Havaalanında pazaryeri krizi; Kılıçdaroğlu'nun gözü önünde bunlar yaşandı

EGEPOSTASI- İzmir gündemini bir süredir meşgul eden Özkanlar Pazaryeri sorunu çözülemezken, 800’e yakın pazarcı adına Adnan Menderes Havalimanı’na giden Faysal Acar, Bornova ve Bayraklı belediyeleri ile İzmir Büyükşehir Belediyesi arasında yaşanan anlaşmazlık nedeniyle çözüm bulunamayan sorunla ilgili, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel’in de onayıyla CHP Lideri Kılıçdaroğlu ile görüştü.

Ancak pazarcıların sözcüsü Faysal Acar, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun kendisine önce  ‘Sen ne yapmaya çalışıyorsun burada'’  diye sorduğunu, İzmir Milletvekilleri Ali Yiğit, Musa Çam, Zekeriya Mutlu kendisini engellemeye çalıştığını, ancak, CHP Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan’ın araya girmesiyle görüşmenin gerçekleştiğini, Başkan Aziz Kocaoğlu’nun korumalarının kendisini tartakladığını ve Kocaoğlu’nun kendisine sert sözlerinin olduğunu öne sürdü. Acar, bu yaşananların kaydedildiği cep telefonunun Kocaoğlu’nun korumaları tarafından zorla alınarak kayıtların silindiğini iddia etti.

FAYSAL ACAR, YAŞANANLARI TEK TEK ANLATTI

Mağdur olan pazarcıların sözcüsü Faysal Acar, tüm bunların 16 belediye başkanı ve 7 İzmir milletvekilinin ve orada bulunanların gözü önünde gerçekleştiğini belirterek, Egepostası'na şu açıklamaları yaptı:

“İl başkanı evrakları, dosyaları getir ilet dedi. Zekeriya Mutlu, Aziz Kocaoğlu, Ali Yiğit, Musa Çam VİP’e girmemi engellemeye çalıştı. Diğer yanda il başkanı 'Yanımdan ayrılma sunumunu yap' dedi ama yardımcısı üstüme yürüdü, hakaretler etti. Tuncay Özkan gidip Genel Başkan'a ‘Önemli bir konu var, bu kardeşimizi dinlemeniz lazım, kangren olmuş bir sorun’ dedi. Genel başkan ‘Gelsin, o genci dinleyeceğim’ dedi.

İL BAŞKANI 'GEL KEMAL BEY'E KONUYU ANLAT' DEDİ

İl başkanı beni günlerdir arıyor, görüşüyoruz. Kemal Bey'e bu durumu aktar dedi. Konunun tıkandığı yer belli. Aziz Bey VIP'de gördü beni, ‘Sen ne yapmaya çalışıyorsun'’ dedi. Bu tartışmaları cep telefonu ile çektik, ancak elimden alıp video kayıtlarını sildiler. Bu duruma şahit olan milletvekilleri de var. Zekeriya Mutlu, Aziz Kocaoğlu’nun, Ali Yiğit’in, Musa Çam’ın VİP’e girmemem için özel çabaları oldu.

AZİZ BEY DOĞRUYU SÖYLEMİYOR

Aziz Kocaoğlu, ‘Hasan Bey’e yer gösterdik. Buna rağmen Hasan Bey de pazarcılar da istemiyoruz diyor. Siyasi bir amaç var’ dedi. Ben hemen belgeleri çıkardım. Genel başkanım buyurun, kesinlikle öyle bir şey yok. Bize önerilen yerlerde yetmiş yıllık ağaçlar var. Bu ağaçların kesilmesini istemem. Mantıklı mı bu ağaçların kesilip pazar yapılması. Yasal değil dedim. Genel başkan Kılıçdaroğlu, ‘Evet doğru, yasal değil’ dedi. Bir pazarcıyım ama o semtte yaşayan bir insan olarak ağaçların kesilip pazar yapılmasına ben karşıyım.  Kusura bakmayın yolunuzu kesmiş gibi olduk, 790 kişi adına sözcü olarak geldim dedim Kemal Kılıçdaroğlu’na.

