Ali İhsan Ökten: Salgın yeniden artacak
Sağlık Bakanlığı'nın pandemiyle mücadelede aldığı yeni kararlara da değinen Türk Tabipler Birliği 2. Başkanı Ali İhsan Ökten, ""Bu kararlar pandemiyi ve aşılama sürecini yönetememenin sonucu. Bakanlık artık pandemiyi yok sayıyor. Sanki 200'e yakın vatandaş ölmüyor gibi karar aldılar. Bilimsel bir karar olmadığı kesinlikle ortada. Siyaseten ve ekonomiyi düşünerek alınmış bir karardır.Bazı ülkeleri örnek alarak almış olabilirler ama Türkiye buna uygun değil. Bu tabloda bu şekilde devam edersek ne yazık ki salgını önleyemeyiz. Önümüzdeki günler daha sıkıntılı olacaktır. Salgının yeniden artması ile devam edecektir. Bu ortamda yeni varyant çıkması da yüksek ihtimal." dedi.
- Ege Postası
- 03.03.2022 - 15:20
İzmir Tabip Odası'nın 1349'u erkek, 804'ü kadın olmak üzere 2 bin 153 emekli hekimin katılımıyla 18-25 Ocak tarihleri arasında yaptığı 'Emekli Hekimler' anketinin sonuçları açıklandı. İzmir Tabip Odası Konferans Salonu'ndaki basın açıklamasına Türk Tabipler Birliği 2. Başkanı Ali İhsan Ökten, İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Süleyman Kaynak ve emekli hekim Mübetcel İlhan katıldı.
"EK GELİR OLMAZSA GEÇİNEMEYİZ"
İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Süleyman Kaynak, online olarak yapılan ve 61 ilden katılımın olduğu anketin sonuçlarına dair bilgiler verdi. Anket sonuçlarına göre katılımcıların yüzde 75.2'si emekli olduktan sonra da çalışmaya devam ederken, yüzde 16.6'sının birden fazla iş yaptığı ortaya çıktı. Çalışan emeklilerin yüzde 35.8'inin çalışmaz ise geçinemeyeceğini belirttiği, yüzde 31.8'inin ise ek gelir elde etmek amacı olduğu ankete yansıdı.
Ayrıca hekimlerin yüzde 95,8’inin emekli maaşlarının yetersiz olduğunu düşündüğü, yüzde 45.6’sının ek gelir olmasa geçinemeyeceklerini belirttiği ve yüzde 59'unun da geleceğe dair kaygı taşıdığı açıklandı. Emekli hekimlerin yüzde 17.5'nin koronavirüs geçirdiği yüzde 31.3’ünün ruh sağlığı sorunları yaşadığı, yüzde 85'inin mesleğin itibarsızlaştırılmasının en büyük sorun olarak gördüğü ve yüzde 21'inin de hekimlik mesleğini seçtiği için pişman olduğu ankette yer aldı.
"SAĞLIK BAKANLIĞI MUHATAP ALMIYOR"
İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, hekimlerin özlük hakları, çalışma koşulları ve ekonomik şartları için mücadele harcadıklarını belirterek şöyle konuştu:
"Hekimlerin çok az bir kısmı doğal bir şekilde emekli oluyor. Çalışma ortamının kötülüğü ağır iş yükü, mobinge maruz kalma, şiddet, tazminat davaları gibi nedenler hekimleri, emekli olma kararına zorluyor. Çalışırken mutsuz olmaları, tükenme yoluna gitmeleri emeklilik kararı almalarının en önemli nedeni. Emekli olduktan sonra da geçinemedikleri çok net. Her '4 hekimden 3'ü çalışmak zorundayım' diyor. Kalan yüzde 34'ün de sadece yüzde 7'si çalışma ihtiyacı hissetmiyor. Dörtte 3'ü 'Çalışmak zorundayım, geçinemem' diyor. Emekli hekimler gelecek kaygısı taşıyor. Yüzde 85'i en büyük sorun olarak mesleğin itibarsızlaştırılmasını görüyor. Sağlıkta dönüşüm politikaları bizi bu hale getirdi diyenlerin oranı da yüzde 80. Mesleğe yönelik saldırılar da yine yüzde 70 ile önemli sorun olarak görünüyor. Hekimlerin önemli kısmının 'Bir daha seçmezdim' diyerek pişman olması çok düşündürücü. Sağlık Bakanlığı tüm süreçlerde meslek örgütlerini muhatap almıyor. Önerileri ikazları dinlemiyor. Sağlık Bakanı 400 günü aşkın üredir TTB'ye randevu vermedi. Bu verileri tüm kamuoyuyla paylaşacağız. Onlar da bunun farkında. Somut bir şekilde bu gerçekleri paylaşacağız."
