Akşener'den Gündoğdu mitingi: İzmir'de katılım şoku!

EGE POSTASI- MHP'de parti içi muhalefet olarak sesini yükselten ve Devlet Bahçeli'ye karşı genel başkanlığa aday olan Meral Akşener, kongre tartışmalarından sonra partisinden ihraç edildi. Buna rağmen siyasi çalışmalarını sürdüren Meral Akşener, referandum öncesinde de yurt gezisine çıkarken alanda 'hayır' propagandasına destek olmaya başladı.

Akşener, referandum çalışması kapsamında İzmir'e geldi. Akşener, Gündoğdu Meydanı'nda miting gerçekleştirdi. Miting öncesi İzmirlilere SMS'le davet gitmesine, kentin çeşitli noktalarına duyuru panoları konulmasına ve çevre illerden de gelenlerin olmasına rağmen katılımın düşük olduğu gözlerden kaçmadı.

Meral Akşener, Gündoğdu Meydanı’nda halka seslendi. Alanda sık sık İzmir Marşı çalındı. Akşener'in “Bariyerleri açın çünkü bizi birbirimizden ayıracak bariyere gerek yok ki. Lütfen açın. Özellikle de kadınları alın” sözleri üzerine bariyerler açıldı ve kendisini destekleyenler sahnenin önüne kadar geldi. Akşener ayrıca, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den bahsettiği sırada yuhalama sesleri gelince yuhalayanları susturarak, Türkiye’de saygılı bir dile ihtiyaç olduğunu vurguladı. Akşener, “Türkiye’nin kardeşliğe, birbirinin yanında durmaya ihtiyacı var. Bizi ayrıştıranlara, düşmanlaştıranlara, düşmanlık dilini kullananlara en büyük cevap 16 Nisan’da ‘hayır’ demek olacak. Biz bu ülkenin yorulduğunu görüyoruz. Bu ülkenin insanlarının kardeşlik hukukunun yerle bir edildiğini görüyoruz. Millet yoruldu. Millet bıktı. Dolayısıyla seviyeli bir dile, saygılı bir dile ihtiyaç var. Biz saygılı insanlarız. Onun için kötü söz söylemeyeceğiz. Biz sadece 16 Nisan günü sandıklara gideceğiz, ‘hayır’ diyeceğiz. 17 Nisan sabahı bambaşka bir Türkiye’de ayağa kalkacağız” diye konuştu.

Akşener, “Aziz İzmirliler, güzel İzmirliler; bu meydanda bir yıl aradan sonra karşınıza gelmiş bir kadını yeniden ağırlıyorsunuz. Allah bugünleri nasip ettiği için binlerce şükürler olsun. Hasta hasta gelmiştim, iyileştirdiniz beni. Ateşim vardı, düşürdünüz ateşimi. Yetim Atatürk’ü bağrına basan İzmir, onun ilkelerini, onun kurduğu cumhuriyetin değerlerini yaşatan, arkasında duran İzmir, Allah senden razı olsun” ifadelerini kullandı.

BİR DİKTATÖRLÜK ANAYASASIDIR!
Akşener, “Biz sadece 16 Nisan günü sandıklara gideceğiz hayır diyeceğiz ve 17 Nisan sabahı bambaşka bir Türkiye’de ayağa kalkacağız. 10 Ekim’de başkanlık sistemi gündeme geldi. Bu başkanlık sistemi bildiğimiz gibi değil. Bir siyasi partinin genel başkanının seçileceği ve o kişinin milletvekillerini, bakanları, rektörleri, anayasa mahkemesi, HSYK, savcı ve hakimleri atayacağı ve savaş yetkisinin, eyalet kurma yetkisinin verildiği, meclisi seçime götüreceği, kararname çıkarabileceği, bütçe yapabileceği, sabah kalktığında canı istediğinde üç buçuk milyon Suriyeli’ye bir anda vatandaşlık verebileceği, canı sıkıldığına kadınlara ‘hadi bakalım işten çıkıyorsunuz eve gideceksiniz’ yetkilerinin verildiği bir diktatörlük anayasasıdır. Çünkü bu arkadaşların kafasındaki kadın şöyle bir şey, bir yöneticileri dedi ki başı açık kadın perdesiz eve benzer ya satılıktır ya kiralıktır. Bütün bunlara bugüne kadar susanlara 16 Nisan’da en güzel cevabı siz vereceksiniz. Hayır diyeceğiz. Bu anayasaya niye ihtiyaç duyuld? Halkın seçtiği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sürekli suç işliyor. İşlediği suçları kanuna uyduralım. Suç işlemesine mani olunamadığı için suçları kanuni hale getirmek birinci gerekçeydi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ aynı fikirde olduğunu ifade etti. Allah insanları ahmak dostlarından korusun. İzmirli kadınlar çok kızgın, haberiniz olsun. Beka sorunumuz ortaya çıktı. Ne olduğuna dair herhangi bir gerekçe duymadık. Bir beka sorunu var ama ne olduğu belli değil. Ne hükümet yetkilileri ne Sayın Bahçeli bir şey söylemedi. Sonra anlaşıldı ki koltuğunun bekası söz konusuymuş” açıklamasını yaptı.

