaklayabilmesi gerekiyor. Bunu ben açıkçası göreve geldiğimden beri ve öncesinde de Sayın genel başkanımızı örnek alıyorum bu konuda. Bu görevlerin yapan kişiler herkesi kucaklayamazsa birlik, beraberlik, dayanışma, ekip ve takım anlayışı, aile anlayışı asla ve asla hayata geçmez. Bunlar her yerde söylenir, konuşulur, güzel laflardır ama bunları hayata geçirmek de kolay değildir. Herkes bunları samimi olarak söylemeyebilir. Sayın genel başkanımızın, belediye başkanlarımızın, genel başkan yardımcılarımızın şu andaki yönetim olarak samimi şekilde hayata geçirdiğini düşünüyorum. Kendi içimizde bu kucaklamayı sağlayamazsak toplumla kucaklaşamayız” mesajını verdi.
Başkanımız Soyer ile hiçbir uyum sorunumuz yok
Büyükşehir belediye başkanı Tunç Soyer ile aralarında hiçbir uyum sorunu olmadığının da altını çizen CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, bu söylentileri çıkaranların siyaseten kendilerine yol açmak isteyen kişi ve gruplar olabileceğini söyledi. İl Başkanı Yücel, şunları söyledi: “Siyasette iddialar, söylentiler, kulaktan dolma birtakım konuşulanlar olur ama bizim sayın Büyükşehir belediye başkanımız Tunç Soyer ile bir uyum sorunumuz yok. Sayın Soyer aday olarak atandı. Genel başkanımızın şöyle bir ifadesi var, sizden tek bir şey istiyorum, uyumlu çalışmanızı istiyorum dedi. Bu sözü genel başkanımıza verdik. Yerel seçimlerde ilçe ilçe birlikte çalışma yaptık. Partimizin başarısı ve sayın Soyer’in ve adaylarımızın başarısı için bir çalışma yaptık. Siyasette bazen uyumsuz gösterme, ya da çatışma, ayrışma yaratmadan beslenen kişiler ve yapılar olabilir. Bunu örgüte ve kamuoyuna böyle göstermek isteyen ve bunu dillendirmek isteyen olabilir. Sayın Soyer ile hiçbir sorunumuz yok. İlçe başkanlarımız ve milletvekillerimizle de sorunumuz yok. Bunlar belli kişi ve grupların, palyatif, siyaseten kendilerine yol açmak için çıkardıkları söylemler olabilir diye düşünüyorum.”
PROGRAMIN SATIR BAŞLARI:
Genel başkan yardımcılarımız sayın Oğuz Kaan Salıcı ve Muharrem Erkek’in katılımıyla görev süresi biten ilçe başkanlarımıza plaket töreni yaptık. Uzlaşı beklentisi elbette bizim CHP olarak bu ülkeyi yönetmeye ve siyasete bakışımızda zaten uzlaşı kültürü var. Sadece İzmir’e özgü değil tüm illerde temenni ettiğimiz bir anlayış. CHP iktidara geldiğinde de bu ülkeyi yöneteceği bir siyaset kültürü. Uzlaşı olmazsa çatışma başlıyor, yaratılıyor. Uzlaşı olmayan yerde hizmet ikinci üçüncü planda kalabiliyor. O yüzden bu temenni gayet normal ve doğal.
Başarılı bir kongre süreci geçirdiğimizi düşünüyorum
Başarılı bir kongre süreci geçirdiğimizi düşünüyorum İzmir İl örgütü olarak. 30 ilçemizde ve ilçe kongrelerimizde CHP İzmir İl örgütüne yakışan şekilde, demokratik koşullarda, şeffaf, aday olmak isteyenlerin çıkıp yarıştığı, bazı ilçelerde tek bazı ilçelerde iki ve çok adaylı yarışma oldu. İlçe kongrelerimiz gayet güzel, coşku ve heyecanla bitti. Şimdi sıra il kongresi var. İl kongremizi de partimize yakışır şekilde gerçekleştireceğiz. Sonra kurultayı.
