CHP Bayraklı Danışma Kurulu'na Çam damgası

EGE POSTASI - CHP İzmir'de, ilçelerde danışma kurulları bir bir yapılıyor. CHP Bayraklı İlçe Örgütü de danışma kurulu toplantısını yaptı.

Toplantıda CHP İzmir Milletvekilleri Mustafa Balbay ve Musa Çam, Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, İlçe Başkanı Cemalettin Alper, 2. Bölge Örgütlerden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Okan Karlıdağ, ilçe yöneticileri, meclis üyeleri, mahalle temsilcileri, il ve kurultay delegeleri, geçmişte aktif görev almış yöneticiler yer aldı.

KARABAĞ'A ÖVGÜ

İlçe Başkanı Cemalettin Alper, Bayraklı'ya 2 dönemdir yaptığı hizmetlerle partiye büyük katkı sağlayan Belediye Başkanı Hasan Karabağ'ın partililerin sürekli yanında olması ve babacan tavırları nedeniyle kendilerine güç verdiğini söyledi.

MYK PM ÜYELERİ İZMİR'E GELMESİN

Koltukların gelip geçici olduğunu önemli olanın partiye ve ilçeye hizmet etmek olduğunu ifade eden Alper şunları söyledi;

“ Devletin, iktidarın yardımından yoksun kalmış kaderiyle baş başa bırakılmış bir ilçe Bayraklı...Vekiller bile gezip dolaşmakta çekiniyor. Bayraklı Konak ya da Bornova değil Türkiye gerçeği...Bayraklı'yı dışarıdan bakarak anlayamazsınız 'Burası rant merkezidir gidelim parçalayalım bölelim' diye  kimse aklından geçirmesin. Bayraklı'da CHP yapısını bozmadan güçlendirerek yol almalıyız. Büyükşehir Belediye Başkanımız da ilçemize katkılar sundu. Katkılaırnın devamını bekliyoruz. Kendi belediyemiz olan ilçelere üvey evlat muamelesi yapmadan hizmet götürmeliyiz. Beni ben yapan CHP'dir... Kimse koltuklarına güvenmesin. Bizler enerjimizi partiden partilimizden alıyoruz. Gücümüzü sizden alıyoruz. Yüzümüz her zaman size dönük olmalı. Bu sinerjiyi İzmir'e taşıdığımızda 30 da 30 yapabiliriz. Ülkenin 46 ilinde yokmuşuz. Bir vekil söyledi. Çok üzüldüm. Gittim Güneydoğu'yu gezdim. Orada bazı ilçelerde partimizin tabelası yoktu. MYK üyeleri, PM Üyeleri kesinlikle İzmir'e gelmemeli. İzmir örgütü çalışmaktadır. Partimizin tabelası olamayan yerlere gitmeliler.”

Belediye başkanlarına da mesaj veren Alper, “ Mesele kişinin iktidarı değil partinin iktidarı. Koltuğa kaybetme kaygısıyla yaşayacaksanız, güücünüzü kendi iktidarınız için kullanacaksanız o gücünüz olmaz olsun. Bayraklı'yı herkes örnek almalı ve bu gücü İzmir'e yaymalıyız. Bütünleşirsek yol alırız. Türkiye'nin CHP'ye ihtiyacı var. OHAL var ülkede. Türkiye zor şartlardan geçiyor. İç acısı bir hal var. Türkiye'nin CHP'ye ihtiyacı var” dedi.

İZMİR SOL'UN KALESİ DEĞİL

CHP İzmir Milletvekili Musa Çam ise İzmir'in Sol'un kalesi olmadığını geçmiş yıllarda Demokrat Partisi, Adalet Partisi, Anavatan Partisi ve Doğruyol Partisi'nin İzmir'de iktidar olduğunu hatırlattı. “İzmir liberal demokrat, merkez sağa yakın ama Cumhuriyetçi, laik, Mustafa Kemal Atatürk'ün ilkelerine bağlı” diyen Çam, şöyle devam etti;

8 İLÇEYİ ELİMİZLE VERDİK!

“Bizim bunu yıldırmamamız lazım, bıktırmamamız lazım. Geziyorum 'Zorla size oy veriyorum' diyen var. Neden, 'Falanca belediye şurayı yapmadı. Metro... Şu, bu... Bunalıyoruz. Dünyada ve Avrupa'da sol ve sosyalist partilerin iktidara gelişi yerel yönetimlerden geçiyor. 94 seçimlerini Refah Partisi kazandı yerelde... Bugünkü iktidarı inşaa ettiler. Bizim yerel yönetimlerimize eleştiriler geliyor. İyi birtakım var derleyip toparlamamız gerek. Referandum, erken seçim Türkiye'de her an her şey olabilir. Çünkü MHP iktidara yedeklenmiş durumda. Bizim birbirimize daha fazla ihtiyacımız var. Bu toplantılarda hatalarımızı söyleyelim ama buradan çıkınca burada konuşulanları geride bırakalım. İlçe kongresinde il kongresinde haksızlık hata olabilir ama sürekli olmamalı. Tek vücut olmalıyız. 2009'da Tire ve Bayındır'ı kaybettik. 2014'te 8 ilçeyi kendi elimizle teslim ettik. Buralarda belediyelerde onlarca insan işini kaybetti. Herkes aklını başına alsın. Yanlış yapma lüksümüz yok. İzmir'de 2 Genel Başkan var. Biri Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, diğeri AK Parti Genel Başkanı, Başbakan Binali Yıldırım. Bizim AKP devletine karşı mücadele vermemiz gerek. Bugün Başbakan dolaşıyor etrafında Vali, müdürler var. Birbirimize sarılmamız gerek. Daha fazla beraberliğe ihtiyaç var. Yaş gidiyor. Geldik gidiyoruz. Çocuklarımız var. Onlara güzel yaşanabilir bir ülke bırakmalıyız.”