Askeri casusluk davasında Genelkurmay devrede
İzmir'de görülen 49'u muazzaf asker toplam 357 sanıklı 'gizli bilgi ve belge bulundurma' davasında, Genelkurmay Başkanlığı'nın geçen aralık ayında mahkemeye gönderdiği üç sayfalık yazıda, asker sanıkların askeri mahkemede yargılanması yönünde görüş bildirdiği öğrenildi. Dava başından beri asker sanıkların avukatlarının da dile getirdiği bu taleple ilgili mahkemenin nasıl bir karar vereceği merak konusu oldu.
- Ege Postası
- 10.04.2014 - 11:00
Çete lideri olduğu iddiasıyla suçlanan marina işletmecisi Bilgin Özkaynak ile Narin Korkmaz hakkında, 'suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kişisel verilerin kaydedilmesi, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek' suçlarından müebbet ve 9'ar yıl, sanıklar arasındaki Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Koramiral Veysel Kösele hakkında ise 'suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, yasaklanan bilgileri temin etmek' suçlamasıyla 2 ila 6 yıl hapis cezası talep edildi.
64 KİŞİ TAHLİYE EDİLDİ
TMK 10'uncu maddesiyle görevli 12'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 2012 yılı Nisan ayında görülmeye başlanan davada bugüne kadar 44'ü Bursa 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi tarafından olmak üzere 64 tutuklu serbest bırakıldı. TMK 10'uncu maddesiyle görevli 12'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın, özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasına ilişkin düzenlemenin ardından 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesi kararlaştırıldı. Halen davada 10'u muvazzaf asker olmak üzere 15 tutuklu sanık bulunuyor.
İSİMLERİ GİZLENMİŞ
TMK 10'uncu maddesiyle görevli Cumhuriyet savcılığının talebi üzerine Genelkurmay Başkanlığı’nın, davanın asker sanıklarıyla ilgili inceleme yapmak üzere kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı, Özel Kuvvetler Komutanlığı, Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı, Genelkurmay Adli Müşavirliği temsilcilerinden oluşan bir inceleme heyeti teşkil edildiği bildirildi. İstihbarat, harekat, lojistik, elektronik harp, muhabere, adli ve teknik konularda uzman 3 albay, 5 yarbay, 11 binbaşı ve 1 yüzbaşıdan oluşan inceleme heyetinde, kurmay, mühendis, pilot ve özel kuvvetler ihtisaslı personelin de görev yaptığı kaydedildi.
Askeri heyetin şüphelilerin isimlerinden etkilenmemesi ve objektif inceleme yapabilmesi amacıyla belgelerin numaralandırıldığı ve incelemelerin isimsiz, numaralı belgeler üzerinde yapıldığı belirtildi. Heyetin incelemeleri sonucunda yaptığı değerlendirmelerin, Genelkurmay Başkanı adına Adli Müşavir Dr. Hakim Albay Muharrem Köse imzasıyla, 9 Aralık 2013 tarihinde İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, geçen aya kadar davaya bakan TMK 10'uncu maddesiyle görevli 12'nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından da dava dosyasına konulduğu öğrenildi.
SINAVLARA HAZIRLANAN SUBAYLARIN EVLERİNDE BULUNABİLİR
Değerlendirme yazısında, incelenen belgeler içerisinde Harp Akademileri sınavlarına hazırlık için kullanılan dökümanların da bulunması sebebiyle, aday subayların her ne kadar hukuki olmasa da uygulamada sınava hazırlanmak için bu türden dökümanları işyerlerinde ve evlerinde bulundurduğu şeklinde bir fiili durumun söz konusu olduğu belirtildi.
GÖREV ASKERİ YARGININ
Ayrıca, söz konusu dokümanların asker sanıklar hakkında başsavcılıkça yapılan soruşturma kapsamında yapılan aramalar sonucunda, ev ve işyerlerinde elde edilmiş olmasının, dokümanların görev sebebiyle ve görevlerinden dolayı elde etmiş olabilecekleri de ifade edildi. Değerlendirme yazısında şöyle denildi:
“TCK'nın 327 ve 334'üncü maddelerinde düzenlenen suçlar bakımından, Askeri Ceza Kanunu’nun (ASCK) 54'üncü maddesindeki atıf nedeniyle bu suçların askeri suç haline getirildiği, dolayısıyla Askeri Mahkemelerin Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu’nun 9'uncu maddesi uyarınca, asker kişilerin bu suçları işlenmesi durumunda ve ayrıca TMK 10'uncu maddesinde askeri mahkemelerin görevlerine ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtildiğinden, asker kişilerin bu suçlarının askeri yargının görev alanına girdiğinin kabul edilmesi gerektiği değerlendirilmektedir. Nihai değerlendirme yetkisi adli makamlara ait olmakla birlikte, asker kişilerin işyeri ve şahsi bilgisayarlarında ele geçirilen askeri belgelerin, yargılamaya konu suç örgütüne verilmiş olduğuna ilişkin delil bulunmamakta ise bu belgelerin askeri birlik dışına çıkarılması sebebiyle gerçekleşen suçlar konusunda asker kişiler hakkında yargılama yapmakla görevli makamın ASCK 54'üncü maddesi uyarınca askeri yargı olacağı, ayrıca bunun dışında belgelerin askeri birlik dışına çıkarılmasının ASCK 87'nci maddesince düzenlenen 'Emre İtaatsizlikte Israr' suçu gibi başka askeri suçları da oluşturabileceği göz önüne alındığında, yargılama yapma görevinin askeri yargı makamları olacağı kıymetlendirilmektedir.”
“BAŞINDAN BERİ BUNU SÖYLEDİK”
Davada yargılanan bazı sanıkların avukatı Atilla Ertekin, davanın başından beri, tüm meslektaşlarıyla birlikte neredeyse her celsede asker sanıkların askeri mahkemede yargılanması gerektiğini vurguladıklarını, Genelkurmay Başkanlığı’nın oluşturduğu heyetin değerlendirmesinin de bu yönde olduğunu ifade etti.
Ertekin, geçen mart ayında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanan 6526 sayılı kanunla özel yetkili mahkemelerin kaldırıldığını, ancak daha öncesinde çıkarılan 6352 sayılı kanunda bu mahkemelerin bakmakta oldukları davalara devam edecekleri, ama yeni dava açamacaklarının belirtildiğini hatırlattı. Buna rağmen, özel yetkili savcı tarafından hazırlanan ikinci bir iddianamenin, kapatılmak üzere olan özel yetkili mahkeme (12'nci Ağır Ceza Mahkemesi) tarafından kabul edildiğini vurgulayan Ertekin, bunun da yasaya açıkça aykırı olduğunu söyledi. Ertekin, “6352 sayılı kanun aslında askerin lehine idi. Ama mahkeme açıkça bu kanundaki 'özel yetkili mahkemeler ellerinde kalan davalara bakmaya devam edecek' maddesinin arkasına sığınarak ikinci iddianameyi kabul etti. Oysa askeri yargıya gönderilmesi gerekiyordu. Ama yasanın etrafından dolanarak kendi yargı kapsamına aldılar. Bu, yasaya açıkça aykırıdır” dedi. (DHA)
Yorum Yazın