"GENÇ HEKİMLER YURT DIŞINA GİTMEK İSTİYOR"
Türk Tabipler Birliği 2. Başkanı Ali İhsan Ökten de yaşam şartlarının hekimleri zorladığına vurgu yaparak şunları söyledi:
"Hepimiz emeklilikte rahat yaşam için çalışırız. Günümüzde hiçbir kesim için böyle bir ortam yok. Ekonomik ve siyasi kriz hepimizi artık ülkeden gitme noktasına getirdi. Gitmek isteyen genç meslektaşlarımızın sayılarının çok fazla olduğunu görüyoruz. Sadece Ocak ayında 200'den fazla meslektaşımız ülkeden ayrılmak istedi. Ekonomik ve özlük hakları yıllardır verilmiyor. 14-15 Mart'ta yine üzülerek söyleyeceğim ama sağlık hizmetlerini veremeyeceğiz. Ekonomik ve özlük haklarımız kötüleşiyor. Çalışma koşullarımız çok kötü. En fazla ölen ve hastalanan meslek olmamıza rağmen Covid 19 meslek hastalığı sayılmıyor. Halen 5 dakikada bir randevu veriliyor. Sağlık çalışanlarına şiddet artıyor. Tüm bu sorulara sağlık Bakanı'ndan yanıt bulamıyoruz."
"SALGIN YENİDEN ARTACAK"
Sağlık Bakanlığı'nın pandemiyle mücadelede aldığı yeni kararlara da değinen Ökten şunları kaydetti:
"Bu kararlar pandemiyi ve aşılama sürecini yönetememenin sonucu. Bakanlık artık pandemiyi yok sayıyor. Sanki 200'e yakın vatandaş ölmüyor gibi karar aldılar. Bilimsel bir karar olmadığı kesinlikle ortada. Siyaseten ve ekonomiyi düşünerek alınmış bir karardır. Bunlara tamamen karşıyız. Bazı ülkeleri örnek alarak almış olabilirler ama Türkiye buna uygun değil. Bu tabloda bu şekilde devam edersek ne yazık ki salgını önleyemeyiz. Önümüzdeki günler daha sıkıntılı olacaktır. Salgının yeniden artması ile devam edecektir. Bu ortamda yeni varyant çıkması da yüksek ihtimal. Maske, mesafe ve hijyene mutlaka devam etmemiz gerekiyor. Kapalı mekanlar ciddi bir sorun olarak devam ediyor. Tedbirler artacakken bakanlığın bunları azaltması, tamamen ortadan kaldırılması kabul edilebilir değil. Bilim Kurulu'ndan bazılarının da buna karşı olduğu bilgileri geliyor."
"ASLINDA EMEKLİ OLAMIYORUZ"
Emekli doktor Mübetcel İlhan ise "Emekli oluyoruz ama aslında olamıyoruz. Yüzde 25'i sadece çalışmadan hayatını sürdürebiliyor. Bunların içerisinde sağlık nedeniyle çalışamayanlar da var. Çalışma isteği duymayan kesim sadece yüzde 7" diye konuştu.
TTB: "SAĞLIK BAKANLIĞI ALDIĞI KARARLARLA YAŞAM HAKKINI İHLAL ETTİ"
Türk Tabipleri Birliği (TTB), koronavirüs pandemisine yönelik önlemlerin gevşetilmesine tepki gösterdi. TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, "Sağlık Bakanlığı’nın aldığı kararlar ile yaşam hakkını ihlal ettiğini bir kere daha vurguluyor, Bilim Kurulu’nda yer alan üyeleri de mesleki ve kamusal sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz" dedi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, dün yaptığı açıklamada koronavirüs salgınına yönelik tedbirle ilgili Bilim Kurulu’nda alınan son kararları açıklamıştı. Koca, açık havada maske takma zorunluluğuna ve HES Kodu uygulamasına son verildiğini duyurmuştu.
