AK Partili Yıldız’dan Başkan Eşki’ye sert yanıt: 4,5 yıl Bornova'ya odaklanın
İzmir Büyükşehir Belediyesi AK Parti Grup Başkanvekili Hakan Yıldız, sosyal medya hesabından Bornova Belediye Başkanı Ömer Ekşi’nin açıklamalarına karşın yaptığı paylaşımda " 'Milletvekilliği ya da ileride Büyükşehir Belediye Başkanı olurum, şehir beni tanısın' diyorsanız, size tavsiyem, bu rüyada olup ilçe koltuğunu bile koruyamayan belediye başkanlarınız oldu geçen dönem! Bu nedenle bence 4,5 yıl Bornova'ya odaklanın" dedi.
- Ege Postası
- 14.09.2024 - 18:00
- Güncelleme: 14.09.2024 - 21:07
EGEPOSTASI- İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi'nde yaşanan tartışmanın yankıları sürüyor. AK Parti Grup Başkanvekili Hakan Yıldız, sosyal medya hesabı aracılığıyla kendisini hedef alan Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki’ye yanıt verdi.
Yıldız'ın yaptığı açıklama şu şekilde;
''Sayın Eşki,
Öncelikle, İslam alemi için mühim olan Mevlid Kandilinizi tebrik eder, hayırlara vesile olmasını dilerim. Bu mübarek günde, manevi değerlerimizin daha da pekişmesini temenni ederim.
Benden bazı konularda açıklama talep etmişsiniz, elbette memnuniyetle hepsine cevap vereceğim. Samimiyetle ve iyi niyetle yaklaşarak, hem İslami hassasiyetlerimizi hem de üzerinde durduğunuz meseleleri açıklığa kavuşturmayı görev biliyorum.
KİMSENİN HADDİ DEĞİLDİR
İslami konulara olan ilginizi görmek bizleri ziyadesiyle memnun etmiştir. Ancak şunu unutmayınız ki iyi bir Müslüman, zan konusunda suizan değil hüsnüzan ile hareket eder. Kimin ne kadar samimi bir Müslüman olduğunu yalnızca kalpleri elinde tutan Allah bilir. Bizlerin İslam konularındaki samimiyetini sorgulamak kimsenin haddi değildir. Olumlu bir eleştiriye verdiğiniz cevabı görünce bu hassasiyetimizi yeniden ifade etme gereği duydum.
Elbette, bir caminin metrekaresi ile inanç ölçülmez, ancak bu sizin iddianızdır. Bizim böyle bir bakış açımız yoktur. Peygamber Efendimiz’in sahabeleriyle İslamiyet’in temelini attığı yer bir mescit değil, Darü’l-Erkam adında, sahabelerin toplandığı bir evdi. Yaptığınız proje 45 metrekare olabilir, bu bir sohbet yeri olarak elbette değerlendirilebilir. Ancak, bir mescit inşa edeceğinizi söylüyorsanız, Efendimiz’in inşa ettiği ilk mescit olan ve İslam’ın da ilk camisi sayılan Kuba Mescidi’ni örnek almanızı tavsiye ederim. Zira bir eserin büyüklüğü, onu yapan kişinin vizyonunu ve samimiyetini de yansıtır. Bizler, ecdadımızın bıraktığı Süleymaniye, Selimiye, Sultanahmet gibi camilerden ilham alarak Çamlıca Camii gibi eserlerle bu samimiyetimizi geleceğe taşıyan bir siyasi anlayışın temsilcileriyiz.
Cumhuriyet Halk Partisi gibi köklü bir partinin genel başkanını davet ederek temelini attığınız caminin, partinizin bu konudaki samimiyetini gösterir büyüklükte bir eser olmasını dilerdim. 45 metrekarelik bir yapı, aslında bir eleştiri değil, tam tersine daha büyüğünü yapabilecek gücünüzün olduğuna dair bir temennidir. Ancak parseliyle birlikte dahi 101 metrekareyi geçmeyen bu yapı, bir başlangıçtır. Size yakışır şekilde daha büyük camiler yapacağınıza dair inancımız ise her daim diri olacaktır.
Filistin ve İsrail konusunda samimiyetinizi sorguladığınızı ifade etmişsiniz. İnancınıza dair bir şey söylemem elbette ki mümkün değil, ancak Filistin-İsrail meselesindeki samimiyetinize gelince, burada tarihsel gerçekler önemlidir. CHP ve Milli Şef döneminde, 1949 yılında, İsrail’i tanıyan ilk Müslüman ülke olarak samimiyetinizi zaten o tarihten beri biliyoruz. Bu konuda bir şey söylemenize gerek yok. Yine de inanıyorum ki, inancınızdaki samimiyetiniz, Filistin-İsrail tercihinizden daha derin ve içtendir.