Bu süreçte seçeceğimiz kadrolar CHP’yi iktidara taşıyacak
Bu süreçte seçtiğimiz kadrolar CHP’yi iktidara taşıyacak, bu ülkeyi yönetecek olan kadrolar. Hem nitelik hem liyakat hem partide geçmişi, emeği, CHP ideoloji ve kültürünü benimsemiş arkadaşların görev alması noktasında, bu görevlere herkes talip olabilir ama özellikle yerel seçimlerden sonra oluşan siyasi konjoktör, yakaladığımız başarı, İstanbul ve İzmir başarımızdan sonra bu dönem görev alacak kadroların böyle bir
Yeni ilçe başkanlarımızı ziyaret ediyoruz
Zaman daraldı. İki haftadan az bir zaman var. İl kongremize. Biz yeni seçilen göreve gelen ilçe başkanlarımızı ziyaret ediyoruz. Hepsi heyecanlı, enerjik ve motive şekilde görevlerine dört elle sarılmış durumdalar. Gayet verimli geçiyor çalışmalarımız.
Görevde olan her zaman potansiyel adaydır ancak…
Açıkçası biz il kongremizin İzmir’e ve partiye yakışır şekilde gerçekleşmesine odaklanmış durumdayız. Aday olup olmamak, daha iki hafta süre var önümüzde, görevde olan her zaman potansiyel adaydır. Adayım ya da değilim demeyi gerekli görmüyorum. İşimize gücümüze odaklanmış durumdayız. İlçe ziyaretlerimizden sonra oturup konuşur ve değerlendirme yaparız. Bir hafta kadar zamanımız var.
Genel başkanımın bu yönde bir paylaşımı olmadı
Arkadaşlar bu yönde konuşuyorlar. Bizim de kulağımıza geliyor. Bu bizim adımıza benim adıma mutluluk Arkadaşlar verici, güzel bir şey. Genel başkanımızın bu yönde bir paylaşımı olmadı benimle. Bunları konuşmayı doğru bulmam. İşine odaklanan, görevini hakkıyla yapmaya odaklanan bir anlayışım var. Siz işinizi doğru ve layıkıyla yaparsanız zaten takdir görür diye düşünüyorum. Görevime ve işime odaklanıyorum.
Uzlaşın demek bir ismi işaret etmek değil
Açıkçası onu başkalarına sormak lazım. Bu konuda yorum yapmam mümkün değil. Uzlaşı adayı, ya da uzlaşın demek bir ismi işaret etmek değil. Bunun altında farklı bir anlam çıkarmak bence doğru değil. Belli bir ismin etrafında birleşme, uzlaşma olursa zaten kendiliğinden olur. Yoksa birinin işaret etmek, bunun etrafında uzlaşın demek hem doğru değil hem de ben öyle bir şey kast ettiğini düşünmüyorum.
Görev alırız ya da almayız, bu çok önemli değil
Görev alırız ya da almayız bu çok önemli değil. Partiyle ilgili hedef ve projelerimiz var. Daha üretken, verimli, çalışkan bir ortam sağlayacak birtakım projelerimiz var. Kurumsallaşmayı güçlendirme adına, 31 Mart ve 24 Haziran seçimlerinde oy oranlarının istediğimiz seviyede olmadığı bölgelerde seçmene doğrudan ulaşıp, onların ihtiyaç ve taleplerini, siyaset müessesinden beklentilerini belirleyip bunları giderme noktasında somut projelerimiz var. Partide yapılan eğitim çalışmalarını, biraz daha kurumsal anlamda güçlendirme, destek verme gibi projelerimiz var. Partimize yeni bir il binası kazandırma düşüncemiz var. Bu konuda herhalde altı aydır çalışıyoruz. Kentin merkezi bölgelerinde Alsancak, Konak, Adliye civarında ciddi bir çalışma yaptık, belli noktaya getirdik. Umarım onu da başarırız. İl başkanlığı, il yönetim kurulu, kadın, gençlik kolları, parti okulunun aynı anda çalışma yapabilecekleri fiziki koşulları sahip yere ihtiyacımız var. Bunu kazandıracağımızı düşünüyorum.
