Bilinmeyen Özal anıları
Özal’ın bakanı Ekrem Pakdemirli, anılarını ''Özal'ın Mirası'' adıyla kitaplaştırdı.
- Ege Postası
- 13.04.2013 - 08:52
ANKARA - Turgut Özal kabinelerinde Başbakan yardımcılığı ile Ulaştırma ve Maliye Bakanlıkları yapan Ekrem Pakdemirli, anılarını “Özal'ın Mirası” adıyla kitaplaştırdı. Kitapta yer alan Özal ile ilgili ilgin anılardan bazıları şöyle:
İLK SUİKAST: Özal’ı daha önce de onu öldürmek istediler. Özal’a 21 milyon dolara uçak alınmıştı. Ben buna karşı çıktım. İki motorlu bir uçaktı. VIP yolcuları taşıyan uçakların en az üç motorlu olması lazımdı. Özal bu uçakla bir seyahatte iken elektrik sistemi aniden sıfırlandı. Uçağı Pakistanlı bir pilot kullanıyordu. Onun mahareti ile uçak kazasız belasız indirildi. Sonradan bu durumun, bir farenin uçağın kablolarını kemirmesinden kaynaklandığı söylendi. O zaman bunun bir suikast tertibi olduğuna kanaat getirdim. Çünkü Başbakan’ın kullandığı böyle bir uçağın bu tür olaylara karşı gerekli tedbirlerinin alınmış olması lazımdı. İlk operasyonda denediler başarılı olamadılar, bundan sonra başka senaryoları devreye soktular diye düşünüyorum.”
ÖZAL VE SEMRA HANIM: Semra Hanım, Özal’a çok iyi bakıyordu. . Bazı kadınlar yanına geliyordu. ‘Efendim siz bugün çok yoruldunuz’ deyip ayaklarını yıkıyor, sonra da kuruluyordu. Semra Hanım da bundan etkilendi. Sonra bazı programlara katıldı. Orada ‘Sesiniz güzel’ dendi. Bir mikrofon uzattılar, başladı şarkı söylemeye. Biz Turgut Ağabey’e yüklendik. ‘Siz Bülent Ulusu’nun veya Süleyman Demirel’in karısının çıkıp şarkı söylediğini gördünüz mü'’ dedik. Bunun üzerine rahmetli, gözleri dolarak 'Karısına söz geçiremeyen tek erkek ben miyim'' dedi.'
EVREN DEN ENFLASYON EMRİ: 'Kenan Evren, enflasyon konusunda beni birkaç defa makamına çağırdı. ‘Niye düşmüyor bu enflasyo? Emir veriyorum düşsün' dedi. Ben de kendisine ‘Tabii ki inmez Paşam, mesela sizin 3 eviniz var ama gittiniz İzmir Karşıyaka’dan 4’üncü evi de aldınız. Mala talep yarattınız, talep artınca fiyatlar da artıyor. Türkiye’de uzun zamandır her ürün bulunamıyordu, şimdi insanlar istediği gibi ürünleri bulunca sanki bedava kabul edip mala hücum ettiler’ dedim.
SADRİ ALIŞIK’A ÖRTÜLÜ ÖDENEK: 'Sanatçıyı ve sanatkarı Özal her zaman korumuştur. Sadri Alışık siroz olmuştu. Karaciğerinin değişmesi için 3 milyon dolar lazımdı. Özal, ‘Sadri Alışık’a 3 milyon dolar ver’ dedi. Ben karşı çıktım ama Turgut Ağabey bana ‘Osmanlı bütün sanatkarlarını sarayda muhafaza edip korumuştu. . Büyük devlet, sanatçısına sahip çıkan devlettir. Sadri Beyefendi kendini frenleyememiş, biraz fazla içmiş, karaciğeri çökmüş. Olsun, o sanatçımızdır. Ona sahip çıkacağız’ dedi. Parayı verdik, Sadri Alışık bu ameliyattan sonra 15 yıl yaşadı.'
GÜLEN SAKLANSIN: Fethullah Gülen Hocaefendi ile İzmir’de tanıştık. Hocaefendi, Bornova Merkez Camii’nde vaiz idi. Ben de üniversitede hocaydım. 1980 ihtilali yaklaşırken Turgut Özal, Hacı Kemal Erimez ve Fethullah Gülen’in de aralarında bulunduğu kişilerle beraber Ankara’da benim evimde bir araya geldik. Bu toplantıda Fethullah Gülen’e askerlerin darbe yapacaklarının kesinleştiği, kendisinin saklanmasının iyi olacağını tavsiye ettik.”
NAİM İÇİN 7 MİLYON DOLAR: Maliye Bakanıyken örtülü ödeneğin harcama evrakları bendeydi. Turgut bey ‘Naim Süleymanoğlu’nu Türk vatandaşı yapacağız ama 7 milyon dolar istiyorlar’ dedi. Ben ‘Vermem, 7 milyon dolar ile 70 köye su götürürüm.’ Dedim O da ‘Süleymanoğlu’nu aldık, olimpiyatlara gitti, Türk bayrağıyla yarıştı ve şampiyon oldu. Türk bayrağı göndere çekilerek İstiklal Marşı okundu. Bu İstiklal Marşı’nın yurtdışında okunması için kaç para verirsin'’ dedi. Gözlerim doldu. 'Verelim o zaman’ dedim. Bulgar istihbaratına 7 milyon doları çantaya koyup gönderdik.'
ÇANDAR ÖCALAN’A GİTTİ: 'Cengiz Çandar, Özal’a çevreden bilgiler getiriyordu. Bu yüzden Özal onunla arkadaşlığına önem veriyordu. Özal’ın, Çandar’ı bir kez de Abdullah Öcalan’a terörle bir yere varılamayacağını anlatmak için gönderdiğini hatırlıyorum.'
ŞAKIYAN BÜLBÜL: 'ANAP çok renkli bir partiydi. Mesela Sanayi ve Ticaret Bakanı olan Cahit Aral masondu. Özal’ın ilk kabinesinin şakıyan bülbülüydü. Yani basına en çok demeç veren bakanıydı.'
BİTLİS ÖLDÜRÜLDÜ: '1993’te Eşref Bitlis, Jandarma Genel Komutanı’ydı. Kasıtlı öldürülmüştür. Bundan yüzde yüz eminim. Bir pilot olarak söylüyorum. O uçağın siparişini ben verdim, havada kolay kolay düşmesi mümkün değildi.' (Gazeteport)
Yorum Yazın