Başkent’te nano teknoloji konuşuldu
Nano teknolojinin sanayide de hızla yer alması, Türk sanayicisini harekete geçirdi. Türkiye’de ilk kez OSTİM Organize Sanayi Bölgesi'nde (OSB) Aktif Sanayici ve İşadamları Derneği (AKTİFSİAD) tarafından düzenlenen ve üç gün süren nano...
- Ege Postası
- 01.07.2013 - 12:43
Nano teknoloji alanında uluslararası çalışmalar yapmış Prof. Dr. Cengiz Özkan ve nano teknolojiyle ilegili önemli projelere imza atmış Prof. Dr. Jeremy Ramsden gibi isimlerin sanayici ile bir araya geldiği konferansta, üç gün boyunca katılımcılara nano teknolojinin önemi anlatıldı. Konferansta gerek Ankara’dan gerekse farklı illerden katılan iş adamı, sanayici, akademisyen ve öğrenciler nano teknoloji uzmanları ile birebir görüşme fırsatı buldu.
Gerçekleştirilen konferansta, Çankaya Üniversitesi, Türk Hava Kurumu Üniversitesi, OSTİM Yönetimi, NCM Global Teknoloji, INSCX Exchange Borsası ile birlikte nano teknoloji konusunda kuruluş yetkilileri, Türk sanayi ve bilim çevresi ile buluştu.
Aktif Ar-Ge ve İnovasyondan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Sinan Kabakçı, programın amaçladıkları doğrultuda gerçekleştiğini belirterek şu değerlendirmelerde bulundu; “Türkiye’nin Ar-Ge için zamanı kalmadığı tespitimizle hareket ettik. Sanayicimizin artık nano teknolojiyi alıp doğrudan kullanması kaçınılmaz. Çankaya Üniversitesi Rektörümüz Prof. Dr. Ziya Burhanettin Güvenç’in ciddi desteğini aldık. Türk Hava Kurumu Üniversitesi ve OSTİM Yönetimi de programı güçlendiren çözüm ortaklarımızı oluşturdu. Nano teknolojinin ülkemiz değerlerine olumlu katkı sağlayacağına inanıyoruz.”
Konferansın Amerika ve Avrupa’dan uluslar arası alanda isimlerin katılımıyla ayrı bir anlam kazandığına vurgu yapan Kabakçı, “Nanoteknoloji konusunda 30 yıldır çalışmalar yapan Prof. Dr. Jeremy Ramsden, nano teknoloji ile ilgili tecrübelerini konferans katılımcılarımız ile paylaştı.
UZMAN KONUKLAR BİLGİLENDİRDİ
Aktif Sanayici ve İşadamları Derneği merkezinde yapılan konferansta, Harry Bushong, President of NanoTox nano maddeleri üreten şirketlerin denetlenmesi ve üretilen nano maddeler için gerekli ortamın sağlanması konusunda sunum yaptı. Bushong, Türkiye’de üretilen veya ithal ya da ihraç edilen nano maddelerin TSE ve Dünya standartlarına paralel olarak standartlaştırması konusunda bilgi verdi.
Konferansın katılımcılarından Dan Bassett – (NanoPM) ise, nano maddesi üretmek isteyen kurumlara, bina projesi, inşaatı, içine gerekli olan makineler ve diğer sistem kuruluşu ve işletimleri ile ilgili eğitimler konusunda bilgi aktardı. Bassett, mevcut nano maddesi üreten kurumların, gelişim ve kapasite arttırması için gerekli programları hazırlama konusunda da sunum yaptı.
INSCX Exchange’den Müjdat Karataş ise, nano teknoloji borsası konusu ve nano teknolojinin sanayi kuruluşlarına getireceği artılar ve Nano Teknoloji Transferi için yapılması gereken çalışmalar ile nano malzemelerin piyasa odaklı düzenleme gereksinimleri konusunda sanayicileri bilgilendirdi.
INSCX EXCHANGE-TÜRKİYE ORTAKLIĞI
Geçtiğimiz 10 bin sene içerisinde teknolojinin her ekonomik ve sosyal gelişimde büyük rol oynadığına değinen INSCX Exchange kurucularından Müjdat Karataş, konferansta yaptığı konuşmada, “Bizleri bekleyen bu yeni teknolojik devrimin en iyi kullanıcıları, gelecekte ekonomik ve sosyal refahın en çok faydalarını yaşayacak olan milletler olacaktır” dedi. Karataş, Türkiye’de nano gübre konusunda sürdürdükleri projenin de kısa sürede sonuçlanacağı bilgisini verdi. Karataş, ayrıca nano dizel konusu ile ilgili de Türkiye ile çalışmaları olduğunu ifade etti.
ÇÖZÜM İÇİN BİRLİKTE HAREKET EDİLMELİ
Nano teknoloji konferansı destekleyicilerinden Çankaya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ziya Burhanettin Güvenç ise konferans katılımcılarına Türkiye’de KOBİ’lerin tek başına nano teknolojiye ulaşamayacağını belirterek, çözümün kümelenme olduğuna vurgu yaptı. Güvenç, şöyle devam etti;“Nano ürünlerimizin dünya borsasında da yer almasını nasıl sağlayacağı? Mesele konu burada düğümleniyor. Şu anda Türkiye genelinde imalat yapan KOBİ'lerimizin bilgi birikimi ve teknolojik düzeyi nano teknoloji üretmek için yeterli değil. Türkiye’nin önünde 30 yıl gibi bir süre var. Teknoloji tufanına karşı tek yol KOBİ’lerin birleşerek teknoloji üretmesidir.”
Yorum Yazın