Dolar 34,2398
%0.28
Euro 37,6309
%-0.37
Altın 2.922,340
%0.22
Bist-100 9.109,00
%2.37

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
'Ergen, fırtınalı denizdeki gemi gibidir, ebeveyn sakin bir liman olmalı'

"Ergen, fırtınalı denizdeki gemi gibidir, ebeveyn sakin bir liman olmalı"

Ergenlik kız çocuklarında 9 – 12, erkeklerde ise 10 -14 yaşları arasında başlıyor. Bu dönemde fiziksel ve ruhsal değişim yaşayan gençler, en çok anlaşılmaya ihtiyaç duyuyor. Yeni şeyler deneme merakı artan gençlerin sigara, alkol, uyuşturucu...

  • Ege Postası
  • 08.08.2013 - 12:35
Ergenlik kız çocuklarında 9 – 12, erkeklerde ise 10 -14 yaşları arasında başlıyor. Bu dönemde fiziksel ve ruhsal değişim yaşayan gençler, en çok anlaşılmaya ihtiyaç duyuyor. Yeni şeyler deneme merakı artan gençlerin sigara, alkol, uyuşturucu ve internet bağımlığının arttığını belirten uzmanlar, ebeveynleri uyarıyor.

Özel Bahar Hastanesi doktorlarından Haide Tüysüzoğulları, "Ergen fırtınalı bir denizde yolculuk yapan gemi gibidir, ebeveyn sakin bir liman gibi olmalıdır." diyor. Dr. Tüysüzoğlu, gençlerin ergenlikte, bedensel, cinsel, zihinsel, ruhsal ve sosyal değişikliklere maruz kaldığını ifade ediyor. Ergenlik döneminde zeka gelişiminin 15-16 yaşlarında doruğa ulaştığını, 20 yaşına kadar da yavaş bir gelişme gösterdiğini ifade eden Dr. Tüysüzoğlu, duygusal değişikliklerin ise davranışlara yansıdığını vurguluyor.

Dr. Tüysüzoğulları, 'duyguların yoğunluğunda artış- istikrarsızlık, aşık olma, mahcubiyet ve çekingenlik, aşırı hayal kurma, yalnız kalma isteği, çalışmaya karşı isteksizlik, çabuk heyecanlanma, tedirgin ve huzursuz olma' şeklinde değişikliklerin ergende korku, endişe, duygusal kırgınlık, öfke ve ruhsal zorlanmalara sebep olduğunu belirtti. Dr. Tüysüzoğulları, şunları dile getiriyor: "Yapılan çalışmalarda, ergenlerin duygusal problemlerinin, bulundukları yaş gruplarına, okula devam edip etmemelerine, ailenin geliştirdiği tutumlara, bireysel zekalarına ve çevreleri tarafından kabul edilme derecelerine göre değişiklik gösterdiği tespit edilmiştir. Ergenliğin ilk yıllarında anne-babalar çocukları hakkında sıkça şunları söylerler, ‘Asi ve hırçın, evde huysuz, alıngan, karamsar, ters, sıkılgan, durgun, dalgın, kendi başına buyruk, sorumsuz, banyoya girmiyor, olur olmaz şeylere ağlıyor, ders çalışmıyor, süse düşkün, çok geziyor, bazen yalan söylüyor"

Kimliğin oluşması sürecinin ergenlikten çok önce başladığına dikkat çeken Dr. Tüysüzoğulları, önceki dönemleri sağlıklı ve uygun şekilde geçilmesinin yetişkin kimliğine geçişi de kolaylaştırdığını ifade ediyor.