Herkesi kucakladığımı düşünüyorum
İl başkanlığım döneminde herkesi kucakladığımı düşünüyorum. Çok samimiyim bu konuda. Bu görevler kişisel hareket etmeyi kabul etmez. Bu görevler herkesi kucaklamayı gerektiren görevlerdir. Geçmişte birtakım şeyler yaşanabilir, belli dönemlerde karşı karşıya gelirsiniz belli dönemlerde bir araya gelirsiniz. Ama bir il, ilçe başkanı, belediye başkanı, genel başkan, yardımcıları bunların herkesi kucaklayabilmesi gerekiyor. Bunu ben açıkçası göreve geldiğimden beri ve öncesinde de Sayın genel başkanımızı örnek alıyorum bu konuda. Bu görevlerin yapan kişiler herkesi kucaklayamazsa birlik, beraberlik, dayanışma, ekip ve takım anlayışı, aile anlayışı asla ve asla hayata geçmez. Bunlar her yerde söylenir, konuşulur, güzel laflardır ama bunları hayata geçirmek de kolay değildir. Herkes bunları samimi olarak söylemeyebilir. Sayın genel başkanımızın, belediye başkanlarımızın, genel başkan yardımcılarımızın şu andaki yönetim olarak samimi şekilde hayata geçirdiğini düşünüyorum. Kendi içimizde bu kucaklamayı sağlayamazsak toplumla kucaklaşamayız. İttifakla gidilen bir seçim var ama biz ittifakı sandıkta yapacağız dedik. İYİ Parti veya seçmeniyle kucaklayamayız. Geçmişte AKP, mhp’ye oy verenleri kucaklamamız söz konusu olmaz. Sandıkta ittifak da gerçekleşmez. O yüzden herkesi kucaklamamız gerekiyor.
Rüzgar gibi geçti diyebilirim
Rüzgar gibi geçti diyebilirim. İki seneyi doldurduk. Bir önceki il kongremiz erken takvimde yapılmıştı. Biz seçildik. Ziyaretler, bizim yaptığımız ziyaretler, bize yapılan ziyaretler oldu. İlçe başkanlarımızla bir araya geldik, ardından kurultayı gerçekleştirdik ve ani bir seçim kararı oldu. Beklediğimiz bir durumdu, hazırlıklarımızı yapmıştık. O dönem de tabi ki çok hızlı geçti tüm örgütlerimizle birlikte. Gerek sandık güvenliği gerek örgütlerimizin, milletvekili adaylarımızın seçmene ulaşması, bir araya gelmesi. Güzel bir çalışma yaptık. Birinci bölgede ve ikinci bölgede yedişer milletvekili çıkardık. Ardından danışma kurullarımızı gerçekleştirdik. Yerel seçim geldi çattı. Aday belirleme süreci titiz ve hassas şekilde yapıldı. 2014’te kaybedilen sekiz ilçenin erken açıklanması için çok gayret ettim ama ittifak ve seçim takvimi nedeniyle yılbaşından sonra adaylarımız açıklandı. Meclis üyelerimizi belirledik. İlçe, belediye başkanlarının, milletvekillerinin, yönetim kurulu üyelerimizin tek tek görüş ve önerilerini aldık. Bunları genel başkanımız ve Oğuz Kaan Salıcı ve Seyit Torun ile paylaştık. Adaylarımız belirlendi. Yerel seçimlerde sayın Tunç Soyer ile yüksek oy oranıyla seçim kazandık.
Bergama’nın kaybı beni üzdü ama orada…
İlçelerde hedeflediğimiz başarı düzeyine yarın bir sonuç aldık. İlçeler düzeyinde bizi mutsuz eden ya da bizi üzen sonuçlar oldu. Bu konuda öz eleştirimizi yaptık. Sonuçların neden böyle olduğunu masaya yatırdık. Bergama’nın kaybı beni üzdü. Kaybetmiyorduk, elimizde veriler ve saha anketleri vardı, açık ara öndeydik. Bu seçimin son on günü, son üç günü, bunlar çok çok önemlidir. O süreçlerde belki yeteri kadar seçmene ulaşılamadı. İçim ve vicdanım şu konuda rahat, ilçe başkanımız ve yönetimimiz, görevi devreden belediye başkanımız ve meclis üyelerimiz ve milletvekillerimiz ve il yönetimimiz her çalışmaya destek verdik. Ama şu siyasette tehlikelidir. Seçimi kazanma psikolojisi, ya da kazandım psikolojisi rehavete sürükler. Bunun etkisi oldu diye düşünüyorum. Ama herhalde öyle bir psikoloji yaşandı.
