Çavuşoğlu'ndan İzmir'de 15 Temmuz açıklamaları
Çavuşoğlu: "(15 Temmuz FETÖ'nün darbe girişimi) Hain darbe girişimine karşı milletin ortaya koyduğu mücadelenin anlamını hakkıyla kavrayamamış olan bazı odaklar ve uluslararası kamuoyu için basın mensuplarının o gece kayıt altına aldığı gerçekler adeta ders mahiyetindedir. Birileri ne kadar görmemek için gözlerini kapasa da o ders orada verilmiştir" Çavuşoğlu'ndan İzmir'de 15 Temmuz açıklamaları
- Ege Postası
- 12.01.2018 - 12:48
Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, 15 Temmuz'da FETÖ'nün darbe girişimine karşı verilen mücadeleye ilişkin "Hain darbe girişimine karşı milletin ortaya koyduğu mücadelenin anlamını hakkıyla kavrayamamış olan bazı odaklar ve uluslararası kamuoyu için basın mensuplarının o gece kayıt altına aldığı gerçekler adeta ders mahiyetindedir. Birileri ne kadar görmemek için gözlerini kapasa da o ders orada verilmiştir." dedi.
Kaya İzmir Termal Otel Kongre Merkezi’nde Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün (BYEGM) İl Müdürleri Toplantısına katılan Çavuşoğlu, toplantı için seçtikleri İzmir'in ilklerin şehri olduğunu, hükümet olarak İzmir'e son 15 yılda toplam 45 milyar liraya yakın kamu yatırımı yaptıklarını, 10 bin yeni derslik, 15 bin konut inşa edip, 3 yeni devlet üniversitesi kurduklarını anlattı.
İstanbul-İzmir otoyolu, İzmir-Ankara yüksek hızlı tren hattının devam ettiğini kaydeden Çavuşoğlu, Sabuncubeli Tüneli'nin gelecek yıl açılacağını, İzmir Körfez Geçişi ile ilgili çalışmaların da sürdüğünü aktardı.
ALGI OPERASYONLARINA KARŞI BYEGM'İN ÇALIŞMALARI
BYEGM'nün gerçekleştirdiği çalışmaları anlatan Bakan Çavuşoğlu, "Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğümüz, Özellikle FETÖ’nün hain darbe girişimi üzerinden, Batı medyasında uygulamaya konulan yoğun algı operasyonlarına, gerçekleştirdiği faaliyetlerle son derece güçlü bir karşılık vermiştir. Ülkemizi ilgilendiren hususlarda içimizdeki nabzı iyi tutamazsak, söylemleri ve onların ardındaki asıl metinleri iyi okuyamazsak, kimsenin kapımıza dayanmasına gerek kalmaz, kaleyi içeriden kaybederiz." dedi.
Türkiye düşmanı belli odaklar tarafından dışarıda üretilen negatif söylemlerle mücadele etmekte başarı sağladıklarını vurgulayan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Önce kendi elimizi güçlendirmemiz gerekiyor. Ülkemize baktıklarında ne gördükleri, şer odaklarının hayata geçirecekleri algı operasyonları için temel teşkil ediyor. O halde onlara bu imkanı vermemek için çalışmamız gerekiyor. Muhakkak ki, bilerek bizi içeriden yıpratmak için sayfalar dolduran, programlar yapan, yayınlar gerçekleştirenler olacaktır. Ancak biz doğruyu, gerçeği etkili savunur ve ön planda tutmayı başarırsak, onları kendi oyunlarında alt etmek daha kolay olacaktır. Bu imkanı medyaya olan hakimiyetinizle, yaptığınız gözlem ve analizlerle devletimize sağlamak sizlerin en önemli görevi."
Çavuşoğlu, Türk medyasının 15 Temmuz'da demokrasiden yana ortaya konan tavrı tüm dünyaya en güzel şekilde aktardığını dile getirerek, "Hain darbe girişimine karşı milletin ortaya koyduğu mücadelenin anlamını hakıyla kavrayamamış olan bazı odaklar ve uluslararası kamuoyu için basın mensuplarının o gece kayıt altına aldığı gerçekler adeta ders mahiyetindedir. Birileri ne kadar görmemek için gözlerini kapasa da o ders orada verilmiştir. Tüm dünya o gece, yalan, iftira ve çarpıtma yerine doğru ve güvenilir bilgilere yer verdiği zaman medyanın demokrasiyi nasıl güçlü kıldığını görmüştür." ifadelerini kullandı.
