'Kol kırılır, yen içinde kalır'
CHP İzmir’de İl Kongresi’ne sayılı günler kaldı.
İl Örgütü 7 Ocak’ta yapılacak kongreye kilitlendi. Ama hala aday veya adaylar netleşmiş değil.
Başkan Kocaoğlu ‘uzlaşı aday, tek aday’ olsun isteğini her platformda dillendirirken önce ilçe başkanlarıyla fikir alış verişinde bulundu. Ardından belediye başkanlarıyla telefon trafiğiyle fikirlerini aldı ve son olarak milletvekilleriyle buluştu.
Bir de belediye başkanlarıyla ayda bir gerçekleştirilen rutin toplantıda “kurultay delegesi olmayalım” kararı alındı ve ülke gündemine dem vuruldu.
Henüz aday ismi çıkmasa da Başkan Kocaoğlu’nun bu sefer bizzat elini taşın altına koyarak yönettiği kongre sürecini ben olumlu buluyorum.
Her ne kadar 2019’u dizayn ediyor iddiaları dolaşsa da bunun mümkün olmadığını söyleyebilirim.
Öyle olsa önceki kongrede olduğu gibi aday ile salona girer “benim adayım bu” der işin içinden çıkardı.
Ancak şunu da belirtmek isterim 3 dönemdir büyükşehir belediye başkanı olan Kocaoğlu istese önümüzdeki dönem de aday olur. Karşısında önemli bir direnç oluşacağını sanmıyorum. Dolayısıyla bence ne 2019’u kendine göre dizayn etmeye ne de bir güç gösterisine ihtiyacı var.
Ne yapıyor örgütün tamamının fikrini alarak “hep beraber bir mutabakat adayı belirleyelim” diyor. Ülkenin içinde bulunduğu şartlardan bahsederek, gereksiz parti içi kavgalarla enerjimizi boşuna harcamayalım mesajı veriyor.
Gelelim toplantıya katılmayıp Kocaoğlu’nu hedef tahtasına oturtan milletvekillerine, haklı olabilirler mi kendilerini haklı görebilirler, bazı partililerden destek de alabilirler bu işin başka bir boyutu…
Benim esas anlatmak istediğim onaylamadığınız, hoş görmediğiniz bir toplantı yapılıyor ve davetlisiniz…
Gitmek istememeniz en doğal hakkınız…
Ancak iki durum var
Birincisi, gider yüz yüze sorunu konuşur, kendi içinizde çözersiniz… “Bu toplantıyı siz yönetemezsiniz sizin Büyükşehir Belediye Başkanı olarak göreviniz değil” dersiniz. Düşüncenizi açık açık söylersiniz, tartışırsınız, karşınızdakini dinlersiniz hoşunuza gider veya gitmez…
İkincisi, doğal hakkınızı kullanıp, toplantıya katılmayabilirsiniz… Buna kimse laf söyleyemez.
Ancak hem katılmayıp, sorunu yüz yüze çözmüyorsunuz hem de açıklamalarınızla partinizin Büyükşehir Belediye Başkanı’nı kamuoyunda tartışmaya açıyorsunuz…
Böylece eleştirileriniz başkalarına da pas oluyor ve kendi kalenizde gol yiyorsunuz.
Nasıl mı'
AK Parti İzmir Milletvekili Atilla Kaya’nın açıklamasına bir bakalım;
“Kocaoğlu'nun sanki asli işlerini çok iyi yapıyormuş gibi siyaset peşinde koşmasına bir anlam veremediğini” ifade eden Kaya, CHP'li bazı İzmir Milletvekillerinin de gerçeği gördüğünü söyledi. Kaya, "Milletvekillerinden bir arkadaşımız ne diyor, 'Aziz Kocaoğlu ayrışmayı, nefreti ve kini üretti. Sevgi, saygı, kardeşlik ve huzuru tüketti.' Bakın bunu söyleyen CHP'li bir Milletvekili. Yine bu arkadaşımız, ‘Mazereti var demiş benim için. Herhangi bir mazeretim yok. Kendisine herhangi bir mazeret de belirtmedim' diyor. Buradan da gördüğümüz üzere, Sayın Kocaoğlu sadece İzmirlilere değil, kendi partisinin Milletvekillerine dahi gerçek dışı söylemlerde bulunmaktadır. Yine bir başka CHP İzmir Milletvekili açıklama yapıyor, kendisini siyaset yapmamaya, parti işlerine karışmamaya davet ediyor. Bütün bunlar bize bir gerçeği gösteriyor. İzmir'de şu anda kentin sorunlarını değil partisinin sorunlarını çözmek için çaba gösteren, İzmirli hemşehrilerimizin gündeminden uzak bir CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı vardır" dedi.
Yani pas ve gol derken bunu kastettim.
Söylemek istediğimi özetlersem
Atalarımız ne güzel söylemiş!
‘Kol kırılır, yen içinde kalır’