Dolar 34,6017
%-0.1
Euro 36,6106
%0.04
Altın 2.937,040
%0.01
Bist-100 9.640,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
3’e 3 öfkesi

3’e 3 öfkesi

Başbakan Ahmet Davutoğlu, silahsız ve sivil 3 Mehmetçiğin şehit edilmesiyle ilgili, “Şurada teröristlere yönelik operasyonda 3 terörist öldürüldü diye misilleme gibi bir mantığı kabul etmemiz mümkün değil” dedi. Kahramanmaraş’a giden Davutoğlu uçakta, şehirdeki sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle yaptığı kahvaltıda ve Müftülük Meydanı’nda özetle şunları söyledi: ABD’YE SESLENİYORUM

  • Ege Postası
  • 27.10.2014 - 10:27
“Kimse devletin meşru güvenlik güçleri ile teröristleri aynı zeminde göremez. Teröristler bir baraj inşaatına saldırmak gibi eylemin içindeyse orada bulunan güvenlik görevlilerimizin görevi onları her ne suretle olursa olsun durdurmaktır. Kimse Türkiye’yi çevredeki ülkelerin kaos kıskacına sokamaz. Başta ABD olmak üzere tüm uluslararası topluma da sesleniyorum: Humus 2.5 yıl kuşatma altındayken, insanlar açlıkla öldürülürken, Humus’tan Şam’dan çıkarılan 50 bin fotoğraf, her biri bir deri kemik kalmış Suriyeli kardeşlerimizin fotoğrafları yayınlanırken neredeydini? Sadece bir şehir etrafında efsane üretmek için bir şekilde operasyon yapmak isteyenler, 3.5 yıldır neredeydini? Bugün savunduğunuz PYD geçen yıl Haseke’den Kürtleri sürerken neredeydiniz'

BARAJA SALDIRDILAR

(HDP’nin, ‘3 PKK’lı infaz edildi, şimdi de 3 asker öldürüldü deniliyor. Çözüm süreci konusunda sorumlu olanlar biraz hızlı hareket etmeli, bu bizi endişelendiriyor’ açıklamasıyla ilgili) Aslında bizi endişelendiren de tam bu mantık. İlk günden itibaren ısrarla ‘kamu düzeni’ diyorum. Kamu düzeninin tarifi, devlet yetkilileri tarafından halkın meşru gücünün kullanılmasıdır. Asker-gerilla gibi bir karşıtlık üzerinden çözüm süreci yürüyemez. Niye öldürüldü o 3 teröris? Baraja saldırdılar. Onun üzerine öldürüldü. Yani şu kastediliyorsa, ‘Biz elimiz kolumuz serbest istediğimiz yolu keselim, istediğimiz inşaata saldıralım, istediğimiz insandan haraç alalım, istediğimiz insanı mahkeme edelim’ deniliyorsa, bunlarla da çözüm süreci yürümez. Biz vatandaşın eşit hakları çerçevesinde bütün muhataplarla görüşmeye dayalı bir çözüm sürecini yürütürüz ama HDP’nin bu mantığı yanlış. Kamu düzeninde bir belirsizlik yok. Bu ülkede meşru güç kullanma yetkisine sahip tek yapı Türkiye’nin meşru güvenlik güçleridir. Çözüm süreci üzerinden böyle bir güvenlik boşluğu varmış gibi bir sonuca ulaşmak, zaten mantık hatası burada.


(‘Kamu düzenini zedeleyecek hiçbir şeye, bedeli ne olursa olsun izin vermeyeceğiz’ açıklaması hakkında) Oradaki valilerin, güvenlik güçlerinin görevi bu olayların önüne geçmek ve kamu düzenini sağlamak. Onlar kamu düzenini sağlarken, şimdiye kadar imtina gösterdik, ‘Aman çözüm sürecine halel gelmesin’ dedik. Ancak bizim bu itinayı göstermemiz ya da valilerin göstermesi, birileri tarafından ‘O zaman kamu düzeni yok, HDP’nin yaptığı açıklamadaki gibi gerilla ile asker eşit, biz burada kendi düzenimizi kurarız, istediğimizi yaparız’ noktasına gelirse bu çözüm istememektir. Bu mantığın kendisi çözüm sürecini yok saymaktadır. Kamu düzeni pazarlık konusu değildir. Devlet, kamu meşruiyetini, güvenlik güçlerinin meşru güç kullanma hakkını tartışma konusu yapmaz.

SESSİZ KALMAYIZ

(‘Sokak eylemleri, yol kesmeler, saldırılar devam ederse İmralı ziyaretleri biter mi'’ sorusu üzerine) Değerlendiririz, her konuda tutumumuz değişir. Süreç dediğimiz şeyde muhatap PKK değil ya da HDP değil. Esas muhatabımız Kürt vatandaşımızdır. Onlar da bu anlamda hükümetimizden memnunlar. Bir taraftan bölgedeki vatandaşlarımız üzerinde terör estirip baskı uyguluyor, sonra da ‘Kamu düzeni yok’ intibaı vermeye dayanırsa burada bu niyet görünmez. Kamuda bir düzen olur iki düzen olmaz.

JANDARMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ OLMAYACAK

(Jandarma’nın İçişleri Bakanlığı’na bağlanması konusunda) Jandarma Genel Müdürlüğü diye bir şey olmayacak. Jandarma’nın özel bir statüsü var. Silahlı Kuvvetler’in parçası. Askeri olmayan görevlerde de Jandarma’nın tayin ve yetkileri, sicili askerin elindeydi. Görüntüde İçişleri Bakanlığı’na bağlılığı vardı. Şimdi olacak olan da tümüyle Silahlı Kuvvetler’den ayrılıp buraya (İçişleri’ne) gelmek değil. Askeri eğitim verilecek, general üstü kadrolarda yine YAŞ kararları geçerli olacak. Ama sivil alanda, kırsalda görev yaptığında başarıyı veya başarısızlığı İçişleri Bakanlığı belirleyecek, İçişleri görevden alabilecek. Generalin altındaki rütbelerde tabii. Burada ayrım askeri nitelikli görevler ile kolluk görevleri. Kolluk görevlerinde İçişleri’nin eskiden ‘Gazla’ yetkisi yoktu. Şimdi kolluk görevlerinde İçişleri’ne yetki veriyoruz, askeri görevlerde yine Silahlı Kuvvetler’in parçası olarak kalmaya devam ediyor.” (Hürriyet)

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.