"DAHA DÜN İYİYDİN, ŞİMDİ NE OLDU'’ DEMEYİN"

Dr. Tüysüzoğulları, ergenlik dönemi sorunlarını ise şöyle sıralıyor: "Ergenin genel olarak duygularında istikrarsızlık olur. Bir gün önce çok mutlu ve enerjik olan ergen ertesi gün kabuğuna çekilmiş ve bitkin olabilir. Bu nedenle ebeveynin bunu kabul etmesi ve her defasında ‘Daha dün iyiydin, şimdi ne oldu'’ türünde sorgulamalara ve baskıcı yaklaşımlara girmemesi gerekir. Bu dönemde yaşanılan cinsel gelişmeler ve cinselliğe ilgi nedeni ile ergenler bu konuda daha fazla şey bilmeye ihtiyaç duyuyorlar. Çevreden, yaşıtlarından ve internetten öğrenilen eksik ve yanlış bilgilenmeler nedeni ile sorunlar yaşayabilirler."

"YENİ ŞEYLER MERAKINA DİKKAT"

Ergenin duygularının çok dolu ve coşkulu olduğuna işaret eden Dr. Tüysüzoğulları, şöyle devam ediyor: "Ergen zaman zaman yalnız kalma isteği içinde olabilir. Odasına çekilen ve yalnız kalmak istediğini söyleyen bir ergenin ciddi bir sorunu olduğu düşünülüp kaygılanılmamalıdır. Ergen kendisi ile baş başa kalıp yaşadıklarının muhasebesini yapma ihtiyacı hissedebilir. Ergen kendini yorgun hissedebilir, buna bağlı olarak çalışmaya karşı isteksizdir. Vücut enerjisi adeta büyümeye harcanıyor gibidir. Yeni şeyler deneme merakı artmıştır. Bu nedenle sigara, alkol, uyuşturucu madde ve bilgisayar bağımlılığı ihtimali artar. Bunlar sıkıntılarından, sorumluluklarından ya da geleceğe olan güvensizliklerinden kaçma ve bir teselli arayışı olabilir."

"ARKADAŞ SEÇİMİNİ TAKİP EDİN"

Arkadaş seçimi konusunda ergenin dikkatli olması ve ailenin hassas davranması gerektiğinin altını çizen Tüysüzoğulları, "Ergenin fark edilme ve takdir edilme ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacını aile içinde gideremeyen ergen, farklı arkadaş gruplarında bu ihtiyacını giderebilir. Zaman zaman öfke patlamaları yaşayabilir. Bu esnada onunla konuşmaya çalışmak anlamsızdır. Sakinleşmesini beklemek gerekir. Bu dönemde depresyonlarda artış görülür. Özgüven problemi, karşı cinsle ilgili yaşanan problemler, okul ve aile içi problemler buna sebebiyet verebilir. Genellikle kısa süreli yaşanır ve müdahale gerekmez. Uzun süreli durumlarda ve günlük yaşamın etkilenmesi durumunda tedavi gerekebilir." dedi.

"NASİHAT VE SÜREKLİ İKAZ İŞE YARAMAZ"

Ergen ile aile arasındaki en temel noktanın güven olduğunu belirten Tüysüzoğulları, anne babaya şu önerilerde bulunuyor: "Ergen, anne babasına güven duyduğu sürece sorunlarını onlarla paylaşabilir. Bu da çözümü kolaylaştırır. Ergene anlaşıldığını ve değer verildiğini hissettirmelidir. Ergenle fikir alışverişi yapılmalı, aile konuları dışında bırakılmamalıdır. Etkin dinlemek gerekir. Nasihatler ve sürekli ikaz genellikle işe yaramaz, sadece ergenin o an ebeveyni dinlemesini sağlar, uzun vadede çözüm değildir. Cinsellikle ilgili alanlarda bilgi verilmesi, uygun kaynakların gösterilmesi önemlidir. Ergenin arkadaşları eleştirilmemeli, arkadaşlarını tanıma yoluna gitmeli ve bunu çocuğuna hissettirmelidir. Arkadaşlarıyla ilgili sıkıntılı süreçler varsa bu durum paylaşılmalıdır. Fakat tanımadan eleştirmek ergenin ebeveynini haksız bulmasından başka bir işe yaramaz. Sevgi eksik edilmemelidir. Ergen fırtınalı bir denizde yolculuk yapan gemi gibidir, ebeveyn sakin bir liman gibi olmalıdır."

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.