YEREL MEDYAYI DESTEKLEMEK VAZİFEMİZ
Ulusal basın ile yerel basın arasında çok büyük farklar oluştuğuna dikkati çeken Bakan Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"Kendi şehirlerinde medya devlerini geride bırakan yerel gazetelerin olduğu yıllar çok geride değildir. Bunu tekrar sağlamak önemli. Tekirdağ’ı ya da Artvin’i, Sinop’u yahut Antalya’yı İstanbul’dan değerlendirmek doğru değildir. Kurum olarak genel müdürlüğümüzün medyayı desteklemek, güçlü ve etkili bir medya yaratmak gibi bir vazifesi var. Bunu temelden başlayarak yani yerel medyadan başlayarak gerçekleştirmek doğru olacaktır diye düşünüyorum. Zira bağımsız ve güçlü medya için denge önemli bir husustur. Ulusal ile yerel arasındaki denge tesis edilmelidir. "
Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Mehmet Akarca da Türkiye'nin yeni bir döneme girdiğini, ekonomisi büyüyen, ihracatı artan, halkının refah düzeyi artan bir ülke haline geldiğini ifade etti.
Akarca, bu durumu fark eden bazı Batı ülkelerinin Türkiye'nin yükselişinden tedirginlik duyduğunu, Gezi olayları, 17-25 Aralık operasyonları gibi algı operasyonlarıyla Türkiye'yi engellemeye çalıştığını, son olarak FETÖ'nün 15 Temmuz'da darbe girişimi ile bir deneme daha yapıldığını ancak başaramadıklarının kaydetti.
Yurt dışında FETÖ kaynaklı oluşan negatif algıyı değiştirmek için yoğun çaba sarf ettiklerini, yabancı gazetecileri Türkiye'ye davet ettiklerini anlatan Akarca, şöyle devam etti:
"Ülkelerine dönerken geldiklerindeki fikirlerinin tamamen değiştiğinin ifade ettiler. Döndükten sonra bu fikirlerinin anlatan yazılar yazdılar. 7 ciltlik bir makale yayınlandı. FETÖ'cü hain darbe girişiminin önceden planlamış bir darbe girişimi olduğu gibi lafların azaldığını, neredeyse hiç telaffuz edilmediğini görmek bizleri mutlu ediyor. Ancak halen bu darbe girişimin ciddiyetini tam olarak anlamak istemeyenler, inanmayanlar var. Biz onların gözlerinin bağlı, kalplerinin mühürlü olduğunu düşünüyoruz. Biz yine de olumsuz algıları bertaraf etmek için elimizden gelen gayreti ortaya koyacağız."
Konuşmaların ardından İzmir Valisi Erol Ayyıldız ve 17 ilden gelen Basın Yayın ve Enformasyon İl Müdürlerinin katıldığı toplantı, basına kapalı devam etti.
BAKAN ÇAVUŞOĞLU, MEDYA TEMSİLCİLERİYLE BULUŞTU
Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, İzmir'de Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'nün (BYEGM) düzenlediği yerel medya buluşmasına katıldı. Kaya İzmir Termal Otel Kongre Merkezi'ndeki toplantıda Bakan Çavuşoğlu'na, İzmir Valisi Erol Ayyıldız ile AK Parti İzmir milletvekilleri Kerem Ali Sürekli, Mahmut Atilla Kaya da eşlik eti. Toplantının açılış konuşmasını yapan Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Mehmet Akarca, 15 Temmuz hain darbe girişiminde en güzel direnişi gazetelerin, gazetecilerin ortaya koyduklarını söyledi. Sarı basın kartları iptaliyle ilgili soruya ise Mehmet Akarca, FETÖ'nün mor beyin uygulamasından dolayı mağdur olduğu belirlenen basın mensuplarına sarı basın kartlarının iade edileceğini söyledi.
