Arınç'tan tehdit gibi açıklama
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç: Gösteriler Gezi Parkı eyleminden çıktı. Yasal olmaktan çıktı. Sokaklarda, mahallelerde bunlar devam edebilir. Onlar da anında bastırılır ve sorumluları hakkında yasal işlem başlatılır.
- Ege Postası
- 17.06.2013 - 12:51
Polisle çatışmaya girenlere CHP’li vekiller de katıldı. Onlar da güvenlik güçleri tarafından dağıtıldı. Gezi Parkı’nda belediye tarafından ağaçlandırma başladı. İnsanlar orada iç içe hijyen şartlarının olmadığı ortamda yaşıyorlardı. Şimdi Gezi Parkı eskisinden daha güzel bir noktaya getirilmeye başlandı. Gösteriler Gezi Parkı eyleminden çıktı. Yasal olmaktan çıktı. Sokaklarda, mahallelerde bunlar devam edebilir. Onlar da anında bastırılır ve sorumluları hakkında yasal işlem başlatılır. 20 gün önce başlayan masum gösteriler bence tamamen bitmiştir.
BİR MİLYONDAN FAZLA GÖSTERİCİ EYLEM YAPTI
İlk günlerde polisin aşırı şiddet uyguladığını Başbakanımız da ifade etti. İlk gün 40-50 kişi ile başlayan olayların polislerin gaz kullanmasıyla, oradaki çadırın ateşe verilmesiyle ki sorumluları da çok karmaşık, aşırı orantısız güç kullanmasaydı olayların büyümeyeceğini ifade ettiler. Bunu ben de ifade ettim. İlk planda aşırı güç kullanılmasaydı kalabalıklar toplanmayacaktı. 78 ilde 1 milyonu aşan göstericiler Gezi bahanesiyle farklı amaçlarla gösteri yaptı. Gezi Parkı’nda başlayan olayların devamı veya onlara dayanışma olarak ortaya konuldu. Emniyet Müdürü, Vali orada aşırı güç kullanımı varsa inceleme başlattılar. Gösteriler devam ederken, polis de bu olaylara müdahale ederken soruşturmanın bitmesi mümkün değil, olaylar durursa soruşturma biter demiştim. Ön rapor tanzim edilmiş durumda Emniyet bunun gereğini yerine getirir. 3-4 canımıza mal oldu, araçlar tahrip oldu. Orada aşırı güç kullanılmasıyla olayların bu noktaya gelmiş olması paraleldir sözü yanlıştır. Sadece İstanbul’da değil Ankara ve İzmir’de de polis müfettişleri olaylarla ilgili soruşturma yaptığı söylenebilir.
Polis bizim kolluk gücümüz. Son yıllarda polis çok da iyi eğitim aldı. Şu anda sayıları 300 bine yaklaştı diye tahmin ediyorum. Polisin asayiş güçleri ve terörle mücadelede çalışanları çok karmaşık olaylarla mücadele diyorlar. Çok iyi yetişmiş anarşist gruplar polisle çatışmaya giriyor. Polise verilen talimat şudur: Öncelikle pasif konumda olacaklar. Bunu polis çok güzel yapıyor. Bazen rica ederek, bazen anlaşarak… Fotoğraflara ve kamera kayıtlarına bakın. Polis daima pasiftedir.
BURASI DİNGONUN AHIRI DEĞİL
Utanmadan bir Ankara CHP vekili polisin karşısına geçti, annesine küfredecek kadar alenen hakaret etti. Polis bir şey yaptı m? Yapmadı. Bir BDP vekili emniyet amirine tokat atmıştı, emniyet amiri bir şey yapmamıştı. Ama bazen iş çileden çıkıyor. Olayların büyümesi halinde de elindeki yetkileri kullanacak. Polisten şikayet edenler her şeyi yakıp yıkanlar. Kusura bakma burası dingonun ahırı değil hukuk devleti. Çağlayan Adliyesi’nde avukatlar protesto yapmış. Cumhuriyet Başsavcısı da diyor ki 600 tane hakim görev yapıyor. Davacısı davalısı var. Bu eylem adliyenin düzenini bozdu. Bir yerde düzenin bozulması halinde onlara müdahale edilebilir.