TTB, koronavirüs önlemlerinin gevşetilmesine bugün çevrimiçi yaptığı bir açıklamayla tepki gösterdi. "Açıklanan Kararlar, Daha Fazla Hastalık ve Ölüm Habercisidir" başlıklı açıklamaya, Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, üyeler Güçlü Yaman, Esin Davutoğlu Şenol, Levent Akyıldız Meltem Günbegi ve Oğuz Kılınç katıldı.
"HALK SAĞLIĞINI GÖZARDI EDEN, EKONOMİK KAYGILARI ÖNCELEYEN BİR POLİTİKA"
TTB’nin açıklamasını Şebnem Korur Fincancı okudu. Fincancı, şubat ayının, ölüm sayısı açısından 24 aydır süren pandeminin en kötü beşinci ayı olduğunu belirterek alınan yeni kararlara ilişkin şunları söyledi:
"Bilimsel dayanaktan yoksun, salgının ülkemizde verili gerçekliği ile bağdaşmayan düzenlemeler, algı yönetimini merkeze alan tutumunun yeni bir adımıdır. Bu adım, siyasi iradenin salgının başından bu yana halk sağlığını göz ardı eden, fakat ekonomik kaygıları önceleyen politikaların devamıdır.
Tamamlanmış aşı oranımız halen toplumsal bağışıklık için gereken düzeyden çok uzakta; bilimsel veriler ise maske, mesafe ve havalandırmanın hâlâ kritik önem taşıdığını göstermektedir. Yapılmakta olan PCR testlerinin pozitiflik oranları, âdeta kaçınılmaz olarak yapılması gerekenler dışında belli sayılara takılıp kalmış olunmasına ve tanısal/tarama amaçlı hızlı antijen testi gibi yöntemlerle desteklenmemesine rağmen oldukça yüksektir.
Semptomu olmayana test yapılmayacağı kararı ve kamusal alanların, toplu yaşam/kullanım alanlarının HES Kodu dahil hiçbir ön tedbire gerek kalmaksızın kısıtlamalardan azade tutulması, hastalık dolaşımının sürmesi ve artması anlamı taşımaktadır. Yeterli aşı korumasına dahil olmayan ülkemizde kaç yurttaşımızın önlenebilir nitelikte ölümünün göze alınabildiği yanıtlanmalıdır. Bu koşullarda maskenin bireysel sorumluluğa terk edilmiş olması ve gerçek dışı bir rehavet yaratılmasını haklı kılabilir bir salgın kontrolüne sahip değiliz. Havalandırma konusunda yapılan açıklamada ise iyi havalandırılan ortamların hangi yolla denetlenebileceği açık değildir. Daha önce yapılmamış denetimlerin nasıl sağlanabileceğine, belirlenebileceğine dair düzenleme, kontrol ve farkındalık konusunda somut herhangi bir adım atılmamışken sadece yurttaşın bunu nasıl belirleyebileceği de yanıtlanması gereken sorulardır.
"HALK SAĞLIĞI GERİ PLANA İTİLDİ"
Fincancı, yeni kararlarla yeni bir evreye geçildiğini belirterek şöyle konuştu:
"Bu evre, göstermelik söylemlerden dahi vazgeçilerek kamusal sorumluluğun alınmadığı ve halk sağlığının geri plana itildiği, salgın yönetiminin salt siyasi öncelikler ve tercihlerle belirlendiği bir aşamadır. Tüm yurttaşlarımızı salgının yeterli kontrolünün sağlanmamış olduğu bilgisiyle uyararak gerek kendileri ve sevdikleri gerek toplumsal bakımdan aşılarını tamamlamaya; maske, mesafe, havalandırma önlemlerinin kritik önemini koruduğu konusunda duyarlı, özenli ve dikkatli olmaya; bilime uygun adımlar atılması için taleplerini yükseltmeye davet ediyoruz. Sağlık Bakanlığı’nın aldığı kararlar ile yaşam hakkını ihlal ettiğini bir kere daha vurguluyor, Bilim Kurulu’nda yer alan üyeleri de mesleki ve kamusal sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz." (ANKA)
Yorum Yazın