Beko'dan direniş çağrısı
DİSK Genel Başkanı Kani Beko ve DİSK Genel Merkez Yönetimi’nin katılımı ile gerçekleştirilen DİSK Ege Bölge Temsilciler Kurulu’nda kıdem tazminatları masaya yatırıldı. TBMM’de gündeme gelmesi beklenen yasa taslağı ve Ulusal İstihdam Stratejileri adı altındaki değişiklikleri sert dille eleştiren DİSK Genel Başkanı Kani Beko, geçmiş dönemlerde hayata geçirilen fon uygulamalarında makyaj malzemesi dahi aldığını belirtti. DİSK Genel Başkanı Beko, “Biz fonlara kesinlikle karşıyız. Fonların akıbeti ortada. DİSK, hükümetin onay makamı değildir. Bu yasaya karşı sokaklara döküleceğiz, genel direnişi başlatıyoruz. Kıdem tazminatını leş kargalarına yedirtmeyeceğiz” diye konuşarak önümüzdeki hafta yapacakları dev yürüyüş öncesinde işçi sınıfına birlik çağrısında bulundu.
- Ege Postası
- 22.11.2013 - 16:46
ERMAN ŞENTÜRK HABER SERVİSİ- İEF Gençlik Tiyatrosu’nda düzenlenen toplantıya DİSK Genel Başkanı Kani Beko ve DİSK Genel Merkez Yönetimi, DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı ve Genel-İş Sendikası Şube Başkanları, İzmir, Muğla, Denizli, Aydın ve Manisa’daki şube temsilcileri, DİSK’e bağlı sendikaların temsilcileri ve sendikada örgütlü çalışanlar katılım gösterdi.
SARI, DEV YÜRÜYÜŞ İÇİN ÇAĞRIDA BULUNDU
“Çalışanlar açısından kıdem tazminatı tartışmaları” başlıklı toplantının açılışında söz alan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, “Köleliğe karşı #direnİŞÇİ” kampanyası çerçevesinde izlenecek yolu özetleyerek, hazırladıkları eylem planı hakkında önemli bilgiler verdi. Sarı konuşmasının devamında şunları kaydetti; “Ülke genelinde köleliğe karşı başlattığımız bu kampanyaya bugün buradan devam ediyoruz. 27 Kasım Çarşamba günü konfederasyonumuza bağlı tüm örgütler ve diğer sivil toplum kuruluşları ile birlikte Basmane Meydanı’ndan Konak’a dev bir yürüyüş gerçekleştireceğiz. Bölgemizde konfederasyona bağlı sendikalarımızda örgütlenme çalışmalarımız hızla devam etmekte. Önümüzdeki zorlu süreçte DİSK kimliğini taşıyan tüm üyelerimiz, hükümetin çıkartmak istediği tüm anti demokratik yasalara karşı mücadele edecek ve bu kavgayı sürdürecek. Bu yüzden inadına sendika, inadına DİSK diyoruz.”
“DÜN BİZE DELİ DİYENLER…”
Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı’nın ardından “İnadına sendika, inadına DİSK” sloganları eşliğinde konuşmasına başlayan DİSK Genel Başkanı Kani Beko, “Sevgili mücadele arkadaşlarım” diyerek sendikalılara seslendi ve sözlerine şöyle devam etti; “Çok ağır ve çok can yakıcı bir sorunla karşı karşıyayız. DİSK olarak geçmiş dönemde mevcut yönetimlere karşı defalarca muhalefet ederek, birçok soruna karşı yine direnmiştik. Köylüler olsun, işçiler olsun, halk olsun, hep birlikte direnmiştik. Bu ülkedeki tesisler yok pahasına satılacak, işçilerimiz işsiz kalacak demiştik. Bugün yine bakıyorsunuz demiryolları, karayolları, deniz yolları, fabrikalar, satış satış satış… O dönemlerde bize deli dediler, yine muhalefet yapıyorlar, bunlar iktidar karşıtları dediler. IMF ve Dünya Bankası, 2004 ve 2007 yılında 3,4 milyar dolar şartlı kredi verdi. Karşılığında hastaneler, okullar özleşecek emeklilik yaşı 65 olacak dediler. Ama bizim yaşam koşullarımıza göre 65 yaşında emekli olmamızın imkanı yok. Biz bunun için de zamanında sokaklara düşmüştük. Ancak, diğer konfederasyonlardan destek alamadık. Ne old? Eğitim ve sağlık özelleştirildi, emeklilik yaşı da 65’e çekildi. Artık emekli olabilmek mümkün değil. Aynı AKP hükümeti 2011-2012 yılında yine IMF ve Dünya Bankası’ndan şartlı kredi aldı. Bunun sonucunda da Ulusal İstihdam Stratejisi karşımıza geldi.”