Altı ay sonra seçtim varmış gibi çalışıyoruz
Hem seçim süreci hem de görev yaptığımız her gün, hatta yaşadığımız her gün bir tecrübe. Siyasetin belli dinamikleri var. Siyasetin teorik yanı var. Bir de pratik yanı var. Her zaman teoride düşündüğünüz, hedeflediğiniz veya tasarladığınız şekilde gelişmeyebilir bazı şeyler. Bu süreç o yüzden deneyim ve tecrübe edinmemizi sağladı. Ben CHP İzmir İl örgütünün en sade üyesinden en yukarıdaki il yönetim kurulu üyelerine, büyükşehir belediye başkanımız, milletvekillerine, ilçe başkanlarına kadar herkesin partinin başarısı için, özveriyle, kentimiz ve ülkemiz için çalıştıklarına canı gönülden inanıyorum. Ama dediğim gibi daha yüksek bir oy oranıyla ilçelerde hedeflediğimizin tamamını kazanabilirdik. Bir de işin matematik yönü var. Bazı şeyler altı ayda, iki senede telafi edilemiyor bazı ilçelerde. Önümüzdeki genel, yerel seçimde altı ay sonra seçim olacakmış gibi çalışmalarımıza deva ediyoruz, edeceğiz. CHP ilk genel seçimde iktidar olacak. İzmir’de büyük başarı yakalayacak. Yerel seçimlerde de CHP İzmir’in 30 ilçesinde seçim kazanacak. 2023’te.
Sayın Soyer ile hiçbir uyum sorunumuz yok
Siyasette iddialar, söylentiler, kulaktan dolma birtakım konuşulanlar olur ama bizim sayın Büyükşehir belediye başkanımız Tunç Soyer ile bir uyum sorunumuz yok. Sayın Soyer aday olarak atandı. Genel başkanımızın şöyle bir ifadesi var, sizden tek bir şey istiyorum, uyumlu çalışmanızı istiyorum dedi. Bu sözü genel başkanımıza verdik. Yerel seçimlerde ilçe ilçe birlikte çalışma yaptık. Partimizin başarısı ve sayın Soyer’in ve adaylarımızın başarısı için bir çalışma yaptık. Siyasette bazen uyumsuz gösterme, ya da çatışma, ayrışma yaratmadan beslenen kişiler ve yapılar olabilir. Bunu örgüte ve kamuoyuna böyle göstermek isteyen ve bunu dillendirmek isteyen olabilir. Sayın Soyer ile hiçbir sorunumuz yok. İlçe başkanlarımız ve milletvekillerimizle de sorunumuz yok. Bunlar belli kişi ve grupların, palyatif, siyaseten kendilerine yol açmak için çıkardıkları söylemler olabilir diye düşünüyorum.
Rıfat Bey ile bir görüşmemiz oldu
Rıfat bey ile görüşmemiz oldu. Bizim eski il başkanımız. Parti meclisi üyeliği yaptı, partide emeği olan bir kişi. Bizim için değerli bir kişi. Siyaset bir yerde de tercih meselesidir. Duruş göstermek, tavır almak bunlar doğal şeylerdir. Sayın Nalbantoğlu ilçe kongrelerinde belli adayları desteklemiş olabilir, buna saygı duyarız. Bu siyasetin doğasında olan bir şey.
Seçmen seçimlerde CHP’ye bir kredi vermiştir
Önümüzdeki dönemde CHP İz mir İl Örgütü’nün iktidar olmaya inanması gerekiyor. Şu anda CHP iktidara çok yakın. Türkiye AKP iktidarından yorulmuş durumda. Ayrıştırıcı, kamplaşma yaratan, keskin sert ve kavgacı siyaset anlayışından yorulmuş durumda. Ülkenin toplumsal huzura ve barışa ihtiyacı var. Türkiye’nin demokratikleşmeye, ifade özgürlüğüne, bağımsız yargı ve basına ihtiyacı var. CHP halkın beklentilerini karşılayabilecek tek siyasi partidir. CHP şu anda Türkiye Cumhuriyeti’nin, milletimizin ihtiyaçlarını karşılayacak tek siyasi partidir. Zaten seçmen seçimlerde CHP’ye bir görev vermiştir, bir kredi vermiştir, bir misyon yüklemiştir. Ankara, İstanbul, İzmir ve ülke genelinde. Dolayısıyla CHP örgütünün buna inanması gerekiyor. Bu üdlkede iktidar olduğumuzda bu ülkeyi nasıl yöneteciğize inanması gerekiyor. Parti içi iktidar mücadelesi ve ayrışmadan uzak durulması gerekiyor. Biz demokrasiyi özümsemiş bir siyasi partiyiz. Kurultay, kongre dönemi sandık kurulur, örgütün desteğini alan arkadaşlar kendi kadrolarıyla birikimleriyle bu göreve talip olurlar ancak sonuca da herkes saygı duyar. İlçe başkanı seçildikten sonra o ilçede partinin komutanı ilçe başkanıdır. Arkasında herkesin ona destek vermesi gerekir. Aynı şey il başkanı için de geçerlidir. Sandığı koydunuz, sonuca saygı göstereceksiniz. Türkiye’de yapılan seçimlerde de aynı şekilde. Partimizin, örgütümüzün iktidara inanması ve birlik beraberlik ruhunu kendi içinde yaşatması gerekiyor.