AZİZ BEY “BU ADAMI SİZE ALIN DEMEDİM Mİ” DEDİ

Tam bu sırada Zekeriya Mutlu sırtıyla itmeye çalışıyor. Genel başkanın önünde rezalet. Aziz Bey, korumalarına dişini sıkarak ‘Bunu alın demedim mi'’ dedi. ‘Aziz Bey sakin olun, halktan insanlardan korkmayın Aziz Bey. Genel başkana bir konu ileteceğim’ dedim. ‘Aziz Bey, doğruyu söylemiyor. Esnaf temsilcisiyim. Size aktarılan konunun doğrulukla alakası yok’ dedim Kemal Bey’e. Can kulağıyla dinledi, elimi tuttu, bırakmadı. ‘Sayın genel başkan, burada önerilen Hasan Bey'in istemediği, Hasan beye yer verdik, red etti demesi yalan. Önerdiği yer, yetmiş yıllık ağaçların olduğu yer. Hodri meydan dedim, gidelim ağaçları keselim yapalım, kurdelaları keselim, pazar yapımı için. Oranın halkı ve yasa izin verecek m? ‘Hayır hayır, öyle bir şey olmaz’ dedi Genel Başkan. ‘Siz bunu mu önermişsiniz Hasan Bey’e’ dedi. ‘Evet’  dedim. Aziz Bey, neden Hasan Bey’e yapılan baskıyı Olgun Bey'e yapmıyor. İtiş kakış oldu. Elim genel başkanda. Zekeriya Mutlu çekiştiriyordu. ‘Kolumu bırakır mısınız Zekeriya Bey’ dedim. ‘Çözümün siz olduğunu bildiğimiz için, esnafımız adına beni gönderdiler. Esnaf sinmez. Mağduriyetimiz büyük, çatımız çöktü. Siz bizi mazur görün. İçimiz yanıyor. Size anlatılanlar hep parti içi çekişmeler. Olgun Bey, Aziz Bey’in değirmenine su taşıyor. Ricam İzmir’den ayrılmadan bir açıklama yapmanızı bekleyeceğiz’ dedim. ‘Söz veriyorum, açıklama yapacağım, bu sorunu çözeceğiz’ dedi sayın Kemal Kılıçdaroğlu. Elini omuzuma dokundurdu, sarıldı gitti.”

AZİZ BEY BİZE ‘ELİNİZDEN GELENİ ARDINIZA KOYMAYIN’ DEDİ

Görüşme öncesi Aziz Kocaoğlu ile yaşadığı tartışmayı da anlatan Faysal Acar, iddialarını ve yaşananları anlatmayı şöyle sürdürdü:

“Siz terbiyesizlik yapıyorsunuz korumasınız, fotoğraf çekimini alamazsınız dedim. Aziz bey 20 dakika boyunca, karşılıklı sandalyede dört kişi oturuyoruz. Aziz Bey neden böyle çözümsüzlüğe itiyorsunuz dedim. ‘Elinizden geleni ardınıza koymayın’ dedi. ‘Ne demek bu'’ dedim. ‘İnin protesto mu edersiniz, genel başkanın yolunu mu kesersiniz, belediyeyi mi basarsınız, ne yaparsanız yapın’ dedi. Hayır dedim. Aziz Bey’e, yedi kez resmi olarak sizden randevu almak için başvurduk. Sözcüleri benim. Önce görüşeceğim dedi, kalabalık dağıldıktan sonra görüşmedi, sonra esnaf geldi protesto etti. İlk toplanmamız yasaldı, valilikten izin almıştık. Aziz bey, bizi kandırdı. Benimle önce sekreteri konuştu, on dakika sonra kabul edecek dedi. İki saat bekletti. Herkes dağılınca ‘görüşmeyeceğim’ dedi. Bir hafta sonra esnaf gidip onu protesto etti ve istifaya çağırdı.”

HASAN KARABAĞ’IN ÜZERİNDEN ESNAFIN EKMEĞİYLE OYNANDI

Pazar için en uygun yerin Bornova’daki viyadük altı olduğunu dile getiren Faysal Acar, tüm yaşadıkları sürecin Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ üzerinden siyasi iç çekişme olduğunu anlattıklarını ve Başkan Karabağ’ı ziyaret edip çiçek götüreceklerini sözlerine ekledi:

“Bomboş viyadük duruyor, üç yüz metre. Olgun Atila’ya, kesinlikle yaptırtmıyor viyadük altını. Seninle görüşemem Faysal Abi, beni protesto etme ama dedi Olgun Bey. Gidin sorununuzu Bayraklı’da çözün, Bayraklı’yı protesto edin diyor Aziz Kocaoğlu, Olgun Atila diyor. Hasan Beyin (Hasan Karabağ) üzerinden esnafın ekmeğiyle oynandı ama onun zorda bırakıldığını, uğraşıldığını hepimiz görüyoruz artık. Ona çiçek yaptırıp gideceğiz.”