“BU KOŞULLARDA EMEKLİLİK HAYAL”
Ulusal İstihdam Stratejisi başlığı adı altında TBMM gündemine gelen değişikliklerden kıdem tazminatlarının kaldırılması ve fona devri, bölgesel asgari ücret, esnek çalışma modeli ve özel istihdam büroları uygulamalarını örneklerle anlatan DİSK Genel Başkanı Beko, “Bu yasa bizim çocuklarımızın, torunlarımızın köle gibi satılması demek. Siz işçi kardeşlerimizin çalıştığı saat kadar, işverenin keyfi uygulamalarına göre maaş almanız, ona göre sigorta priminizin yatması demek. Siz bu koşullarda emekli olabilir misini? Diğer yandan, bugün toplu iş sözleşmesinden faydalanan işçiler olarak kıdem tazminatı tabanının yakalıyorsunuz. Ortalama 30 yıl çalışıp kıdem tazminatı olarak da yüz bin lira para alan sizler, bu para ile ev alıyor, ya da çocuklarınıza düğün yapıyorsunuz. Şimdi bize sunulan taslakta, kıdem tazminatları fona devredilirse, bizim fondan alacağımız o para, 40 bin TL olacak. Ve o 40 bin TL içerisinden de maliye vergi kesecek. Kadınlarımız evlendikten sonra kıdem tazminatı alabiliyordu. Taslakta bundan sonra kadınlara kıdem tazminatı yok. Erkekler askere giderken bu tazminatları alabiliyordu. Bundan sonra onlara da kıdem tazminatı yok” dedi.
“FONDAKİ PARA İLE RUJ ALMIŞLAR”
Kıdem tazminatlarının kaldırıp fona devredilmesine karşı olduklarını ve işçinin son kalesi olan olan kıdem tazminatının kırmızı çizgileri olduğunu hatırlatan Beko, “Biz fonlara karşıyız. Peki nede? 54’üncü hükümet zamanında 6 milyar TL tutarındaki fakir fukara fonunun akıbetini bilen bilir. Biz bunu sorduk, “Olması gereken para bu ama fonda 5 kuruş yok” dediler. Bu paralarla bakanlıktaki müsteşarlar ailelerine uygunsuz yerde harcamalar yapmış. Fakir fukara fonlarını yemişler. Bu fonlarla bakanlık müsteşarları ailelerine ruj bile almışlar. Konut edindirme fonu da aynı akıbete uğradı. Bu fon kuruldu, işçiler ev sahibi oldu m? Üstüne araba vereceğiz dediler, alan var m? Mümkün değil… TOKİ kuruldu, yandaşlarının almadığı daire kalmadı. İşçi arkadaşlarımızın alın teri ile toplanan fonlar burada da boşa harcandı. İşsizlik fonu çıktı, çok heyecanlandık. 2002’de bu fon kurulduğunda işçi kardeşlerimizin işsiz kaldıklarında, insan olmaktan kaynaklanan temel ihtiyaçlarını giderebileceksek eyvallah dedik. 3 milyar lira da bu fondan vergi almışlar. Her işçi arkadaş işsizlik fonundan faydalanamıyor” dedi ve İsveç’te işçilerin yüzde maaşlarının yüzde 80’i oranında işsizlik maaşı aldığını belirterek, bu rakamın Türkiye’de 6 ay süreyle ve asgari ücretin 3’te 1’i oranında olmasına sert tepki gösterdi.
