Yüksel’den çarpıcı değerlendirmeler: Yapışmayın koltuklara ayıptır

HALİDE DEMİR POLATLI/EGEPOSTASI-CHP’de genel başkan seçimli olağanüstü kurultay isteyen parti içi muhalefetin imza toplama çalışması sona erdi. Toplanan 630 imza genel merkez yetkililerine teslim edildi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, bin 242 delege olduğunu, ilk incelemelerde yeterli sayının olmadığını ancak imza belgelerinin doğruluğunun tek tek değerlendirileceğini ve buna göre karar verileceğini ve açıklama yapılacağını belirtti.

Genel merkez düzeyinde karşılıklı bu açıklamalar ve tartışmalar sürerken parti içi muhalefetin İzmir’deki önemli isimlerinden, deneyimli siyasetçi Alaattin Yüksel, yeterli imzanın toplandığını, parti tabanında güçlü bir talep olduğunun ortada olduğunu belirterek, kurultay toplanması için gereğinin biran önce yapılması çağrısında bulundu.

DAHA FAZLA PARTİYİ YIPRATMAYIN, YAPIŞMAYIN BU KOLTUKLARA, AYIPTIR

Yeterli imza var-yok tartışmalarıyla partinin daha fazla yıpratılmamasını isteyen CHP İzmir eski Milletvekili, PM eski Üyesi Alaattin Yüksel, “Bunlar beyhude tartışmalar. Artık daha fazla partiyi yıpratmayın, yapışmayın bu koltuklara, yani ayıptır. Biz dokuz seçimdir kaybediyoruz, dokuzuncu seçimde en düşük oy oranına geldik. Buradan nasıl toparlanırız, önümüzde yerel seçimler var, nasıl oradan güçlü çıkarız. Gelin bunları konuşalım. Daha fazla yıpratmayın. Bir an önce kararın verilip, kurultayın en iyi biçimde gerçekleşmesini sağlayalım” dedi.

DEĞİŞİM İÇİN TOPLANABİLMİŞ EN YÜKSEK RAKAMLARDAN BİRİ

“15 gündür partiyi de yıpratan bir süreç yaşandı. Ama sonuçta 630 imza teslim edildi. Siyasi partilerde genel olarak değişim için toplanabilmiş şimdiye kadarki en yüksek rakamlardan birisidir. Hatta en yükseğidir. Çok güçtür mevcut kurulu düzeni değiştirmek. Ama bu başarıldı. Yapıldı. Demek ki tabanda parti tabanında çok güçlü bir talep var bu konuda” diyen Alaattin Yüksel, CHP mevcut Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kurultay toplanması için gereğini yapması gerektiğini söyledi.

İNCE VE GENEL BAŞKAN BİR ARAYA GELİP….

İmza toplama hareketinden önce yaptığı açıklamayla değişimden yana tavrını net bir şekilde ortaya koyan Alaattin Yüksel, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

“Şimdi bunu artık genel başkanın dikkate alması gerekiyor diye düşünüyorum. Bundan sonraki yol haritasında yıpratmadan, kırmadan, daha fazla kırıcı olmadan, birbirimize karşı zafer kazanma iddiaları olmadan bir araya gelinmeli. Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce ile genel başkan bir araya gelip, partiyi bu süreçten en az hasar görecek şekilde çıkarmalı.  Bizi tekrar güçlendirecek bir kurultay gerçekleştirmeye yönelik olarak, kurultayı beraber planlamalılar. Kim genel başkan olacak kurultayı yapmaktan öte hem bir haftalık partinin seçim sonuçlarını değerlendirildiği hem geleceğe yönelik yol haritasının çizildiği, iktidar projelerinin konuşulduğu, anti demokratik tüzük maddelerinin değiştirildiği, parti programının ve ideolojisinin, seçim çalışmalarının ve stratejilerinin gözden geçirildiği geniş ve büyük bir kurultayı birlikte omuz omuza gerçekleştirip, tek vücut olarak yerel yönetimlere yürüyen, güçlü bir yeni Cumhuriyet Halk Partisi yaratarak çıkmak gerekiyor diye düşünüyorum.”

