AK Partili Dağ: Referans olan Tunç Soyer mi yoksa Tuncay Özkan mı'
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ, yaklaşık 1 ay önce FETÖ'den tutuklanan Urla Belediye Başkanı CHP'li İbrahim Burak Oğuz'un yerel seçimlerde aday gösterilmesiyle ilgili, "Siz CHP, bugün bu hususta tartışmanız gerek nokta, bu konuda size kim referans old? Referans olan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer midir yoksa CHP Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan mıdı? Üzerinde durulması gereken konu budur" dedi. Referans olan Tunç Soyer mi yoksa Tuncay Özkan mı'
- Ege Postası
- 19.01.2020 - 10:08
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ, partisinin Bayraklı İlçe Danışma Meclisi Toplantısı'na katıldı. Boğaziçi Koleji'nde düzenlenen ve AK Parti İzmir milletvekillerinden Yaşar Kırkpınar'ın da katıldığı toplantıda, partililer Dağ'a ve Kırkpınar'a sevgi gösterisinde bulundu. Toplantıda milletvekilleri ve ilçe başkanlarının konuşmalarının ardından AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ da bir konuşma yaptı. FETÖ'den tutuklanan CHP'li Urla Belediye Başkanı İbrahim Burak Oğuz hakkında konuşan Dağ, olayın mahkemeye intikal ettiğini ve takipte olduklarını belirterek, "Yerel seçimler geçeli 10 aylık bir süre oldu. İzmir'de yaşıyoruz. Biraz önce milletvekilimiz ve ilçe başkanımız yerel siyasetle ilgili önemli konulara değindiler. Bu süre zarfında şehrimizde yaşanan bazı hususlarla ilgili zaman zaman hem bu toplantılarda hem de kamuoyunda düşüncelerimizi paylaşıyoruz. Bir süredir Türkiye gündeminde yer edinen bir konuyla alakalı mümkün olduğunca, biz işin hiçbir tarafında olmadığımızdan dolayı bir açıklama yapma gereğe hissetmedik. Ancak gelinen noktada sürekli olarak meseleyi siyasi bir konu haline getirmeye çalışanlar adına konuşmak hakkımızdır. Yaklaşık 1 ay önce CHP'nin bir belediye başkanı, FETÖ'den dolayı tutuklandı. Birçoğumuz cismini bilmiyorduk. Sokakta görsek tanımazdık. CHP, bu meseleyi siyasi alana çekmek için çok uğraş verdi. İşin hukuki tarafı şu an devam ediyor ve yürüyor. Biz işin hukuki noktada ilerlemesi için her olayın uzağında durduk" dedi.
'İZMİR GENÇ İŞ ADAMLARI DERNEĞİ ÜYESİ OLMASI ADAY OLMAMASI İÇİN YETERLİ'
Hamza Dağ, sürecin takipçisi olduklarını vurgulayarak, "İlk andan itibaren basına düşen ifadeler ve en son iddianamenin kabulüyle ve ortaya çıkmasıyla belki de mahkeme önünde 10-15 tane gerekçe var. Bu konularda mahkeme tatbikatı yapıp bir karar verecek. Ancak işin siyasi tarafı şöyle, biz siyasiler olarak kendi partilerimizle dışarıdan bize verilen isimleri belli görevlerde aday gösteriyoruz. Mümkün olduğunca ince eleyip sık dokumaya gayret ediyoruz. Bu 10-15 maddeden sadece 1 ya da 2 tanesi bir kişiyi aday yapmamak için yeterlidir. Yani bir insanın İzmir Genç İş Adamları Derneği üyesi olması ceza alması için yeterli olmasa da aday yapılmaması için yeterli bir gerekçedir. Sizin CHP olarak bugün sorgulamanız gereken konu, bu kişiye kimin referans olduğudur. Referans olan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer midir yoksa CHP Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan mıdı? Üzerinde durulması gereken konu budur. Olay mahkemeye intikal etmiştir ve hepimiz takibindeyiz" diye konuştu.
