'Kimbilir başımıza neler gelecek'
Nefes alıp verdiğin, yaşadığın kentine, politikaya girip hizmet etmek mi istiyorsunu? Ne kadar nitelikli ve ilkeli olduğunuzun hiç önemi yok.
Kimlerdensin, kime yakınsın, kimlerle birliktesi? Ne yazık ki politika sokağında bunlar önceliklidir!
Kimi politikacılar için “Mevzubahis vatan ise gerisi teferruattır” mantalitesiyle çıkarları çatışırken, örgütün ve partinin canı cehenneme!’dir
İçinde sakladığı, gizlediği, en yakın dostlarına bile söylemekten kaçındığı, cesaret edemediği ikballerinin kölesi olmuş bu politikacıların anayasası! İşte budur.
Bu gizli anayasayı kendilerine destur edinenler, partisinin örgütünü, madalyonunun arka yüzünde sakladığı içsel dürtülerine, beklentilerine göre şekillendirme tutkusundan hiçbir koşulda, asla ödün vermemiştir.
Siyasetini, kin, nefret, ihtiras üstüne şekillendirenler… CHP’yi kendisine umut gören milyonların, bu umutlarını, yıktıklarının farkındalar mıdır acaba'
Meclis üyesi adaylarının yarısını belirlemek için lütfedilen! “Topal demokrasi”ye bile, binlerce partili üyenin bayram yerine gider gibi sahiplenmesi ve özgür iradesiyle oyunu kullanması… meclis üyesi adaylarının diğer yarısının merkez yoklamasıyla atanırken yaşanan olumsuzluklar gerçek bir demokrasinin önemini ortaya koymuştur.
Belediye başkan adaylarını belirleme sürecinin, “Mühür kimde ise Süleyman odur” fırsatçılığı ile sürdürülmesi, CHP örgütünde, morallerin bozulmasına neden olmuş ve güvensizlik yaratmış, birlik beraberlik duygusuna zarar vermiştir. Cumhuriyetimizin temel taşı CHP’ye ise hiç yakışmamıştır.
Adaylar, CHP’yi temsil edebilme yeteneğine göre mi…
yoksa seçim kazanabilme yeteneğine göre mi tespit edilmeliydi'” gibi melez bir soruya, siyaset cambazlığı yapmadan, hiç yalpalamadan cevap verebilenler ancak partisini geleceğe taşıyabilir…
Kiblesinin yönü bilinmeyen, karvizit sahibi entelektüel orijininli politikacıların CHP’ye zaman kaybettirmekten başka verebileceği hiç bir şeyi olmadığı anlaşılmıştır.
Partide erk sahibi kimi yöneticilerin, ağızlarında pelesenk haline getirdikleri demokrasi söylemlelerinin aksine, aday belirleme sürecinde demokratik teamüllere yakışmayan eylemleri ve bunun neden olduğu olumsuzlar, CHP’nin her zamankinden daha çok ihtiyacı olduğu bütünleştirici algıyı hüsrana uğratmıştır…
Ne yazık ki, tertemiz yüreğiyle, sevgisiyle, CHP’ye sevdalı dostlarımız… Karşıyaka, Bayraklı, Bornova, Çiğli, Balçova, Narlıdere dışındaki diğer metropol ilçelerde… özellikle Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde, “Kim bilir başımıza neler gelecek'” diye şimdiden düşünmeye başlasalar iyi olur.
Şafak kafesindeki kekliklere; kendi ırkına ihanet ettirenleredir sözümüz.
Kimlerdensin, kime yakınsın, kimlerle birliktesi? Ne yazık ki politika sokağında bunlar önceliklidir!
Kimi politikacılar için “Mevzubahis vatan ise gerisi teferruattır” mantalitesiyle çıkarları çatışırken, örgütün ve partinin canı cehenneme!’dir
İçinde sakladığı, gizlediği, en yakın dostlarına bile söylemekten kaçındığı, cesaret edemediği ikballerinin kölesi olmuş bu politikacıların anayasası! İşte budur.
Bu gizli anayasayı kendilerine destur edinenler, partisinin örgütünü, madalyonunun arka yüzünde sakladığı içsel dürtülerine, beklentilerine göre şekillendirme tutkusundan hiçbir koşulda, asla ödün vermemiştir.
Siyasetini, kin, nefret, ihtiras üstüne şekillendirenler… CHP’yi kendisine umut gören milyonların, bu umutlarını, yıktıklarının farkındalar mıdır acaba'
Meclis üyesi adaylarının yarısını belirlemek için lütfedilen! “Topal demokrasi”ye bile, binlerce partili üyenin bayram yerine gider gibi sahiplenmesi ve özgür iradesiyle oyunu kullanması… meclis üyesi adaylarının diğer yarısının merkez yoklamasıyla atanırken yaşanan olumsuzluklar gerçek bir demokrasinin önemini ortaya koymuştur.
Belediye başkan adaylarını belirleme sürecinin, “Mühür kimde ise Süleyman odur” fırsatçılığı ile sürdürülmesi, CHP örgütünde, morallerin bozulmasına neden olmuş ve güvensizlik yaratmış, birlik beraberlik duygusuna zarar vermiştir. Cumhuriyetimizin temel taşı CHP’ye ise hiç yakışmamıştır.
Adaylar, CHP’yi temsil edebilme yeteneğine göre mi…
yoksa seçim kazanabilme yeteneğine göre mi tespit edilmeliydi'” gibi melez bir soruya, siyaset cambazlığı yapmadan, hiç yalpalamadan cevap verebilenler ancak partisini geleceğe taşıyabilir…
Kiblesinin yönü bilinmeyen, karvizit sahibi entelektüel orijininli politikacıların CHP’ye zaman kaybettirmekten başka verebileceği hiç bir şeyi olmadığı anlaşılmıştır.
Partide erk sahibi kimi yöneticilerin, ağızlarında pelesenk haline getirdikleri demokrasi söylemlelerinin aksine, aday belirleme sürecinde demokratik teamüllere yakışmayan eylemleri ve bunun neden olduğu olumsuzlar, CHP’nin her zamankinden daha çok ihtiyacı olduğu bütünleştirici algıyı hüsrana uğratmıştır…
Ne yazık ki, tertemiz yüreğiyle, sevgisiyle, CHP’ye sevdalı dostlarımız… Karşıyaka, Bayraklı, Bornova, Çiğli, Balçova, Narlıdere dışındaki diğer metropol ilçelerde… özellikle Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde, “Kim bilir başımıza neler gelecek'” diye şimdiden düşünmeye başlasalar iyi olur.
Şafak kafesindeki kekliklere; kendi ırkına ihanet ettirenleredir sözümüz.