“BİZ HÜKÜMETİN ONAY MAKAMI DEĞİLİZ”
Geçtiğimiz haftalarda gerçekleşen 10’uncu Çalışma Kurultayı’na çağrıldıklarını hatırlatan Kani Beko, yaşanan gelişmeleri özetleyerek, “Bugüne kadar kurulan fonları siyasi iktidarlar istedikleri gibi harcadılar. Biz DİSK’iz, biz çocuklarımızın ve torunlarımızın kıdem tazminatlarını leş kargalarına yedirmeyeceğiz, karşınızda işçiler var, DİSK var dedik. Biz sizin onay makamınız değiliz dedik. Hükümet Üçlü Danışma Kurulu ile yeni bir toplantı düzenlemiş. Yani TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, TİS ile bir araya gelmiş. Biz buna davet edilmedik. Biz bu üçlü danışma kuruluna davet almadık, bize düşen sokaklardır. Bugünden tezi yok, Türkiye’nin tüm sokaklarında işçiler ile yan yana, omuz omuza olacağız dedik. Biz kıdem tazminatlarımızı kesinlikle leş kargalarına yedirmeyeceğiz” diye konuştu.
“TAŞERON TAMAMEN YASAKLANMALI”
Tüm bu gelişmeler üzerine yeniden üçlü danışma kuruluna çağrıldıklarından bahseden Beko, “Alternatiflere baktık. Bununla beraber orada muvazza dedikleri bir meseleyi de gündeme getirdiler. Türkiye’nin her yeri özelleştirildi, kadrolu işçiler işsizler ordusuna atıldı. Sendikalı ve iş güvenceli arkadaşlarımızı işsiz kaldıktan sonra buralarda taşeron işçiler çoğaldı. Şimdi toplam taşeron sayısı 2,5 milyon. Bu işçi kardeşlerimizin 11 bin tanesi iş kazalarında hayatını kaybetti. Kader diye bir şey yok, bu insanlar ölmeye devam edecek. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok. Ne Uganda’da, ne Bangladeş’te böyle bir şey yok. İş kazalarında dünya 3’üncüsü, Avrupa birincisi olduk. Zonguldak’ta maden işçilerimiz ölüyor, bakanlar da “Öldüler, ama güzel öldüler” diyor. Bizim görevimiz bu insanları yaşatmak. Geçmişte tüm arkadaşlarımız kadrolu ve sendikalıydı. Herkesin iş güvencesi vardı. Artık işimiz zor... Bu sorunları bugüne biz getirmedik. Sadece İzmir’de değil, Türkiye’deki 2,5 milyona yakın taşeron işçi örgütlenmeli ve taşeron bu ülkede kesinlikle yasaklanmalı. Biz bunun için yollara dökülüyoruz” diyerek taşeronlaşmanın geldiği noktayı özetledi.
“GEREKİRSE GENEL DİRENİŞ”
DİSK Genel Başkanı Kani Beko konuşmasının sonunda, “Kıdem tazminatları ile ilgili olarak yarın bir gün TBMM’de “Evet kalkmalıdır” dediklerinde sizin cevabınız ne olaca? Gerekirse genel grev, genel direniş diyeceksiniz. Kahrolsun faşist diktatörlük, yaşasın içlilerin birliği, yaşasın DİSK! Direnişlerde, yürüyüşlerde, mitinglerde, alanlarda buluşmak üzere! Yolunuz açık olsun! Gerekirse genel grev genel direniş yaparız diyeceksiniz. Biz bu fonu leş kargalarına yedirmeyiz” diyerek sözlerine son verdi.
Yorum Yazın