İzmir siyasetinde fırtınalı dedikodular: Tugay ekseninde dönen dedikodu çarkı ve beklenen karar
İşte karşınızda politikanın en acımasız yüzü! Bir haftadır Ankara’da CHP kulislerini yerinde takip ediyorum…
Ankara'nın kulislerinde neler dönüyor neler...
İzmir'de Tunç Soyer meselesi tam bir bulmacaya dönüşmüş durumda. Anlayacağınız, koltuklar sallanıyor, dedikodular havada uçuşuyor.
Günlerdir Ankara'dayım ve gördüğüm manzara şu: Mevcut İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, adaylık sürecinde adeta görmezden geliniyor. Komisyonlarda ismi anılmıyor, adeta kenara itiliyor.
Bu durum, siyasetin ne kadar acımasız olabileceğinin canlı bir örneği.
Soyer için durum gerçekten çekilmez bir hal almış olmalı. Bir yanda yaptığı hizmetler, diğer yanda ise adaylık sürecindeki bu umursamaz tavır...
Politikada bazen saygınlık ve takdir, hızla unutulabiliyor.
Düşünüyorum da, ben olsam ne yapardım? Belki de en iyisi adaylıktan çekilmek olurdu. Evet, evet, yanlış duymadınız!
Bir insanın onuru, her şeyden önemlidir.
Ve bazen, siyasetin bu amansız oyunundan çekilmek, kazanmaktan daha değerli olabilir.
Ama unutmayın, siyasette her şey bir anda değişebilir. Belki de Tunç Soyer için bir sürpriz bekliyoruzdur.
Kim bilir?
Siyasetin dönen çarkı içinde, her an her şey olabilir.
Sonuç olarak, İzmir'de yaşananlar, Türk siyasetinin ne kadar karmaşık ve tahmin edilemez olduğunun bir göstergesi. Ve bizler, bu politik tiyatroyu merakla izlemeye devam ediyoruz.
DEM PARTİ MESELESİ…
Şimdi de gündemde DEM Parti meselesi var. Dedikodular uçuşuyor: DEM Partisi'nin Tunç Soyer için hamle yapacağı, bu talepleri karşılanmazsa İzmir aday çıkaracağı iddia ediliyor…
Bu iddialarla ilgili Egepostası'nın başarılı muhabirlerinden Berivan Kaya'nın DEM Partisi Eş Başkanları Mehmet Kuruş ve Zehra Veza Karabulut ile yaptığı röportaj, bu iddiaların aslında sadece birer dedikodu olduğunu ortaya koyuyor.
DEM Partisi, CHP'nin İzmir adayı konusunda herhangi bir talepte bulunmadığını net bir şekilde ifade etmiş. "CHP'nin adayı kim olursa olsun, faşist ve ırkçı olmadığı sürece sorun yok" diyorlar. Yani anlayacağınız, DEM Partisi CHP'nin parti içi meselelerine karışmıyor, sadece ideolojik bir çizgi çekiyor.
Bu durum, Türk siyasetinin ne kadar entrika dolu olduğunun bir göstergesi. Herkes birbirinin hamlesini gözlüyor, kendi stratejilerini geliştiriyor. Ama sonuçta, ortada net bir durum var: DEM Partisi, CHP'nin aday tercihine saygı duyuyor ve sadece ideolojik çizgilerine dikkat ediyor.
Bu tür haberler, siyasetin dedikodu kazanında ne kadar kolay kaynadığını gösteriyor. Bir yanda gerçekler, diğer yanda ise sıradan dedikodular... Ve biz seçmenler, bu dedikodu ve gerçekler arasında kalanlar...
Sonuç olarak, İzmir'deki siyasi gelişmeler, demokrasinin nasıl çeşitli sesler ve fikirlerle şekillendiğinin bir örneği.
Ve biz de, bu renkli siyasi tabloyu izlemeye devam ediyoruz.
yani anlayacağınız "Siyasetin oyunları bitmez, her gün yeni bir perde açılır!"
Dün gece CHP'nin MYK'sında neler oldu neler!
İzmir adayları meselesinde bir bakıyorsunuz, Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay'ın ismi etrafında kıyamet kopuyor. Bir bakıyorsunuz, İzmir'den hiç bahsedilmiyor.
Ne diyordu eski bir atasözü?
"Dağ fare doğurdu!" İşte tam da bu!
Pazartesi günü yapılacak MYK'da İzmir adaylarının görüşülmesi bekleniyor ama dünkü MYK'da İzmir konusu masaya bile gelmemiş. Ama sosyal medyada, kulislerde, her yerde bir dedikodu fırtınası! Cemil Tugay'ın adı geçti mi, geçmedi mi; geçtiyse neden kavga çıktı; çıktıysa neden çıktı?
Sorular sorular!
Siyaset arenasında sık sık karşılaştığımız algı oyunlarına bir yenisi daha eklendi ve bu seferki oyunun kahramanı Cemil Tugay.
Tugay'ın İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığına karşı bazı çevreler tarafından bir algı operasyonu başlatılmıştı.
Ama görünen o ki, bu çabalar sonuçsuz kalacak gibi görünüyor...
Cemil Tugay, CHP'nin genç ve dinamik yüzlerinden biri olarak dikkat çekiyor. Parti içindeki değişim hareketinin bir parçası olması ve Özgür Özel'in kurultay başarısındaki rolü, onu hem popüler hem de bazı geleneksel siyasetçiler için tehdit edici bir figür haline getirdi. Bu yüzden, adaylığının engellenmesi için başlatılan algı kampanyası anlaşılabilir bir stratejiydi.
Ancak, bu algı çalışmasının başarısız oluşu, siyasetin beklenmedik yönlerini ve algı operasyonlarına karşı artan direncini gösteriyor. Siyasi kulislerde dönen dedikodular ve karalama kampanyaları, MYK üyeleri üzerinde eskisi kadar etkili olmayabilir.
Bu durum, siyasi süreçlerde şeffaflığın ve gerçeklerin öneminin arttığının bir göstergesi.
Cemil Tugay'ın adaylığının engellenmesi için yapılan bu algı çalışmalarının başarısız olması, aynı zamanda CHP içindeki dengelerin de değişmekte olduğunu işaret ediyor. Genç ve yenilikçi siyasetçilerin yükselişi, parti içindeki geleneksel güç yapılarını sarsıyor ve yeni siyasi dinamiklerin oluşmasına zemin hazırlıyor.
Aslında olan biten şu: Cemil Tugay'ın adaylığı bazı kesimlerce istenmiyor olabilir. Ya da daha da kötüsü, sadece adaylığının açıklanmasını geciktirmek için bir algı operasyonu bu. İzmir gibi önemli bir kentte, adaylık işleri bu kadar gizem ve dedikoduyla dolu olur mu? Olmamalı!
Ama işte Türk siyaseti! Bir yanda gerçekler, diğer yanda algılar...
Ancak, siyasetin değişken doğası göz önünde bulundurulduğunda tüm dedikodu ve algı oyunlarına rağmen, Özgür Özel'in pazartesi günü Cemil Tugay'ı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak ataması ihtimali güçlü bir şekilde duruyor. Bu atama, parti içindeki dengeleri ve gelecek siyasi stratejileri önemli ölçüde etkileyebilir.
Görünen o ki, CHP'nin İzmir adaylığı konusunda daha çok su kaldırılacak. Ve biz de, bu politik tiyatroyu merakla izlemeye devam edeceğiz.