Şato şimdi mi kıymete bindi'
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, kendine has tarzıyla yıllardan beri İzmir siyasetinin içinde ayakta kalmayı başarmış bir isim…
Seferihisar Belediye Başkanlığı dönemimde parti içi tartışma ve çekişmenin içinde olmadan 10 yıllık belediye başkanlığı döneminden yıpranmadan bugünlere geldi.
31 Mart yerel seçimleri öncesi adı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı adaylığı için geçtiğinde eleştiri bombardımanına tutuldu, hem İzmir’de yerel medyada hem de bazı ulusal medya tarafından akla mantığa gelmeyen yöntemlerle “İTİBARSIZLAŞTIMA” çabası sonuç vermemişti. Nihayetinde Başkan Soyer İzmirlilerin büyük bir bölümünün takdirini alarak büyükşehir belediye başkanı koltuğuna oturdu…
Seçim kampanyası zamanında babası Nurettin Soyer üzerinden sık sık iktidara yakın basın yayın organları tarafından haksız eleştirilere maruz kalan Başkan Soyer, HDP’nin destek açıklamasından sonra muhalefet tarafından neredeyse “PKK’lı ilan edilmişti.” Bu süre içerisinde de neredeyse CHP içinden hiç destek görememişti.
Peki, bu eleştiriler bitti mi'
Tabii ki hayır…
Seçim bitti ve ardından Başkan Soyer icraatlarına başladı… Geçen zaman içinde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer başladığı yolculukta Seferihisar’da olduğu gibi yine sıra dışı bir belediye başkan profili çizerek yoluna devam edip İzmirlilere hizmet etmeye başladı…
Tunç Soyer’in siyasetten uzak tavrı ve sloganı “AŞK ile” başlattığı büyükşehir yolculuğu bir çok kesim tarafından takdir gördü… İzmirliler ilk defa siyasi kimliğinden uzak kendilerine dokunan bir büyükşehir belediye başkanı gördü…
Halkın içinde olmanın protokolde olmaktan daha önemli olduğunu ortaya koydu.. Evine bisikletle gidip gelen koruması olmayan sırtını İzmirlilere dayamış bir belediye başkanı oldu… Ve kısa zamanda İzmirlilerin gönlüne girmeyi başardı…
Bu heyecanla İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmak isteyen Soyer “yandaş medya” tarafından hak etmediği bir şekilde eleştiri bombardımanına maruz kaldı. Bu ayın modası ise, Büyükşehir Belediyesi’ne ait İzmir Varyant’ta bulunan konut bir anda ŞATO oluverdi.
Eşrefpaşa ve Hatay semtinde Mimar Rıza Aşkan ve Doğan Tekeli tarafından 1954’de “Şark Kahvesi” olarak tasarlanan yapı, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yıllardır atıl durumda olan Şato Restoran’ı “KONUKEVİ’NE” dönüştürüldü. Eğimli arazide iki katlı olarak düzenlendi. Yol kotundaki giriş katında büyük yemek salonu, alt katta ise açık oturma terasları bulunuyor…
Yandaş medyada çıkan haberlerde burada yapılacak restorasyonun masrafının belediye tarafından ödenecek algısı yaratılmaya çalışılıyor. Oysa ki konut yapılması için restorasyon önceki belediye tarafından zaten yapılmıştı…
Dolayısıyla Başkan Soyer zaten daha önce restorasyonu yapılan bir eve taşınmış oldu…
Şimdi gelelim Tunç Soyer’in belediyeye ait bir mülke taşınmasına…
Birçok ilçede belediyeye ait lojmanları kullanan memur varken, hatta ve hatta bakanlar, Başbakan ve Cumhurbaşkanları devlete ait konutlarda ikamet ederken, bir sorun yok, neden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in taşındığı konut sorun oluyor…
Bunu konuştuğum bir çok İzmirli bana soruyor…
Bir Büyükşehir Belediye Başkanı belediyeye ait olan bir binayı kullanmasında nasıl bir sorun olabilir…
Aslında bunun sorgulanmasındaki amaç tamamen siyasi…
Ve Başkan Tunç Soyer’e daha önce ve şimdiler de şato üzerinden yapılan saldırı kesinlikle siyasi bir tartışma konusudur…
Bunun başka da bir açıklaması yok!