Urla’da başkanımızın tutuklanması bizi üzdü, kabul edilebilir bir şey değil
Urla’da olanlar hakkında öncelikle üzüldüğümü ifade etmek istiyorum. Bir başkanımızın böyle bir suçlamayla tutuklanması, görevden alınması ve Urla’da kayyum atanması açıkçası bizi hem üzüyor hem de kabul edilebilir bir şey değil. Bir il başkanı olarak benim dönemimde böyle bir şey yaşandığı için üzgünüm. Ancak kayyum uygulamasını hiçbir şekilde tasvip etmiyoruz. Kayyum uygulaması 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra KHK ile çıktı. Meclis çoğunluğu iktidarın elinde olduğu için TBMM bunu yasalaştırdı. Doğuda ve güneydoğuda bu uygulama yapıldı. İddianame açıklandı Urla belediye başkanıyla ilgili. Kısıtlama kararı kalkmış olsa da basın ve kamuoyu önünde tartışmayı doğru bulmuyorum. Hüküm giymemiş ve yargılaması süren bir kişinin masada kesilmesi, biçilmesi, ya da beraat ettirilmesi doğru değil. Şunun altını çizeyim, sayın Burak Oğuz ile ilgili suçlamalar, başkan seçilmeden önceki dönemle ilgili. Kişisel, şahsı ile ilgili suçlamalar. Belediye başkanı seçildikten sonra, belediye başkanlığı veya hizmetleriyle ilgili, imkanları ve faaliyetleriyle ya da meclis ile ilgili tek bir iddia ve suçlama yok. Hem yasanın 674 sayılı KHK’ya baktığınızda yasanın kaleme alınış şekli ve ruhu, burada belediye imkanlarının hangi terör örgütü olursa olsun, hepsinin karşısındayız, terör örgütüne yardım ve yataklık, ya da terör faaliyetlerine kullanılmaması şeklinde.
Urla hakkında İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar
Başkan seçilmeden önce hakkında suçlama olan kişi evet tutuklanabilir, o karar saygılıyız, soruşturma açılabilir, hakkında kamu davası açılabilir. Ancak belediyecilik faaliyetiyle ilgili tek suçlama yokken, özel hayatı ile ilgili suçlama yapıldığında burada kayyum uygulaması bizce kabul edilemez. Hukukçu arkadaşlarımız gerekli çalışmaları yapıyor. İdarenin tüm tasarrufları Anayasamıza göre yargı denetimine tabidir. Gerekli çalışmaları yaptılar. İdare mahkemesinde dava açılma arefesinde. Danıştay, istinaf, AB İnsan Hakları Mahkemesi. Biz CHP olarak gerekli tüm mücadeleyi yapacağız. Onun dışında belediye başkanımızla ilgili yargı süreci devam ediyor. Anayasaya göre masumiyet karinesi var. Suçluluğu hükmen sabit olmayan herkes masumdur diyor Anayasa. O yüzden bu arkadaşımızla ilgili yorum yapmak, tartışmak doğru değil.