İhracat meselesine gelince, Türkiye devleti olarak İsrail’e ticari ambargolar uygulanmıştır. Ancak arka kapılardan ticaret yapan iş adamlarına bakarsanız, hangi siyasi partinin bu işlerin arkasında olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz. Bu da samimiyetinizin bir göstergesi olacaktır.
Cami tamamlandığında, metre alıp gelmem Sayın Eşki, seve seve birlikte bir cuma namazı kılarız, seccademi de alıp gelirim. Bizim derdimiz bir şeyleri ölçmek değil, ortaya konan samimiyettir.
Dini değerlerimize yönelik aşağılayıcı tavır sergileyen Levent Üzümcü'yü onaylamamanızdan dolayı memnuniyet duyduğumu ifade etmek isterim. Aynı şekilde, mensubu olduğunuz Büyükşehir Belediyesi'nde, partinizin yönetiminde olan Büyükşehir Belediyesinde de bu konuyu dile getirmenizi memnuniyetle karşılayacağız. Bu tutum, samimiyetinizi gösterecektir
Gelelim İsveç olayına!
Sayın Eşki, İsveç’in NATO üyeliğiyle ilgili duygusal bir eleştiri yöneltmiştir. Burada şunu hatırlatmakta fayda var: Uluslararası ilişkiler ve diplomasi duygusallıkla değil, akılla yürütülür. Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan, İsveç’in NATO üyeliğini onaylarken Türkiye’nin çıkarlarını korumuş, bu süreçte İsveç’in terör örgütlerine karşı aldığı önlemleri yakından takip etmiştir.
İsveç ile yapılan müzakereleri takip etmeyen, varılan anlaşmaların maddelerine bakmayan, süreçle ilgili yeteri kadar bilgisi olmadığı anlaşılan Sayın Eşki, TBMM'den geçen kararla ilgili geceleri uyuyamadığını çok üzüldüğünü söylemiş! Muhtemelen haberi yok, ben söyleyeyim de biraz bilgi sahibi olsunlar! Çok savunduğu ve mensubu olduğu CHP, mecliste İsveç'in üyeliğe oy birliği vermiştir.
Bana sorduğu soruları öncelikle mecliste oy veren kendi vekillerine sormalı. Mesela Sn. Murat’a Bakan'a, Sn. Mahir Polat'a yada geçen gün temel atmaya çağırdığı Genel Başkanı Sn. Özgür Özel'e sormalıydı! 'Karar geçtiğinde geceleri uyuyamadım neden evet verdik' diye sorarsanız, belki size anlatırlar. Bu yasaya Genel Başkanınız başta olmak üzere milletvekillerinizin 'evet' dediğini kendi ağızlarından duyunca, muhtemelen yine aynı üzüntüyü ve uykusuz geceyi yaşarsınız! Ardından da çık karşılarına 'Neden bu yanlışı yaptınız?' diye bilme cesaretini gösterin, o zaman sizin samimiyetinize inanalım!
Sayın Eşki, yapmış olduğunuz açıklamada, Büyükelçimize yönelik mesnetsiz iddialarınızı gündeme getirmişsiniz. Keşke bu konuda bana soru yöneltmeden önce, geçmişte bu iddiaların asılsız olduğu yönünde alınan mahkeme kararlarına ve gerçeğin ne olduğuna dair haberlere bir göz atsaydınız. Bahsettiğiniz olayın FETÖ tarafından kurgulanan montajlarla ortaya atıldığını, bu yalanlara inanmanın ne kadar büyük bir hata olduğunu anlamış olurdunuz. Ben, bugüne kadar hiçbir zaman Yüce Dinimize ya da başka inançlara yönelik bir hakareti kabul etmedim, etmeyeceğim de.
Haklılığını da mahkemelerde ispatlamış durumda olduğu bir konuyu, bilgiden uzak, araştırmadan yazarak algıyı yapmaya çalışmak, herşeyden önce bir ilçenin şehir-i emiri olan size yakıştıramadım. İsveç olayında olduğu gibi yazmadan önce araştırırsanız, sizin için çok sağlıklı olacaktır!
