Dolar 34,6158
%0.17
Euro 36,3574
%0.15
Altın 2.926,050
%0.28
Bist-100 9.660,00
%-1.14

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Anıtlar Kurulu'nun gözü önünde tarih rezaleti

Anıtlar Kurulu'nun gözü önünde tarih rezaleti

​Ulaştırma Bakanlığı’nın rüya projesi olarak duyurduğu Konak Tünelleri kent merkezini harabeye çevirmeye devam ediyor. Konak’ta binlerce yıllık geçmişe sahip SİT alanlarında iş makineleri ile devam eden çalışmalar kent mirasını da tünel sevdasına kurban etti. Anıtılar Kurulu’nun gözü önünde devam eden yıkım faaliyetleri ve özensiz çalışmalar son günlerde yaşanan içler acısı manzaraları da tüm çıplaklığı ile gözler önüne serdi. Dönemin Ulaştırma Bakanı Yıldırım, eleştirilere "Sit ise de yaparız, değilse de" diye yanıt vermişti. 'SİT'SE DE YAPARIZ...

  • Ege Postası
  • 11.02.2015 - 11:40
ERMAN ŞENTÜRK/HABER SERVİSİ- Temeli 23 Eylül 2011’de görkemli bir törenle atılan Konak Tünelleri Projesi adeta skandallar zincirine dönüştü. Bir ucu Konak’taki Bahri Baba Parkı’na, diğer ucu da Yeşildere Caddesi’ne çıkan tünel, 8 bin 500 yıllık tarihi geçmişe sahip İzmir’in yer altı ve yer üstü zenginliklerine büyük bir darbe vurdu. Kepçe ve dozer gibi iş makineleri ile devam eden inşaat ve yıkım çalışmaları sırasında ortaya çıkan kentin kültür mirasları plastik kutularda taşınmaya başlarken, yüzlerce vatandaşın tünele rağmen yaşam mücadelesi verdiği Damlacık semti ise kaderine terk edildi.
 
BÖYLESİ ANCAK KONAK TÜNELİ’NDE OLUR
AK Parti hükümetinin 35 proje arasına koyduğu ve jeolojik zemin etütleri, projesi, planı ve ihalesi yapılmaksızın yapımına başlanan 2,5 kilometrelik Konak Tünelleri’nin faturası da İzmir’e kesildi. Projenin geçtiği güzergah üzerindeki bölgelerin tarihi, kültürel ve doğal değerleri hakkında arkeolojik ve doğal SİT değerlendirmesi yapılmayınca inşaat çalışmaları da kentin önemli tarihi değerlerini de bir çırpıda silip attı. Önümüzdeki aylarda açılacağı duyurulan tünellerin Konak çıkışında ve Bahribaba Parkı çevresinde devam eden hummalı çalışma ve adeta aceleye gelen inşaat tarihe saygı kavramının da rafa kaldırıldığını gösterdi.


YÜZLERCE YILLIK TARİH “ELDEN” GİDİYOR
Tünelin Konak aksı üzerinde hızlanan çalışmalar Bahribaba Parkı civarındaki yeşil dokuyu silip geçerken, inşaat çalışmaları sonrasında sökülen çınar ağaçlarının yerini ise asfalt aldı. Anıtlar Bölge Kurulu ve devletin gözü önünde yüklenici firma tarafından kepçe ve dozerler gibi iş makineleriyle sürdürülen inşaat çalışmaları SİT alanlarını adeta yok etti. Tünelin yapımında sakınca görmeyen kurul kararı doğrultusunda sürdürülen çalışmalar esnasında yer altından çıkan birçok eser ve tarihi kalıntı ise plastik kutulara konarak, hiçbir görevli ve arkeolog denetimi olmaksızın, tünelde görevli işçiler tarafından adeta inşaat malzemesi gibi özensiz şekilde taşınıyor.


KEPÇEYLE KAZI, TESCİLLİ BİNALARIN DİBİNDE İŞ MAKİNESİ İLE YIKIM
Benzer sıkıntıların yaşandığı ve savaş alanına dönen tarihi Damlacık Semti’nde ise kamulaştırmalar sonrasında başlayan yıkım çalışmaları da hem sosyal, hem kültürel ve ekonomik sıkıntıları beraberinde getirdi. Yaz aylarında patlak veren kamulaştırma krizi sonrasında direnişe geçen Damlacıklı tünel mağdurları işkenceye dönen tünel çilesine karşı yaşam savaşı vermeye devam ediyor.
 
ALTINI OYDULAR, ÜSTÜNÜ YIKTILAR
Tünel yapım işini üstlenen yüklenici firmanın “Tünel yapacağız, evleri boşaltın” diyerek kendilerine sunduğu kira yardımları ve kamulaştırma tekliflerini kabul eden ve semti terk eden vatandaşlardan kalan konutların yıkımı sonrasında bölge Suriye’deki savaş alanlarına benzedi. 1’inci dereceden SİT alanı olan bölgede, tescilli evlerin de yer aldığı sokaklarda hiçbir önlem alınmaksınız dev iş makineleri ile sürdürülen yıkım çalışmaları sadece semte değil, kent mirasına da büyük hasar verdi.
 
YILDIRIM “SİT’SE DE YAPARIZ” DEMİŞTİ
Değeri 300 milyon TL’ye yaklaşan projenin temel atma töreninde yaptığı konuşmada “Biz İzmir'e olumsuzluk pompalamaya değil hizmet etmeye geldik. Çünkü İzmir bu işleri çok konuştu. Her projede aynı tartışma, sit” şeklinde konuşan dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, projenin haksız eleştirilere uğradığını belirterek şunları söylemişti:
“Sit alanıdır geçemezsin diyenler var. Böyle bir şey yok. Sit ise de yapılır değilse de yapılır. Her şeyin çözümü vardır. Tarihimizi de kültürümüzü de çevremizi de koruyacağız. Hizmetlerimizi de geciktirmeyeceğiz. Bunun için gereken neyse onu da yapacağız. Yaptığımız her şeyin hesabı, kitabı, planı, projesi vardır. Tünel yapmanın, bölünmüş yol yapmanın ne demek olduğunu karayollarımız bilir. Onun için hiç bu işlere aldırış etmeyin.”

 
ARKEOLOGLARA FIRÇA: PROJE GECİKİYOR, ELİNİZİ ÇABUK TUTUN
Geçtiğimiz yıl içerisinde milyon dolarlık yatırım yapılan tünel projesinin hızlandırılmasını isteyen Yıldırım ayrıca, projenin 2015 yılının başında bitirilmesi yönünde talimat vermiş ve “Tarihi ve arkeolojik kazı çalışmasına döndü. İzmir'in gelmiş geçmiş tüm medeniyetlerinin izlerini ortaya çıkarıyoruz. Biraz elimizi çabuk tutmamız lazım. Proje gecikiyor. Arkeologlara laf anlatmak çok zor. Zaman kaybediyoruz. Girdiler mi, tespit edip muhafaza ediyorlar. Biz de 'yol açın geçelim, siz kazmaya devam edin' diyoruz. Şimdilik sabrediyoruz, yapacak bir şey yok. Onların gönlünü yapmaya çalışıyoruz. Bahribaba'da tarihçiler, arkeologlar için farklı anlamlara gelecek, onlara göre çok müthiş buluntular var. Bize göre farklı. Birçok şey çıktı. Oradan değişik mezarlar, numuneler, her kesimin yaşam tarzına göre bir takım işaretler eşyalar çıkmış” diyerek tünel projesi hakkında birçok kesimden tepki toplayan yorumlarda bulunmuştu.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.