MEDYA TEMSİLCİLERİNE SESLENDİ
Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, toplantıda medya temsilcilerine konuştu. İnsana hizmet temeline dayanan bir siyasi geleneğin mensupları olduklarını söyleyen Hakan Çavuşoğlu, "Milletimizin hizmetinde gece gündüz koşarken en zor şartlarda dahi yağmur çamur demeden bizlere eşlik edip kamuoyunu aydınlatma görevini ifa ediyorsunuz. Bu noktada özellikle yerel medyanın gücünü ve önemini vurgulamak isterim. Demokratik ve şeffaf bir toplum, sizin sunduğunuz doğru ve güvenilir bilgilerle ülkeye ve dünyaya ait gelişmeleri takip edebilir. Eksiksiz ve doğru haber akışı sayesinde vatandaşlar demokratik tercihlerini sağlıklı bir şekilde kullanma imkanına kavuşurlar. Toplumların kaderine etki edecek bu derece hayati bir ihtiyacın giderilmesi mesleğini onuruyla yapan siz değerli basın mensupları sayesinde mümkün olmaktadır. Basının önemini, yerel medyanın önemini bu noktada hassasiyetle ifade etmek gerekir. Aksi takdirde hakkaniyete sığmaz" dedi.
Yerel medyanın önemi üzerinde duran Çavuşoğlu, "Büyük medya kuruluşları bizlere ulusal ve uluslararası bilgi akışı sunabilme potansiyeli olsa da yerel medyanın şehri, semti, mahalleyi, sokağı ve hatta birebir insanı sayfalarına taşıma gücü vardır. Yaptığınız yayınlar, kamuoyuyla paylaştığınız haberler ayrıntıları kadar değerli, detayları kadar zengindir. Bu zenginliği medyada sağlayan, yerelde olan sizlersiniz. Yakın geçmişimizde, büyük gazetelerin tirajını kendi şehirlerinde alaşağı eden yerel gazeteler vardı. Üstelik bunun önüne geçebilmek için büyük gazetelerin çabaları da olmuştur. Kadroların neredeyse tamamı transfer edilmiştir kimi zaman. Ama yerel olmayı, insanlarının arasında kalmayı başaran o gazeteler sarsılmamıştır bile. Zira o şehrin insanı bir derdi varsa gazetesinde bunun dile geleceğini bilirdi. Çünkü gazeteci de o şehrin, o semtin insanıydı. Aynı sıkıntıyı kendi de yaşıyor, sorunu kendi de biliyordu. O şehrin insanı kendi içinden çıkmış bir başarı hikayesi varsa, bir iş adamı, bir sanayici, bir sporcu, bir sanatçı vs. varsa ve bu insanlar başka şehirlere gitmiş de olsa yerel gazetesinden takip edebilirdi. Büyük takımların sayfa sayfa maçlarını, yönetici atışmalarını değil, kendi çocuklarının oynadığı şehir takımlarındaki gelişmeleri okuyabiliyordu. Sonuç yerel satıyordu, okunuyordu" diye konuştu.
'YEREL MEDYA İBARESİNİ KULLANIYORUZ'
Artık yerel basın değil yerel medya ibaresini kullandıklarını da anlatan Çavuşoğlu, "Çünkü işin içinde artık televizyonlar var ve daha da önemlisi internet gazeteciliği, internet yayıncılığı var. İmkanlar gelişti, şartlar değişti ama o eskiyi yakalamak mümkün olmuyor. Yerelle ulusal arasında uçurum var. Bu toplantıların maksadı birlikte bu durumun nedenlerini ve çözümlerini bulmak ve mümkün olduğunca hızlıca hayata geçirmektir. Yerel medya ne kadar güçlü ve etkili olursa, ülkenin siyaseti, hizmet sektörü, sosyal hayatı ve sporu o derece güçlü olacaktır. Hepsine etkisi vardır bu açık ve tartışmasız bir gerçek" dedi.
