Birinci derece akrabalarında hastalık olanların Parkinson riski artıyor
Nöroloji Uzmanı Dr. Ali Özkan, Parkinsona erkeklerin yakalanma oranının kadınlara oranla daha yüksek olduğunu belirterek, “Birinci derece akrabalarında Parkinson hastalığı olanların hastalığa yakalanma riski daha da artmaktadır.” dedi....
- Ege Postası
- 17.05.2013 - 10:25
Bursa Özel Bahar Hastanesi’nden Nöroloji Uzmanı Dr. Ali Özkan, Parkinson hastalığının 1817'de James Parkinson tarafından tanımlandığını söyledi. Hastalığın yaşlılıkta ağır özürlülük oluşturan hastalıklardan olduğuna dikkat çeken Uzm. Dr. Özkan, “Hastalık 100 bin de 200 oranında görülür. 70 yaş üstü insanların yüzde 1'inde görülür. Hastalığın görülme sıklığı yaşla artmaktadır. Erkeklerin yakalanma oranı kadınlardan 1,5 kat fazladır. Özellikle birinci derece akrabalarında Parkinson hastalığı olanlar daha yüksek risk artmaktadır. Hastalığa yakalanma riski iki kat artar. Çevresel ve genetik faktörlerden kombinasyonu hastalığa yakalanma riskini oluşturur. Günümüzde Parkinson hastalığına yol açan 18 ayrı genetik bozukluk saptanmıştır. Parkinson hastalığında sıklıkla ilk belirti istirahat esnasında daha ziyade ellerde parmaklarda titremedir. Ancak hastaların yüzde 30 kadarında ilk belirti titreme (tremor) değildir. Parkinson hastalığının bir diğer belirtisi de akinezi hareketi başlatmada zorluk, hareket yapmada yavaşlıktır. Bu bulgu Parkinson hastalığının en özürleyici ve ilerleyici bulgusudur. Öncelikle düğme iliklemek, yazı yazmak gibi ince hareketleri etkiler sonraları yazı giderek küçülür (mikrografi). Hareketler azdır, yavaşlar. Bir veya iki kol yürüme sırasında sallanmamaya başlar. Parkinson hastalığında yürümede etkilenir. Hastalar yürümeye başlama güçlüğü çekerler ve yürürken de küçük adımlarla ayaklarını sürüyerek yürürler. Hasta birden hızlanır sonradan aniden durur. Hastanın yüzü giderek ifadesizleşir, göz kırpma sıklığı azalmıştır. Kısık sesle monoton konuşma oluşur. Ses tonu azalmış, konuşma zaman zaman tekrarlayıcı karakter kazanmıştır. Hastalar bazen kas katılığı ve ağrıdan şikayet ederler. Parkinson hastalığının teşhisinde BT ve MR çok yararlı olmaz. Tek taraflı Parkinsonizm, atipik bulgular, ek nörolojik bulgular olduğu zaman çekilebilir.” diye konuştu.
TEDAVİYE ERKEN BAYLAYAN HASTALAR SAĞLIĞINA DAHA ÇABUK KAVUŞUYOR
Parkinson hastalığında tedaviye tanı konulduğunda başlanması gerektiğini anlatan Uzm. Dr. Ali Özkan, tanı konulduğunda hemen tedaviye başlanan hastalarda yaşam kalitesinin tedaviye geç başlananlara göre daha iyi olduğunu gösterdiğinin araştırmalarla ortaya çıkarıldığını dile getirdi. Parkinson hastalığının son dönemlerinde ilaç etkinliği azaldığını belirten Dr. Özkan şunları kaydetti: “Özellikle halüsinasyonlar gibi yan etkiler artar. Tedavinin optimizasyonu dikkatle gözden geçirilir. Parkinson hastalarının günlük hayatta dikkat etmesi gereken pek çok nokta var. Bunlardan en önemlileri ilaçlarını zamanında almaları ve doktor tavsiyesine göre ilaç kullanmaları, günlük egzersiz yapmaları, bizim nonmotor bulgular dediğimiz hareketlerdeki yavaşlama dışındaki yakınmaların (örn. depresyon) tedavisi ve çevre düzenlemesi yer alır. Bunların yanı sıra baklanında Parkinson hastalarına fayda sağladığı tespit edilmektedir. Baklanın yeşil kabukları ve yaprakları, vücutta dopamine çevrilerek kullanılan levodopa maddesi içermektedir: 40 gram bakla yaklaşık 130 miligram levodopa içerir. Baklanın tanelerinde levodopa bulunmaz. Levodopa içeren ilaçlar levodopanın bağırsak sisteminde kullanılmasını önleyen maddeler (benserazid, karbidopa, entakapon) içerir. Bu sayede levodopa kan- beyin seddini aşarak beyne kolayca ulaşır. Oysa baklada saf levodopa mevcut olup, söz konusu kimyasal maddeler bulunmaz.”
Yorum Yazın