'LİBYA MESELESİ, GELECEKTEKİ YÜZ MİLYONLARI ETKİLEYECEK MESELEDİR'
Libya ile aralarında deniz sınırı antlaşması yapmış olduklarını ve böylece Doğu Akdeniz'de hem Türkiye hem de Libya tarafında doğal gaz araştırması yapabileceklerini ifade eden Dağ, şunları söyledi:
"Bakın, bu Libya konusu öyle kenara konabilecek ve geçiştirilebilecek bir konu değil. Bugün Türkiye'de yaşayan 82 milyonu değil, önümüzde yaşayan yüz milyonları etkileyecek bir meseledir. Doğu Akdeniz'de yıllardır petrol arayanlar var. Bizi kendi içimizdeki meselelerle, Suriye'yle, oradan gelebilecek tehditlerle ve Suriye'nin kuzeyindeki terör devletiyle oyaladılar. Kendileri ise oradaki birçok şirketle anlaşma yaptı. Suriye'nin kuzeyinde terör devleti kurma eylemi vardı, önce onu halletmemiz lazımdı. Afrin Operasyonu, Zeytin Dalı Harekatı, Fırat Kalkanı ve Barış Pınarı Harekatı'yla biz bunu bertaraf ettik. Doğu Akdeniz'de dünya rezervlerinin kat be kat fazlasının rezerv olduğu tüm dünyada biliniyor. Bizi saf dışı bırakmaya çalışıyorlar. 'Antalya'da sadece balık tutabilirsin daha ileriye gidemezsin' demeye getiriyorlar. Ne zaman Libya ile anlaşma yaptık, o zaman süreç başlamış oldu. Libya'da ulusal hükümet var, bir de darbeci var. Darbeci, hükümeti devirmeye çalışıyor. CHP ise 'Neden onları destekliyoruz arada duralım' diyor. Bu ülkeyi yönetmek çocuk oyuncağı değil. Orada bir antlaşma yapıyorsun ve bunun devamını sağlaman lazım. O darbeci hükümeti yıktığı zaman bu antlaşmaya devam eder m? 10 yıldır devam eden o savaşta ilk defa bizim dönemimizde bir ateşkes gerçekleşmiş oldu. Abdestsiz namaz olmayacağı gibi tezkeresiz antlaşma da olmaz. Bizim Libya'da barışı tesis için yapmış olduğumuz bu hamleyle Libya ile aramızda deniz sınırı antlaşması yapmış olduk. Hem Türkiye hem de Libya tarafında petrol, doğal gaz araştırmasını bizler yapacağız. Bu da hem bizim hem de gelecek için çok önemli bir durumdur. Allah, Recep Tayyip Erdoğan'dan razı olsun."
'AK PARTİ'NİN GELECEĞİ TÜRKİYE'NİN GELECEĞİ HALİNE GELMİŞTİR'
Genel Başkan Yardımcısı Dağ, muhalefetin Ankara ve İstanbul seçimleri üzerinden yeni bir beklentiye girdiğini ve AK Parti'nin olmadığı bir Türkiye arzuladıklarını söyleyerek konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bunların hayallerinde, 2013'te Gezi'yi, 17-25 Aralık'ı ve 15 Temmuz'u yaparken 'AK Parti bu ülkede iktidar değil, muhalefet dahi olamaz' diye düşünüyorlardı. Eğer AK Parti olmayan bir ülke onların hayal ettiği gibi gerçekleşmiş olsaydı, bugün biz halen terörü konuşuyor olacaktık. Terör hala içimizde bulunan bir hadise olacaktı. Terör sayılarına baktığımızda bitti bile diyebiliriz. Daha da bitecek Allah'ın izniyle. Eğer bunların hayal ettiği durum olsaydı Türkiye'yi bu coğrafyada söz sahibi edecek olan Türk Akım Projesi, yerli ve milli araç olmazdı. Şimdi de genelde üstünlük sağlamamıza rağmen Ankara ve İstanbul seçimleri üzerinden yepyeni bir beklenti içindeler. Yine önümüzdeki yıllarda AK Partisiz bir Türkiye'de Kanal İstanbul'u, yerli ve milli aracın sokaklarda gezmesini ve Libya ile yaptığımız antlaşmanın devamını istemiyorlar. AK Parti'nin geleceği bugün Türkiye'nin geleceği haline gelmiştir. Bugün bizi kamplaştırmakla suçlayanlar tiyatroya gidip tiyatroda o teröristlerin tiyatrosunu beraber izlemek suretiyle asıl ülkeyi bölen zihniyettedirler. Bu zihniyetin amacı ülkedeki meselelere çözüm bulmak değil, onların amacı seçime kadar ortak bir görüntü vermek. Ancak bu samimiyetsizlikleri artık çok sırıtmaya başladı. Şimdi milletimiz en ücra noktasına kadar bunları görüyor." (DHA)
Yorum Yazın