Yapılan haberlere baktığınızda aslında içeriğinde inanılmaz zorlama ifadelerin olduğunu göreceksiniz…
İktidara yakın bir televizyon kanalı konutun olduğu yerde çekim yapıyor ancak çekimler daha gerçekçi olsun diye yukarından sokak arasında “GİZLİ ÇEKİM” yapılmış süsü veriyor. Bununla da kalmıyor, konutun görkemli olduğunu göstermek adına ağaçlardan yukarıda bulunan pencere için ağaçların arasından çekim yapılıyor… İzleyiciyi etkilemek içinse “CHP’yi ikiye böldüğü ve Soyer’in buraya yerleşmemesi için CHP’liler tarafından baskı yapıldığı” iddia ediliyor…
Bu söylenenlerin hiçbiri doğru değil…
Haberi izlerken, bir ara dönüp baktım, acaba başka yerden mi bahsediyoruz, diye yok, yok aynı yerden bahsediyoruz… Şato dedikleri yer yıllarca Varyant’ta önünden geçtiğimiz de bir defa dönüp bakmadığımız eski Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu tarafından birkaç defa basın toplantısı yapılan ve de zaman zaman partililer tarafından kulis yapılan binadan bahsediyoruz.
Ayrıca Başkan Tunç Soyer’den önce belediyenin danışmanlarının kullandığı bir yer…
Hani güzel bir atasözü var ya, “kör ölür badem gözlü olur” işte bizim 'ŞATO’da aynen öyle oldu. Bu haberlerden sonra merak ettim baktım acaba bu şato ile ilgili geçmişte kaç tane haber yapılmış ya da ne kadar önemli işlere sahne olmuş.
Baktığımda birkaç haber dışında çok da bir şey göremedim…
O bölgede SİT alanı olan ve içinde insanların yaşadığı çok sayıda bina da var…
Durum böyleyken kalkıp bu konuda İzmir’i ayağa kaldırmanın tek açıklaması “SİYASİ” bir durum.
Başka da bir açıklaması yok…
Bir diğer konu ise Başkan Soyer ve eşi Neptün hanımın lüks meraklısı olduklarıyla ilgili…
Vallahi işte buna çok güldüm…
Bence bunu ifade edenler 10 yıl belediye başkanlığı yaptığı Seferihisar’a gidip oradaki vatandaşlara sorabilirler… Çok uzun zamandan beri tanıdığım Soyer çiftinin ne kadar mütevazı yaşadığını herkes bilir. Bunu bilen ve gören biri olarak bu konudaki eleştirilerin kesinlikle haksız olduğunu İzmir kamuoyu tarafından ciddiye alınmadığını ve bunları konuşanların, yazanların sadece kendi yandaş ve taraftarlarına şirin gözüktüklerini ifade edebilirim…
Yukarıda belirttiğim gerekçelerin çok ucuz ve ciddiye alınacak konular olmadığını ve bu konuda konuşan siyasetçilerin İzmirlilere daha dokunaklı eleştiri ve hikayelerden bahsetmeleri gerekir…
Koskoca büyükşehir belediyesinde muhalefet etmek için bir konutu günlerce diline dolamak gazete sütunlarına taşımanın bir tek anlamı var, muhalefet için “DENİZ KURUDU” demektir…
Bence bu kentin çok daha farklı bir dile ve başka bir hikayeye ihtiyacı var… Muhalefet daha yeni koltuğa oturmuş Büyükşehir Belediye Başkanı’na biraz zaman verip ondan sonra yapılacak veya yapılmayan icraatlar için muhalefet etmelidir… Kahvehane muhabbeti ile muhalefet etmek çok akıllı bir iş değil…