Görev alanındaki Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü ile Basın İlan Kurumu'nun yerel basının güçlendirilmesi için çalışmalarını yoğun şekilde sürdürdüğünü de vurgulayan Hakan Çavuşoğlu şunları söyledi:
"Türkiye'nin her alanda güçlü olmaktan başka şansı bulunmamaktadır. AK Parti Hükümetinin mensupları olarak bizlerin Güçlü Türkiye şiarını benimsemiş bir siyasi anlayışla hareket etmemizin sebebi de budur. Bizim bu ülkeyi borç batağına sokma lüksümüz yoktur. Kaynakları çarçur etme lüksümüz asla yoktur. Bizim Ağrı'daki evladımızı da, İzmir'deki yavrumuzu da aynı eğitim imkanlarına kavuşturmaktan başka seçeneğimiz bulunmuyor. İzmir'den Hakkari'ye bu vatanı baştan başa yatırımla donatmaktan başka bir yol asla düşünemeyiz. En önemlisi de bizim kısır siyasi çekişmelerle ülkeye yazık etmek gibi bir lüksümüz yoktur. Bildiğiniz gibi 2019'da yerel ve genel seçimlerimiz olacak. Cumhurbaşkanlığı seçimi yapacağız. 2019'a milletçe bir ve beraber bir ruhla girmek neden öneml? Bu ülke ne zaman kendisi için hayırlı kararların arefesinde olsa birileri birliğimizi dirliğimizi hedef alan oyunlarla karşımıza çıkıyor. Dün olduğu gibi, bugün ve yarın da, 2019'da da bu oyunlara gelmeyeceğiz. Milli duruş hepimizin önceliği. Bakın güzel İzmir'imizden seslenmek istiyorum, bu ülkeye ayrılık tohumları ekmeye çalışanlar karşısında bizi bulur."
FETÖ DARBE GİRİŞİMİNE DEĞİNDİ
15 Temmuz'da bu millete istikamet çizmek, bu milletin arasına nifak sokmak isteyenler olduğunu da söyleyen Çavuşoğlu, "FETÖ'cü hainler kendilerinden olanlarla olmayanları gruplamak suretiyle attıkları nifak tohumunu yeşertme oyunları milletimizin yüksek feraseti ve kararlı duruşuyla bozulmuştur. Sayın Cumhurbaşkanımızın 15 Temmuz gecesi yaptığı meydanlara inme çağrısıyla, koskoca bir millet tarihe yeni bir bağımsızlık destanını daha not düşmüştür. Bakınız o gece vatandaşın değil de başka güç ve vesayet odaklarının gözüne bakarak siyaset yapanların düştüğü hali hepiniz biliyorsunuz. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle '15 Temmuz turnusol kağıdı oldu' Kim içi? Hainle vatan aşıklarını ayırt etmek için. O gece halka hizmet edenler, bu milletin özgürce yaşaması, başka odaklara bağımlı hale gelmemesi için meydanlara indi. Burada siz değerli basın mensuplarının hakkını da teslim etmeden geçmeyelim. Medyamız, 15 Temmuz 2016 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın meydanlara davetini milletimize ulaştırarak tamamen bağımsız, tamamen yerli ve tamamıyla milli bir tavır sergilemiştir. Buradan bir kez daha belirtmek isterim ki, tüm dünya o gece, yalan, iftira ve çarpıtma yerine doğru ve güvenilir bilgilere yer verdiği zaman medyanın demokrasiyi nasıl güçlü kıldığını görmüştür" dedi.
Batı medyasının, bu noktada Türkiye basınının 15 Temmuz'da sergilediği net tavırdan çok büyük dersler çıkarmaları gerektiğini de vurgulayan Hakan Çavuşoğlu, "Neyin haber değeri var, neyin yok gelsinler bu ülkenin sağduyulu medya mensuplarından öğrensinler. Bu noktada Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğümüzün hizmetleri de vardır. 15 Temmuz'da darbecilerin etkisiz hale getirilmesinin ardından ivedilikle, dünyanın pek çok bölgesinden basın mensupları heyetler halinde Türkiye'ye davet edilmiştir. 'Tarihe ve Milli Birliğe Tanıklık' programı kapsamında, 8 heyet olarak 27 ülkeden 75 basın mensubu Türkiye'de bulunmuş, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, TBMM, Dışişleri Bakanlığı ve diğer kurumların yanı sıra sivil toplum kuruluşları temsilcileri, özellikle 15 Temmuz sürecinde büyük saldırıya uğrayan medya grupları ziyaret edilmiştir. Darbenin birinci yıldönümünde 11-16 Temmuz 2017 tarihleri arasında 53 ülkeden toplam 340 basın mensubu Türkiye'de ağırlanmıştır" diye konuştu. (DHA-AA)
Yorum Yazın