AVM’YE POLİSİN GİRMESİ
Kendilerini oraya atanlar varsa, suç işledikleri hakkında kesin kanaat edinilmişse polisin oraya girmesi doğal karşılanabilir. Ama orada polisin gaz atması falan tasvip edilemez. Polis 20 gündür eylemciler olduğu halde hiçbir otele girmemiştir belki de girmesi gerekirken, Divan Oteli maşallah eylemcilere lojistik destek sağlamaya, gıda yardımı sağlayan bir kurumun merkezi oldu
ETHEM SARISÜLÜK’ÜN ÖLÜMÜ
Çok acı bir olay. 15-20 gündür yoğun bakımda olan bir kişiydi. Bir polisimiz veya komiserimiz Adana’da köprüden düşüp şehit oldu. Abdullah isimli bir gencimiz Hatay’da hayatını kaybetti. Orada da ilk iddia polis kurşunuyla öldüğü yönündeydi. İlk otopsi bulgularında başına vurulduğu yönündeydi. Ethem Sarısülük öldü diye çok defalar ismini geçirdiler. Biz de yalanladık. Ama sanki birleri ölümünü istiyordu. Bundan da çok emindik. Bu olaylarda bizim en büyük korkumuz ölüm olayı olmasıydı. Bu olayın tabii seyri içinde de olabilir. Bizim aldığımız istihbarat bizzat eylemcilerin kendi içinden ölülerin artması noktasında çaba gösterdiğidir. Ama eylemciler çok profesyonel. Bir çocuğu 12 metreden attılar ve çocuk hala hastanede Adana’da. Telsizlerle, zellolarla, yurt içinden yurtdışından verilen emirlerle olaylar işin içinden çıkılmaz hale geliyor. Ethem için kamera görüntüleri de var. Bir can bizim için çok kıymetli. Ama o eylemlerin arasında nasıl bir rolü vardı ve o sırada nasıl yaralandı ve hayatını kaybetti. Bırakalım kararı yargı versin.
Çok kötü bir organizasyonla kitleler bir tarafa doğru sevk edildi. Olaylarla hiç alakası olmayan insanlar bile kendilerini olayların içinde buldular. Bir fotoğrafı sosyal medyada yayıyorlar. Yayanlar ‘polisler bu çocuğu bu hale getirdiler’ diyor. Çanakkale’de 2012’nin son aylarında trafik kazası geçirmiş bir gencin fotoğrafı. O tarihte yayınlanmış. Sen bunu ahlaksızca alacaksın ve tweetleyip yayacaksın. Bu dünyanın en büyük ahlaksızlığıdır. Ama buna benzer çok fotoğraflar paylaşıldı. Aklı başında insanlar da bunu retweetledi ve olaylar bu noktaya geldi.
SOSYAL MEDYA DENETLENMELİ
Bilişim suçları ile ilgili çıkarılan bir kanun var. Bu konuda paylaşım sitelerindeki hakaretler, ve bunların sonuçsuz kalması insanları üzüyor. Ağza alınmayacak küfürlerle birine hakaret edildiğini düşünün. İlk günlerde başlayan tweetlerle olayların ne hale geldiğini gördük. Çocuğum için AVM’nin ortağı diye yazıldı. Üzüldüm tabi. Cemil Bey'in çocuğu için TOMA’lara bilmem ne sağlayan… Bence denetlenmesinde fayda var. Biz paylaşım sitelerini yasal düzene içine alamayız. Ama haber siteleri için bir düzenlememiz vardı.
GÜNAY’IN TWEETLERİ
Ertuğrul Bey'i takip ediyorum. Kişilik olarak çok sevdiğim bir arkadaşımdır. Bir ara kendisiyle ilgili haddimi aşan sözler de söylemiştim. Üzüldüğünü de gördüm. Ben de üzülmüştüm. Ben 5 yıl ağır hapse mahkum edildiğim davada kendiliğinden gelip avukatlığımı yapmıştı. Geçmişteki siyaset yaptığı partilerdeki konumu da bellidir.
Şu anda yazdıklarını ben duygusal anlamda kabul ediyorum. Zaman zaman biz de buna benzer şeyler söylüyoruz. Ertuğrul Bey'in duygusal planda söylediği sözlerdir. Bunu Başbakanımıza ve hükümetimize eleştirisi olarak görmek mümkün değildir.
KAZLIÇEŞME’YE GİTSELER NOKTA GİBİ KALIRLAR
Gezi Parkı olayın bitmiş olduğunu söyledim. Taksim ve AKM’deki işgalin kalktığını söyledim. Gösteriler tamamen bitti mi diye sorarsanız her gün her grup gösteri yapabilir. Sendikalar protesto gösterisi yapacak diye duydum. Türkiye’de hukuk var mı biz ona bakarız. Kazlıçeşme’de milyonlarca insanın toplandığı bir miting yaptık.
