Başkan Soyer’den Kıbrıs açıklaması! Ne koşullar ne de ben
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 3 yıl önce Kıbrıs için sarf ettiği, “Kıbrıs’ı Kıbrıslılara bırakırsak, en doğrusu bu olacak” sözlerinin yeniymiş gibi servis edildiğini belirtti. Soyer, “o günkü koşullarda ve o günkü unvanımla, Türkiye’de ve Kıbrıs’ta sakin şehirler ağını geliştirmekte görevli biri kişi olarak bir açıklama yapmıştım. Ama bugünkü koşullar ne aynı koşullar ne de ben aynı noktadayım” dedi. Başkan Soyer'den 'Kıbrıs' açıklaması
- Ege Postası
- 23.10.2019 - 09:45
EGEPOSTASI- İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Fox TV’de yayınlanan Çalar Saat Programı’nda tartışmalara yol açan Kıbrıs ifadeleri ile ilgili açıklama yaptı.
Soyer açıklamasında “9-10 Aralık 2016 yılında ben üçüncü kentin katılması nedeniyle Kıbrıs’taydım. O dönemde iki toplum arasında barış görüşmeleri vardı. Gazeteciler böyle bir soru yöneltti. Ben de o günkü koşullarda ve o günkü unvanımla, Türkiye’de ve Kıbrıs’ta sakin şehirler ağını geliştirmekte görevli biri kişi olarak bir açıklama yapmıştım. Ama bugünkü koşullar ne aynı koşullar ne de ben aynı noktadayım” dedi.
Soyer’in açıklamalar ise şöyle:
“Ben 10 yıl Seferihisar Belediye Başkanlığı yaptım ve belediye başkanı seçildikten 6 ay sonra da Seferihisar’ı Dünya Sakin Şehirler Ağı’na üye yaptım. O günden itibaren de Türkiye’de sakin şehirlerin sayısını arttırmak için gayret ettim. 10 yıl içinde bu sayı 17 kente çıktı. Kıbrıs’tan bazı kentleri bu ağa sokmak için daha fazla uğraştım. Çünkü Kıbrıs’tan şehirlerin bu ağa girmesinin başka bir manası var. Uluslararası alanda çoğunlukla tanınmayan bir ülkenin kentlerinin uluslararası bir ağa girmesinin, orada bayrağının dalgalanmasının son derece büyük bir önemi vardı. Kıbrıs’tan ilk olarak Yeni Boğaziçi kentini bu ağa soktuğumuzda 30 ülkenin bayrağı arasından KKTC bayrağı da orada dalgalanırken hepimiz hüngür hüngür ağlamıştık. Sonra bu sayı 5’e çıktı. Şu anda 5 kent Sakin Şehirler Ağı üyesidir.
9-10 Aralık 2016 yılında ben üçüncü kentin katılması nedeniyle Kıbrıs’taydım. O dönemde iki toplum arasında barış görüşmeleri vardı. Gazeteciler böyle bir soru yöneltti. Ben de o günkü koşullarda ve o günkü unvanımla, Türkiye’de ve Kıbrıs’ta sakin şehirler ağını geliştirmekte görevli biri kişi olarak bir açıklama yapmıştım. Ama bugünkü koşullar ne aynı koşullar ne de ben aynı noktadayım. Üç sene önce verilmiş bir konuşmayı yeni söylemişim gibi duyurmak en hafif tabiriyle büyük haksızlık. Ben İzmir Büyükşehir Belediye Başkanıyım ve benim görevim İzmir ile ilgili. Benim ne genel ne de uluslararası siyasetle uğraşacak ilgim, vaktim ve hakkım var. Vaktim ve ilgim yok. Ben İzmir ile uğraşıyorum. Üç sene önceki bir demeci bambaşka bir bağlamda, koşullarda ve unvanla yapılmış konuşmayı bugün İBB başkanı olarak yapmam mümkün değildir”
Yorum Yazın