BİRÇOK ENGELLEME YAŞADIK
Anayasa metninin meclisten geçmesinin ardından başlayan kampanya sürecine ilişkin konuşan Akşener, “Kampanya döneminde birçok engelleme yaşadık. Bana ‘Ey Akşener git evinde otur, yoksa başına bunlar gelir’ demek için yapıldı. Bunlar bizi yıldıramaz çünkü biz cesur insanlarız. Evet kampanyası başladı dakika bir gol bir hepimizi terörist ilan ettiler. Aranızda PKK teröristleriyle masaya oturup pazarlık eden var m? Aranızda Oslo’da Türkiye iki paralık edilirken, kepaze edilirken bürokratları oraya gönderen bir kişi var m? Habur’da teröristleri davul zurnayla karşılarken, çadır mahkemesi kurulurken, Türk Bayrağı ve Atatürk resmi teröristler rahatsız olmasın diye kaldırılması talimatını veren bir kişi aramızda var m? Dolmabahçe’de Apo’nun 10 emri okunurken, o bakanların arasında bulunan bir kişi aramızda var mı'’ diye kalabalığa sordu. Binlerce vatandaş ‘hayır’ cevabını verince bu kez Akşener, “Duyun sayın Cumhurbaşkanı duyun. Bize terörist diyenler önce yanlarındakine sonra aynaya bakacaklar” dedi.

2010'DA DA BÖYLE BİR REFERANDUM SÜRECİ GEÇİRDİK
Akşener bir önceki referandumdan örnekler verirken, “2010’da böyle bir referandum süreci geçirdik. O zaman yetmez ama evetçiler vardı. Ölülerinizi bile alın gelin dediler ve referandum geçti. Anayasa mahkemesi ve HSYK’nın ele geçirilmesi konmuştu. O günkü referanduma bugünkü 18 madde o zaman konulmuş olsaydı ve geçseydi, partili Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olarak 2011’de seçilseydi, bakanlar kurulunu atasaydı, Maliye Bakanı Rıza Sarrab, Adalet Bakanı Zekeriya Öz, Milli Savunma Bakanı Adil Öksüz olurdu. Diyanetten Sorumlu Devlet Bakanı Egemen Bağış olurdu. Böyle bir kabineyle karşılaşmamız hiç de sürpriz olmazdı. O günkü ilişkileri, dostlukları, kankalıkları düşünün. Sonra bu arkadaşlar birbirini aldatmış olacaklardı ve bütün güç bir kişinin elinde olduğu için bir kişi aldatılmış olacaktı ve Türkiye aldatılmış olacaktı. Parlamenter sistemin en büyük emniyet sibobu olduğunu belirtmek isterim” diye konuştu.

TERÖRÜN HESABINI SORMAZSAK NAMERDİZ

Biz hayırlı bir iş yapmaya ve hayır demeye geldik. Adaleti yeniden tesis etmek için hayır demeye geldik. Biz İzmirlilerle birlikte bugün burada öyle bir irade ortaya koyuyoruz ki, bugün burayı gören herkes 16 Nisan’da hangi sonuçla karşılaşacağını görüyor. Namusuma, şerefime kadar iftiralar atıldı. Torunuma varıncaya kadar iftiralar atıldı. Ey aziz İzmir sizin önünüzde söz veriyorum, şahsımla yakınımla ilgili ne söylendiyse kapatıp geçeceğiz, ama terörün, hendeklerin, şehitlerin hesabını sormazsak namerdiz. Türkiye’nin tüm varlıklarını haraç mezat sattılar” açıklamasını yapan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın danışmanı Yiğit Bulut’a göndermede bulunan Akşener, “Jöle can’a 850 bin liralık araba almışlar. Bunların hesabını mutlaka yapacağız” dedi.

BAHÇELİ’YE SESLENDİ
Akşener konuşmasının son bölümünde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye seslendi ve “Sayın Bahçeli’ye soruyorum; 17-25 Aralık sizin için yolsuzluk operasyonu mudur, yoksa cumhurbaşkanına yapılan kumpas operasyonu mudu? Ver Bilal’i al hilali demiştiniz. Şimdi gelinen noktada hilal mi gitti Bilal mi geld? Bütün bunları açıklayabilecek misini? Bunların hepsini takip edeceğiz. Türkiye’nin çukurdan çıkması için hayırlı bir iş yapacağız ve 16 Nisan’da hayır diyeceğiz. Cumhurbaşkanı için, ‘Kulağından tutup atacağız’ diyordu. Şimdi herhalde bükemediği bileği öpüyor.  Başbakana da yer arıyorum ama hadi hemşeriniz diye söz etmiyorum. Bugün burada Fırat Çakıroğlu evladımızın ruhunu gördüm. Şehit polis Fethi kardeşimin ruhunu gördüm. Hepimizin anası Zübeyde Hanım oğlunun yetim Mustafa’nın ruhunu gördüm. 94 yıllık parantezi kapatıyoruz diyenlere karşı 16 Nisan’da parantez vallahi de billahi de tallahi de kapanmayacak diyen İzmirlinin ruhunu gördüm” açıklamasını yaptı.

DİRENİŞİN ADI İZMİR'DİR
MHP İzmir İl eski Başkanı Müsavat Dervişoğlu ise, “İzmir’in bu güzel meydanının siyasi tarihimizde taşıdığı büyük önem var. Bu meydan sıradan bir meydan değil. Bu meydanda insanlar oylarıyla değil gönülleriyle tartılırlar. Gündoğdu Meydanı’nda Mustafa Kemal’in kantarı vardır.  1915’ten bakıldığında Hasan Tahsin’in direnişinin adıdır İzmir’dir.  Ben bu İzmir’in ruhuna, taşıdığı bayrağa, Mustafa Kemal aşkına kurban olayım” ifadelerini kullandı.