ALAATTİN YÜRKSEL İMZASINI ÇEKEN ÇAM’A SAHİP ÇIKTI

Öte yandan Alaattin Yüksel, geçtiğimiz günlerde Güzelbahçe’de değişim için imza verdikten sonra imzasını geri çeken Kazım Çam’ın bu tavrının Alaattin Yüksel ile Aziz Kocaoğlu tarafından tepkiyle karşılandığı şeklinde bir köşe yazısı yazan Radyo Egepostası Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Umutoğulları’nın yazdığı yazıya da yanıt verdi.

KENDİ İÇİN DEĞİL BAŞKALARI İÇİN ALMIŞTIR BU KARARI

CHP Güzelbahçe İlçe Başkanı Kazım Çam ile dostluklarının 40 yılı aştığını, kendisini iyi tandığını, Çam’ın asla kişisel kariyer planlaması yaparak davranmadığını, imzasını geri çekmesinin ardında ciddi bir mahalle baskısı olduğuna inandığını belirten Alaattin Yüksel,

“Kazım Çam, 40 yıldır beraber siyaset yaptığımız arkadaşımızdır.  Kazım Çam siyasette her zaman son derece tutarlı davranmıştır. Hiçbir zaman siyasette kendi geleceğini düşünmemiş, herhangi bir kariyer planlaması yapmamıştır. Hep kentinin ülkesinin geleceği için, partisinin iktidarını düşünmüştür. Elinden gelen her şeyi yapmış bir arkadaşımızdır. Birlikte yaptık. Biz bu anlayışta siyaset yaptık. Bundan sonra da bu anlayışta siyaset yapacağımıza inanıyorum. Çünkü Kazım Çam, bu kararı alırken, gene kendi geleceğine yönelik bir kaygıyla davranmamıştır. Kendi geleceğine yönelik, kendisine yönelik beklenti için almamıştır. Mutlaka böyle bir kararı aldıysa, çok zor aldığı bir karar olduğuna inanıyorum. Başkaları için almıştır bu kararı. Yani kendi çevresindeki başka arkadaşlarının bundan zarar göreceğini düşünerek almıştır. Kazım Çam’ı ikna etmiş olmalılar. Kazım Çam ben belediye başkanı olayım, ilçe başkanı olayım diye almamıştır bu kararı.  Bu kararı yakın çevresindeki arkadaşlarının belediye başkanı olmasını engeller miyim kaygısıyla almıştır” dedi.

40 YILLIK ARKADAŞIMIZA SEVGİMİZ HER ZAMAN DEVAM EDER

Çam ile imzasını çektikten sonra görüşmediğini, Çam’ın kendisine uğradığını ancak konuyu açmadığını anlatan Yüksel, bir kez daha Kazım Çam’ın ilkeler üzerinden siyaset yapan az sayıdaki insandan biri olduğunu vurguladı ve ‘kendini değil, başkalarını düşünerek karar aldığını’ düşündüğünü söyledi:

“O gün geri çektiği gün, çektikten sonra bana uğradı, sohbet ettik ama bundan hiç bahsedilmedi. Benimle de paylaşmadı. Belki böyle bir dostunu, arkadaşını görme isteğiyle geldi. Ama yalnız da değildim, belki açamadı bilemiyorum. Ama ondan sonra o da beni aramadı, ben de onu aramadım. Birbirimizi aramadık. Ne Aziz başkan aradı, ne ben aradım, ne o aradı. Siyasette darbeler döneminden sonra çok zor insan yetişiyor, çok az insan yetişiyor. İlkeler üzerinden yürüyen insan sayısı o kadar az ki, o kadar az yetişiyor ki, inançlı insanlar o kadar az ki, onun için böyle kolayca bu değerlerin harcanmaması gerektiğini düşünüyorum. 40 yıllık arkadaşımızı, yaptığı ilk hatada, ya da başkalarını düşünerek aldığı kararda, kızmak yerin dibine batırmak gibi bir şeyi düşünmeyiz. Bizim Kazım Çam’a karşı sevgimiz her zaman devam eder. Ben onun çok zor durumda olarak karar aldığını düşünüyorum. Mahalle baskısı olmuştur. Zaten en başından beri yapılıyordu, o da onlara direniyordu, sonunda kendini düşünerek değil başkalarını düşünerek karar almış olabilir. Üzülmesin.”