Boğazımdan haram lokma geçmez

ANKARA- Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ayda 49 bin kira ödenen konutuyla ilgili tartışmalara, Ömer Seyfettin’in ‘’Pembe İncili Kaftan’’ romanı ile cevap verdi. Bakan, ‘’Ben Pembe İncili Kaftan okuyarak büyüdüm. Boğazımdan haram lokma geçmez’’ dedi. Kayserili iş adamı Ahmet Hattat’a ait olan ve 15 Temmuz 2009’da kiralanan Ankara’daki 2 bin 500 metrekarelik villaya, aylık 49 bin 151 lira ödeniyor.

TBMM Plan Bütçe Komisyonunda Dışişleri bütçesi görüşülürken CHP’li milletvekilleri, bakan ve korumaları için kiralanan konut için yılda 600 bin lira civarında para ödenmesini eleştirdiler. Davutoğlu ise ‘’Bu devletin resmi konutu. Beni lükste, şatafatta, özel tatilde gören varsa, söylesin. Devlet toplantılarının mahremiyeti ve gelen misafirleri ağırlamak için bu konut tutuldu’’ dedi.

PEMBE İNCİLİ KAFTAN

Cumhurbaşkanı Gül’ün Çankaya Köşkü'ndeki statik bozukluk dolayısıyla Dışişleri konutunda kaldığını savunan Davutoğlu,

‘’Birçok resmi toplantı otellerde yapılmak zorunda kalınınca bu konut tutuldu. Eşim İstanbul'da doktor. İki çocuğum Ankara'da okuyor. Son üç yılda 283 kez yurt dışına gittim.  Benim kaç gün o konutta kaldığımı zannediyorsunuz’’ diye sordu ve şöyle dedi:

‘’ Bizim nesil ‘Pembe İncili Kaftan' okuyarak büyüdü. Ben tevazu gösterebilirim ama devletim adına gösteremem. Konutun masrafı, yurt dışındaki herhangi bir büyükelçiliğimizden çok daha azdır, Konutun bir katında ailemle kalıyorum, üzerinde yarım çatı katı var, onu da hiç kullanmadık. Bizim kaldığımız katta, ekmek, su dahi devlet kesesinden harcanmaz. Biz böyle bir ahlakla büyüdük. Allah bu boğazdan bir lokma haram geçireceğine, bu canı alsın’’

Pembe İncili Kaftan romanında, Şah İsmail’e elçi olarak gönderilen Muhsin Çelebi konu ediliyor. Varlıklı bir kişi olan Çelebi, seyahat öncesi kumaşı Hindistan’dan incileri Venedik’ten gelen pembe bir kaftanı, 8 bin altına satın alıyor. Şah İsmail’in huzuruna çıktığında kendisine oturacak yer gösterilmeyince, kaftanını yere serip üzerine oturuyor.  Osmanlının kimsenin önünde eğilmeyeceğini belirten mektubu Şah İsmail’e veriyor ve ayrılırken de kaftanını yerden almıyor. Şah’ın askeri kaftanı arkasından getirince de ‘’Bir Türk, yere serdiği şeyi asla sırtına koymaz’ diyor. Muhsin Çelebi daha sonra hayatını Üsküdar pazarında sebze satarak sürdürüyor. (GAZETEPORT)