Zaman zaman eleştiri yapıyor AKP kanadı ancak…
Zaman zaman eleştiriler yapılıyor AKP tarafından. Tekrar hatırlatıyorum Urla Belediye Başkanımız daha mahkemeye çıkmadı, hüküm giymedi henüz. Ancak bunu söyleyen eleştiren arkadaşlar önce dönüp aynaya bakacaklar. Sayın Cumhurbaşkanının en yakınındaki isimler, başyaverleri FETÖ üyesi olmaktan mahkum oldular. FETÖ terör örgütü üyesi olmaktan değil onun yanında bir de Cumhuriyetin Anayasal düzenini değiştirmeye çalışmaktan hüküm giydiler. Dönüp bakmak lazım. Yargıyı bu hain örgüte teslim ettiler. Bürokrasiyi bu hain örgüte teslim ettiler. Emniyeti teslim ettiler, TSK’yı bu hain örgüte teslim ettiler. Bu millete, bu Cumhuriyet’e hain darbe girişimini yaşattılar. Bunları yaptıktan sonra CHP’yi Urla üzerinden eleştirmek bence komik oluyor, gülünç oluyor. TSK’nın başındaki komutanlar, albaylar, generaller, teymenler, binbaşılar bu hain örgütle iç içe olan cemaat yapılanmasına geçmişte Türkiye Cumhuriyeti’nin teme taşları diyebileceğimiz kurumları teslim ettiler. Dönemin Başbakan Yardımcısı kalkıp TBMM kürsüsünden hain terör örgütü liderini savundu. Kanaat önderidir dedi. Siz çete diyemezsiniz, hizmet yapıyor dedi. İnsan hafızası unutkanlıkla. On yıl beş yıl öncesine baktığımızda AKP’de siyaset yapan önemli yönetici konumda olan kişilerin bu yapıyla organik bağ içinde olduğunu görüyoruz.
AK Partili milletvekillerine FETÖ sorusu
CHP bir önerge veriyor, FETÖ’nün siyasi ayağının ortaya çıkarılması için ama bu olması gereken şey AKP ve MHP’li milletvekillerince red ediliyor. Siyasi ayağın ortaya çıkarılmasından kim korkuyor, çekiniyor, neden engelliyorla? Bizi eleştiren arkadaşlara soruyorum, özellikle İzmir milletvekillerine soruyorum. Neden çekiniyorlar, korkuyorla? Mecliste çoğunlukları var, liderleri talimat verir gider o doğrultuda oy kullanırlar, ama tarih bunları yazıyor. Bu işin tarihsel, vicdani ve hizmet boyutu var. Herkesin bu vatana bir borcu var. Neden reddettiler diye soruyorum. Kimse tatminkar bir cevap gelmedi. O siyasi ayak kendilerine yakın kişiler çıkacağı için mi kaygılanıyorla? Ben bunu soruyorum.
İl başkanlarının bir araya gelmesi örnek olsun
CHP bu ülkeye, millete bir umut oldu. 31 Mart yerel seçimlerinde, 23 Haziran İstanbul seçimlerinde. Bu umudu bizim genel seçimde CHP iktidarıyla, bu ülkenin ihtiyacı olan neyse, demokrasiyi getirecek olan uzlaşı kültürüdür. Biz geçtiğimiz günlerde doğru olanı takdir edilmesi gerekeni de takdir edeceğiz. AKP İl Başkanımız Sürekli’nin davetiyle bir araya geldik, İzmir’in ve ülkenin sorunları üzerinde konuştuk. Bu bence olumlu bir adım, düşünce. Daha önce konuşmuştuk biz bunu gerçi. Türkiye’nin de buna ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Farklı siyasi partilerin temsilcilerinin bir araya gelip tartışıp konuşması önemli. Bizim ülkede toplumsal uzlaşıya ihtiyacımız varsa bunu İzmir’de il başkanlarıyla bir araya gelerek örnek bir şey yaptık. Hepimiz bu ülkede, bu kentte yaşıyoruz. Uzlaşı kültürünü çoğaltmamız gerekiyor. Türk Milleti, Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan tüm vatandaşlarımız ortak değerlerimiz olan vatan, Atatürk ilke ve devrimleri, ortak yaşantılarımız ve geleceğimiz söz konusu olduğunda üzerinden gelmesini bilmiştir.
Elazığ ve Malatya depremi mesajı
Elazığ depreminde çok sayıda vatandaşımız yaralandı. Orada da parti gözetmeksizin herkes Elazığ ve Malatya’ya destek olmaya gitti. Büyükşehir belediyemiz, ilçe belediyelerimiz ve diğer siyasi partiler her konuda dayanışma ve zarar gören vatandaşlarımıza destek oluyor. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet yaralılara acil şifalar diliyorum. Bizim ortak geçmişimiz var. Cumhuriyetin kurulduğu günden ve Milli Mücadele’nin verilmesinden itibaren ve daha ötesi var yüzlerce yıllık. Bu birlik, dayanışma, uzlaşı kültürü demokrasiyi ancak o zaman hayata geçirebiliriz. CHP bunun mücadelesini veriyor. Huzur, barış, kardeşlik kültürüyle yaşamanın mücadelesini veriyor. Ülkemizin önümüzdeki yıllarda bunları aşacağına inanıyorum.
Yorum Yazın