Sayın Ömer Eşki’nin “Gezi bizim onurumuzdur” ifadesi, milletimizin vicdanında derin yaralar açan o karanlık olayların nasıl bir bakış açısıyla savunulduğunu göstermektedir. Gezi olayları sırasında, sokaklarımızın yakılıp yıkılması, güvenlik güçlerimize saldırılar düzenlenmesi ve milletimizin huzurunun bozulması, hiçbir şekilde onur kaynağı olamaz. Bu, milletimizin birliği ve dirliğine zarar vermiş, kamu düzenini hedef almış bir kaos ve yıkım sürecidir. AK Parti olarak biz, o gün de bugün de milletimizin yanında yer alarak bu kaosa karşı durduk. Gezi sürecini bir "onur" meselesi olarak görenlerin halkın huzurundan, güvenliğinden ve istikrarından ne anladıkları ise açıkça ortadadır. CHP’nin bu süreçte oynadığı rol, halkımızın hafızasında silinmeyecek şekilde yer etmiştir.
Sayın Ömer Eşki, siz şu an kamu görevi yapıyorsunuz, bu nedenle size samimi olarak bir soru sormak istiyorum. İlk başta ağacı koruma ve sizin projenize karşı bir eylem gibi başlasa, sonra da Bornova Belediyesi'nin araçlarını yaksalar, belediye binasına saldırıp makamınıza ağza alınmayacak küfürler etseler, Bornova Belediyesi'ne ait mallara zarar verseler, Küçük Park'ta bulunan iş yerlerinin camlarını kırsalar, zabıtalarınıza saldırıp onları yaralasalar, bu olaylara "Gezi ruhu" mu dersiniz? Yoksa bu duruma düpedüz bir vandalizm mi derdiniz?
Sizi vicdan sahibi ve hassasiyet gösteren biri olarak gördüğüm için samimi bir şekilde cevap vermenizi bekliyorum. Kamu malına zarar veren, huzuru bozan, şiddet ve vandalizm yoluyla düzeni yıkmaya çalışan kişilere karşı nasıl bir tutum sergilersiniz? Şiddeti savunmak veya onurlandırmak bir belediye başkanının sorumluluklarıyla ne kadar örtüşür?
Bizim için esas olan, milletimizin huzuru, güvenliği ve kamu düzenidir. Vandallık ve şiddetle ülkemize zarar vermek isteyenler, ne zaman olursa olsun karşılarında milletimizin sağduyusunu ve kararlılığını bulacaktır. Onurlu olan, bu ülkeye hizmet etmek, sokaklarda kaos çıkarmak değil, halkın için çalışmaktır.
Sonuç olarak sayın Eşki, sizin istediğiniz konularda cevap verdim. Hiç bir zaman dünya meselerine, ülke problemlerini konuşmaktan çekinmem. Ancak siz de bende yerelde siyaset yapıyoruz. Gelin İzmir'in sorunları konuşalım, gelin Bornova’nın problemleri konuşalım.
Biz İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde K bölgeleriyle sadece Bayraklı'ya verilen ilave hakları, 'Bornova’ya da verin' diye önerge verirken, sizden hiç ses çıkmadı. Partinizin üyeleri, bizim önergemizi red ederken, biz 'Bornava'ya bunu yapmayın' derken, sizi mecliste göremedik. Keşke bu kadar ateşli orada olsaydınız!
Yada Körfez'in kötü kokusu Bornova'ya kadar dayanmışken, neden ortalarda yoksunuz?
Bornova sınırları içinde kurulmuş Halk Konut 18 Yapı Kooperatif ve Büyükşehir tarafından vatandaşlarımızın mağdur edilmesine neden sesiniz çıkmıyor?
İnanın Sayın Eşki, gelin İzmir'i konuşalım, 25 yıldır kötü yönettiğiniz bu kentin sorunları konuşalım.
Size tavsiyem, bir Belediye Başkanına yakışan bir tavırla kentinin sorunlarına odaklanın, genel konuları zaten sizin milletvekilleriniz yapar. Bir yere selam yollama derdiniz varsa onu da zamanı geldiğinde yaparsınız. Size verilen emanete sahip çıkın derim.
'Milletvekilliği yada ileride Büyükşehir Belediye Başkanı olurum, şehir beni tanısın' diyorsanız, size tavsiyem, bu rüyada olup ilçe koltuğunu bile koruyamayan belediye başkanlarınız oldu geçen dönem! Bu nedenle bence 4,5 yıl Bornova'ya odaklanın. İyi günler dilerim.''
Yorum Yazın