Hukuka bağlı bir insan ancak hukukun gösterdiği yerde gösteri yapabilir. İstanbul’da Kazlıçeşme, Ankara’da Sincan. Ama onların amaçları üzüm yemek değil bağcıyı dövmek. Kazlıçeşme’ye gelseler nokta gibi görünürler. Onlar şehrin içinde kavga çıksın, zarar verilsin diye koşuyorlar. Hangi şehrimizde hangi eylemin yapacağını bilmemiz mümkün değil. Ama bize düşen hukuka aykırı eylem varsa bunlara engel olmak. İşte polis, yetmiyorsa jandarma, yetmiyorsa TSK. Bu yetkiler kanunlarda var. Şimdilik bunlara ihtiyaç olmadı. Polis bunların üstesinden geldi.
KILIÇDAROĞLU DÜN SÖYLEDİĞİNİ BUGÜN İNKAR EDİYOR
Mahkeme kararına uyacağız. Mahkeme kararı lehte olsa bile yine size soracağız diyor Başbakan. Kılıçdaroğlu benim konuşmamdan sonra ‘referandum olabilir’ dedi. Başbakan konuştuktan sonra ‘olmaz’ dedi. Anayasa komisyonuna gönderdiği insanları bir ahenk içinde göndermediler. Süheyl Batum’un olduğu bir grupla ne konuşulur. Polisler ak itler demedi mi, Sezen Aksu’ya sazan demedi m? Genel başkan kendi partisi içinde otoritesini sağlayamadıysa, dün söylediğini bugün inkar ediyorsa sözlerine nasıl güveneceğiz. Kılıçdaroğlu’nun bugün milletvekillerinin bu eylemcileri sürüklediği bir noktadayız. Hüseyin Aygün, Hatay’daki Abdullah’ın intikamı alındı diye tweet atıyor, polisin şehit olduğu gün. Polislere ana avrat küfreden bir vekili derhal partiden ihraç etmesi lazım. Hakkında cinsel taciz dosyası olan vekili derhal partiden atması lazım. Yeni anayasa sürecinde o kadar çok kırmızı çizgi çizdiniz ki bugün söylediği sözlerden nasıl çark edeceğini takip etmemiz lazım.
TAHLİYELERDEN MEMNUN BİR İNSANIM
Ben tahliyelerden memnun olan bir insanım. Deliler toplanmışsa, yok etme endişesi yoksa, yurtdışına kaçma endişesi yoksa bir insanın tutuklu kalmasına hiç gerek yok. 70 yaşında, 75 yaşında insan var, hastası var, toplumda belli bir yere gelmiş insan var. Tutuklama sebeplerinin de mahkeme tarafından gözetilmesi gerekiyor. 37 kişi tahliye edilmiş olmasını olağanüstü bir gelişme olarak görmeyelim. Ben olağan bir gelişme diyorum. Benim gönlümü tahliyelerin olması memnun eder. Bir insanın kendisini, ailesini, çevresini düşünürsek yanlış bile olsa toplumda yeri olan insanları tutuksuz yargılanma hakkı vardır. Tutuklama istisnadır.
MEHMET ŞİMŞEK'İN DİNLENMESİ
Dinleme her yerde olabiliyor demek ki. Türkiye’de de Meclisimizde bununlar ilgili bir komisyon var. Hoş olmayan belki de kanunsuz bir dinleme. Her şey bir dinleme aygıtına dönüşebiliyor, engel olmak kolay değil.
CUMHURBAŞKANI SAĞDUYULU DAVRANDI
Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanına düşen görevler var sözünün arkasında ‘Hükümeti zor durumda bıraksın. Bizi bir araya toplasın, Bakanlar Kurulu’na başkanlık etsin’ amacını taşıyordu. Gül çok sağduyulu davrandı. Biz Türkiye’de her şeye hakimiz. Hükümetimiz her durumu kontrolü altında tutar.
GEREKİRSE ASKERİ GÜÇLER DE GÖREV YAPABİLİR
Valiler, önce polisleri, yetmezse jandarma güçlerini, eğer olaylar yayılırsa valilerimizin isteğiyle oradaki askeri güçler de huzurun sağlanması için görev yapabilir.
Hamdolsun ki polisler bile bu kanunsuz olayların önünü kesmek için var gücüyle çalışıyor.
ÇÖZÜM SÜRECİ
Süreç kavgasız, gürültüsüz devam ediyor. PKK'lıların üçte biri Türkiye'den çekildi. Türkiye huzura erdi, yeşillendi. Herkesin piknik yaptığı, birbiriyle bayramlaştığı bir süreç
Herkesin topraklarına döndüğünü görüyoruz. Çekilme tamamlandıktan sonra işin üçüncü boyutu da olacaktır mutlaka
Yorum Yazın